Bursa'ya yolunuz düştüğünde, şehrin ruhunu gerçekten hissetmek, o büyük imparatorluğun küllerinden yeniden doğuşuna tanıklık etmek istiyorsanız, listenizin en başına neyi yazmalısınız? Osmanlı'nın ilk başkentinin kalbine, Timur'un yıktığı, Fetret Devri'nin kaosunda savrulan bir devletin yeniden ayağa kalkışının anıtına gitmelisiniz. Cevap basit: Bursa Yeşil Camii’de yapılacak şeyler listenizi hazırlamalı ve bu eşsiz külliyenin kapısından içeri adım atmalısınız. Burası sadece bir cami ve türbe değil; parçalanmış bir imparatorluğu birleştiren ve ikinci kurucu olarak anılan Çelebi Sultan Mehmed'in sanatı, siyaseti ve inancı bir araya getirerek dünyaya Biz ayaktayız! diye haykırdığı yerdir.
Bursa'nın Mücevheri olarak anılan Yeşil Türbe'nin eşsiz çinilerine hayran kalın
Yeşil Külliyesi'ne adım attığınızda sizi ilk karşılayan, caminin hemen karşısındaki tepecikte bir zümrüt gibi parlayan Yeşil Türbe olacak. Adının Yeşil olduğuna bakmayın, çünkü gözlerinizi kamaştıracak asıl renk, Fransızların Türk mavisi dediği, Farsça kökenli o büyülü firuze rengidir. Düşünsenize, Osmanlı tarihinde dış duvarları tamamen çiniyle kaplı başka hiçbir türbe yok! Bu onu tek ve eşsiz kılıyor.
Bu çiniler bildiğiniz seramiklere pek benzemez, daha çok renkli sırlı tuğlalar gibidir. Yüzyıllar içinde bazıları hasar görse de, giriş kapısının sol tarafındaki yüzde, o ilk günkü orijinal çiniler bir araya toplanmıştır. Oraya yaklaşıp bir anlığına tarihin o ilk anına dokunabilirsiniz. Evliya Çelebi'nin anlattığına göre bir zamanlar kubbesi bile yeşil sırlı kiremitlerle kaplıymış, adının hakkını tam anlamıyla veriyormuş.

Türbenin kapısından içeri girdiğinizde ise kendinizi adeta bir çini cenneti içinde bulacaksınız. Duvarları kaplayan altıgen firuze çiniler, mihrabın etrafında bir renk ve desen cümbüşüne dönüşür. On metreyi aşan yüksekliğiyle bu mihrap, İznik çini sanatının zirvesidir. Koyu mavi, sarı, turkuvaz, siyah ve beyaz renklerin iç içe geçtiği bu şaheser, Mecnun Mehmed isimli bir ustanın imzasını taşır. Ancak bu desenler sadece bir süsleme değil, her birinin bir anlamı var. Gördüğünüz güller Hz. Muhammed'i, servi ağaçları Allah'ı ve sonsuzluğu, lotus çiçekleri ise manevi saflığı simgeler. Bu çinilerin sırrı ise hamurundaki %85'e varan kuvars oranında gizlidir; bu özellik onlara o eşsiz parlaklığı ve dayanıklılığı verir.
Buradaki sanat, sadece estetik bir zevk sunmakla kalmaz, aynı zamanda dönemin siyasi iklimini de yansıtır. Mihraptaki bir kitabede Tebrizli ustaların işi yazar. Timur'un Anadolu'yu kasıp kavurmasından sonra, onun ölümünün ardından bölgeden dönen veya getirilen sanatkârların bu eserde çalışması, Çelebi Sultan Mehmed'in bir nevi güç gösterisidir. Rakip bir kültürün en iyi ustalarını kendi hizmetine alarak, onlara daha görkemli bir eser yaptırmış ve böylece Timur'un mirasına mimari bir cevap vermiştir.
Yeşil Cami'nin anıtsal mermer kapısındaki işçiliği inceleyin
Türbenin büyüsünden çıkıp hemen karşısındaki Yeşil Cami'ye yöneldiğinizde, sizi bu kez taş işçiliğinin bir şaheseri karşılar. Caminin anıtsal taç kapısı, adeta mermere işlenmiş bir imparatorluk mührü gibidir. Bu yapı, Bursa'da inşa edilen ilk büyük mermer abide olma özelliğini taşır ve yapımında Marmara Adası'ndan getirilen en kaliteli mermerler kullanılmıştır.
Kapının üzerindeki olağanüstü güzellikteki mukarnaslı yaşmak, yani kat kat inen geometrik süslemeler, sizi dakikalarca kendine hayran bırakabilir. Söylenenlere göre bir ustanın bu mukarnasları tamamlaması tam üç yılını almış. Kapı kemerinde mermerle birlikte kullanılan yeşil taşlar ve cepheyi süsleyen hat yazıları ile geometrik desenler, Anadolu Selçuklu mimarisinin izlerini taşır. Bu bilinçli bir tercihtir; yeni ve yeniden toparlanan Osmanlı, köklerini Anadolu'daki bir önceki büyük Türk devletine dayandırarak meşruiyetini ve devamlılığını vurgular.

Caminin cephesini incelerken bir gariplik fark edeceksiniz: Planlanmış ama hiç inşa edilmemiş bir son cemaat yerinin izleri. Cephedeki kemer başlangıçları, Sultan Çelebi Mehmed'in ani vefatı nedeniyle projenin yarım kaldığını fısıldar gibidir. Bu yarım kalmışlık, anıtın görkemine insani ve hüzünlü bir dokunuş katar.
İçeri girmeden önce size küçük bir sır verelim. Yapının içinde, 600 yıllık bir mühendislik harikası gizli: deprem terazileri! Bunlar, sütunların içine yerleştirilmiş ve dönebilen küçük mermer silindirlerdir. Bir deprem sonrası eğer bu silindirler hala dönüyorsa, binanın taşıyıcı sisteminde bir sorun yok demektir. Minbere yüzünüzü döndüğünüzde sol taraftaki sütun hala dönmektedir, gidip kendiniz deneyebilirsiniz! Bu detay, Yeşil Cami'nin sadece bir ibadethane olmadığını gösterir. Ters T planı, yan odaları (tabhaneler) ve üst kattaki hünkar mahfili ile burası aynı zamanda bir hükümet konağı, bir mahkeme ve önemli misafirlerin ağırlandığı bir devlet merkeziydi. Yani siz sadece bir camiye değil, yeniden kurulan bir imparatorluğun kalbine adım atıyorsunuz.
Çelebi Sultan Mehmed'in türbesini ziyaret edin
Yeşil Türbe'nin o eşsiz çinileri arasında gezerken, bu anıtı yaptıran adamı, Çelebi Sultan Mehmed'i tanımadan ziyaretiniz eksik kalır. O, sadece bir padişah değil, bir devletin küllerinden yeniden doğmasını sağlayan bir liderdi. Babası Yıldırım Bayezid'in Ankara Savaşı'nda Timur'a esir düşmesiyle başlayan ve 11 yıl süren kardeş kavgaları dönemini (Fetret Devri) sona erdiren kişidir. Hayatı boyunca 24 savaşa katılmış ve vücudunda 40 yara izi taşımış bir savaşçı olmasına rağmen, aynı zamanda ilme ve sanata değer veren bir entelektüeldi.
İşte bu anıt mezar, onun bu çalkantılı hayatının bir özetidir. Türbenin inşasını vefatından sadece 40 gün önce tamamlatması, sanki yaklaşan sonunu hissettiğini düşündürür. Vefatı ise taht kavgaları yeniden başlamasın diye 40 gün boyunca halktan gizlenmiştir. Türbenin içinde, kabartma sülüs yazılarla süslü muhteşem sandukasının etrafında oğulları Mustafa, Mahmut, Yusuf, kızları Selçuk, Sitti, Hafsa, Ayşe ve dadısı Daya Hatun'un sandukaları bulunur.

Şimdi size bu külliyenin en vurucu sırrını açıklama zamanı. Fark ettiniz mi? Türbe, camiden daha yüksek bir tepeye inşa edilmiş. İslam mimarisinde Allah'ın evi olan cami her zaman en merkezi ve en yüksek yerde olurken, burada bir istisna vardır. Bu, bilinçli bir siyasi mesajdır. Çelebi Sultan Mehmed, bu sıra dışı tasarımla sadece kendi halkına değil, tüm dünyaya Yıkılmadık, ayaktayız! demektedir.
Dahası var. Bu tasarım, babasını yenen ve imparatorluğu neredeyse yok eden Timur'a karşı verilmiş son bir cevaptır. Timur'un Semerkant'taki görkemli anıt mezarı Gur-i Emir'e bir meydan okumadır. Çelebi Mehmed, dışı tamamen çinilerle kaplı ve camiden bile daha görkemli bir konuma yerleştirilmiş türbesiyle, düşmanının mirasını mimari olarak gölgede bırakmış ve bu uzun, acı dolu rekabette son sözü söylemiştir. Yani Yeşil Türbe'yi ziyaret ederken sadece bir mezarı değil, tarihin en büyük rövanşlarından birinin anıtını ziyaret ediyorsunuz.
Yeşil'in Mirası ve Bursa'da Keşfe Devam
Yeşil Külliyesi'nin ruhunu içinize çektikten sonra, Bursa'nın hikayesi bitmiyor. Bu eşsiz yapıların anlattığı yeniden doğuş öyküsünü daha iyi anlamak için keşfe devam edebilirsiniz. Hazır buraya kadar gelmişken;
Osmanlı'nın kuruluş döneminin bir başka mimari devi olan Ulu Camii'nin heybetli atmosferine kendinizi bırakın. Yeşil Cami'nin zarafetine karşılık Ulu Cami'nin devasa boyutları ve duvarlarındaki anıtsal hat sanatı size farklı bir deneyim sunacaktır.
Tarihi İpek Yolu'nun Bursa'daki kalbi olanKoza Han'ın avlusunda bir çay için. Yüzyıllardır kervanların mola verdiği bu handa otururken, Yeşil Külliye gibi yapıları finanse eden ticaretin canlı ruhunu hissedebilirsiniz.
Yakınlardaki Emir Sultan Camii ve Külliyesi'ni ziyaret ederek manevi atmosferi derinleştirebilirsiniz. Yıldırım Bayezid'in damadı ve dönemin önemli bir alimi olan Emir Sultan'a adanmış bu kompleks, Yeşil Külliye ile harika bir gezi rotası oluşturur.
Kaynakça: Bu eşsiz yapıların dünya çapındaki önemini daha detaylı incelemek isterseniz, Yeşil Külliyesi'nin de bir parçası olduğu Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğuşu UNESCO Dünya Mirası Alanı'nın ziyaret edebilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Yeşil Cami ve Türbe'ye giriş ücretli mi ve ziyaret saatleri nedir? Yeşil Cami ve Yeşil Türbe, ibadete ve ziyarete açık dini yapılar olduğu için giriş ücretsizdir. Ziyaret saatleri genellikle namaz vakitlerine göre düzenlenmekle birlikte, genel olarak sabah 08:00 ile akşam 20:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Ancak namaz saatlerinde ziyaretçilerin ibadet edenlere saygı göstermesi beklenir.
Yeşil Külliyesi'ni neden 'Osmanlı'nın yeniden doğuşu' olarak görmeliyiz? Çünkü külliye, Osmanlı'nın Timur yenilgisi ve 11 yıl süren Fetret Devri'nin ardından Sultan Çelebi Mehmed tarafından inşa ettirilmiştir. Bu yapı, parçalanmış devleti yeniden birleştiren padişahın, hem düşmanlarına hem de halkına Biz yeniden ve daha güçlü bir şekilde ayaktayız mesajını verdiği anıtsal bir güç ve sanat gösterisidir.
Külliyeyi gezmek için ne kadar zaman ayırmalıyım? Cami, türbe ve çevresindeki medreseyi (günümüzde Türk ve İslam Eserleri Müzesi) hakkıyla gezmek, detayları incelemek ve atmosferi hissetmek için en az 1.5 - 2 saat ayırmanızı tavsiye ederiz.


English
Türkçe