Kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir yer. Biz karın yağdığı ilk gün gittik ve bence çok şanslıydık o güne denk geldiği için. İnanılmaz bir deneyimdi. Meydandan arabaya bindik nizam camisine kadar gittik kardan dolayı daha fazla gitmedi ancak gerek de yokmuş zaten. Lunaparka bir yokuş çıkıp ulaştık daha sonra lunaparkın yanındaki yokuşu tırmanmaya başladık. 20 dakika sürdü yavaş yavaş çıktık yağan karın tadını çıkardık ömrümde unutamayacağım bir gündü. Kiliseye girdik dua ettik, dilek diledik. Etrafını gezmeye başladık sedef adasını izledik uzun uzun. Bazı insanlar civarda lunaparktan başka bir yer yok yazmış her hangi bir şey almak için diye ama kilisenin hemen yanında çok sıcak bir Cafe var yüce tepe adında. Biz orada oturduk manzara eşliğinde şarap içtik sıcak börek yedik çok huzur vericiydi. Başka bir mevsimini görmek için tekrar gideceğimize eminim.

Kilise 16.00 da kapandığı için içerisini göremedik fakat dışarıdan bakımlı ve güzel görünüyordu. Dışındaki seyir banklarından manzara harika. Lunapark kısmından epey yokuş çıktıktan sonra kiliseye varıyorsunuz. Yol üzerinden anlamsız ipler ağaçlara sarılmıştı. Dallara maske bağlamak gibi mantıksız ve aptalca bir durum sözkonusu. Çöpler epey dolmuş ve taşmıştı. Biraz daha ilgili olunması gerekiyor .

Ziyaret edecekseniz kesinlikle adaya geldiğiniz gibi, sabah erken saatlerde çıkmalısınız. Çünkü yol uzun. Deniz kenarından 51 dakika sürüyor ve neredeyse hep yokuş çıkıyorsunuz. Hele son 1 km var ki çok dik bir yokuş. Sonunda küçük ama tarihi ve dini açıdan çok büyük bir öneme sahip kilise karşılıyor sizi. Saat 10.00-16.00 arası açık. Manzaraya ise diyecek yok. Gerçekten enfes.

Adalar iskelesinden yaklaşık 50 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde, 4 farklı araç türüyle gidilebilir. 1. Belediyenin elektrikli renkli küçük otobüsü, ücreti kişi başı 26.5 TL ( sadece istanbulkart geçerli , para geçerli değil) 2. Belediyenin özel elektrikli taksisi otobüsten daha pahalıya denk geldiği söylendi. (Yine istanbulkart geçerli) Kullanmadım. 3.Özel 3 -4 kişilik elektrikli motorlar, bunlarda fiyatları değişkenlik gösteriyor 100 lira diyende var, 350 lira diyende var. Dikkat etmek gerekir. 4 . Bisiklet, bisikleti dikkatli kullanmak gerekir haftasındaki çok kalabalık oluyor. Yolun belirli bir kısmını gittikten sonra yürüyüş yapmanız gerekiyor, çok yorucu dik bir yokuş ve ortalama 15 dakika, AMA SONUNDA KARŞILAŞILAN MANZARA YORGUNLUĞA DEĞECEK CİNSTEN diye düşünüyorum. KİLİSENIN TEMELLERI 1905 Yılında atılmış Ancak 1751 yılından itibaren orada bir manastır olduğu biliniyor. İnanışa göre kiliseye 23 Nisan ile 23 Eylül arasında çıplak ayakla ve hiç konuşmadan çıkan kimseler yarı hacı olmaktadır. Bunun yanında bu tarihler arasında ziyaret etmek diğer zamanlara göre daha kutsal kabul edilmektedir.

Aya Yorgi Kilisesi İstanbul'un adalarından biri olan Büyükada'da bulunur. Büyükada’ya gitmek için iskelelerden motor ya da vapurlara binmek gerekmektedir. Aya Yorgi'ye gitmek için iki seçenek bulunur. İlki fayton kiralayarak buraya gidebilirsiniz. İkincisi ise bisiklet kiralamaktır. dilerseniz yaya olarak da gidebilirsiniz. Fayton ya da bisiklet ile gitseniz de yokuşu yaya olarak tırmanmanız gerekmektedir. Aya Yorgi Kilisesi Tarihi Aya Yorgi kilisesinin temellerini 1905 yılında atılmıştır. Fakat daha öncesinde yaklaşık 1751 yılından beri burada bir manastır olduğu da bilinmektedir. Rumlar bu kiliseye Aya Yorgos diyorlardı. Zamanla kilise şimdiki ismini almıştır. Aya Yorgi Kilisesi özellikle Ortodoks Hristiyanları için oldukça önemlidir ve kutsal kabul edilmektedir. Ortodoks Hristiyanları Aya Yorgi kilisesinde ibadet ederek burada hacı olurlar. 23 Nisan ile 23 Eylül arasında buraya çok fazla ziyaretçi gelmektedir Efsaneye göre Bizans döneminde Büyükada işgale uğramıştır. İşgal sırasında papazlar kutsal eşyaları sonradan çıkarmak üzere toprağın altına gömerler. Çok uzun yıllar sonra bir çoban rüyasında kutsal eşyaları görür. Çobanın rüyasında bir aziz çobanı bilmediği bir yere çağırmaktadır. Çoban uyandığında azizin söylediği yere gider. Çıplak ayakla dik bir yokuşu çıkar ve bir çan sesi duyar. Çan sesi duyduğunda ise toprağı kazar. Toprak altından pek çok kutsal eşya ile birlikte kilisenin simgesi ikona çıkarılır. İnanışa göre kiliseye 23 Nisan ile 23 Eylül arasında çıplak ayakla ve hiç konuşmadan çıkan kimseler yarı hacı olmaktadır. Bunun yanında bu tarihler arasında ziyaret etmek diğer zamanlara göre daha kutsal kabul edilmektedir. Yokuşu tırmandıktan sonra burada insanlar dilek dilemektedir. Dilek diledikten sonra yanlarına anahtar ya da kilit alan kişiler dilekleri kabul olursa bu eşyaları tekrar kiliseye getirmek zorundadır. Ayrıca yokuş çıkılmaya başlanırken bir ucu burada bağlanan makara açılarak yukarı çıkıldığında kısmetlerin sonuna kadar açılacağına da inanılmaktadır. Yokuş boyunca yol kenarında bulunan ağaçlara da dilek yazıp asılabilmektedir. Aya Yorgi Kilisesi haftanın her günü saat 16:00'ya kadar gezilebilmektedir. Yalnızca Pazar günleri kilisede ayin yapılması sebebi ile ziyaret amacı ile gelenler içeri alınmamaktadır. Aya Yorgi Kilisesine girişlerde herhangi bir ücret talep edilmemektedir.

Yokuş çıkma pahasına kiliseyi görmek isteyenler gitsin mutlaka. Bulunduğu konum ve manzara şahane. Çay bahçesinde çay içip manzarayı izleyin. Mum yakıp dilek dilemeyi unutmayın

Büyük Ada merkezden yürüyerek 1 saatte varıyorsunuz.Sıcakta çocuklar ile yürümeyin zira çocuklar çok zorlanıyor.Yürüyeceksiniz yanınıza mutlaka su alın.Fayton işi bitti, ortalama 10 kişilik elektrikli arabalar sizi ada içerisinde gezdiriyor.Bu araçlara binebilmek için yanınızda İstanbul kart veya Akbil olması lazım.Yoksa bizim gibi rezil olursunuz.Giderken yürüdük lakin dönüşümüz sıkıntılı oldu,tur ile geldiğimiz için zaman sınırlaması vardı... İstanbullu genç bir arkadaşımız bize yardımcı oldu,onun İstanbul kartını kullandık.Allah razı olsun bu kardeşimizden.Elektirikli aracın bilet kuyruğunda beklememek için biz giderken yürümeyi tercih ettik.Lakin dediğim gibi yanınızda İstanbul kart mutlaka olsun.Benim gibi tarih ve arkeoloji seviyorsanız güzel, şirin bir klise Aya Yorgi... İçerde görevli var, fotoğraf çekmenize izin vermiyor, kaçak köçek birkaç tane fotoğraf çekebilirsiniz ne ala.Dolmabahçe Sarayı da aynı şekilde fotoğraf çekmenize izin vermiyorlar,sinir olmamak elde değil.Aya Yorgi Kilisesi yüksek bir tepede,manzara müthiş.Yürümeyi seven,tarihi yapıları ve arkeolojiyi seven birisi olarak 1 saat yol yürüdüğüme değdi diyorum lakin herkes benle aynı fikirde değil...Bunun için mi geldik, deyip burun kıvıran çok...

Manzarası efsane yanındaki mekan iyi ve temiz.

İstanbul'u farklı bir gözle seyretmek için çıkmalısınız.

Yokuşu olmayaydı iyiydi :) ama konumundan manzara mükemmel