Mersin denince aklınıza ilk ne geliyor? Masmavi bir deniz, kilometrelerce uzanan kumsallar ve portakal bahçelerinin mis gibi kokusu mu? Evet, hepsi doğru ama Mersin'in asıl sırları toprağının altında saklı. Hiç yerin onlarca metre altına inip, ciğerlerinize şifa niyetine nemli ve serin bir hava çektiğinizi hayal ettiniz mi? Şehrin gürültüsünden ve kirli havasından kaçıp, binlerce yılda oluşmuş bir doğa harikasının sessizliğine sığınmak... İşte Astım Mağarası'nda yapılacak şeylerlistesinin en başında tam olarak bu deneyim var. Burası sadece bir gezi noktası değil; hem gözlerinize hem de nefesinize bayram ettirecek gizemli bir yeraltı dünyası.

Spiral bir merdivenle ulaşılabilen bu şifalı mağarayı ziyaret edin

Akdeniz'in parlak güneşini arkanızda bırakıp mağaranın girişine yaklaştığınızda, sizi ilk olarak dallarına renk renk bezler bağlanmış ağaçlar karşılıyor. Burası, şifalı havasıyla nam salmış Astım Mağarası'nın aynı zamanda bir "Dilek Mağarası" olduğunun ilk işareti. Ziyaretçiler, sağlık ve mutluluk dileklerini bu bezlere fısıldayarak umutlarını doğanın bir parçası haline getiriyor.   

Asıl macera ise sizi yerin yaklaşık 15 metre altına indirecek olan o meşhur spiral demir merdivenle başlıyor. Bu merdiven, sizi sadece mağaranın zeminine ulaştıran bir araç değil, adeta farklı bir boyuta açılan bir portal. Attığınız her adımda, metal basamaklardan çıkan sesler binlerce yıllık sessizliği delerken, dışarının sıcaklığı ve aydınlığı yerini loş bir gizeme ve serinliğe bırakıyor. Her bir dönüş, sizi modern dünyadan koparıp doğanın sanat eserinin kalbine biraz daha yaklaştırıyor.   

Bu eşsiz yolculuğa çıkmadan önce bilmeniz gereken her şeyi sizin için bir araya getirdik. Unutmayın, iyi bir plan, harika bir gezinin yarısıdır!

Yüksek nem oranına sahip havanın astım hastalarına iyi geldiğine inanın

Peki, bu mağaraya neden "Astım Mağarası" deniyor? Sadece bir efsane mi, yoksa gerçekten de bir gerçeklik payı var mı? Mağaranın içine adım attığınız anda cevabı ciğerlerinizde hissedeceksiniz. Dışarıda hava kaç derece olursa olsun, mağaranın iç sıcaklığı yıl boyunca 14°C civarında sabit kalır. Daha da önemlisi, nem oranı kışın %95'lere kadar ulaşan inanılmaz bir seviyededir.   

Aslında bu durumun bilimsel bir adı bile var: Speleoterapi, yani mağara terapisi. Mağaranın içindeki hava, dış dünyadaki gibi polen, toz ve diğer alerjenleri barındırmıyor. Bunun yerine, ciğerlerinizi doğal bir buhar makinesi gibi nemlendiren havasıyla adeta bir terapi odası görevi görüyor. Bu temiz ve nemli hava, solunum yollarını rahatlatarak nefes almayı kolaylaştırabiliyor.   

Sadece biz söylemiyoruz, burayı ziyaret edenler de aynı şeyi hissediyor. Gelen ziyaretçiler, mağarada nefes alışlarının çok daha rahatladığını ve temiz oksijen alarak bir ferahlama hissettiklerini sıkça dile getiriyorlar. Hatta bazıları, mağarada düzenli olarak vakit geçirdikten sonra ilaç kullanımlarının azaldığını bile belirtiyor. Elbette bu tıbbi bir tedavi değil, ancak doğanın sunduğu bu destekleyici ve rahatlatıcı atmosferi deneyimlemeye kesinlikle değer.   

Mağara içindeki sarkıt ve dikitlerin oluşturduğu atmosferi hissedin

Astım Mağarası'nın sundukları sadece şifalı havasıyla sınırlı değil. Burası aynı zamanda gözlerinizi kamaştıracak bir yeraltı sanat galerisi. Birbirine bağlı 200 metrelik galeriler boyunca yürürken, binlerce hatta milyonlarca yılda, su damlalarının sabırla işlediği dev sarkıt ve dikitler sizi karşılıyor. Tıpkı bir heykeltıraşın mermeri yontması gibi, kalsiyum bikarbonatlı sular da mağaranın tavanını ve zeminini ilmek ilmek dokumuş.   

Mağaranın içindeki stratejik aydınlatma, bu doğal oluşumları daha da gizemli ve büyüleyici bir hale getiriyor. Loş ışığın vurduğu her bir sarkıt ve dikit, farklı bir şekle bürünüyor. Hayal gücünüzü serbest bırakın; kim bilir, belki dev bir avize, donmuş bir şelale veya masalsı bir yaratıkla karşılaşırsınız.   

İşte bu noktada mağaranın iki kimliği birleşiyor. Belki de bu yüzden buraya aynı zamanda "Dilek Mağarası" deniyor. Çünkü temiz bir nefes alabilmek, birçoğumuz için en büyük dileklerden biri. Ziyaretçiler, hem mağaranın şifalı havasından medet umuyor hem de bu umutlarını girişteki ağaçlara bağladıkları bez parçalarıyla sembolleştiriyorlar. Astım Mağarası, hem bedene hem de ruha iyi gelen, umut ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz bir yer.   

Hazır Buraya Kadar Gelmişken...

Astım Mağarası'nın mistik havasını soluduktan sonra maceranız bitmiş sayılmaz, aslında daha yeni başlıyor! Madem bu kadar yaklaştınız, sadece 600 metre ötedeki efsanevi Cennet ve Cehennem Obrukları'nı görmeden dönmek olmaz. Yerin altına yaptığınız bu yolculuğu, denizin ortasındaki masalsı bir kaleyle taçlandırmak isterseniz, sahil boyunca kısa bir sürüşle ulaşabileceğiniz Kızkalesi'nin büyüleyici manzarasına kendinizi bırakabilirsiniz.   

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Astım Mağarası'na toplu taşıma ile gidilebilir mi? Evet, dolaylı olarak gidilebilir. Mersin'den kalkan 170 numaralı otobüsle Cennet-Cehennem durağında inip yaklaşık 25 dakika yürüyerek mağaraya ulaşabilirsiniz. Ancak mağaranın tam önüne kadar giden bir toplu taşıma aracı bulunmamaktadır.   

Astım Mağarası'na giriş ücretli mi ve Müze Kart geçiyor mu? Evet, giriş ücretlidir. Ancak T.C. vatandaşları için Müze Kart geçerlidir ve kartınızla ücretsiz giriş yapabilirsiniz. Güncel giriş ücretleri değişebileceği için gitmeden önce Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın resmi web sitesini kontrol etmenizi öneririz.   

Mağaranın havası gerçekten astıma iyi geliyor mu? Mağaranın yüksek nemli, serin ve alerjenlerden arınmış havasının solunum yolu rahatsızlığı olan birçok ziyaretçiye iyi geldiği ve onları rahatlattığı yönünde yaygın bir inanış ve çok sayıda olumlu geri bildirim bulunmaktadır. Ancak bunun tıbbi bir tedavi olmadığını ve kişiden kişiye etkisinin değişebileceğini unutmamak önemlidir.   

Kaynaklar: Mayr, M., & Hartl, A. (2020). Winter exercise and speleotherapy for allergy and asthma: A randomized controlled clinical trial. Journal of Clinical Medicine, 9(10), 3311.