Şehrin gürültüsünden ve beton yığınlarından sıkılıp, zamanın adeta durduğu bir yere kaçmak istediğiniz oluyor mu? Hani şöyle hem ruhunuzu dinlendirecek hem de sizi tarihin tozlu sayfalarında bir yolculuğa çıkaracak bir yer… İşte tam da bu hayali kuruyorsanız, size Uludağ’ın eteklerine kurulmuş, 700 yıllık yaşayan bir müze olan Cumalıkızık’tan daha iyi bir önerimiz olamaz. Eğer Bursa'ya yolunuz düştüyse veya özel olarak bir hafta sonu kaçamağı planlıyorsanız, Cumalıkızık’ta yapılacak şeyler listemizle sizi tarihte unutulmaz bir yolculuğa çıkaracağız. Burası öylesine özel bir yer ki, 2014 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Yani sadece bizim için değil, tüm dünya için korunması gereken bir hazine!
UNESCO Dünya Mirası listesindeki köyün Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürüyün
Cumalıkızık’a adım attığınız an, modern dünyayla bağınızı koparıp bir zaman kapsülüne girmiş gibi hissediyorsunuz. Sizi ilk karşılayan şey, o meşhur Arnavut kaldırımlı daracık sokaklar oluyor. Bu taşlar öylesine eski ve öylesine dokulu ki, üzerinde yürürken adeta yüzlerce yıllık anıların fısıltısını duyabiliyorsunuz. Bazı sokaklar o kadar dar ki iki kişi yan yana zor yürür, hatta köyün meşhur Cin Aralığı’ndan geçerken tek başınıza olmanız gerekiyor.
Bu sokakların ortasından akan ince su kanalları dikkatinizi çekecektir. Sakın basit bir yağmur oluğu sanmayın! Bu, Uludağ’dan gelen kaynak sularını köyün her köşesine ulaştıran, hem bahçeleri sulamak hem de yazın ortalığı serinletmek için tasarlanmış yüzlerce yıllık zekice bir sistem. İşte Osmanlı kırsal mimarisinin doğayla ne kadar iç içe olduğunun en güzel kanıtı.
Sokaklarda kaybolurken başınızı kaldırdığınızda ise sizi rengarenk, cumbalı evler selamlayacak. Moloz taş, ahşap ve kerpicin eşsiz uyumuyla inşa edilmiş bu evler; sarı, mavi, mor ve beyaz renkleriyle adeta bir renk cümbüşü sunuyor. Evlerin üst katlarındaki kafesli pencereler ve sokağa taşan cumbalar, sadece estetik birer detay değil, aynı zamanda Osmanlı aile hayatındaki mahremiyet anlayışının bir yansımasıdır. Bu tasarım, evin içindeki yaşamın dışarıdan görünmesini engellerken, içeridekilerin sokağı rahatça izlemesine olanak tanırdı. Bu köy aslında Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunun bir parçası. Bir "vakıf köyü" olarak, ilk başkent Bursa'daki Orhan Gazi Külliyesi'ne gelir sağlamak amacıyla kurulmuş. Yani bu sokaklarda yürürken, aslında bir imparatorluğun doğuşuna tanıklık eden, onun ekonomik ve sosyal temelini oluşturan bir mekanın ruhunu hissediyorsunuz.

Yöresel ürünlerle dolu meşhur serpme köy kahvaltısını deneyin
Cumalıkızık’a gelip de o meşhur serpme köy kahvaltısını yapmadan dönmek olmaz, hatta birçok kişi sırf bu deneyim için buraya akın ediyor! Tarihi konaklardan dönüştürülmüş o otantik mekanlarda, ahşap masalara kurulan zengin sofralar, sadece midenizi değil, gözünüzü ve ruhunuzu da doyuruyor. Bu kahvaltıyı özel kılan şey, masaya gelen her şeyin organik, taze ve yöre halkının elinden çıkmış olması.
Peki bu dillere destan sofrada sizi neler bekliyor? Saymaya başlayalım: çeşit çeşit ev yapımı reçeller (ahududu, böğürtlen, ayva, hatta kabak reçelini bile bulabilirsiniz!), taptaze köy peynirleri, çeçil peyniri, mis gibi tereyağı, bal ve kaymak ikilisi, yeşil ve siyah zeytinler, köy salçası, domates, salatalık…. Durun, daha bitmedi! Yanında sıcacık, odun ateşinde pişmiş köy ekmeği, sahanda yumurta, sigara böreği ve tabii ki teyzelerin gözünüzün önünde sacda pişirdiği o incecik gözlemeler var. Tüm bu lezzet şölenine ise demliklerde gelen tavşan kanı çay eşlik ediyor.
Size küçük bir tavsiye: Eğer bu keyfi doyasıya ve sakin bir ortamda yaşamak istiyorsanız, özellikle hafta sonu sabah 10’dan önce köyde olmaya çalışın. Çünkü sonrasında yer bulmak için sandalye kapmaca oynamanız gerekebilir. Bursa'da güne harika başlamak için https://www.yerelrehber.com/tr/il/bursa listemize de göz atabilirsiniz, ama Cumalıkızık'ın atmosferi ve lezzeti her zaman bambaşkadır.

Tarihi evlerin önünde fotoğraf çekip köy pazarından alışveriş yapın
Cumalıkızık, her köşesi adeta bir film platosu gibi olan, fotoğraf tutkunları için gerçek bir cennet. Karnınızı doyurduktan sonra elinize fotoğraf makinenizi alıp bu görsel şölenin tadını çıkarma zamanı. Köyün girişindeki devasa anıt çınar ağaçları, rengarenk boyalı cumbalı evlerin önü, o meşhur dövme demir kapı tokmakları ve tabii ki daracık taş sokaklar, harika kareler yakalamanız için sizi bekliyor. Özellikle Kınalı Kar dizisiyle ünlenen konak ve adını etrafındaki küpe çiçeklerinden alan Küpeli Ev gibi ikonik yapıların önünde bir anı fotoğrafı çektirmeyi unutmayın.
Gezintinizi tamamladıktan sonra köy meydanında kurulan tezgahlara mutlaka uğrayın. Burası, köyün çalışkan kadınlarının kendi elleriyle hazırladıkları ürünleri sattığı, capcanlı bir pazar yeri. Mevsimine göre taze toplanmış ahududu, böğürtlen, kestane veya ceviz alabilirsiniz. Hatta her yıl Haziran ayında düzenlenen
Ahududu Şenliği’ne denk gelirseniz, bu lezzetli meyvenin en tazesini bulabilirsiniz. Ev yapımı tarhanalar, erişteler, çeşit çeşit reçeller ve turşular da evinize Cumalıkızık’tan bir lezzet hatırası götürmek için harika seçenekler.
Köyün kültürünü daha yakından tanımak isterseniz, Cumalıkızık Etnografya Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Bu müzeyi özel kılan, içindeki tüm eşyaların bizzat köylüler tarafından bağışlanmış olması. 700 yıllık bir köy yaşamının izlerini taşıyan tarım aletleri, ev eşyaları ve kıyafetler arasında gezerken kendinizi geçmişe ışınlanmış gibi hissedeceksiniz. Cumalıkızık'ın UNESCO tarafından tescillenmiş olması, onun ne kadar değerli bir miras olduğunun kanıtı. Ülkemizin gururu olan diğer yerleri keşfetmek için https://www.yerelrehber.com/tr/kesfet/yapilacak-seyler/kapadokya-yasayan-miras-muzesi yazımıza da mutlaka bakın.

Hazır Buraya Kadar Gelmişken...
Cumalıkızık gezisi genellikle yarım gününüzü alır. Eğer vaktiniz varsa, bu nostaljik kaçamağı biraz daha uzatıp Bursa’nın diğer güzelliklerini de keşfedebilirsiniz. Uluabat Gölü kıyısında, bir yarımada üzerine kurulmuş eski bir Rum köyü olan Gölyazı, sakin atmosferi ve "Ağlayan Çınar" efsanesiyle sizi büyüleyebilir. Yine Bursa’ya yakın, dere kenarındaki kafeleriyle ünlü Misi Köyü de (şimdiki adıyla Gümüştepe) huzurlu bir mola için harika bir alternatiftir.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Cumalıkızık'a nasıl gidilir? Bursa şehir merkezinden ulaşım oldukça kolay. Özel aracınızla Ankara yolu istikametinde yaklaşık 10-12 km ilerleyip tabelaları takip edebilirsiniz. Toplu taşıma kullanacaksanız, BursaRay metrosunun 2 numaralı hattına binip Cumalıkızık/Değirmenönü durağında inebilir ve buradan kalkan D10 numaralı otobüs veya minibüslerle 5 dakikada köye ulaşabilirsiniz.
2. Cumalıkızık'ı gezmek için ne kadar zaman ayırmalıyım? Köyün sokaklarını gezip fotoğraf çekmek için 1-2 saat yeterli olacaktır. Ancak meşhur köy kahvaltısının tadını çıkarmak, müzeyi gezmek ve pazarından alışveriş yapmak isterseniz en az 3-4 saat ayırmanızı tavsiye ederiz.
3. Cumalıkızık'a gitmek için en uygun zaman ne zamandır? Köy her mevsim ayrı güzel. İlkbahar ve sonbahar ayları, hava sıcaklıklarının ideal olması sebebiyle en keyifli zamanlardır. Hafta içleri, hafta sonlarına göre çok daha sakin olduğu için köyün tadını daha rahat çıkarabilirsiniz. Eğer kalabalığı ve şenlikleri seviyorsanız, Haziran ayındaki Ahududu Festivali'ni kaçırmayın.
Kaynakça: Makalede bahsedilen UNESCO Dünya Mirası statüsü hakkında daha detaylı ve resmi bilgi için, UNESCO'nun "Bursa and Cumalıkızık: the Birth of the Ottoman Empire" başlıklı sayfasını ziyaret edebilirsiniz: https://whc.unesco.org/en/list/1452/
@canan
Köyün eski dokusu muhafaza olmuş . Güzel fotolar çekebildim . Bunu görmek için gidilebilir . Hafta içi olduğu içinde makul bir kalabalık vardı . Köy eski ama köylü kendini güncellemiş, zamana ayak uydurmuş. Yarım saatte gezdik köyü. Meşhur bir cinaralığı sokağı var (50cm eni), orayı görmeden gitmeyin.
@mesutu
Sakinleştirici bir yer, konaklara evlere giriş ücretli olsa da gezilecek güzel yerlerden. İster sabah kahvaltısına ister ikindi çayına gidin. Aracınızı girişte park edip köyü baştan başa gezebilirsiniz. Müşteri çekmek için bağrışma işi de olmasa çom daha güzel olurdu.
@mehmettaskin
Köy tarihi dokusu korunmuş. Sokaklarda yürümek çok keyifli. Bebek arabası olanlar asla giremez gezemez hiçbiryere . Bebek arabalarına uygun değil. Her taraf satıcı dolu. Genellikle kalabalık oluyor haftaiçi gitmeyi tercih edin. Yollara döşenen rasstgele taşlar sebebiyle zorluk yaşayabilirsiniz . Görülmeye değer güzellikte bir mekan çünkü her güzel şeyi tüketip bitirdik…
@oguzhanustun
Tarihi dokusu koruyan dağın yamacına kurulmuş doğanın ortasında bir köy. Turistik mekanlar ve yaşam alanları içiçe. Tavsiye ederim.
@gulgul4983
Yerlerinde yürümek zor görülecek biseyi de yoktu açıkçası bir cin geçiti denilen yer ve alanından ibaret boşuna masraf yapıp gitmenize gerek yok görsel bişey yok