Modern alışveriş merkezlerinin birbirinin aynı, ruhsuz koridorlarında gezinmekten sıkıldınız mı? Her köşesi yüzlerce yıllık hikayeler fısıldayan, havada taze çekilmiş kahve ve baharat kokularının dans ettiği, zamanın adeta durduğu yerleri özlemiyor musunuz? Türkiye'nin ticari ruhunu ve zanaatkar kalbini gerçekten nerede hissedebileceğinizi merak ediyorsanız, cevap sizi iki efsanevi yapıya götürecek: Biri Osmanlı'nın ilk başkentinde ipeğin zarafetini dünyaya sunan Bursa'daki Koza Han, diğeri ise bir imparatorluğun kalbinde dünyanın dört bir yanından gelen hazineleri barındıran İstanbul'daki Kapalıçarşı. Bu rehber, size Tarihi Kapalıçarşı ve Koza Han'da yapılacak şeyler listesinin bir alışveriş turundan çok daha fazlası olduğunu, adeta bir kültür ve tarih yolculuğu olduğunu kanıtlayacak. Hazırsanız, bu iki ikonik çarşının ruhunu keşfetmeye, en değerli ürünleri bulmaya ve labirent gibi sokaklarda kaybolmanın keyfini çıkarmaya başlayalım!
Koza Han'ın avlusunda asırlık çınarların altında bir çay molası verin
Bursa'daki Koza Han'ın firuze çinilerle süslü taş kapısından içeri adım attığınız an, sizi şehrin gürültüsünden anında soyutlayan bir huzur karşılar. Burası, devasa Kapalıçarşı'nın enerjik kaosunun aksine, sakin ve dingin bir vaha gibidir. Gözünüzü ilk olarak avlunun tam ortasında zarafetle yükselen, sekizgen planlı, altı şadırvanlı küçük mescit alacak. Bu mimari detay size anında buranın sadece bir alışveriş mekanı olmadığını fısıldar.
Aslında bu han, 1491 yılında Sultan II. Bayezid tarafından, çok sevdiği İstanbul'daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmış. Yani Bursa ile İstanbul arasındaki o kadim bağ, daha bu hanın yapılış amacında bile kendini gösteriyor. Avludaki kafelerden birine oturun, asırlık çınarların gölgesinde bir yorgunluk kahvesi söyleyin ve etrafı dinleyin. Üst kattaki ipek dükkanlarından gelen hafif uğultu, insanların sakin sohbetleri ve su sesi... İşte bu an, 500 yıllık tarihin içinde soluklanmak için paha biçilmez bir fırsattır.

Bu mimari düzen, yani avlunun ortasındaki mescit ve etrafındaki dükkanlar, Osmanlı şehir hayatında ticaretin, sosyal yaşamın ve inancın nasıl iç içe geçtiğinin canlı bir kanıtıdır. O dönemde buraya gelen ipek tüccarları hem ibadetlerini yapar, hem konaklar hem de ticaretlerini yürütürdü. Bugün avlunun bir dinlenme ve sosyalleşme mekanı olarak kullanılması, bu tarihi işlevin modern bir yorumla devam ettiğini gösteriyor.
Meşhur Bursa ipeğinden şallar ve kumaşlar satın alın
Avludaki o tatlı molanın ardından enerjinizi topladınız, şimdi hanın asıl kuruluş amacına, yani ipeğin büyülü dünyasına dalma zamanı. Taş merdivenlerden üst kata doğru çıkarken, sizi rengarenk bir cümbüş karşılayacak. Hanın adının "Koza" olması bir tesadüf değil; burası yüzyıllar boyunca ipek böceği kozalarının alınıp satıldığı, ipek ticaretinin kalbinin attığı yer olmuş.
Peki Bursa ipeğini bu kadar özel kılan ne? Geleneksel yöntemlerle üretilen Bursa ipeğinde, tek bir kozadan yaklaşık 1200 metre uzunluğunda iplik kopmadan elde edilebiliyor. Bu da kumaşa o eşsiz parlaklığı ve dayanıklılığı veriyor. Hanın üst katında bulunan 50 odanın neredeyse tamamı, bu değerli mirası yaşatan ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlarla dolu.

Burada kendinize veya sevdiklerinize %100 ipekten yapılmış eşarplar, şallar, fularlar, kravatlar ve hatta İznik çinisi desenleriyle bezenmiş seccadeler bulabilirsiniz. Dükkanları gezerken sadece bir ürün almadığınızı, aslında yüzlerce yıllık bir zanaat geleneğine dokunduğunuzu hissedeceksiniz. Koza Han, ipeğin ham madde olan kozadan, göz alıcı bir lüks ürüne dönüşümünün canlı bir anıtı gibidir.
Kapalıçarşı'nın labirent gibi sokaklarında gezintiye çıkın
Koza Han'ın butik ve huzurlu atmosferinden sonra şimdi rotamızı bir imparatorluğun ekonomik merkezi olan İstanbul Kapalıçarşı'nın devasa ve enerjik dünyasına çeviriyoruz. Burası bir çarşıdan çok, "şehir içindeki bir şehir" gibidir. 30.000 metrekareden büyük bir alana yayılan 60'tan fazla sokak, 4000'e yakın dükkan ve 22 farklı kapısıyla burada kaybolmak bir kusur değil, adeta bir keşif yöntemidir.
Temelleri Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461'de, Ayasofya'ya gelir getirmesi amacıyla atılan bu yapı , tarih boyunca sadece bir pazar yeri olmamış, aynı zamanda bir finans merkezi, bir banka ve imparatorluğun ekonomik kalbi olarak hizmet vermiştir. Bu labirentin içinde yolunuzu bulmak için küçük bir ipucu: Çarşının iki ana arteri vardır. Biri Nuruosmaniye ve Beyazıt kapılarını birleştiren Kalpakçılar Caddesi, diğeri ise onu dikey kesen Yağlıkçılar Caddesi'dir. Yine de en iyi rehberiniz, yol sormaktan çekinmeyeceğiniz çarşı esnafıdır.

Sadece ana caddelerde yürümekle yetinmeyin. Ara sokaklara dalıp çarşının gizli kalmış hanlarını keşfedin. Kırmızı cephesi ve yeşil panjurlarıyla en fotojenik olan Zincirli Han'ı veya gümüş atölyeleriyle dolu Kalcılar Hanı'nı bulun. Bir zamanlar en değerli mücevherlerin ve hatta halkın birikimlerinin saklandığı yüksek güvenlikli kasalar olan Cevahir ve Sandal Bedestenleri'ni gördüğünüzde, buranın ne denli önemli bir merkez olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Kapalıçarşı, sayısız
İstanbul'daki gezilecek yerler arasında belki de en canlı ve dinamik olanıdır. Bugün gördüğünüz o karmaşık yapı, aslında zamanla evrilmiş, her sokağın belirli bir meslek grubuna (lonca) ait olduğu son derece organize bir sistemin kalıntıları üzerine kuruludur.
Hazır Buraya Kadar Gelmişken...
Bu tarihi çarşıları ziyaretinizi tam bir günlük geziye dönüştürmek isterseniz, civardaki güzellikleri de kaçırmayın.
Bursa'daysanız: Koza Han'dan çıktığınızda hemen yanı başınızdaki, mimari bir harika olan ve içindeki dev şadırvanıyla sizi büyüleyecek Ulu Cami'yi mutlaka ziyaret edin. Ardından Hanlar Bölgesi'nin diğer tarihi hanlarını keşfe çıkabilirsiniz.
İstanbul'daysanız: Kapalıçarşı'nın Nuruosmaniye kapısından çıkıp tarihi (https://www.yerelrehber.com/tr/kesfet/yapilacak-seyler/eminonu-iskelesi) doğru keyifli bir yürüyüş yapabilir, yol üzerinde Mısır Çarşısı'nın baharat ve lokum kokularına karışabilirsiniz.
Kaynakça
Kapalıçarşı'nın tarihi ve kültürel önemi hakkında daha derinlemesine bilgi için T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ilgili sayfasını inceleyebilirsiniz:(https://kygm.ktb.gov.tr/TR-366/kapalicarsi.html)
Sıkça Sorulan Sorular
Soru 1: Koza Han ve Kapalıçarşı Pazar günleri açık mı?Cevap: Koza Han genellikle Pazar günleri de dahil olmak üzere haftanın her günü açıktır. Ancak Kapalıçarşı, Pazar günleri ve dini bayramların ilk günleri kapalıdır. Ziyaretinizi planlarken bu detayı mutlaka göz önünde bulundurun.
Soru 2: Bu çarşılarda pazarlık yapmak gerekir mi?Cevap: Kesinlikle evet, özellikle Kapalıçarşı'da! Pazarlık, buradaki alışveriş kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Genellikle ilk söylenen fiyatın bir miktar altında bir fiyata anlaşabilirsiniz. Koza Han'da daha çok sabit fiyatlı butik mağazalar olsa da, birden fazla ürün alıyorsanız nazikçe indirim sormak her zaman bir seçenektir.
Soru 3: İki çarşı arasındaki temel fark nedir?Cevap: En temel fark ölçek ve uzmanlaşmadır. Koza Han, Bursa ipeği üzerine uzmanlaşmış, daha küçük, sakin ve huzurlu bir handır. Kapalıçarşı ise binlerce dükkanın bulunduğu, halıdan baharata, mücevherden antikaya kadar her şeyi bulabileceğiniz devasa, enerjik ve labirent gibi bir komplekstir. Biri odaklanmış bir zanaat merkezi, diğeri ise bir imparatorluğun ticaret merkezidir.
@suatozdogan1475
1492 yılında, II. Bayezıt tarafından İstanbul'daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Orhan camii ile Ulu cami arasındaki geniş bir alana kurulmuştur. Çoğunlukla kesme taş, yer yer tuğlanın da kullanıldığı han, iki katlı olup odalarının önü revaktır. Revak kısmı 40 beton kubbeden oluşmaktadır. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası vardır. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslüdür. Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunmaktadır. Günümüzde Kozahan’ın iç avlusu insanların dinlenebilecekleri kafe ve çay bahçesi olarak düzenlenmiştir. Hanın mimarı Abdül-Ula Bin Pulad Şah, İnşaat ustası da Şuca Bin Karaca’dır. Han-ı Cedid-i Evvel, Simkeş, Beylik, Kervansaray’ı, Cedid-i Amire gibi isimlerle anılan Koza Hanı, eskiden olduğu gibi şimdi de Bursa’nın ipek ve ticaret merkezidir. Kaynak: Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
@altugsenel6334
1492 yılında, II. Bayezıt tarafından İstanbul'daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Orhan camii ile Ulu cami arasındaki geniş bir alana kurulmuştur. Çoğunlukla kesme taş, yer yer tuğlanın da kullanıldığı han, iki katlı olup odalarının önü revaktır. Revak kısmı 40 beton kubbeden oluşmaktadır. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası vardır. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslüdür. Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunmaktadır. Günümüzde Kozahan’ın iç avlusu insanların dinlenebilecekleri kafe ve çay bahçesi olarak düzenlenmiştir. Hanın mimarı Abdül-Ula Bin Pulad Şah, İnşaat ustası da Şuca Bin Karaca’dır. Han-ı Cedid-i Evvel, Simkeş, Beylik, Kervansaray’ı, Cedid-i Amire gibi isimlerle anılan Koza Hanı, eskiden olduğu gibi şimdi de Bursa’nın ipek ve ticaret merkezidir.
@kashmiriinturke
1492 yılında, II. Bayezıt tarafından İstanbul'daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Orhan camii ile Ulu cami arasındaki geniş bir alana kurulmuştur. Çoğunlukla kesme taş, yer yer tuğlanın da kullanıldığı han, iki katlı olup odalarının önü revaktır. Revak kısmı 40 beton kubbeden oluşmaktadır. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası vardır. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslüdür. Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunmaktadır. Günümüzde Kozahan’ın iç avlusu insanların dinlenebilecekleri kafe ve çay bahçesi olarak düzenlenmiştir. Hanın mimarı Abdül-Ula Bin Pulad Şah, İnşaat ustası da Şuca Bin Karaca’dır. Han-ı Cedid-i Evvel, Simkeş, Beylik, Kervansaray’ı, Cedid-i Amire gibi isimlerle anılan Koza Hanı, eskiden olduğu gibi şimdi de Bursa’nın ipek ve ticaret merkezidir.
@gezmeyisevenbir1696
1492 yılında, II. Bayezıt tarafından İstanbul'daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Orhan camii ile Ulu cami arasındaki geniş bir alana kurulmuştur. Çoğunlukla kesme taş, yer yer tuğlanın da kullanıldığı han, iki katlı olup odalarının önü revaktır. Revak kısmı 40 beton kubbeden oluşmaktadır. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası vardır. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslüdür...
@veliburakbuyukt6096
Özellikle eğer Bursa’ya gideceksem; uğramayı eksik etmeyeceğim bir yapıt. Kozahan gerçekten gerek bahçedeki çay servisi olsun, düzgün ve nezaketli esnaflarıyla gerçekten adına sahip çıkan bir yer. Buraya uğradığınızda bahçesinde bir çay veya eski fincanlar ile servis edilen türk kahvesinden içmeden ayrılmayın. Tabi buraya kendi adını veren ‘Koza’Han’a ait olan ipek yapımı seccade ve tekstil ürünlerini incelemeden buradan gitmemelisiniz. Özellikle buraya gelmemizde katkısı bulunan Bursa İpek’e de hizmetinden dolayı teşekkürler
@imdatuzun2121
03 _ pınara antikkent Pınara Antik Kenti, Fethiye civarlarındadır ve Likya yolu üzerinde konumlanmış durumdadır. Pınara antik kenti kalıntıları, başarıyla korunmuş bir vaziyette Likya yolu üzerinde yer alır. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde bulunan bölge, Fethiye merkezinden 45 km uzaklıktadır. Kente ulaşmak için; Fethiye yolu üzerinde bulunan "Pınara" tabelasını gördükten sonra sola dönmeniz gerekir. Kent, tabelanın 5 km uzağında yer alır. Anayoldan sonraki yol orman yolu şeklinde devam etmektedir. Yol çok bozuk fakat gitmeye değer bir Pınara Antik Kenti oldukça uzun bir geçmişe sahiptir. Likya Uygarlığı'na bağlı bir bölge olan kent, Khantoslular tarafından kurulmuştur. Pınara ismi, kelime anlamı itibariyle yuvarlak demektir. Bunun sebebi, kurulduğu bölgede yuvarlak taşların yer almasıdır. Kragos dağının yüksek bir bölgesinde kurulmuş olan kent, zamanında sahip olduğu üç oy hakkı ile bilinmektedir. Bu hakka sahip 6 kentten biri olan Pınara, oldukça önemli bir şehir olarak görülmektedir. Pınara'da bulunan kayalıklar, dönemin taş ustaları tarafından incelikle işlenmiştir. Bu kayalıklar daha sonradan önemli kurucuların mabedi haline gelmiştir. Yıllar içerisinde bu kayalar sanatsal bir yapıya bürünmüştür. Antik kent bölgesini bir günde dolaşmak yorucu gelebilir. Burasi icin en az 3 saat gereklidir.
@emrecakir1603
Kahvaltı güzel oluyor, özellikle simit ve çay ile. Tarihi bir avlu, bir de iç tarafta yeni açılmış Arap turistler için serpme kahvaltı saçmalığı da var. Ama eski çay bahçesinde güzelce çay içip simit yiyebilirsiniz. Üst taraftaki eşarpçı esnafı sıkıntılı, tezgahları yüksek fiyat üstüne kurulu turist avcıları. Çok hoş değil ama çay simit tarafı güzel.
@farukfiratoktay5583
Müthiş bir yer ve fakat paragöz esnaf bu güzelim HAN'ın içine etmeyi başarmış, sanki zorla bir şey istiyoruz, parasını alıyorsun bir bizi dövmediğiniz kalıyor bu tür yerlerin derhal elden geçmesi lazım. Tarihi koza han'ın önüne adam ayakkabıcı elbiseci kemerci "TÜKKAN" açmış şu çirkinliği güzelce görebilin diye birde sabah namazından sonra çektim fotoğrafı incelersiniz. HAN'In içi şemsiyelerden gözükmüyor zaten ağaç var gölge yapıyor bırakında gölgede otursun millet oturmak istemeyende gelmesin rezalet bir yerdi "esnaflar sağ olsun"
@ibrahimozen6520
Bursa'da bulunan hanlar bölgesindeki her şeyi ile en güzel olan Han diyebilirim... Han büyük, ihtişamlı ve bir o kadar da gorsel anlamda muhteşem girise sahip... İki katlı, giris katta bahçe kısmında girer girmez tam ortada yer alan mescidi ile sizi karsiliyor... Bahçe içerisinde çınar ağaçları ve işletmelere ait masa sandalyeler yer alıyor... Hanlar içerisinde içtiğim en güzel çayda burada vardı tavsiye ederim ... Üst katta ipek kiyafetler ve çini işlemeli takı ve eşyalar satılan küçük dukkanlar mevcut ve fiyatları da makul sayılabilecek düzeyde... Ayrıca üst kattan koza han görünümü de ayrı bir güzel... Sivas'ta bulunduğum öğrencilik yıllarımda da taş hana giderdim ancak söylediğim gibi bu gördüğüm en güzel han... Bursa da bulunduğum kısa süre zarfında her akşam ugradigim ve Bursa'ya her gidisimde de uğrak yerim olacak olan yer...
@kayhanhaciilhan
Koza Han - Bursa 1491 yılında, II. Bayezid tarafından İstanbul'daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Gazi Orhan Camii ile Ulu Camii arasındaki geniş bir alana kurulmuştur. Çoğunlukla kesme taş, yer yer tuğlanın da kullanıldığı han, iki katlı olup odalarının önü revaktır. Revak kısmı 40 beton kubbeden oluşmaktadır. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası vardır. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan Cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslüdür. Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunmaktadır. Günümüzde Koza Han’ın iç avlusu insanların dinlenebilecekleri kafe ve çay bahçesi olarak düzenlenmiştir. Hanın mimarı Abdül-Ula Bin Pulad Şah, inşaat ustası da Şuca Bin Karaca’dır. Han-ı Cedid-i Evvel, Simşek Hanı, Beylik Kervansarayı, Cedid-i Amire ve Yeni Kervansaray gibi isimlerle anılan Koza Han, eskiden olduğu gibi şimdi de Bursa’nın ipek ve ticaret merkezidir.
@Rehber
Mükemmel. Muhteşem. Etkileyici. Güzel olan hangi sıfatlar varsa hepsini hakkediyor. Çok beğendim. Bu ortamda oturup bir Türk kahvesi içmiş olmak çok güzeldi. Ama keşke güzel halkım burayı bari pisletmemis olsaydı. Uyarı yazısı yazmışlar çöp atmak yasaktir para cezası uygulanır tabelasının hemen yanında 5 ayrı peçete vardı çöp olarak. Çok üzücü. Dükkanlarda çok güzel ipek esarplar vardı sanat gibi kullanmaya kiyamayacak kadar guzellerdi.