Kapadokya'ya bir gezi planlıyorsunuz ve aklınızda o meşhur soru var: "Bu kadar çok yer varken nereden başlamalıyım?" Eğer zamanda yolculuk yapıp bin yıllık bir tarihin, sanatın ve inancın tam kalbine inmek gibi bir hayaliniz varsa, cevap aslında çok basit. Sizi, sadece bir müze değil, adeta kayalara oyulmuş yaşayan bir tarih ansiklopedisi olan Göreme Açık Hava Müzesi'ne davet ediyoruz. Burası, Kapadokya'nın ruhunu anlamak için atacağınız ilk ve en önemli adım. Peki, Göreme Açık Hava Müzesi'nde yapılacak şeyler nelerdir ve bu büyülü vadi size hangi sırları fısıldayacak?
Burası, M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar manastır hayatının merkezi olmuş, her bir kaya bloğunun içine kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve yaşam alanları oyulmuş eşsiz bir kompleks. 1985'ten beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alması da tesadüf değil. Bu gezi, sadece güzel fotoğraflar çekmekten çok daha fazlasını vaat ediyor; bu, bir zamanlar burada yaşayan insanların inançlarına, sanatlarına ve hayatta kalma mücadelelerine tanıklık etmek demek. Hazırsanız, Kapadokya'nın kalbine doğru bu unutulmaz keşfe başlayalım!
Kayalara oyulmuş manastırları, kiliseleri ve şapelleri gezin

Göreme Açık Hava Müzesi'ne adım attığınız an, sizi sıradan bir ören yerinin ötesinde, adeta bir kaya labirenti karşılar. Burada hemen her kaya bloğunun bir hikayesi, her oyuğun bir amacı var. Bu vadi, bir zamanlar yüzlerce keşiş ve rahibenin eviydi ve bu insanlar, inançlarını yaşamak ve yaşatmak için tüm hayatlarını bu kayaların içinde geçirdiler. Şimdi gelin, bu etkileyici yapıların en önemlilerine daha yakından bakalım.
Manastır Hayatının Kalesi: Rahipler ve Rahibeler Manastırı
Müzenin girişinin hemen solunda sizi karşılayan devasa kaya kütlesi, aslında 6-7 katlı bir apartman kompleksi gibi düşünebileceğiniz Rahibeler Manastırı'dır. İçerisinde yemekhanesi, mutfağı, şapeli ve katlar arasında tünellerle bağlanan odalarıyla burası, bir zamanlar 300'e yakın rahibeye ev sahipliği yapmış, kendi kendine yeten bir yaşam alanıydı. Bu dikey mimari sadece yerden tasarruf sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bir savunma stratejisi sunuyordu. Tehlike anında tünellerin girişleri devasa sürgü taşlarıyla kapatılarak manastır adeta bir kaleye dönüştürülüyordu. Bu yapı, o dönemde hem ruhani bir sığınak hem de fiziksel bir korunak olmanın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Hemen karşısında yer alan Rahipler Manastırı da benzer bir yapıya sahip olsa da erozyon nedeniyle bugün sadece giriş katı gezilebiliyor. Bu iki yapı, bir zamanlar burada ne kadar organize ve kalabalık bir dini topluluğun yaşadığının en somut kanıtlarıdır.
Adım Başı Karşınıza Çıkacak Kutsal Mekanlar
Müze içinde gezerken rotanız sizi irili ufaklı birçok şapel ve kiliseye çıkaracak. Her birinin kendine has bir karakteri var.
Aziz Basil Şapeli: Müzenin hemen girişinde yer alan bu 11. yüzyıl şapeli, sizi daha sade bir sanat anlayışıyla karşılar. Duvarlardaki süslemeler, fresk tekniğinden ziyade, doğrudan kaya üzerine kırmızı aşı boyasıyla yapılmış basit haçlar ve geometrik desenlerdir. Bu, bölgedeki Hristiyan sanatının ikonoklastik (tasvir karşıtı) döneminden kalma izleri taşıdığını gösterir.
Azize Barbara Şapeli: Adını Bizans askerlerinin koruyucu azizesinden alan bu şapel, duvarlarındaki süslemelerle diğerlerinden ayrılır. Burada İncil'den sahneler yerine yine kırmızı boyayla çizilmiş geometrik desenler, mitolojik hayvan figürleri ve askeri semboller hakimdir. Bu gizemli semboller, şapelin belki de o dönemdeki askerler tarafından bir adak yeri olarak kullanıldığına işaret ediyor.
Yılanlı Kilise: Adını duvardaki en meşhur sahneden, at üzerindeki Aziz George ve Aziz Theodore'un bir ejderhayla (halk tarafından yılana benzetilmiş) savaştığı freskten alır. Bu kilise, tamamlanmamış yapısı ve eklektik ikonografisiyle dikkat çeker. Ejderha sahnesinin yanı sıra, Roma İmparatoru Büyük Konstantin ve annesi Helena'nın tasvirleri de burada bulunur.
İsimlerinin Ardındaki Sırlar: Elmalı ve Çarıklı Kiliseler
Bazı kiliseler isimlerini içlerindeki fresklerden veya halk arasındaki rivayetlerden alır. İşte onlardan en ilginç ikisi:
Elmalı Kilise: Dokuz kubbesi ve dört sütunuyla müzenin en gösterişli yapılarından biridir. Adının nereden geldiğine dair iki rivayet var: ya bir zamanlar önünde bulunan elma ağacından ya da ana kubbedeki Mikail meleğinin elinde tuttuğu ve elmaya benzetilen küreden. İçerideki iyi korunmuş freskler, İncil'den önemli sahneleri canlı renklerle anlatır.
Çarıklı Kilise: Bu kilisenin en büyüleyici detayı, adını aldığı rivayet edilen fresktir. Hz. İsa'nın göğe yükselişini tasvir eden sahnenin hemen altında, kayaya işlenmiş iki ayak izi bulunur. Halk inanışına göre bu izler, İsa'nın yeryüzündeki son adımlarını temsil eder ve bu yüzden kiliseye "Çarıklı" denmiştir. Kapadokya'nın jeolojik yapısı, sadece bu kiliselerin oyulmasına değil, aynı zamanda
Avanos'taki peri bacaları gibi daha nice doğa harikasının oluşumuna da olanak sağlamıştır.
Karanlık Kilise ve Tokalı Kilise'deki iyi korunmuş fresklere hayran kalın

Göreme Açık Hava Müzesi'ndeki kiliselerin hepsi birbirinden değerli olsa da, iki tanesi var ki onları Kapadokya sanatının zirvesi olarak kabul etmek yanlış olmaz. Karanlık Kilise ve Tokalı Kilise, sizi adeta bir sanat galerisinde geziniyormuş gibi hissettirecek, duvarlarındaki hikayelerle büyüleyecek iki başyapıttır. Bu iki kiliseyi gezmek, Bizans sanatının en parlak dönemine yapılmış bir yolculuk gibidir.
Zamanın Sırrı: Karanlık Kilise'nin Canlı Renkleri
Karanlık Kilise, adını tesadüfen almamış. Narteks (giriş) bölümündeki küçücük bir pencere dışında neredeyse hiç ışık almaz. İşte bu "karanlık", yüzyıllar boyunca onun en büyük koruyucusu olmuş. Güneş ışığından ve dış etkenlerden korunan freskler, sanki dün yapılmış gibi canlı ve parlak renklerini muhafaza etmiştir. Bu kiliseye girmek, 11. yüzyılın gerçek renk paletini görmek demektir.
Duvarlar, adeta bir resimli İncil gibi, Hz. İsa'nın hayatından en önemli anları anlatır: Son Akşam Yemeği, Yahuda'nın İhaneti, Çarmıha Geriliş ve Göğe Yükseliş gibi sahneler, inanılmaz bir detay ve duygu yoğunluğuyla işlenmiştir. Kilisenin 1950'lere kadar güvercinlik olarak kullanılması ve içindeki güvercin gübresinin temizlenmesinin 14 yıl sürmesi ise onun ilginç hikayelerinden sadece biridir. Bu eşsiz sanat hazinesini korumak amacıyla uygulanan ek giriş ücreti, aslında bu zaman kapsülünü gelecek nesillere aktarmak için ödenen küçük bir bedeldir.
Bir Başyapıt: Tokalı Kilise'nin Göz Alıcı Mavisi
Müze kompleksinin biraz dışında, yolun karşısında yer alan Tokalı Kilise, bölgenin bilinen en eski ve en büyük kaya kilisesidir. Dört farklı mekandan oluşan bu yapı, zaman içinde nasıl büyüyüp geliştiğini gösteren bir mimari harikasıdır. Ancak Tokalı'yı gerçekten eşsiz kılan şey, duvarlarını süsleyen ve o dönem için oldukça nadir ve değerli olan lacivert (lapis lazuli) pigmentin cömertçe kullanılmasıdır.
Kilisenin beşik tonozu, baştan sona Hz. İsa'nın hayatını anlatan 30'dan fazla sahneyle, bir çizgi roman şeridi gibi bezenmiştir. Müjde'den başlayıp İsa'nın göğe yükselişine kadar uzanan bu kesintisiz anlatım, Bizans resim sanatının hikaye anlatıcılığındaki ustalığını gözler önüne serer. Tokalı Kilise'yi gezmek, sadece duvarlara bakmak değil, adeta kutsal bir metni okumak gibidir.
Kilise Adı | Tahmini Tarih | Ayırt Edici Özellik | Kaçırmamanız Gereken Sahne |
---|---|---|---|
Karanlık Kilise | 11-12. Yüzyıl | En iyi korunmuş, canlı freskler; ekstra ücretli giriş. | Son Akşam Yemeği, Çarmıha Geriliş |
Tokalı Kilise | 10-11. Yüzyıl | Bölgenin en büyük kilisesi; göz alıcı lacivert tonları. | Hz. İsa'nın hayatını anlatan 30 sahnelik tam döngü. |
Elmalı Kilise | 11-12. Yüzyıl | Simetrik mimari; 9 kubbeli yapı. | Pantokrator İsa ve melek tasvirleri. |
Yılanlı Kilise | 11. Yüzyıl | Tamamlanmamış yapı; sıradışı ve eklektik freskler. | Ejderhayı öldüren atlı azizler (St. George & Theodore). |
Çarıklı Kilise | 12-13. Yüzyıl | Adını aldığı rivayet edilen "kutsal ayak izleri". | Hz. İsa'nın Göğe Yükselişi (Anastasis). |
Manastır yaşamının bin yıllık izlerine tanıklık edin

Göreme Açık Hava Müzesi'nin duvarlarındaki sanat eserleri ne kadar büyüleyiciyse, o duvarların içinde süren hayat da bir o kadar merak uyandırıcıdır. Burası, yaklaşık bin yıl boyunca sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda bir eğitim, üretim ve yaşam merkeziydi. Bu kayaların sessizliği, bir zamanlar burada atan yüzlerce kalbin, okunan duaların ve paylaşılan ekmeğin anısını saklar.
Bir Topluluğun Doğuşu: Aziz Basil'in Öğretileri
Peki, bu kadar çok insan neden dünyadan elini eteğini çekip bu vadide bir araya geldi? Bu sorunun cevabı, 4. yüzyılda yaşamış olan Kayserili Aziz Basil'de (Büyük Basileios) yatar. Aziz Basil, Hristiyan keşişleri tek başına, münzevi bir hayattan alıp bir çatı altında toplayan, komünal (topluluk halinde) manastır yaşamının kurallarını koyan kişidir. Onun öğretileri, manastırların sadece ibadet edilen yerler değil, aynı zamanda bir okul, bir hastane ve bir sosyal yardımlaşma merkezi olmasını teşvik etti. Göreme Vadisi, işte bu manastır eğitim sisteminin başlatıldığı ilk yer olarak kabul edilir. Buradaki her yapı, Aziz Basil'in topluluk ve hizmet felsefesinin bir yansımasıdır.
Kayaların İçindeki Günlük Hayat
Manastır hayatı sadece duadan ibaret değildi. Keşişler ve rahibeler, kendi yiyeceklerini üretir, şaraplarını yapar ve günlük işleri birlikte yürütürlerdi. Müzeyi gezerken karşınıza çıkacak olan yemekhane (refektoryum), bu toplu yaşamın en güzel örneklerinden biridir. Ortasında uzanan, tek parça kayadan oyulmuş uzun masa ve sıralar, düzinelerce kişinin aynı anda yemek yediği bir sahneyi zihninizde canlandırır.
Yemekhanenin hemen yanında mutfaklar, kilerler ve erzak depoları bulunur. Bu mekanlar, manastırın kendi kendine yeten ekonomik bir birim olduğunu gösterir. Mimarinin kendisi bile bu felsefeyi yansıtır. Kutsal alanlarla (kiliseler, şapeller) ortak yaşam alanlarının (yemekhane, mutfak) iç içe geçmiş olması, Aziz Basil'in öğretisinin taşa kazınmış halidir: manevi hayat, topluluk hayatından ayrı düşünülemez. O kayadan oyma masayı gördüğünüzde, sadece eski bir mobilyaya değil, Doğu Hristiyanlığını şekillendiren devrimci bir fikrin fiziksel kanıtına bakıyorsunuz demektir.
Göreme Maceranız Burada Bitmesin!
Göreme Açık Hava Müzesi, Kapadokya'nın sunduğu zenginliklerin sadece bir başlangıcı. Bu büyülü vadideki gezinizi tamamladıktan sonra, maceranıza devam etmek için etrafta sizi bekleyen harika alternatifler var.
Uçhisar Kalesi: Ayaklarınızın altında gezdğiniz vadiyi bir de kuşbakışı görmek istemez misiniz? Bölgenin en yüksek noktası olan Uçhisar Kalesi'ne çıkarak tüm Kapadokya coğrafyasını panoramik bir manzarayla seyredebilirsiniz.
Paşabağları (Keşişler Vadisi): Göreme'deki toplu manastır yaşamından önce keşişlerin nasıl daha münzevi bir hayat sürdüğünü görmek için Paşabağları'nı ziyaret edin. Buradaki çok başlı, şapkalı peri bacaları hem fotoğraf çekmek için harikadır hem de her birinin içinde bir zamanlar bir keşişin yaşadığını hayal etmek çok etkileyicidir.
Avanos: Binlerce yıllık tarihi, yaşayan bir kültürle birleştirmek için Avanos'a uğrayın. Kızılırmak'ın çamurundan yapılan meşhur çömlek atölyelerinden birine girip hem ustaları izleyebilir hem de kendi çömleğinizi yapmayı deneyebilirsiniz. Göreme'de gördüğünüz tarihi dokunun bir benzerini, ama bambaşka bir coğrafyada,Vanadokya Peri Pacaları sayfamızda keşfedebilirsiniz.
Kaynakça
Daha fazla akademik ve resmi bilgi için, UNESCO'nun Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Kayalık Siteleri sayfasını inceleyebilirsiniz:(https://whc.unesco.org/en/list/357/).
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Göreme Açık Hava Müzesi giriş ücreti ne kadar ve Müzekart geçerli mi? Evet, Müzekart geçerlidir. Müzekart'ınız yoksa veya yabancı bir ziyaretçiyseniz, güncel giriş ücretleri eğişiklik gösterebilir. En doğru bilgi için gitmeden önce resmi muze.gov.tr web sitesini kontrol etmenizi öneririz. Unutmayın, Karanlık Kilise'yi ziyaret etmek için ayrıca bir bilet almanız gerekmektedir.
2. Müzeyi gezmek ne kadar sürer? Müzedeki ana kiliseleri ve manastırları rahatça gezmek, atmosferi hissetmek ve fotoğraf çekmek için en az 2-3 saatinizi ayırmanızı tavsiye ederiz. Eğer sanat ve tarih meraklısıysanız bu süre daha da uzayabilir.
3. Müze hangi saatlerde açık? Müzenin ziyaret saatleri yaz ve kış dönemine göre farklılık gösterir. Genellikle yaz döneminde (1 Nisan - 31 Ekim) daha uzun süre açık kalırken, kışın daha erken kapanır. Ziyaretinizi planlamadan önce yine resmi web sitesinden güncel açılış ve kapanış saatlerini teyit etmeniz en iyisidir.
@arzutasci
45 dk boyunca sadece kayalar üzerinde geziyorsunuz, asıl görülmesi gereken yerler kapali . Manastır, kilise, karanlık tünel, kapali güvenlik nedeniyle şerit çekilmiş . Bunlar daha önceden bilgi verilebilir di. Çocuklar sıkıldı. Ortalama 1 saat dolaşıyorsun yönergeler çok zayıf nerede olduğunuzu anlayamıyorsunuz, gerekli tabela, yönergeler solmuş, okunmuyor. İçi boş ,tahrip edilmiş Odalar (kilise imis) .Gezilecek , anlatılan kadar bir şey yok . Yani kendinizi yormadan uzaktan kamera ne görüyorsa onu izleseniz bence yeterli . Diger yerlere gelince Kapadokya geneli böyle heryer tas , gezilecek yerler içi tahrip edilmiş, bozulmuş. Heryer kafe bir soru soracak görevli yok . Yanınıza bol su , içecek, yiyecek alin . Tamamamen esnafın eline bırakılmış bir turistik yer . Göremedeki Panoramik görülecek yerler için tepelerde hep kafe var . Nasil araba ile yanaşıp izleyeceğiz. Ücretsiz hareket dahi edemiyorsunuz . Yanınızdan geçen herhangi bir rehber e bir yeri soruyorsun cevap vermiyor .... Nevsehir e gitmişken Havi Bektaş a uğrayın, ayrıca Yer altı mağaraları mutlaka gidilmesi gereken yerler , Derinkuyu, Kaymaklı yeralti şehirleri , Avanos ve çömlek yapımı . Avanos demisken asma köprü bitiminde ki dondurmacıin dondurmalari lezzetli . Kıyı Cafe uygun ve lezzetli . Göreme deki Karanlık Kilise çok güzel ( ayrıca ücretli ) , Göreme açık hava müzesi ve içindeki kiliseler çok güzel. Ürgüp teki 3 güzel peribacalari , Kızıl çukurda gün batımı , buraları gezebilirsiniz. Aslinda her tepede gün batımı çok güzel. Diger yerleri bence yanından geçerken, uzaktan resim alabilirsiniz. Guvercinlik , Paşabaglari ve daha bir çok vadi ve görülecek yer var .Ayrıca araştırıp bi bakın derim . Birde Şarap tadımı yapılan yerler ilgilileri için cazip yerler. Internette nerede ne var diye bakıyorsunuz heryer için bir anlam yüklenmiş. Hareket eden herseye özel muamele yapılmış. Gidince anlayacaksınız. Yani ağacın dalı kırılmış çaput bağlamışlar bütün sitelerde o ağaca gidilmesi gerekiyor diye yazılmış gibi düşünün, Avanos ta asma köprü var. Adını sallanan köprü koymuşlar içinden dere gecen bütün şehirlerde var o köprüler. İllaki gidilmesi gereken gibi yazmışlar. Ama köprü sonunda ,yani kuzey tarafi ,güzel bir dondurmacı var .Ben çok beğendim. Avanosta Taş köprü var 150 yıllık ,bildiğin dere üstü köprü. Onun yerine Adana da dünyanın en eski kullanılan Taş köprüsü var 1500 -2000 yıllık onu görün Yani. TAVSIYEM gideceğiniz ile ilgili yazılanları İyice okuyun 3-5 defa . Daha sonra karar verin. 15 sene önce gelmiştim, simdi çocuklarla geldim hala aynı hersey . Simdi bukadar gömdün diyecekler de Antalya, Adana,Mersin, İzmir tarihi yerleri gezince burasi hafif kaldı veya hayal kırıklığı diyelim . Mesela 1 saat kayalarin üzerinde, dikenli bitkilere basarak geziyorsunuz , manastır denen yere variyorsunuz hiç birsey yok . ( Trabzon'daki Sümela manastır i gibi yer arıyor insan ) . Gidin veya gitmeyin demiyorum . Balon binmek isteyen için muhteşem ama pahali. Atv ler ile gezebilirsiniz. Tabiki gidin mutlaka görün. Kapodokyanin yaz , kış farklı güzelliği var . ( Ama bence çok kendini yormadan panoromik olarak ) Tas bir konakta kalıp manzara karşısında çayınızı yudumlayın daha keyifli.
@hyildiz
Nevşehir/Kapadokya gezinizde es geçmemeniz gereken yerlerden birisi de Zelve. Müze kartı edinmeniz önerilir. Öğretmen ya da öğrenci kartları da geçerli. Dışarıdan bakıldığında pek ilgi çekici gelmeyebilir ama içeriyi gezdikçe çok hoşunuza gidecektir. Ayakkabınız kaymayan tarzdan olursa riskleri azaltmış olursunuz. Hem zoom hem geniş açı lensiniz yanınızda olsun derim ya da tak-gez bir lensiniz olsun (18-250 gibi). Burada manastırlar, kiliseler, yerleşim yerlerinin yanı sıra tünel, değirmen, cami gibi yapılar görülebilir. Güvercinlik denilen bölgede de kaya güvercinlerini görebilirsiniz. Ayrıca bol miktarda kaya kırlangıcına da rastlamak mümkün. Yanınızda küçük çocuk varsa gezinti daha yorucu olabilir aklınızda bulunsun.
@arzutasci
Türkiyede yıllardır bir sürü müzeye gittim hayatımda bu kadar kötü otopark görevlisi görmedim . Zelvenin önüne doğru içeri giriyorduk sonra vazgeçtik , dönerken Kapıdaki görevli geldi bizden ücret istedi biz de çıkıyoruz dedik hareket ediyorduk ve kapıdaki görevli bize o zaman ‘kaybolun o zaman’ gibi çok ters ve kaba bir şekilde bağırdı . Araba da ben küçük kız kardeşim ve nişanlım vardı sanıyorum bize yaşı küçük veya kadınız diye kabaca bağırıp davranabileceğini düşündü . Sonrasında ne biçim konuşuyorsunuz beyfendi çıkıyoruz dediğimizde de o uzun saçlı kapıdaki otopark görevlisi bize bağırıp kötü sözler söylemeye devam etti sonra annemiz oradan bir şal alacaktı onu almak için yöneldik bu sefer yine başımıza gelip giremezsiniz vs diyerek bizi videoya çekti ! Napalım polis mi çağıralım ne biçim davranıyorsunuz dememize rağmen bizim iznimiz olmadan bizi videoya çekti. Devletin görevlisinin nasıl böyle taciz edercesine iletişim kurduğunda inanamıyorum. Lütfen böyle yerlerde biraz daha nazik biraz daha doğru iletişim kuran insanlar çalışsın Kapadokya gibi ülkemizin nadide bölgesinde kavgacı negatif davranan insanların karşılaması çok üzücü. Umarım çalışanlar daha dikkatli olabilir .
@ahmetgelegen1802
Muhteşem bir platform. Muhteşem bir tarihi müze kampüsü, muhteşem bir tarih Göreme gezisinde ilk ikiye koyabileceğiniz bir yer Kampüs büyük, biraz vakit ayırın ve acele etmeden gezin Detaylı anlatım sağlayan ücretli gezi rehberleri var veya kulaklıkta tape'ler ile dinleyerek gezebilirsiniz. Zaten başlı başına gezmek etkileyici ve büyüleyici, bir de tarihini bilerek gezerseniz daha harika olur zannımca.. Yüzyıllar önceki insanların hayatlarına dokunmak çok eğlenceliydi! Girişte müze kart çıkartıp (60 TL) girebilirsiniz. Veya 100 TL özel giriş kişi başı. Müze kartı tercih edin, keza 1 yıl geçerli ve diğer bir çok noktaya bedava girebiliyorsunuz bu kart ile
@asli2075
Göreme'ye gelin bu dünya harikası açık hava müzesini görmeden buradan ayrılmayın derim. Buraya özel aracınız, turizm firmaları ve günübirlik turlar ile gelebilirsiniz. Müze kartınız varsa giriş ücretsizdir. Yabancı turistler için gişelerde 15 günlük bilet satılmaktadır. Araba park yerleri var. Hafta sonları ve tatillerde çok kalabalık olur. Rahat ayakkabılar giyin. Peribacalarının içinde kiliseler vardır ve ziyarete açıktır. Fotoğraf çekmek yasaktır. Site oluşumları var. Dünyanın formlarını görmek gerekir. Aşağıda bir kilise var. Girişte müze kartı ve müze bileti bulunmaktadır. Come to Göreme, do not leave without seeing this open-air museum, which is a wonder of the world. You can come here with your private vehicle, tourism companies and daily tours. If you have a museum card, admission is free. For foreign tourists, 15-day tickets are sold at the box office. There are car parks. It gets very crowded on weekends and holidays. Wear comfortable shoes. There are churches inside the fairy chimneys and they are open to visitors. Taking photos is prohibited. There are site formations. It is necessary to see the forms of the world. There is a church below. Museum pass and museum ticket are available at the entrance.
@ibrahimgunes4140
Zelve açık hava müzesi gerçekten olağanüstü bir yer, camisi, manastırı, evleri ile her karışı tarih ve heyecan verici güzellikle dolu. Hele ki 1952 yılına kadar aktif şekilde kullanılmış olması gerçekten çok şaşırttı, bu tarafa yolu düşenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer.
@arzutasci
Daha önce de gidip çok hayran kaldığım bir müze. Peri bacalarının renginin farklılığı ve şekillerinin özgürlüğü insanı kendine hayran bırakıyor. Bugün gittiğimde Kültür Bakanlığının saçma sapan uygulaması yüzünden görevlinin tatsız tavırlarına maruz kaldım. Türkiye'nin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde defalarca yaşadığım şeyi bugün Zelve'de, doğaya eserlere zarar veriyormuşum edasıyla suçlu hissettirilerek tekrar yaşamam tüm keyfimi kaçırdı. Profesyonel çekim yaptığım düşüncesi ile tripod alınmadığını söyleyen girişteki görevlilere, cep telefonumu takarak selfie çubuğu şeklinde kullanıyorum diye açıklama yaptım. Biz söyleyelim de gerisini siz bilirsiniz şeklinde açıklama yapan görevlileri geçip müzeyi gezmeye başladık. 9 yaşındaki oğlum ile kimseye bizim resmimizi çekin demeye gerek duymadan cep telefonumla özçekimler yaparken sanki eserlere zarar veriyormuşum gibi bağıra bağıra beni uyaran görevlinin saygısızca tavırlarına maruz kaldım. Açıklama yapmama rağmen kapat o tripodu şeklinde terbiyesizce bağırmaya devam eden görevliye, tripod kendi kendine çekim yapamaz telefonum elimde desem de tepeden sürekli beni ve oğlumu gözetlemeye ve arkamızdan bizi takip etmeye devam etti. Kültür Bakanlığına bunu daha önce yazmıştım tekrar yazdım. Tek başına gezerek kimseye muhtaç olmadan amatör çekimler yapanlar için telefona uyumlu tripod kullanımı müzelerde yasak olmamalı. Gardiyan kılıklı görevliler ile muhatap olmak istemiyoruz.
@barisyilmaz5814
Güzel bir deneyim. Hayatta bir kez de olsun görmek gerekir. İkinci ziyaret sıkabilir. Turistik bir yer olduğu için fiyatlar gerçekten pahalı. Balona binmek mi. Yerli iseniz unutun. Kendi ülkenizde fakir olduğunuzu anlıyorsunuz. Ama balonların kalkış anı tam bir resital gibi. Biz kendimiz gezdik ama gezemedik. Bilen biri ile gezmek gerekir diye düşünüyorum. Üç güzeller tam bir fiyasko oldu. Dondurmacılardan uzak durun derim. Uç hisar kalesi manzarası süper. Giriş yetişkin 30 öğrenci 20 TL. Müze kart geçerli değil. Göreme açık hava müzesi için müze kart geçerli. Her yer otopark ve ücretli.
@ismailakin8832
Muhteşem bir müze! Müze kart ile giriş yapabilirsiniz, ancak karanlık kiliseye giriş 50 lira ekstra ücrete tabi. Yaklaşık 200 metre gerisinde otopark mevcut. Sabah 08:00 itibariyle hizmet vermekte. Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir. Soğanlı, Ihlara, Açıksaray aynı eğitim sisteminin daha sonraları görüldüğü yerlerdir. Kiliseler, iki tür teknikle boyanmıştır. Birincisi, doğrudan doğruya kaya yüzeyi düzeltilerek üzerine yapılan boyama; ikincisi ise, kaya üzerine yapılan secco (tempera) tekniği ile yapılan Kilisede işlenen konular Tevrat, İncil ve Hz. İsa'nın hayatından alınmıştır. Göreme Açık Hava Müzesi'nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Pantokrator Kilisesi, Malta Haçlı Kilise, Azize Catherine Kilisesi, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır. Göreme Açıkhava Müzesi 6 Aralık 1985 tarihinden bu yana doğal ve kültürel varlık olarak UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. An amazing museum! You can enter with the museum card, but the entrance to the dark church is subject to an extra fee of 50 lira. There is a car park about 200 meters behind. It serves as of 08:00 in the morning. Today's Göreme Open Air Museum is considered to be the place where the monastic education system was started. Soganli, Ihlara, Açıksaray are places where the same education system was seen later. Churches were painted with two types of techniques. The first is painting done directly on the rock surface by smoothing; and secondly, the subjects covered in the church, which was built with the secco (tempera) technique on the rock, are the Torah, the Bible and the Prophet. Taken from the life of Jesus. There are Girls and Boys Monastery, St. Basil's Church, Elmalı Church, St. Barbara Church, Yılanlı Church, Pantokrator Church, Malta Crusader Church, St. Catherine's Church, Dark Church, Çarıklı Church and Tokalı Church in Göreme Open Air Museum. Göreme Open Air Museum has been on the UNESCO World Heritage List as a natural and cultural asset since 6 December 1985.
@gokhankirmizigu6021
Otopark ücretli. Tuvaleti mevcut. Müzekart geçerli. Çocuklara ücret alınmıyor. Zelvede 1954 yılına kadar köylüler kalıyormuş. Kesinlikle gezilmesi gerekiyor. Avanos’a 5 km, Paşabağları’na 1 km. uzaklıktaki Zelve, Aktepe’nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Üç vadiden oluşan Zelve Örenyeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Üç vadiden oluşan Zelve örenyeri, Kapadokya bölgesinde peribacalarının en yoğun olduğu yer. Doğanın yarattığı güzelliklerden biri olan bu alan IX. ve XIII. yüzyıllarda Hıristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden birisi oldu, papazlara verilen ilk dini seminerler bu yörede gerçekleşti. Vadideki en önemli kiliseler olan Balıklı, Üzümlü ve Geyikli kiliseleri İkonoklastik dönem (728-842) öncesine tarihleniyorlar. Burada ayrıca Aziz Simeon adına yapılmış şapel ve birçok kaya mekânı bulunuyor. 1952 yılına kadar iskân edilmiş vadide manastırlar, kiliseler, yerleşim yerlerinin yanı sıra tünel, değirmen, cam gibi yapılar görülebilir.
@bekirkara930
Gerçekten çok büyüleyici ve doya doya gezilmesi gereken bir alan. Kapanış 19.00 yazıyor fakat o içerdeki konuklar için. İçeri alışı 17.40-18.00 gibi kapatıyorlar. Müzekart ile giriş yapabiliyorsunuz. Kalıntılar çok güzel fakat çevre düzenlemesi ve yürüyüş patikaları çok düzensiz. Uyarı levhaları ve patika yönü bazı noktalarda karışabiliyor. Araçla gelenler için ücretli otopark mevcut. Ziyaret ettiğimiz dönemde 8₺ bir ücret verdik. Ziyaret etmenizi mutlaka tavsiye ederim
@ibrahimsevim8404
Görülmesi gereken bir yer. Yüz yillar önce insanlar orada o zamanlar nasil yaşadiklarini merak ediyor! Ne amacla o kayalari kazip onca zahmete girdiler acaba! Iceriye girmeden yaniniza bolca su alin, yorucu bir yolculuk eger her mağaraya girmek isterseniz. Önemli olan en yükseğe cikip o manzaranin keyfini cikarmaniz. Tavsiyem
@ankara
Dağların arasında gizli bir mabet sanki. İyi korunmuş. Görülebilir. Müze kart almanızı tavsiye ederim. Kapadokya da ören yeri girişleri pahalı. Hele de kalabalık gittiyseniz.
@gezenkadinlar
Çok güzel bir yer. Turla gittim ve rehberlerden oranın tarihi ile ilgili birçok şey öğrendim. Girişler ücretli, müze kartını online olarak önceden satın almanız gerekir yoksa uzun bir sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz. Fotoğraf makinesi sokmanızda herhangi bir sakınca yok. (Beklemek gerekmiyor dedim çünkü ben online müze kartı satın alıp karekod ile giriş yaptım. Eğer ordan satın almak isterseniz en az 30dk beklemek zorunda kalabilirsiniz.)