Mersin'in bildiğiniz tüm plajlarını, kalabalık marinalarını bir anlığına unutsanız... Size sarp bir kanyonun derinliklerinde, 2000 yıldır fısıldaşan taş adamların sırrını keşfetmeye davet etsek, ne dersiniz? Burası, haritalarda kolayca bulunmayan, ruhu olan, maceraperest gezginleri bekleyen gizli bir tapınak: Adamkayalar. Buraya yapılan yolculuk, sıradan bir gezi değil, adeta zamanda geriye, kanyonun kalbine doğru bir iniştir.
Bu rehber, size sadece Adam Kayalar‘da yapılacak şeylerlistesi sunmakla kalmayacak, aynı zamanda bu gizemli topraklarda atacağınız her adımda size eşlik edecek. Kanyonun sarp yamaçlarındaki Roma dönemi figürlerinden, yerin altındaki şifalı mağaralara kadar, Mersin'in derinliklerinde sakladığı sırlara doğru bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Çünkü bu bölgenin güzelliklerine ulaşmak için çoğu zaman aşağıya, yeryüzünün kalbine inmeniz gerekir.
Şeytan Deresi Kanyonu'nun sarp yamacındaki Roma dönemi kaya kabartmalarını bulun
Adamkayalar'a ulaşmak, maceranın ta kendisi. Kızkalesi'nden Hüseyinler Köyü'ne giden asfalt yolda yaklaşık 5 kilometre ilerledikten sonra, sizi batıya yönlendiren bir tabela göreceksiniz. Buradan sonraki 2 kilometrelik stabilize yol, sizi medeniyetten uzaklaştırıp doğanın ve tarihin kucağına bırakır. Yolun bittiği yerde arabanızı park edip taşların üzerine kırmızı boyalarla çizilmiş okları takip etmeye başladığınızda, asıl serüven başlar.
Yaklaşık 100 metrelik, biraz dikkat gerektiren bir patikadan aşağıya, Şeytan Deresi Kanyonu'na doğru süzülürsünüz. Bu iniş ilk başta gözünüzü korkutabilir ama attığınız her adımda sizi karşılayan manzara, tüm yorgunluğunuza değecek. Kanyonun kalkerli yapısı, dere yatağında bembeyaz bir iz bırakarak kıvrılır ve ta Kızkalesi'ne kadar uzanan bu nefes kesici coğrafya, sizi adeta büyüler.
Ve işte oradalar. Kanyonun sarp duvarına bir dantel gibi işlenmiş, zamana meydan okuyan figürler. Karşınızda 9 niş içerisinde tam 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, bir dağ keçisi ve bir Roma kartalı kabartması duruyor. Bu figürler rastgele değil; her biri bir hikaye anlatıyor. Kimi zaman ölen bir komutan için düzenlenen bir ziyafet sahnesi, kimi zaman eşiyle vedalaşan bir asker, kimi zaman da tanrılara sunulan bir kurban anı... Bu kabartmaların, M.S. 2. yüzyılda, bölgenin önde gelenleri anısına yapıldığı düşünülüyor ve Anadolu'da bu kadar çok kabartmanın bir arada bulunduğu başka bir yer yok. Ne yazık ki bu eşsiz miras, defineciler tarafından dinamitlenerek ve nişangah olarak kullanılarak tahrip edilmiş. Bu yüzden burayı ziyaret etmek, sadece bir gezi değil, aynı zamanda bu kırılgan tarihe tanıklık etmektir.

Yüksek nem oranına sahip havanın astım hastalarına iyi geldiğine inanın
Adamkayalar'ın taş duvarları size geçmişin hikayelerini fısıldarken, bu bölgenin sırları sadece yeryüzünde değil. Şimdi rotamızı yerin altına, şifa dağıttığına inanılan serin ve nemli bir dünyaya çeviriyoruz. Adamkayalar'a oldukça yakın bir konumda bulunan Astım Mağarası, bölgenin bir başka doğa harikası.
Mağaranın girişine geldiğinizde sizi 78 basamaklı, helezon şeklinde bir demir merdiven karşılıyor. Bu merdivenlerden inmeye başladığınız anda yüzünüze çarpan serin ve nemli hava, dışarıdaki dünyadan tamamen farklı bir atmosfere girdiğinizin habercisi. Yöre halkı, yüzyıllardır bu mağaranın havasının astım hastalarına iyi geldiğine inanıyor ve bu inancın bilimsel bir dayanağı da var.
Mağaranın içindeki hava sıcaklığı yaz kış 15 derece civarında sabit kalırken, nem oranı yazın yüzde 95'e kadar çıkabiliyor. Bu yüksek nemli ve polen gibi alerjenlerden arınmış temiz hava, solunum yolları rahatsızlığı çekenlerin rahat bir nefes almasını sağlıyor. Bu yüzden burası sadece bir doğa harikası değil, aynı zamanda bir şifa merkezi olarak da görülüyor. Bu bölgedeki yeraltı zenginlikleri Astım Mağarası ile sınırlı değil. Mersin'in sunduğu tüm jeolojik ve tarihi güzellikleri görmek için Mersin'in diğer doğa harikalarını keşfetmek için hazırladığımız kapsamlı rehberimize mutlaka göz atın.

Mağara içindeki sarkıt ve dikitlerin oluşturduğu atmosferi hissedin
Astım Mağarası'nın şifalı havasını içinize çekerken, etrafınızı saran görsel şölene de hayran kalacaksınız. Üçüncü jeolojik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahip olan bu mağara, binlerce yılda oluşmuş dev sarkıt ve dikitlerle süslü bir yeraltı sarayını andırıyor. Birbiriyle bağlantılı, toplamda 200 metreyi bulan galerilerde gezinirken, kendinizi adeta bir masalın içinde hissedersiniz. Işığın vurduğu her bir oluşum, farklı bir şekle bürünerek hayal gücünüzü zorlar.
Astım Mağarası'nın size sunduğu bu yeraltı atmosferi sadece bir başlangıç. Hazırsanız, şimdi sizi çok daha büyük, çok daha efsanevi bir çöküntüye, Cennet'e indiriyoruz. Astım Mağarası'nın hemen yanı başında bulunan Cennet ve Cehennem Obrukları, bölgenin en çok ziyaretçi çeken noktalarından. Özellikle Cennet Obruğu, devasa boyutları ve içine inilebilmesiyle unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Tam 452 basamaktan oluşan taş bir merdivenle obruğun 70 metre derinliğindeki tabanına doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz. 300. basamağa geldiğinizde ise sizi büyük bir sürpriz bekliyor: 5. yüzyıldan kalma bir Meryem Ana Kilisesi. Doğanın bu devasa eserinin ortasında insan eliyle inşa edilmiş bu yapı, inanılmaz bir tezat oluşturarak görenleri büyülüyor. Cehennem Obruğu ise dik ve içe dönük yapısı nedeniyle içine inilemeyen, Yunan mitolojisinde Zeus'un ejderha Typhon'u hapsettiği yer olarak bilinen, ürkütücü ama bir o kadar da etkileyici bir çukurdur.

Hazır Buraya Kadar Gelmişken...
Adamkayalar'ın sarp yamaçlarından Astım Mağarası'nın şifalı dehlizlerine uzanan bu yolculuk, Mersin'in sadece deniz ve güneşten ibaret olmadığının en güzel kanıtı. Maceracı ruhunuzu tatmin ettikten sonra, rotanızı çevirebileceğiniz birkaç harika yer daha var:
Kızkalesi: Adamkayalar'a sadece birkaç kilometre uzaklıkta bulunan bu ikonik kale, Akdeniz'in ortasında bir inci gibi parlıyor. Efsaneye göre yılan sokmasından öleceği kehanet edilen prensesi korumak için yapılan kale, bugün hem tarihi dokusu hem de masmavi deniziyle ziyaretçilerini bekliyor. Maceranıza Akdeniz'in ortasında bir inci gibi parlayan ve efsaneleriyle ünlü Kızkalesi'ni ziyaret ederek devam edebilirsiniz.
Kanlıdivane: Tarih ve gizem dolu bir başka durak olan Kanlıdivane, dev bir obruğun etrafına kurulmuş antik bir kent. Adını, Roma döneminde suçluların bu obruğa atılıp vahşi hayvanlara yem edildiği rivayetinden aldığı söylenir. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kiliseler, sarnıçlar ve kaya mezarları arasında gezerken kendinizi bir açık hava müzesinde hissedeceksiniz.
Daha Fazla Bilgi İçin
Adamkayalar'ın tarihi ve kabartmaların anlamları hakkında daha derinlemesine akademik bilgi edinmek isterseniz, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın resmi kaynaklarına göz atabilirsiniz. Kaynak: Kulturportali.gov.tr
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Soru 1: Adam Kayalar'a nasıl gidilir ve ulaşım zor mu?Cevap: Kızkalesi'nden yaklaşık 7 km'lik bir araba yolculuğu ile ulaşılır. Son 2 km'si stabilize yoldur. Araç park edildikten sonra yaklaşık 100 metrelik, dikkat gerektiren bir patikadan kanyona inilir. Özellikle son iniş bölümü tecrübesiz yürüyüşçüler için biraz zorlayıcı olabilir ama macera arayanlar için keyiflidir.
Soru 2: Adam Kayalar'a giriş ücretli mi ve ziyaret saatleri nedir?Cevap: Adam Kayalar'a giriş tamamen ücretsizdir. Herhangi bir resmi ziyaret saati kısıtlaması yoktur, ancak güvenlik ve en iyi fotoğraf ışığı için günün aydınlık saatlerinde, özellikle sabah veya ikindi vaktinde ziyaret edilmesi tavsiye edilir.
Soru 3: Adam Kayalar çevresinde başka hangi yerler gezilebilir?Cevap: Adamkayalar çok merkezi bir konumdadır. Sadece 5-10 km mesafede Kızkalesi, Cennet-Cehennem Obrukları ve Astım Mağarası bulunur. Biraz daha uzağa gitmek isterseniz 15-20 km mesafede Kanlıdivane ve Uzuncaburç Antik Kenti gibi önemli tarihi yerler de sizi bekliyor.


English
Türkçe