Şehrin gürültüsünden sıkılıp, zamanın yavaşladığı, her köşesi tarih kokan bir yere kaçmak istediğiniz oldu mu hiç? Begonvillerin sarmaş dolaş olduğu taş evleri, masmavi denizi ve lezzet dolu sofralarıyla Cunda Adası, tam da bu hayalin gerçeğe dönüştüğü yer. Burası sadece bir tatil beldesi değil, aynı zamanda yaşayan, nefes alan bir tarih kitabı. Eğer aklınızda "Bu yaz Cunda Adası’nda yapılacak şeyler nelerdir?" sorusu varsa, doğru yerdesiniz. Gelin, sizi adanın ruhunu en derinden hissedeceğiniz o büyülü anlara götürelim ve bu eşsiz Ege incisinin sırlarını birlikte keşfedelim.
Tarihi Taş Kahve'de bir yorgunluk kahvesi için
Cunda gezinize başlamak için adanın kalbinden daha iyi bir yer olamaz. Sahildeki o heybetli, tarihi dokusuyla sizi çağıran Taş Kahve, bir kafeden çok daha fazlasıdır; adanın yaşayan hafızasıdır. Burası, 1923'teki mübadele sonrası Girit'ten adaya gelen Hüseyin Barış'ın, memleketi Resmo'daki kahvelere benzettiği için 1927'de büyük bir sevgiyle satın aldığı bir mekandır. O günden beri "dededen toruna" aynı aile tarafından işletilen bu kahve, aslında Cunda'nın kök salma ve yeniden doğuş hikayesinin canlı bir anıtıdır.
Burada bir kahve içmek, sadece bir mola vermek değil, aynı zamanda bu derin tarihe tanıklık etmektir. İçeri adım attığınız anda sizi büyüleyecek olan atmosfer, adeta zamanda bir yolculuk vaat ediyor. Yüksek ahşap tavanı, devasa pencerelerinden sızan Ege güneşi ve en ilginci, tavan arasında özgürce uçuşan kırlangıçlarıyla Taş Kahve, eşi benzeri olmayan bir deneyim sunar. Bu yapı, inşasında kullanılan özel sarımsak taşı ve kolonsuz mimarisiyle döneminin en etkileyici yapılarından biri olarak kabul edilir.
Peki ne içmeli? Elbette meşhur sakızlı Türk kahvesi veya dibek kahvesi ilk tercihiniz olmalı. Sıcak bir günde serinlemek isterseniz ev yapımı buz gibi limonatası da harika bir seçenektir. Ada halkının ve müdavimlerinin buluşma noktası olan bu tarihi mekanda denize karşı oturup, adanın yavaşlayan ritmine kendinizi bırakın. Yanınızdan geçen tekneleri izlerken yudumladığınız kahvenin tadı damağınızda unutulmaz bir anı bırakacak.

Taksiyarhis Kilisesi'ndeki (Rahmi Koç Müzesi) koleksiyonu gezin
Taş Kahve'de enerjinizi topladıktan sonra, adanın merkezindeki bir başka mimari harikaya doğru yola çıkma zamanı. Cunda'nın en büyük ve en görkemli kilisesi olan Taksiyarhis Kilisesi, bugün bambaşka bir kimlikle ziyaretçilerini ağırlıyor. Uzun yıllar bakımsız kalarak viran bir haldeyken Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından titizlikle restore edilen bu yapı, 2014 yılında kapılarını bir müze olarak yeniden açtı. Bu dönüşüm, adanın kültürel mirasının nasıl korunup geleceğe taşındığının en güzel örneklerinden biri.
Müzenin içine girdiğinizde sizi şaşırtıcı bir tezat karşılıyor. Bir zamanlar duaların yükseldiği, ikonaların duvarlarını süslediği bu kutsal mekan, şimdi endüstri ve mühendislik tarihinin en nadide parçalarına ev sahipliği yapıyor. Bu durum, ziyaretçilere sadece objeleri değil, aynı zamanda zamanın ve değerlerin nasıl değiştiğini de düşündüren derin bir atmosfer yaratıyor. Buharlı tren modellerinden antika bebek arabalarına, teneke oyuncaklardan hassas zaman ölçüm aletlerine kadar uzanan geniş koleksiyon, hem çocukların hem de yetişkinlerin ilgisini çekecek cinsten. Özellikle eski daktilolar, maket araçlar ve denizcilikle ilgili objeler sizi alıp geçmişe götürecek.
Müzeyi gezerken birkaç pratik bilgiyi aklınızda bulundurmakta fayda var. Burası özel bir müze olduğu için Kültür Bakanlığı'na bağlı Müze Kart geçerli değil. Gezinizi tamamladıktan sonra, müzenin avlusundaki şirin kafede bir şeyler içebilir veya hediyelik eşya dükkanından sevdiklerinize anlamlı bir hatıra alabilirsiniz. Cunda'nın tarihi dokusunu daha derinlemesine hissetmek isterseniz,Ayvalık Rahmi Koç Müzesi yazımıza da göz atabilirsiniz.

Sahil kenarındaki meşhur balık restoranlarından birinde akşam yemeği yiyin
Güneş yavaş yavaş batarken ve Cunda'nın taş sokakları altın rengi bir ışıkla yıkanırken, adanın olmazsa olmaz ritüeli için hazırlıklar başlar: rakı-balık sofrası. Cunda'da akşam yemeği yemek, sadece karın doyurmak değil, aynı zamanda bir kültürdür. Sahil boyunca sıralanmış balıkçı lokantaları, taptaze deniz mahsulleri, Girit'ten miras kalmış zeytinyağlı ot mezeleri ve tabii ki adaya özgü o meşhur Papalina balığı ile size unutulmaz bir gastronomi şöleni sunar.
Ancak bu kadar çok seçenek arasında doğru yeri bulmak kafa karıştırıcı olabilir. İşte bu yüzden size farklı beklentilere hitap eden birkaç mekan önerimiz var. Herkesin zevkine ve moduna uygun bir masa mutlaka vardır.
Restoran Adı | Vibe / Kimler İçin İdeal? | Mutlaka Deneyin |
---|---|---|
Bay Nihat | Tarih Meraklıları ve Klasikçiler: 1978'den beri hizmet veren, adanın en köklü ve otantik mekanlarından biri. Duvarları eski resimlerle dolu. | Girit usulü mezeler, taze mevsim balığı. |
Teo's Restoran | Romantikler ve Gün Batımı Avcıları: Enfes deniz ve gün batımı manzarasıyla ünlü. Özel kutlamalar için ideal. | Kekikli ahtapot bacağı, karides mantısı. |
Küçük Yer Semali | Otantik Lezzet Kaşifleri: İsmi gibi küçük, samimi bir aile işletmesi. Ara sokakta, kendine has mezeleriyle ünlü. | Peraver, lalaveş gibi başka yerde bulamayacağınız mezeler. |
Yakamoz Avlu | Sakinlik Arayanlar: Tarihi bir Rum evinin yeşillikler içindeki avlusunda, kalabalıktan izole, samimi bir atmosfer. | Ahtapot ızgara, sıcak otlar. |
Sofranız kurulduğunda menüde mutlaka gözünüze çarpacak olan Papalina'yı es geçmeyin. Sadece bu bölgede çıkan, sardalyanın küçüğü olan bu lezzetli balık, genellikle tavada ve bütün olarak pişirilir ve adanın imzasıdır. Yanında Girit ezmesi, deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması gibi Ege'nin en taze otlarıyla hazırlanmış mezelerle donatılmış bir sofra, Cunda gezinizi taçlandıracak en güzel anlardan biri olacaktır.

Hazır Buraya Kadar Gelmişken...
Cunda'nın merkezi size harika deneyimler sunsa da, adanın ve çevresinin sakladığı başka güzellikler de var.
Şeytan Sofrası: Cunda'ya sadece birkaç kilometre uzaklıkta bulunan bu tepe, tüm Ayvalık adalarını ayaklarınızın altına seren manzarasıyla, özellikle gün batımını izlemek için mutlaka gitmeniz gereken bir yer.
Küçükköy (Yeniçarohori): Aslına uygun restore edilmiş taş evleri, sanat galerileri ve şirin kafeleriyle burası tam bir sanat köyü. Cunda'dan yapacağınız kısa bir araba yolculuğuyla bu bohem atmosfere ulaşabilirsiniz.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı: Adanın en güzel manzaralarından birine sahip Aşıklar Tepesi'nde yer alan bu restore edilmiş yel değirmeni ve kilise, şimdi bir kütüphane ve kafe olarak hizmet veriyor. Sakin bir mola için harika bir nokta.
Eğer vaktiniz bolsa, tekneyle açılabileceğiniz Ayvalık'ın en güzel koyları rehberimize de mutlaka göz atın.
Sıkça Sorulan Sorular
Cunda Adası'na nasıl gidilir? Cunda'ya ulaşım oldukça kolaydır. Hava yoluyla gelmek isterseniz en yakın havalimanı, yaklaşık 45 dakika mesafedeki Edremit Körfez Havaalanı'dır. Buradan servis veya taksi ile Ayvalık'a, oradan da Cunda'ya geçebilirsiniz. Kara yoluyla ise Ayvalık'a ulaştıktan sonra Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü olan Cunda Köprüsü'nü kullanarak 8 km'lik kısa bir yolculukla adaya varabilirsiniz. Ayrıca Ayvalık merkezden kalkan minibüsler ve yaz aylarında tekneler de düzenli olarak sefer yapmaktadır.
Cunda'yı ziyaret etmek için en uygun mevsim hangisidir? Cunda her mevsim güzel olsa da, en ideal zamanlar havanın bunaltıcı olmadığı ve kalabalığın daha az olduğu ilkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Ekim) aylarıdır. Eğer denize girmek ve adanın canlı atmosferini yaşamak istiyorsanız, yaz ayları (Haziran-Ağustos) tam size göre; ancak bu dönemde adanın oldukça kalabalık olabileceğini unutmayın.
Cunda'da denize girmek için en iyi plajlar hangileri? Adada denize girmek için birkaç harika seçenek bulunur. Ortunç Koyu, milli park içinde yer alan ve Mavi Bayraklı plajıyla bilinen tertemiz bir koydur. Kumlu ve sığ bir deniz arayanlar için adanın kuzeyindeki
Patriça Koyu idealdir. Ayvalık'tan Cunda'ya geçerken köprünün hemen yanındaki
Duba Plajı ise en kolay ulaşılabilen belediye plajıdır.
Kaynakça
Müze hakkında en güncel ziyaret saatleri ve giriş ücreti bilgileri için resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz:(http://www.rmk-museum.org.tr/).
@muratzengin4739
Denizin ilk giriş kısmı taşlık ve sıcak,5 mt sonra ise harika bir deniz ve tamamen kum taban.Deniz cam gibi ve çoçuklar için çok uygun.Kenarındaki işletmede herşey mevcut ,fiyat aralığı 20-30 civarı,şemsiye 30 Şezlong 30 her sahilde olduğu üzere,güörülmesi gereken bi yer..
@haticekubrayilmaz
Gelirken beklentimiz daha yüksekti ama yine de hoş vakit geçirdik. Ara sokakları gezilip görülmeli.
@omurcansuuzgidi2600
Ayvalıktan ulaşım çok kolay, yollar küçük. Plaja vardığınızda ücretsiz geniş bir otopark var. Plajın bulunduğu yerde işletmeler mevcut, 2 şezlong ve şemsiye 100tl, işletmenin restorantıda var. Fiyatlar normal piyasa ile aşağı yukarı aynı. Denizin ilk 20 metresi sığ ve taşlık, ardından derinleşiyor ve kum başlıyor.
@umutgoksal9251
Cunda'ya 3.5 km uzaklığında güzel bir plaj. Suyu gayet ılık. Şemsiye ve sandalye atıp oturabilirsiniz. Oradaki şemsiyeleri de kullanabilirsiniz. Soyunma kabini de mevcut. Gönül isterdi ki daha temiz olsun, insan olarak zararımız kendimize fakat denizden kıyıya dolan atıklar da var. İlk 10 metre taşlık diye çuvallar koyulmuş, ayaklarınız zarar görmeden girersiniz, denge için de güzel bir silindir demir sizi denize ulaştırıyor.
@metehand
Deniz soğuk ama doğa ortam tarihi sokakları yaşanmışlıkları olan eski Rum evleri, kesinlikle gezilmesini tavsiye ederim,
@songulerunsal
Çok şirin bir tatil beldesi Bence muhakkak gidilip görülmeli
@berfinparlamis
Ben böyle kaba çalışanlar görmedim, şezlong parasını haraç ister gibi istediler. Sanki kaçıp gidiyoruz, ne kadar ayıp, ne kadar hoş olmayan bir davranış. Her şeyin bir üslubu var arkadaşlar, insan gibi davranmayi öğrenin. Daha asla gelmem, sırf paramı verdiğim için durmak zorundayim. Çok uzun zamandır bir şeye bu kadar sinirlendim. Ama denizi çok çok güzel, çok temiz ve berrak. Gidince halk plajı tarafına gidin, kaçırmayın
@orhangocur
Su önce taşlık gelebilir ancak sonrasi kum önce sığ sonra derinleşiyor bir tane restorant var burada 2 tl ile duş ihtiyacı giderilebilir ücretsiz wc restoranın arkası otopark otoparkın arkası ise çok geniş toprak alan bu alana karavani koyduk ve 10 gün konakladık Suyu yoldaki çeşmeden bidonlarla getirdik(şifalı Su çeşmesi) temmuz ayında çok ruzgarliydi hava ancak sakinlediğinde suyu da sakinlesiyordu Su ılıktı çok sakin bir yerdi
@muzeler
Ben çok sevdim özellikle halk planının oradaki kayalıklara oturmayiii manzara desen var deniz desen girilir havada mis olunca daha ne olsun
@gezici
Hiçbir şiir, roman, müzik, fotoğraf ve filmin anlatmaya yetmeyeceği güzellikte rüya gibi bir yer. Mutlaka görülmesi gerekir imkanı müsait olanlarca.
@gezipgeliyorum
Hiçbir şiir, roman, müzik, fotoğraf ve filmin anlatmaya yetmeyeceği güzellikte rüya gibi bir yer. Mutlaka görülmesi gerekir imkanı müsait olanlarca.
@serdaralp
Ayvalik'ın, Balıkesir'in, Turkiyenin turizm gözbebegi konumlardan birisi. Buraya gelip kendini eski Rum evlerinin arasındaki sokaklara vuracaksın. Kah bir müzeye ugrayacaksin, kah bireylerde kahve içeceksin. Efsane Cunda!!!