Trabzon'a yolunuz düştüyse, aklınızdaki o meşhur soruyu duyar gibiyim: "Sümela'ya nasıl çıkılır, o merdivenler gerçekten o kadar zor mu, içeride insanı ne bekliyor?" Bulutlara kafa tutan bir kartal yuvası gibi Karadağ'ın eteklerine tutunmuş bu efsanevi yapı, sadece bir manastır değil; adeta bir rüyanın gerçeğe dönüştüğü, tarihin ve inancın taşa işlendiği bir anıt. Merak etmeyin, bu yolculukta yalnız değilsiniz. Sizin için Sümela Manastırı’nda Yapılacak Şeyler listesinin en başından sonuna, vadinin ilk adımından zirvedeki o baş döndüren manzaraya kadar her anına rehberlik edeceğim. Kemerlerinizi bağlayın, çünkü bu sadece bir gezi değil, zamanda ve doğada unutulmaz bir tırmanış olacak!
Altındere Vadisi'nin sarp yamacına kurulmuş manastıra ulaşın
Sümela'ya giden yolun kendisi, en az manastırın kendisi kadar büyüleyici bir deneyim. Trabzon merkezden veya Maçka'dan yola çıktığınızda, şehir yavaşça geride kalır ve kendinizi bir anda Karadeniz'in o meşhur yeşil tünellerinin içinde bulursunuz. Yol boyunca size eşlik eden Coşandere'nin coşkun sesi ve arabanın camını açtığınızda yüzünüze vuran o serin, çam kokulu hava, sizi bambaşka bir dünyaya hazırlıyor.
Milli Park'ın girişine ulaştığınızda ise asıl macera başlıyor. Burada modern dünyayı ve aracınızın konforunu geride bırakıyorsunuz, çünkü özel araçla daha ilerisine geçemiyorsunuz. Aracınızı otoparka bıraktıktan sonra, sizi manastıra yaklaştıracak olan dolmuşlara yöneliyorsunuz. Bu sistemi bir zorunluluk olarak değil, manastıra yapılan o kadim yolculuğun modern bir yorumu olarak düşünün. Tıpkı yüzyıllar önceki hacılar gibi, siz de hedefinize ulaşmak için bir miktar çaba göstermeye başlıyorsunuz.
Dolmuş sizi ahşap platformların başladığı bir noktaya kadar getiriyor. Buradan sonrası, ciğerlerinize bolca oksijen depolayacağınız, bol merdivenli bir patika. İşin en heyecanlı kısmı da bu, manastırı yol üzerinde giderken görebilmek mümkün değil, her virajda "acaba şimdi mi görünecek?" diye merak ediyorsunuz. Ve sonra, bir dönemeçte, aniden karşınıza çıkıyor. O sarp kayalığa bir mücevher gibi işlenmiş, heybetli ve inanılmaz Sümela Manastırı. İşte o an, tüm yolculuğun yorgunluğuna değdiğini anlıyorsunuz. Bu vadi ve manastır,(https://www.yerelrehber.com/tr/il/trabzon) listesinin neden en tepesinde olduğunu size ilk bakışta kanıtlayacak.

Ana Kaya Kilisesi'nin içindeki ve dışındaki tarihi freskleri inceleyin
Manastırın kapısından içeri adım attığınızda, sizi Sümela'nın ruhu, yani duvarlarındaki freskler karşılıyor. Bunlar sadece basit süslemeler değil; okuma yazma bilmeyen keşişlere ve ziyaretçilere İncil'deki hikayeleri anlatan, yüzyıllar öncesinden kalma görsel birer ansiklopedi. Sümela'nın duvarları tek bir seferde boyanmış bir tuval değil, üzerine yüzyıllar boyunca yeni hikayelerin yazıldığı bir parşömen gibidir. Bazen bir freskin altından, çok daha eski ve daha değerli bir başkası çıkar.
En etkileyici sahneler, manastırın kalbi olan Ana Kaya Kilisesi'nin dış duvarında sizi bekliyor. Burası adeta bir açık hava galerisi. En üstte, dört sahne halinde "Dünyanın Yaratılışı" tasvir edilmiş. Bu sahnelerde Hz. İsa'nın başında sadece ona özgü olan Alfa ve Omega harflerinin bulunduğu tanrısallık halesi ve ölümsüzlük sembolü tavus kuşu gibi ikonografik detayları fark edebilirsiniz. Hatta bir sahnede gülümseyen bir insan yüzü olarak çizilmiş güneşi görmek sizi de gülümsetecek.
Hemen altındaki sırada ise altı sahnede "Hz. Adem ve Hz. Havva'nın Yaratılışı'ndan Cennet'ten Kovuluş'a" kadar olan hikaye anlatılır. Özellikle yasak meyveyi yedikten sonra Cennet'ten kovulurken yüzlerindeki şok ve korku ifadesi, o dönemin sanatçılarının duyguları ne kadar güçlü yansıtabildiğinin bir kanıtı. Bu duvarlardaki her bir figür, her bir renk, size yüzyıllar öncesinden bir şeyler fısıldıyor.
Mağaranın içine, yani kilisenin kalbine girdiğinizde ise atmosfer tamamen değişiyor. Dışarının aydınlığından sonra kayanın serinliği, loş ışık ve tavanı kaplayan, zamanın yıprattığı ama hala görkemini koruyan freskler sizi karşılıyor. Burada, farklı dönemlerde yapılmış sanat katmanlarını kendi gözlerinizle görebilir, manastırın yaşayan ve nefes alan tarihine dokunabilirsiniz.

Manastırın avlusundan vadinin büyüleyici manzarasını izleyin
Fresklerin anlattığı kutsal hikayelerden başınız dönmüş bir halde kendinizi manastırın ana avlusuna attığınızda, bu kez bambaşka bir mucizeyle karşılaşıyorsunuz: Altındere Vadisi'nin nefes kesen manzarası. Burası kelimenin tam anlamıyla dünyanın kenarında durmak gibi bir his. Aşağıda, yaklaşık 300 metre derinlikte, "rüzgarla nazlı nazlı dalgalanan yeşil bir denizi andıran vadi" uzanıyor. Bu manzarada insan kendini hem dünyanın hakimi gibi güçlü, hem de doğanın karşısında küçücük ve yalnız hissediyor. Belki de rahiplerin yüzyıllarca aradığı o ilahi ve dünyevi denge tam olarak buydu.
Avludan etrafınıza baktığınızda, manastırın ne kadar büyük ve karmaşık bir yapı olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Kayalara oyulmuş ve 5 kat halinde dizilmiş tam 72 oda, bir zamanlar burada nasıl canlı bir hayatın sürdüğünü hayal etmenizi sağlıyor. Keşişlerin yaşadığı hücreler, mutfaklar, kütüphane ve misafir odaları... Hepsi, bu inanılmaz yapıyı ayakta tutan bir topluluğun izlerini taşıyor. Manastıra su getiren ve yamaca yaslanmış devasa su kemerlerinin kalıntıları ise o dönemin mühendislik dehasına şapka çıkarttırıyor.
Burada bir an durup sadece manzarayı izleyin. Kuşların sesini, vadiden yükselen derenin uğultusunu ve rüzgarın fısıltısını dinleyin. Sümela'nın bu baş döndüren manzarası, Karadeniz'in keşfedilmeyi bekleyen rotaları arasında neden özel bir yere sahip olduğunu size fısıldayacak. Bu an, gezinizin en unutulmaz fotoğrafını sadece kameranızla değil, hafızanızla da çekeceğiniz andır.

Hazır Buraya Kadar Gelmişken…
Sümela'nın büyüsünden ayrılmak zor olsa da, maceranız burada bitmek zorunda değil. Maçka ve çevresi, keşfedilmeyi bekleyen harikalarla dolu.
Vazelon Manastırı: Sümela'nın "gizemli ağabeyi" olarak bilinen Vazelon'a mutlaka uğrayın. Sümela'dan bile daha eski olan ve rivayete göre Sümela'nın inşasının Vazelon'dan elde edilen gelirlerle yapıldığı söylenen bu manastır, daha az bilinen, daha yıpranmış ama belki de bu yüzden çok daha otantik bir atmosfere sahip. Doğanın yutmak üzere olduğu bu harabeler arasında dolaşmak, kendinizi bir kaşif gibi hissetmenizi sağlayacak.
Hamsiköy: Tarih ve tırmanışla geçen bir günün ardından kendinizi ödüllendirmenin en lezzetli yolu Hamsiköy'e uğramaktır. Alpleri andıran manzarası, yemyeşil yaylaları ve şirin ahşap evleriyle adeta "Heidi'nin köyü" gibi bir yer. Buraya gelmişken, o meşhur, bol fındıklı, yoğun kıvamlı Hamsiköy sütlacını yemeden sakın dönmeyin. Manzaraya karşı yiyeceğiniz bir kase sütlaç, gezinizin en tatlı anısı olacak.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Sümela Manastırı'na giriş ücreti ne kadar ve MüzeKart geçerli mi? Bu en kafa karıştırıcı konulardan biri, çünkü toplam maliyet üç ayrı ödemeden oluşuyor: 1) Altındere Milli Parkı'na araçla giriş ücreti, 2) Otoparktan manastıra çıkan dolmuş ücreti (kişi başı, gidiş-dönüş), 3) Manastırın kendi giriş ücreti. Fiyatlar sık sık güncellendiği için net bir rakam vermek yanıltıcı olabilir. Ancak en önemli bilgi şu: MüzeKart'ınız varsa, manastırın kendi giriş ücretini ödemiyorsunuz ki bu da büyük bir avantaj! Diğer iki ücreti (milli park ve dolmuş) herkes ödüyor.
2. Manastıra tırmanış zor mu? Çocuklar veya yaşlılar için uygun mu? Eskiden çok daha zordu ama artık dolmuşlar sayesinde yolun en yorucu kısmı atlanıyor. Yine de dolmuştan indikten sonra manastırın girişine kadar hatırı sayılır miktarda merdiven çıkmanız gerekiyor. Patika bakımlı olsa da, yürüme zorluğu çekenler, çok küçük çocuklar veya ileri yaştaki ziyaretçiler için biraz yorucu olabilir. Acele etmeden, dinlenerek çıkmak en iyisi.
3. Sümela Manastırı'nı ziyaret etmek için en uygun zaman ne? İlkbahar sonu ve yaz ayları (Mayıs-Ağustos), vadinin en yeşil olduğu ve havanın en güzel olduğu zamanlar. Ancak sonbaharda da ağaçların sarı ve kızıla dönen yaprakları manzaraya ayrı bir güzellik katıyor. Sisli ve puslu bir havaya denk gelirseniz üzülmeyin, sisler içindeki Sümela Manastırı manzarası da oldukça mistik ve fotoğrafik bir atmosfer yaratıyor.
Kaynak: Ziyaretinizi planlamadan önce en güncel giriş ücretleri, ziyaret saatleri ve olası duyurular için mutlaka T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın(https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=SML01&DistId=MRK) kontrol edin.
@aysegulgoksoy
Sümela manastırı tarihi ve doğal güzellikleri ile harika. Tarabzon - Gümüşhane yolu üzerinde olduğu için yol çift şerit ve guzel. Maçka'dan sonra kıvrım kıvrım yıllardan geçtik. Yaklaşık yarım saat otoparka girmek için sıra bekledik. Otopark ücreti 10 lira. Arabayı otoparkta bırakıp manastıra giden servislerle yukarı çıktık. Servis ücreti 8,5 lira. Altı yaş üzeri çocuklar ücrete tabi ve 6, 5 lira. Servisten indikten sonra da yaklaşık 10-15 dakika yürüme yolu var. Dik ve gölgeli güzel bir yol. Biz gittiğimizde yağmur olduğu için biraz islandik. Merdivenlerden oluk oluk yagmur suyu akıyordu. Bu suyun gideri merdivene değil de başka bir tarafa verilse hem insanlar mağdur olmaz hem de merdiven korkulukları çürümez. Manastıra giriş çok pahalı. 75 lira. Öğretmenlere ücretsiz. Oraya kadar gidip ücreti duyunca geri dönenler oldu. Bu durum göz önünde bulundurulmalı, fiyat düşürülmeli. Biz her şeye rağmen mutlu ayrıldık, tavsiye ederiz
@denizzeyrek4791
Okumadan Gitmeyin!!!! 1) otopark ücretli 10 tl 2) zorunlu minibüs bindiriyorlar git gel 8 tl kişi başı 3) giriş sivil 75 tl (çok pahalı) meb ve müze kartınız varsa bedava(Biz öğretmeniz para vermedik?) 4) Sürekli bir tırmanma durumu var baya yorucu bebek arabası veya çok yaşlı olanlar için sıkıntı 5) Çok kalabalık içerisi ,merdivenler ,giriş kafeterya…ve araplar tabiki dolu 6) Kafeteryası uygun mesela türk kahvesi 5 TL 7) İçeride bir çok yer kapalı be bildiğin apartman inşaatı gibide inşatçılar ve çalışma var… 8) Girişte uygulamayı telefonunuza indirip mutlaka sesli bir şekilde gezinizi tamamlayın Sonuç: Yani 75 tl versem gitmezdim çünkü gerçekten içerisindeki duvarlar yeniden örülmüş gibi
@ozercanayakin6329
Trabzon merkezden maçkaya dolmuşlarla ulaştıktan sonra maçkadan taksiyle manastıra gidebilirsiniz. Manastırın içi tadilatta olduğu için biz sadece dışarısını gezebildik. Taksiciyle de 200-tl ye anlaştık bizi zirveye kadar çıkardı. Özel arabanız olmadan minübüs ile manastır yoluna çıkabilirsiniz sonrasında da ringler sizi zirveye kadar çıkarıyor. Manastır dışında havası ve görüntüsü çok güzel ve havadar trabzona gelirseniz kesinlikle görmenizi tavsiye ederim. 4 saatte gezip trabzon merkeze geri dönebilirsiniz. Sakin sezonda gittiğimiz için kalabalık azdı fakat sezonunda adım atacak yer olmuyor.
@tuna9825
Tarihi değeri olan bir yer ama anlayana. Anlayabilen kişiler söz sahibi olsaydı oraya gidip heryeri boyayıp, duvarlara sıva yapıp, fresklere küfür yazılmasına izin vermezdi. Tarihi bir yer gibi değil de, 2022 yapımlı bir manastır gibi daha çok. Servislerdem hiç bahsetmiyorum bile. İnsan sıfatıyla gelen bazı canlılar arabalara atlıyor hemen, sıra falan dinlemiyorlar. Küçük çocuğu olanların gelmesini önermem, merdivenler çok dik ve basamaklar çok küçük, ayrıca kaygan. Bu arada manastıra doğru giderken kilise göreceksiniz, girmeyin. İçine girilmiyor zaten etrafında da hiçbir şey yok. Zaman kaybetmeyin orayla zaten manastır yeterince kalabalık ve girilmesi zor. Tarihi yapıların korunmasını seven, isteyen biriyseniz gelince çok üzüleceksiniz. Freskler, tarihi değer taşıyan heryer küfürlerle, isimlerle kazınmış ve boyanmış. Tarihi hissetmeniz çok zor fakat ne de olsa tarihi bir yer ve gelinmesini tavsiye ederim.
@sinankirik
Sümelaya nasıl gidilir ? Trabzon merkez'den çömlekçi meydanından saat 11 civarı kalkan minibüslere binebilirsiniz. Yalnız bu minibüsler sümela manastirinda sadece iki saat kalıyor sonra geri dönüyor. Girişte yabancılardan 125 lira bilet parası alınıyor. Türklerden ise sadece 60 lira bilet alınıyor. Buraya gelmeden önce gidin müze kart çıkarın daha iyi 60 liraya müze kart alın bir sene boyunca istediğiniz gibi dolaşın Sümelaya gitmeye değer mi ? Değmez bence; çünkü çok kalabalık manastır içinde çok fazla bisey yok dar ve 10 15 dk gezip bitirilecek bir yer. Özellikle gidilmez yol üstünde geçerken öyle uğranir. Buraya gelmektense bir buçuk saat mesafede ki Rizeye gidin daha iyi. Artılar Havasi, doğası, bozuk bile olsa yolları, manzarası Eksiler Aşırı kalabalık, uzak, meşakkatli gidip gelmesi, biraz pis ve soğuk. Tavsiyem gitmeyin.
@derviscaglayan8096
Ülkemizde tarihi olarak yaşam savaşı veren yerlerden birisi. Ülke insanımızın yabancı yerlerde ve dinlere ait alanlarda isim ve kalp yazarak sanki cezalandırma yapması herhalde akademik araştırma konusu olacak. Neyse tarihi mekana dönersek; restorasyonun hummalı yapıldığı bir alan var. Keza yollarda genişletilmiş ve buraya özel ring araçlarla ulaşım sağlanmakta. Giriş ücretinin yüksek olması insanları müze karta yönlendiriyor. İçeride odalar, tarihi resim, fresk ve minyatürler çok şeyler anlatıyor. Rehberiniz bilgili ve akıcı anlatım yaparsa daha da zevkli bir süreç oluyor. Girişte de Kültür Bak.lığına ait video ekranda devamlı izletilmekte. Kiler, odalar, merdivenler, şapel vb. özel yerler cezbedici. Ancak asıl kartal yuvası şeklindeki ana binayı dışarıdan göremiyoruz. Cafe de bulunmakta. Fiyatlar yüksek gelebilir.Yukarıdaki çeşme çok serin ve tatlı geliyor. Ayrıca tarihi döküman satışı da var, ilgili olanlar için güzel bir hizmet.
@rumeysagunaydin7800
Şansımıza restorasyon çalışması bitmiş. Trabzona geldiyseniz mutlaka uğramanız gereken bir yer. Altındere Tabiat Parkına gidiyorsunuz, otoparka aracınızı bırakıp servisle yukarı çıkıyorsunuz. Otopark 20₺. Kişi başı 15₺ servis ücreti. İnince 300-400m yürüyüp manastıra varıyorsunuz. Müze kartı ile kişi başı 60₺ ye giriş yapılabiliyor. Tek giriş ücreti 125₺. Öğrenci, öğretmen, 18 yaş altı ücretsiz giriş yapılabiliyor. Yürüyüş yolları kaygan, dikkat etmenizi öneririm. Fotoğraf çekilecek harika bir doğası var. Dağın içinde muhteşem bir yapı, hayran olmamak elde değil. Hala devam eden tadilat çalışmaları az da olsa vardı içinde ama genel itibarıyla geziliyor. Dönüşte otoparka inmek için kullandığımız servislerde sıra yoktu, resmen kim kaparsa o geçiyordu en öne. Bu kısmı epey canımızı sıktı. Acilen dönüşler için de gişe kurulmalı ve sıra sistemine geçilmeli.
@sercanpolat
Manastır doğal güzelliği eşsiz mimarisi ile tarifi mümkün olmayan bir yapıya sahip. Restorasyon çalışmaları tamamlanmış durumda. Eskiden olduğu gibi manastırın yakınına kadar araçlar alınmıyor. Yaklaşık 3. Km aşağıda bir otoparka park ediyorsunuz aracınızı..(20TL ücreti var.) Sonra kişi başı 15 TL olan servisler ile yukarıya götürüyorlar. Servisi yukarı çıkarken bir noktada duruyor ve başka servise aktarma yapılıyor. Sebebini orada bulunan cafe hediyelik eşyadan alışveriş yapılsın diye değişim olduğunu beyan ediyorlar. Burada insanlara servis değiştirerek alışverişe zorlanan bir zihniyet var maalesef. Manastırin hemen dibinde cafede çay 18 TL.Manastira kart çıkartmadan giriş yapmayın aşırı pahalı. Kısacası para döngüsü çok güzel işliyor... Yinede manzara ve yapı çok güzel
@hccisad1423
Minibüslerin kalktığı noktada belediyeye ait büyük otopark mevcut otomobil 20 tl (03.09.22) . Kendi aracı ile patika yola kadar çıkan araçlar da vardı, bizi direk otoparka yonlendirdiler. Minibüs bileti tam 18 tl, öğrenci 12 tl ( 03.09.22). Minibüs ring şeklinde çalışıyor dolunca kalkıyor, çarşı kısmında indi bindi yapıyorsunuz. Yollar virajli yer yer daralıyor ama asfalt. Yaklaşık 20 dk da çıktık. Sonrasında zemini yer yer taşlarla döşenmiş yer yer merdivenli dar bir patikadan sumelaya tirmaniyorsunuz. Engelli, bebek arabası ve diz problemi yaşayanlar için uygun değil. Hem otoparkta hem manastır girişinde hem çarşı kısmında ücretli wc mevcut (3 tl). Temiz. Muzekart geçerli. Restorasyon devam etmekle birlikte büyük kısmı ziyarete açılmış. Fresklerin üstünde tahribat çok fazla. Onarilan yerler tarihi havayı pek hissettirmiyor açıkçası ama yine de büyülü, görülmeye değer bir yapı. Daha fazla yazılı bilgilendirme olmalı. Sesli bilgilendirmeye muhtaç bırakılmış. Rahat elbise ve ayakkabı ile gelmenizde fayda var. Haftasonu kalabalik oluyor.
@kardelenyetuk
7-8 yıl önce geldiğimde Yolu kötüydü arabalarla bir yere kadar çıkılıyordu. Sonra yürüyerek devam ediliyordu. Çok yokuştu ve yorucuydu. O dik yollar hararet yapan arabalarla doluydu gergin bir araba trafiği vardı. Sümelanın bazı bölümler kapalıydı. Ama şimdiki geldiğimizde bir yere kadar arabayla geliyorsun, otoparka aracınızı park ettikten sonra belediyenin servisleriyle manastırın yürüyüş yoluna kadar çıkıyorsun. Yollar çok gemiş ve güzel yapılmış. Yürüyüş parkuru da engebeli değil. Müze kartıyla giriş yapılabiliniyor. Çok güzel bir belgesel hazırlamışlar içerde bir odada gösteriliyor. Ayrıca tüm odalar açıktı çok etkileyici bir yer. İnsan burada kendisini tarihin içinde gibi hissediyor. Manastır bir dağ oyuğunda olduğu için devlet burada uzun süren önlem amaçlı çalışmalar yapmış. İnşallah bir zarar gelmeden yıllarca bu manastır ayakta durur
@sinemguclu
7-8 yıl önce geldiğimde Yolu kötüydü arabalarla bir yere kadar çıkılıyordu. Sonra yürüyerek devam ediliyordu. Çok yokuştu ve yorucuydu. O dik yollar hararet yapan arabalarla doluydu gergin bir araba trafiği vardı. Sümelanın bazı bölümler kapalıydı. Ama şimdiki geldiğimizde bir yere kadar arabayla geliyorsun, otoparka aracınızı park ettikten sonra belediyenin servisleriyle manastırın yürüyüş yoluna kadar çıkıyorsun. Yollar çok gemiş ve güzel yapılmış. Yürüyüş parkuru da engebeli değil. Müze kartıyla giriş yapılabiliniyor. Çok güzel bir belgesel hazırlamışlar içerde bir odada gösteriliyor. Ayrıca tüm odalar açıktı çok etkileyici bir yer. İnsan burada kendisini tarihin içinde gibi hissediyor. Manastır bir dağ oyuğunda olduğu için devlet burada uzun süren önlem amaçlı çalışmalar yapmış. İnşallah bir zarar gelmeden yıllarca bu manastır ayakta durur
@emrullahkiratli
Sumeleye doğru giderken sizi önce karşılayıp otoparka yönlendiriyorlar giriş ücreti 20 TL. Otaparka park edip servisler ile kişi başı 18 TL karsiliginda 15 dakika da bir tahmini kalkış yapıp sizi sumeleye 350 metre kala yerde bırakıyor.kalkis yeride orası aşağıda almış olduğunuz araca biniş biletini kaybetmeyin soruyorlar.sizi bırakıyor ve siz yuriyerek sumele gidiyorsunuz. Tadilat yapılmış ama tam bitmemiş hala bir kısım yerler açık değil bitti dendi ama şuan için açılmayacak dendi. Manastır giriş saten ücretli müze kartı almanızı 1 yıl ücretsiz gezmenizi tavsiye ederim. iş ticarete binmiş belediyenin uygulama yapmasıyla kalabalık gelirseniz eğer otopark ücreti kişi başı ücret ile sizi 4 km götürüp bırakması eskiden kendiniz gidersiniz şimdi ise böyle bir uygulama olmuş.
@pinayaydin
Sumeleye doğru giderken sizi önce karşılayıp otoparka yönlendiriyorlar giriş ücreti 20 TL. Otaparka park edip servisler ile kişi başı 18 TL karsiliginda 15 dakika da bir tahmini kalkış yapıp sizi sumeleye 350 metre kala yerde bırakıyor.kalkis yeride orası aşağıda almış olduğunuz araca biniş biletini kaybetmeyin soruyorlar.sizi bırakıyor ve siz yuriyerek sumele gidiyorsunuz. Tadilat yapılmış ama tam bitmemiş hala bir kısım yerler açık değil bitti dendi ama şuan için açılmayacak dendi. Manastır giriş saten ücretli müze kartı almanızı 1 yıl ücretsiz gezmenizi tavsiye ederim. iş ticarete binmiş belediyenin uygulama yapmasıyla kalabalık gelirseniz eğer otopark ücreti kişi başı ücret ile sizi 4 km götürüp bırakması eskiden kendiniz gidersiniz şimdi ise böyle bir uygulama olmuş.
@mehmetiskenderoglu
Elbet gelip görülmesi gereken hem mimari hem doğa olarak cok güzel bir yer ama yeni restorasyonla bence fazla değişmiş, eski hali çok daha güzel duruyor. Yapısını koruyalım derken sadece dışını korumuş gibiler ama duvar resimleri hala çok güzel ve net duruyor , incelemenizi tavsiye ederim. Gidilen yol manzarası ve doğası da efffsane. Söyle bir bilgilendirme vereyim; belli bir yere kadar şahsi araç ordan sonra minibus veya yaya devam etmek zorundasınız (ben gittiğimde git-gel 18'di, otopark da otomobil 20 Tl), üst kısımda da tam girişe degil Aya Varvara kilisesi önüne bırakıyorlar (çok güzel manzarası var ve önünden Manastır ile foto cekinebilirsiniz) ki ondan sonra bi 400 m daha yurumeniz lazım ama çok fazla merdiven var o yüzden gidenler ona göre gitsin.