Gaziantep Kalesi, Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisi olup, gerek ihtişamı gerekse tarihiyle şehir merkezinde, Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25 m yükseklikte hemen herkesin dikkatini çeken bir tepe üzerinde konumlanmaktadır. Gaziantep Kalesi’nin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Tarihi günümüzden 6000 yıl geçmişe, Kalkolitik döneme kadar giden bir höyük üzerinde kurulduğu, M.S. 2-3.yy.’da ise kale ve çevresinde “Theban” isimli küçük bir kentin olduğu bilinmektedir. M.S. 2-4.yy.’da kalenin, ilk olarak Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisinde genişletildiği yapılan arkeolojik kazılarla anlaşılmıştır. Bugünkü biçimini ise Kaleler mimarı olarak bilinen Bizans İmparatoru Iustinianos döneminde M.S. 6.yy.’da almıştır. Yine bu dönemde kale önemli bir onarım geçirmiş olup, onarım sırasında tesviyenin sağlanması için, güney bölüm kemerli ve tonozlu galerilerden oluşan substrüksiyon (temel) yapılarıyla donatılmış, bu galerilerle birbirine bağlanan kuleler inşa edilmiş ve sur bedenleri batı, güney ve doğuya, tepenin sınırına kadar genişlemiştir. Kale bu haliyle gayrı muntazam dairesel bir şekle sahiptir. Kale bedenleri üzerinde 12 adet kule mevcuttur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kalenin 36 burcundan bahsetmektedir. Günümüzde ise bunların yalnızca 12 tanesini görebilmekteyiz. Geri kalan 24 burcun ise kalenin dış surları üzerinde bulunduğu ve günümüze kadar gelemediği düşünülmektedir. Kale çevresinde bir hendek bulunmakta ve kaleye geçiş ise köprü ile sağlanmaktadır. Kale köprüsünü geçip, asıl kale kapısına ulaşmadan, sol tarafta ise halk tarafından İmam-ı Gazali Hazretlerinin Makamı olarak adlandırılan bir burç bulunmaktadır.

Gaziantep Kalesi, Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisi olup, gerek ihtişamı gerekse tarihiyle şehir merkezinde, Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25 m yükseklikte hemen herkesin dikkatini çeken bir tepe üzerinde konumlanmaktadır. Gaziantep Kalesi’nin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Tarihi günümüzden 6000 yıl geçmişe, Kalkolitik döneme kadar giden bir höyük üzerinde kurulduğu, M.S. 2-3.yy.’da ise kale ve çevresinde “Theban” isimli küçük bir kentin olduğu bilinmektedir. M.S. 2-4.yy.’da kalenin, ilk olarak Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisinde genişletildiği yapılan arkeolojik kazılarla anlaşılmıştır. Bugünkü biçimini ise Kaleler mimarı olarak bilinen Bizans İmparatoru Iustinianos döneminde M.S. 6.yy.’da almıştır. Yine bu dönemde kale önemli bir onarım geçirmiş olup, onarım sırasında tesviyenin sağlanması için, güney bölüm kemerli ve tonozlu galerilerden oluşan substrüksiyon (temel) yapılarıyla donatılmış, bu galerilerle birbirine bağlanan kuleler inşa edilmiş ve sur bedenleri batı, güney ve doğuya, tepenin sınırına kadar genişlemiştir. Kale bu haliyle gayrı muntazam dairesel bir şekle sahiptir. Kale bedenleri üzerinde 12 adet kule mevcuttur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kalenin 36 burcundan bahsetmektedir. Günümüzde ise bunların yalnızca 12 tanesini görebilmekteyiz. Geri kalan 24 burcun ise kalenin dış surları üzerinde bulunduğu ve günümüze kadar gelemediği düşünülmektedir. Kale çevresinde bir hendek bulunmakta ve kaleye geçiş ise köprü ile sağlanmaktadır. Kale köprüsünü geçip, asıl kale kapısına ulaşmadan, sol tarafta ise halk tarafından İmam-ı Gazali Hazretlerinin Makamı olarak adlandırılan bir burç bulunmaktadır.

Klasik kale gezintisinin yanına bir de Antep tarihi heykel müzesi eklenmesi havasını artırmış. Doğal olarak Milli mücadelenin Antep kısmına odaklanılmış. tarihi gerçeklerden bilmediğimiz ne çok yerel olaylar yaşanmış diye düşündüm. Heykeller, kabartmalar, sinevizyon eşliğinde kale içinde koridor boyunca yürüyüp o yılları hissetmeye çalışmak güzeldi. Beni ayrıca mutlu eden kısmı pandemi yılında (2021) gerçekleştirdiğimiz ziyarette sağlık çalışanı olarak ücret alınmamasıydı (milli mücadele kahramanlarının yaptıkları yanında lafını etmeye bile utanırım ama bu davranış bizi sevindirdi. Yetkililere teşekkür ederim). Eğer yetkililer de okuyorsa Bir de öneri de bulunayım: kale gezintilerinde bir amaç da gün doğumu ve batımını izleme zevkine varmaktır. Nasıl çözülür bilemem ama (personel alımı ve çift vardiya çalışılması olabilir belki) bu durum ziyaretçi sayısını artıracaktır. Yine de tşkler

Hemen yanında belediye ait iki otopark mevcut. Benim size tavsiyem yukarıdaki otoparkı kullanmanız. Kaleye daha yakın. Kale oldukça büyük ve antep savunmasında da kullanılmış. Belediye tarafından işletiliyor müze kart geçmiyor o yüzden. Kaleyi gezerken kurtuluş savaşını anlatan heykellere yer verilmesi güzel. İçinde daha fazla ayrıntıya yer verilebilir. Bir yandan kazılar devam ediyor sanırım. Yarım saate kaleyi rahatlıkla gezebilirsiniz. Kale şehrin tam kalbinde yer alıyor ve üstünden şehir manzarası güzel. Hatıra fotoğrafı için güzel bir alan ayrılmış

1 tünelden ibaret 1 kale kültür gezisine gidiyorsunuz elinizde müze kart var ayrıca ücret talep ediyorlar. Yazık insanın kendi tarihini öğrenmek için para vermesi gerçekten acı. Antep tarihine damga vurmuş gazi olmuş şehit olmuş insanların sırtından para kazanmak hoş değil. Zaten kalenin içi diye bir şey yok dediğim gibi giriş te tarih anlatımı ve tarihe damgasını vurmuş insanların resimleri var.

Aslında güzel bir yer fakat restorasyonu kötü yapılmış. Kalenin içindeki sergilenen şeyleri çok alakasız buldum. Kurtuluş savaşı ile ilgili şeyler var hep ama bunun için bu eski güzelim yeri kullanmaya gerek yoktu bence. Çünkü o taştan yapılma koridorlarda konulan standlar çok alakasız ve ortamın havasını bozmuş. Bilmiyorum içi boş olsa daha güzel olurdu bence. Eski bir kalenin içini gezmiş olurduk en azından. Üst tarafı işte daha da rezalet yapılmıştı. Kazı yerlerini otlar kaplamış hep otları temizlememişler. Yapılan ahşap yürüme yolu ve demir korkuluklar ortamın havasını o kadar bozmuş ki anlatamam. Kalıntıları güzelce fotoğraflayamıyorsunuz bile gümüş rengi korkuluklar parlıyor hep çok rahatsız edici.

Gaziantep Kalesi, Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisi olup, gerek ihtişamı gerekse tarihiyle şehir merkezinde, Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25 m yükseklikte hemen herkesin dikkatini çeken bir tepe üzerinde konumlanmaktadır. Gaziantep Kalesi’nin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Tarihi günümüzden 6000 yıl geçmişe, Kalkolitik döneme kadar giden bir höyük üzerinde kurulduğu, M.S. 2-3.yy.’da ise kale ve çevresinde “Theban” isimli küçük bir kentin olduğu bilinmektedir. M.S. 2-4.yy.’da kalenin, ilk olarak Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisinde genişletildiği yapılan arkeolojik kazılarla anlaşılmıştır. Bugünkü biçimini ise Kaleler mimarı olarak bilinen Bizans İmparatoru Iustinianos döneminde M.S. 6.yy.’da almıştır. Yine bu dönemde kale önemli bir onarım geçirmiş olup, onarım sırasında tesviyenin sağlanması için, güney bölüm kemerli ve tonozlu galerilerden oluşan substrüksiyon (temel) yapılarıyla donatılmış, bu galerilerle birbirine bağlanan kuleler inşa edilmiş ve sur bedenleri batı, güney ve doğuya, tepenin sınırına kadar genişlemiştir. Kale bu haliyle gayrı muntazam dairesel bir şekle sahiptir. Kale bedenleri üzerinde 12 adet kule mevcuttur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kalenin 36 burcundan bahsetmektedir. Günümüzde ise bunların yalnızca 12 tanesini görebilmekteyiz. Geri kalan 24 burcun ise kalenin dış surları üzerinde bulunduğu ve günümüze kadar gelemediği düşünülmektedir. Kale çevresinde bir hendek bulunmakta ve kaleye geçiş ise köprü ile sağlanmaktadır. Kale köprüsünü geçip, asıl kale kapısına ulaşmadan, sol tarafta ise halk tarafından İmam-ı Gazali Hazretlerinin Makamı olarak adlandırılan bir burç bulunmaktadır.

Gaziantep kalesi oldukça korunmuş bir yapıya sahipti, kale içersinde yaz aylarında bile soğuk kalması oldukça ilginç geldi bana. Kale çok yüksek ancak kaleye inşa edilen merdivenler ve düz yollar yokuşu daha az hissetmeni sağlıyor ve fazla yorulmadan kaleye çıkabilirsiniz. Şehrin birçok yerini gezdim müzeleri gezdim mutfak müzesi, Anadolu evleri, kale dibinde yer alan konaktan restauranta çevirmiş ciğerci de yemek yemenizi öneririm. Tüm şehirde tarihi dokusu korunmuş ve her yer tertemiz yollar ve sokaklarda uzun yürüyüş yaparak gezdim. Zeugma müzesini gezdim tarihe ışık tutuyor ve eşsiz eserler sergilenmiş. Esnafları oldukça nazik ve misafirperver. Gaziantep'e yıllar önce gitmiştim tarihi alanlari aynı şekilde korunurken şehir modernleştirilmiş burada en büyük başarının Belediye Başkanı Fatma Şahin hanım gibi bir belediye başkanına sahip olmasindan kaynaklandığını düşünüyorum. 2 gün yetmedi tekrar gitmeyi çok isterim ancak mutlaka herkes bu nadide şehri gezip görmeli.

Tarihi geçmişiyle ve görüntüsüyle kesinlikle gezilip görülecek bir yer içerisindeki bilgilendirici yazılar heykeller her şey çok güzeldi. sadece içerisi karanlıktı ışıklandırma sistemi yok mu yoksa acmadilar mi bize bilmiyorum. sabah 8.30da açılıyor. biz açıldığı saatte gittik nerdeyse kimse yoktu rahat rahat gezip fotoğraf çekildik. tehlikeli yerlerde girilmez yazıları ve zincirler var çocuklar için de bu yönden uygun olduğunu düşünüyorum. Öğrenci olduğum için belgemi gösterip ücretsiz giriş yaptım sağlık çalışanları ve öğretmenlerde aynı şekilde ücretsiz giriş var onun dışında temassız bankaları veya kredi karriyla ödeme yapılıyor 10tl ödemesi vardı.

Gaziantep'e yolunuz düştüyse muhakkak kalesini de görmeden dönmeyin derim. Müze kart geçmiyor ücreti 10TL (2022 yılı) temassız kartınızla ödeme yapabiliyorsunuz.

Antep’te gezilmesi gereken yerlerden biri. İçinde milli mücadele panoramik müzesi de var. Antep kurtuluşu dönemiyle ilgili detaylı bilgi veriyor. Kalenin içi ve üst teras katı gezilebiliyor. Öğrencilere ücretsiz, ama diğerleri için galiba kart almak gerekiyor.

Gaziantep’e geldiğimde ilk gezdiğim yer burasıydı. Planıma buradan başlayıp devam ettim. Gayet güzel bir yer. Tavsiye edilir. Öğrenci ve öğretmen ücretsiz. Diğerleri için giriş 10 tl