Likya’nın Kaya mezarları görselliği açısından en güzel şehirlerinden biri. Fethiye'ye 45 km mesafede Minare Köyü yakınındadır. Likya dilinde Pinale veya Pinara "yuvarlak" anlamına gelmektedir. Yukarı nekropole çıkıp bakarsanız yuvarlak formda olduğunu görebilirsiniz. Ksantos şehri kalabalıklaşınca şehrin ileri gelenleri tarafından Kragos Dağı’nın tepelerine yeni bir şehir kurulmuş ve adına da yuvarlak anlamına gelen Pınara/Pinara (Likçe yazıtlarda Pinale olarak geçer) ismini vermişler. Kent kurulduktan sonra Likya Uygarlığında üç oy hakkına sahip önemli şehirlerden birisi haline gelmiştir. Pınara’da bulunan bir yazıta göre, kentin MÖ 340-334 arasında Karya Kralı Piksodaros’a bağlı olduğu düşünülüyor. Diğer antik kentler gibi MÖ 334’te Büyük İskender tarafından ele geçirilen kentin gümüş ve bronzdan birlik tipinde bastığı sikkeler MÖ 168-81 arasına tarihleniyor. Yaşanan büyük depremler sonucunda MS 8. yüzyıldan itibaren önemini tamamen yitiren Pınara’da birçok kaya ve lahit mezarının yanı sıra hamam, tiyatro, agora ve odeon gibi kalıntılar var. Şu an giriş ücretsiz. Uygun bir otopark ve çok yardımsever bir bekçi kardeşimiz var. Bu antik kentteki en sağlam yapılar kaya mezarları ile kentin tiyatrosu.. Kaya mezarlarının büyük çoğunluğunun konut biçiminde olması Likya yaşamı ve mimarisi hakkında fikirler veriyor. Fethiye merkezinden 45 km uzaklıkta, Fethiye-Kaş karayolunun 5 km batısında yer alan Pınara Antik Kenti’ne Minare Köyü’nden 2 km’lik stabilize yolla ulaşılılabilir. Gelmenizi görmenizi ve sahip çıkmanızı öneririm

Antik yapıları görebilmek için biraz zorlu kayalı yollardan geçmeniz gerekiyor. Toplamda 1 saatte gezip bitiriliyor. Giriş ücreti yok.

El değmemiş bir güzellik. Tam bir doğa yürüyüşü rotası. En az 2 saat ayırmanız gerekiyor. Restore edilmemiş bir antik kent. Eşine rastlanmayacak güzelliklere sahip bir şehir. Yolu çok iyi ama arabadan sonra patika yollarla devam ediliyor. Daha oyulmuş mezarlar görülmeye değer.

Antik kente geçmeden şunu belirtelim yol BERBAT ! gelmeyi düşünenler bunu gözönüne alsınlar iki kere durup düşündük devam edip etmemeyi merakımıza yenildik devam dedik .. ayrıca kentin dibine gelene kadar hiçbir tabela yok ! Genel bir sorun bu bilgilendirmeye dönük yönermeler sıfır ! Çok üzücü .. kente gelirsek Kaya mezarları çok ilginç gerisi tiyatro hamam vs diğerlerinden alışık olduğumuz eserler.bizim kanaatimiz o kadar zahmete değmeyeceği yönünde karar sizin .

Pınara Antik Kenti , Truvaya kadar uzanan eşsiz bir tarihe sahip bir kent burası. Bizim için keyifli bir yolculuktu iyiki buraya geldik yollarına yeni taş döşenmiş biraz kıvrımlı ama rahatça ulaşabiliyorsunuz. Arabanızı park edip biraz patika yürüyorsunuz ama ulaşmak çok basit. İskenderin ölümünden sonra Bergama Krallıgına bağlanan Pınara 141 ve 240 yılındaki depremlerde ciddi zarar görsede hala daha günümüzde ayakta duran essiz bir tarihi görebiliyoruz.

2-3 saat ayırmanız lazım. Biz girişte solda kalan patika yolu seçtik. Yol boyunca kayaları tırmanmak gerekiyor. Küçük çocuğu olanlara, engeli olanlar kayaların dibindeki çeşmeden geri dönebilir. Sağ taraftaki yol ise araçların gidebileceği kadar iyi sayılır. Uçuruma oyulmuş kaya mezarları çok enteresan duruyor. Türkiye'de bir örneği olduğunu sanmıyorum. Çok sayıda harabe ve tabi herbirinin ayrı hikayesi var. Tarih severlerin görmesi gerekir. Ayrıca bu öre yeri alışılmışın aksine ağaçlık. Çok büyük ağaçlar, geniş gölgeler vardı. Yaz sıcağında iyi geldi.

Dağ yamacına kurulmuş antik kent Kaya Mezarları mevcut yönlendirmeler Kesinlikle yok görevlinin tarifi Üzerine kendi becerinize dayalı şekilde gezebiliyorsunuz birçok alan tahrip olmuş durumda giriş ücretsiz genel olarak gezmek isterseniz 2 saat her yerini göreyim derseniz yarım güne ihtiyacınız var

Son iki kilometre kala inanılmaz berbat bir yol arabayla çıkılacak gibi değil yollarda koca koca taşlar var geri döndük

Herhangi bir düzenleme yapılmamış. Tabelaları eksik ve herhangi bir yol yok. Patika yollar budanmadığı için yukarıya çıkamıyorsunuz. Çok üzücü

Giriş ücretsiz, pazartesi günü gidebilirsiniz. Kalıntılarla ilgili açıklamalar bulabileceğiniz tabelalar maalesef yok.

Giderken yanınıza mutlaka su ,yiyecek almalı ,yürüyüşe uygun ayakkabı olmalı ,parmak arası giyen turistler görüyorum ,yuruyemiyorlar.Likya'nın beni en çok etkileyen kentlerinden biri oldu ,çocuklarla keyifle yürünecek bir rotası var ,trekking tadında sarı işaretli taşları takip ediyorsunuz bir süre.Antik tiyatro yolunda asırlık zeytin ağaçlarının yanında yürüyorsunuz,mutlaka gidip görülmesi gereken yerlerden.Giriste ücret alınmıyor.