Büyükada Rum Yetimhanesi
- 4.43 Mükemmel (7 Değerlendirme Puanı)
- •
- Yapılacak Şeyler



Yerel Rehberlerin Notu
Yerel Rehberler tarafından oluşturulan bu makale bilgi vermek amacıyla oluşturulmuştur.
Bu sayfadaki bilgileri güncellemek için Yerel Rehber başvurusu yapabilirsin.
Yerel Rehber olmak için iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.
Özellikler
4.43
/5.0
(7 Değerlendirme Puanına Göre)
Tüm Yorumlar
Tüm yorumlar ve değerlendirmeler
Şahıs yeri olduğu için göremiyorsunuz fakat inanılmaz bir aurası var. Şu anda dünyanın en büyük ahşap binası olarak geçmekte. Ünlü Alexandre Vallaury eseri. İlk başta otel olarak kullanılmış sonra Rum Yetimhanesi olarak kullanılmış. Yangın çıkması, içindeki çocukları da düşündüğünüzde insanı kahrediyor. Ada esnafından bir abimizin söylediğinde yakın zamanda restore edilecekmiş. Velhasıl kelam Gidiniz görünüz efendim.
Dünyanın en büyük ahşap binası unvanına sahip ama özel arazi içerisinde yer aldığı için yanına yaklaşamıyorsunuz bile. Böyle bir şaheser ancak bu kadar rezil edilebilirdi.
Her ne kadar yıkılmaya yüz tutmuş da olsa bu denli büyük bir ahşap yapı olması güzelliğinden bir şey kaybettirmemiş. Adanın ikinci büyük tepesi olan mevkide olan yapının girişi yasak, ancak korkuluklarından seyri mümkün. Bahçe içerisinde bir başka ahşap yapı daha bulunmaktadır. Görülmeye değer.
Büyükada'nın güzelliklerinden bir tanesi. Taa oralara kadar gittiyseniz mutlaka uğrayın. Binaya gözkulak olan aile yaşıyor bahçesinde, içeri girişi yasak ama dışardan bile bakmaya değecek kadar farklı bir ortamda devasa ahşap bir bina.
Mükemmel bir yer. Yapı olağanüstü. Kesinlikle gidin görün. Bir sorunu var içeri giriş yok. Bahçedeki kocaman demir parmaklıkların ardından bakabiliyorsunuz. Keşke içeri girip daha yakından bakabilirseydik. İnternette bekçi ile birlikte girdim yazan çok fazla insan vardı fakat yalan öyle bir şey yok. Gelip görürseniz kesinlikle internetten hikâyesini okuyun binaya bakarak. Ben çok etkilendim. Şu anki hali içler acısı. Keşke bir şeyler düzeltilebilse.
Yürü yürü bitmiyor yolu ama maksat spor yapmaksa gayet keyifli yürüyüş oldu bizim için. Etrafı kapalı olduğu için içeriye girememek beni ayrıca üzdü. Dışarıdan bakmakla yetindik.Ama o bile güzeldi. Şansımıza inekler otluyordu etrafta keyifliydi o yüzden:) Ama bu kadar büyük bir arazinin seneler boyunca değerlendirilmemesi o da üzücü. Gerçi bizimkiler her değerlendirmeye kalktıkları şeyleri mahvettikleri için belki böylesi daha hayırlıdır. Belki müzeye çevrilse bizde içeriye girip gezebilirz. Neden olmasın ?
Fransız Mimar Alexander Vallaury tarafından 1898'de inşa edilen Prinkipo Palas oteli, ruhsat verilmemesi üzerine 1900'lerin başında bir Rum tarafından satın alınmış, ardından yetimhane olarak kullanılması şartıyla Fener Rum Ortodoks Patrikhanesine bağışlanmıştı. 1964'te kapısına kilit vurulana kadar yaklaşık 6 bin Rum yetime yuva olan ve 57 yıl önce kaderine terk edilen Büyükada Rum Yetimhanesi'nin restorasyon çalışmaları öncesi son hazırlıklar tamamlandı. Bu bilgilerden sonra bilmeniz gereken bir şey içine giremiyorsunuz… süreç içinde büyük adaya gittiğiniz gezmek için mutlaka gidin o dönemde nasıl oluyorda bunu yapıyorlar bir düşün

