Pamukkale Travertenleri
Puan
Burayı keşfetmek için rehber bulun.
Pamukkale Travertenleri, doğayı ve tarihi büyüleyici bir atmosferde buluşturuyor. ‘ölmeden önce görülmesi gereken yerler, yapılması gereken şeyler’ listeleri vardır ya hani… O listenin baş taraflarında kesinlikle Pamukkale Traverten’lerini ziyaret etmek yer almalı!
İsmini Denizli’nin Pamukkale ilçesinden alan traverten oluşumları, tabiatın tüm hünerlerini gözler önüne seriyor. Şifalı kaplıcaları ve Hierapolis Antik Kenti (Kutsal Kent) ile de ünlü olan Pamukkale; travertenleriyle, dillere destan güzelliğini farklı bir boyuta taşıyor.
Pamukkale Travertenleri Hakkında Bilgi
Kapadokya’nın peri bacaları ne ise, Denizli’nin Pamukkale Travertenleri de o… Hristiyanlık tarihine ve Helenistik döneme ait kalıntılara ev sahipliği yapan Hierapolis Antik Kenti, Travertenler ile birlikte UNESCO Miras Listesi’nde yer alıyor. Hem doğal, hem kültürel miras listesine giren bu yapılar 1988 yılından bu yana UNESCO tarafından da korunuyor.
Bembeyaz görünümüyle hayranlık uyandıran Denizli Pamukkale Travertenleri, insana âdeta masallar diyarında hissettiriyor. Kilometrelerce mesafeden dahî görülebilen bu doğa harikası, benzersiz manzarasıyla nefes kesiyor.
Travertenlerin bazı noktalarına giriş yasak. Bunun nedeni, o bölgelerin zarar görmesini engellemek. Diğer yerleri ise ayakkabısız olarak gezebiliyorsunuz.
Travertenlerin yanı başında ise Frigya kenti olarak bilinen Hierapolis Antik Kenti bulunuyor. Bergama Kralı II. Eumenes tarafından, MÖ ikinci yüzyılda inşa ettirilen bu kent, yapısını günümüze kadar korumayı başarmış.
Pamukkale Travertenleri Oluşumu
Bu bölgede, 17 tane sıcak su kaynağı yer alıyor. Bu kaynakların sıcaklık dereceleri 35-100 aralığında farklılık gösteriyor.
36 derecede sıcak su, terminalden çıkıp 320 metre uzunluğunda bir kanal vasıtasıyla travertenlerin başına gelerek bunların katmanlarına dökülüyor. Sonra 240-300 metre boyunca yol alıyor.
Suyun ihtiva ettiği yüksek oranda kalsiyum hidro karbonat, oksijen ile bir araya geliyor. Ardından karbonmonoksit ve karbondioksit uçuyor. Sonra da karbonat dibe çöküyor. İşte bu çökelti, Pamukkale Travertenleri'nin oluşumuna yol açıyor.
Çökelti öncelikle jel formunda meydana geliyor. Fakat zamanla sertlik kazanıyor ve travertenler ortaya çıkıyor.
Pamukkale Travertenleri’nin Özellikleri Neler?
Genel bilgilendirmede bulunduktan sonra, şimdi istiyoruz ki bu nâdide güzelliğin en önemli yönlerini madde madde sıralayalım:
- Pamukkale Travertenleri; doğal kaynak sular ile teraslı tepelerden oluşuyor. Bu teras, ovadan takriben 100–150 metre yüksekte uzanıyor ve Çökelez Dağının yamacında bulunuyor.
- Travertenlerin başlangıç noktası, Kadı Deresi'nin yakınında konumlanan Domuzçukuru alanı. Bitiş noktası ise kuzeyde bulunan Nekropol'ün son mezarının hemen yan tarafından akan Çaltık Deresi.
- Genişliği 250–600 metre olan bu travertenlerin uzunluğu yaklaşık üç kilometre, yüksekliği ise ortalama 50 metre.
- Traverten terasını oluşturan tortullu kayaçların ilk hâli yumuşacık olduğu için ‘Pamukkale’ adını almış. Pamuk gibi bembeyaz görüntüsü de, böyle adlandırılmasının bir başka nedeni.
- Buradaki şifalı suların ise; deri, solunum, dolaşım ve sindirim rahatsızlıklarına iyi geldiği rivâyet ediliyor.
Pamukkale Travertenleri Ziyaret Saatleri 2023
Antik Kent, Antik Havuz ve Travertenlerin ziyaret saati kış ve yaz sezonuna göre değişiyor. Şöyle ki;
- Yazın: 08.00 ile 21.00 arası,
- Kışın: 08.00-17.00 arasında ziyaret edilebiliyor.
- Seyahatnizi kuruma dönemine denk getirirseniz, ‘su kalmamış’ diye endişe edebilirsiniz. Fakat travertenler beyaz bir görünüme kavuşsun diye su bazen salınıyor, kimi zaman da kurumaya bırakılıyor. Bunu bilmenizde yarar var.
Pamukkale Travertenleri Gezilecek Yerler
Buraya geldiğinizde travertenlerin doyumsuz manzarasını izleyip birbirinden muhteşem fotoğraf karelerine imza atabilirsiniz. Ayrıca, Kutsal Kent’i de adım adım keşfetmeyi unutmayın. İşte, Hierapolis Antik Kenti’nde ziyaret edebileceğiniz bölümler:
- Frontinus Caddesi,
- Cehennem Kapısı,
- Gymnasium ve Apollon Kutsal Alanı,
- Kuzey ve Güney Bizans Kapısı,
- Agora,
- Latrina.
Ayrıca burada sizi bekleyen başka destinasyonlar da var. antik Kleopatra Havuzu ile Kaklık Mağarası onlardan bazıları. Bu mağarada; amfi tiyatro, yüzme havuzu, seyir alanları, kameriyeler, kafeterya gibi hizmetler sunuluyor.
Hazır Gelmişken
Tabii ki Pamukkale gezilecek yerler yalnız travertenlerden ibaret değil. Burası, tarihin ve doğanın âdeta coştuğu bir yer!
Peki, yolunuz düşmüşken başka nerelere uğrayabilirsiniz? İşte birkaç alternatif:
- Karahayıt Köyü’ndeki SPA merkezlerine, termal havuzlara ve fizyoterapi merkezlerine uğrayarak sağlığınıza sağlık katın!
- Yeşildere Şelalesi’ni ziyaret edip gözlerinize, ruhunuza bayram ettirin.
- Hierapolis Arkeoloji Müzesi'nde tarihe doyun!
- ‘Yetmez!’ derseniz, tarih ziyafetinize Laodikeia Antik Kenti’nde devam edin.
- ‘Biraz da eğlence?’ diye düşünüyorsanız, Pamukkale Natural Park ne güne duruyor?
Sonuç
Pamukkale Travertenleri; betonlaşmış yapılara, kalabalık şehirlere inat, Denizli’de arz-ı endâm eden bir doğa cenneti… Hayatın koşturmacasından yorulan, stres canına tak eden buraya gelmeli… Çünkü harikalar diyarı gibi bir yer olan Denizli Pamukkale Travertenleri, insanı bu âlemden soyutlayıp farklı bir boyuta çıkarıyor.
Özellikler
Sunulan Hizmetler
Rehberler
Rehber ile Keşfet
Tüm Yorumlar
Misafir Yorumları
@yoldas
Tatmin edici bir antik kent. Meraklılar için Pamukkaleye kadar gelip de görmeden gitmek kayip olur. Hızlı bir tür ile 3 saate gezebilir 3 deprem gördükten sonra terkedilmis antik kentin deprem izlerinin hala belirgin biçimde kalmış olması etkileyici. Mozaikler ve su tesisatı sistemi ise dudak ucuklatici. Not.Pamukkalede alacağınız müze kart buradada geçerli. Aksi takdirde giriş 75 tl. Bol su ve güneş şemsiyesi faydalı olacaktır.
@ecekesifte
temmuz 2022 de bursadan tur güzergahı rota olusturduk ve eşimle hierapolis ve travertenlerden sonraki duragımız laodikeia antik kenti oldu. tarihini mutlaka okuyupta gelin. hriatyanlar için çok onemli bir kent. muzekart ile ucretsiz gezdik. giriş normalde ucretli. resim cekinmek için guzel yer. içeride stadyum tıyatro hamam gbi yapılar var. fakat içeride parmak arası terlikle girmiştim o kadar çok deve dikeni var ki akıllara zarar. terlikten gecip ayagımı deldiler o derece ?siz siz olun dikenlere dikkat edin yerlerde bsuru var ot yerine girmeyin mermerlerden yürüyün ayakkabısız girmeyin benden demesi, ?
@seyyah7129
Tarihin ve doğanın birleştiği muhteşem Pamukkale. İnsanların aklına direk travertenler geliyor fakat pamukkale aslında roma döneminde kurulmuş kocaman bir şehir. Travertenler sadece bu şehrin bir parçası. İçerisinde tarihi kalıntılar, müzeler, antik tiyatro, kilise vb. onlarca tarihi eser mevcut. Tavsiye üzerine güney kapısından giriş yaptık. Travertenlere oldukça yakın. Fakat Travertenler çok kalabalık. Adım atacak yer yok. Türk ten çok yabancı var. Muzekart ile giriş yapılabiliyor. Muzekart almadan girmek isterseniz 200 TL. Muzekart orada hemen çıkıyor. 60 TL verip müzekart çıkartın böylece 1 sene tüm müzeleri ücretsiz gezersiniz. 18 yaş altı çocuklar ücretsiz. Girişte golf arabaları var kişi başı 20 TL ile yorulmadan gidip gelebilirsiniz. Travertenler giriş kısmı yosun tuttuğu için çok kaygan. Dikkatli olun düşenleri gördüm. Terlik ile oraya girmek yasak. Zarar vermemek için. Fakat kaydırmaz deniz terliği giyebilirsiniz. Travertenlerin hemen yanında 3 adet müze var. İçerisinde heykeller, mozeleler, dönemde kullanılan kap, kaçak vb. ürünler var. Müzelerden çıktıktan sonra antik tiyatroyu mutlaka gezin. Devasa ve çok güzel. Akşam saatlerine yakın giderseniz daha iyi olur. Hava çok sıcak bu aralar. Akşam 17.00 gibi girilip sıcağa yakalanmadan gezmek en mantıklı.
@edizburakaksoy657
Kesinlijle muhteşem gözüküyorlar biz güney girişinden girdik arabayla giriş 20tl otopark a girmek icin otopark a girdikten sonra antik sehir ve travertenlerin icine girmek için ekstra bir para ödemeniz gerekiyor 18 yaş altına ücretsiz (kimlik gerekli) 18 yaş üstüde müzekart ile girebilmektedir içeride travertenler,müze ve çeşitli havuzlar bulunmaktadır rehber eşliğinde yada kendiniz gezebilirsiniz isterseniz ordaki golf arabalarında gezebilirsiniz (kiralamanız gerek) ve ücretler biraz uçuk özellikle içerdeki kafede yiyecek ve içecekler çok pahalı bir su 20tl mesela yada 3 top dondurma 85tl yiyeceklerde bir o kadar pahalı gelmeden önce yemek yemenizi tavsiye ederim ayrıca suyunuzuda yanınızdan getirmenizi tavsiye ediyorum ama unutanlar içinde içerdeki çeşmelerden içebilirsiniz. Açıkçası benim en çok hoşuma giden kısmı travertenler oldu isterseniz mayonuzla gelip içinde oturabilirsiniz yada ayakkabılarınızı çıkarıp içinde yürüyebilirsiniz (terlik veya ayakkabıyla girmek yasak) dikkatli olmanızda fayda var çünkü bazı taşlar çok kayıyor. Gelip görmenizi tavsiye ederim.
@ruzgarlamaceral
*Denizli'nin gözde turizm merkezi olan Pamukkale Travertenleri, gerçekten görülmesi gereken yerlerden. *Yorumları okuyarak Güney kapısını tercih ettik. Öğle saatlerinde ve havanın çok sıcak olduğu dönemde olmamıza rağmen inanılmaz bir kalabalık vardı. *Araçla otoparka giremedik. Ancak otoparkın karşısındaki bir alana aracınızı çekebilirsiniz. Oraya da yine mülk sahibi gelip otopark ücreti (20TL) istiyor, bilginiz olsun. *Giriş ücreti 200 TL, Müze kart ile ücretsiz giriş yapılıyor. Ayrıca çocuklar ve engelliler için de giriş ücretsiz. *Travertenler'den önce, Hierapolis Antik Tiyatro, Hades anıtı gibi diğer antik yapıları gezmenizi öneririm. Bu yüzden zamanınızı buna göre ayarlayın derim. *Travertenler'deki suya mayo ile gidip girenler vardı. *Melek kanatları takıp fotoğraf çektirenler vardı (100 TL). * Müze ve Apollon tapınağı çok kalabalık olduğu için giremedik. *Bunların dışında Kloepatra havuzunun bulunduğu bir yer var. İçerde restoran bulunuyor, fiyatları bayağı uçuk. Bir top dondurma 65 TL gibi bir rakam gördüm. Havuza girilip yüzülebiliyor. Fiyatı Tam 130 TL, öğrenci ve müze kart 70 TL idi. Çocuklar ebeveyn olmadan giremiyor. Giyinme odaları, duş mevcut.
@ebrucobanoglu1108
Bayıldım desem yeridir. Mutlaka görmelisiniz. Pamuk gibi bembeyaz bekliyordum ama sanırım suyun azalmasından dolayı kahverengine dönüşler olmuş. Fotoğraflarda gördüğümüz o şahane bölüme giriş yok orası doğallığını koruyor. Güzelliğini yitirmeden görülmesi gerekenler listesine almalısınız. Traverterlerde dizlerinize kadar suya giriyorsunuz. İsterseniz kili vücudunuza sürüp güneşlenebilirsiniz. Terlik ya da ayakkabı giyilmiyor. Mutlaka sırt çantanız olsun. Çok keyif alarak tepeye kadar çıktık. Traverterlerden sonra tepede müze , antik kent ve antik havuz oldukça büyüleyici. Antik havuz çok doluydu. Girmeyi tercih etmedik. Yiyecek, içecek malesef ki aşırı pahalı. Buna çözüm bulmalılar. 85₺ ye dondurma olur mu? Aşağıda müzeye girmeden önce herhangi marketten çantanıza yiyecek, içecek koyup yukarı çıkmanız daha mantıklı. Pahalılığına anlam veremedim. 18 yaş altı çocuklar kimliği olmak şartı ile ücretsiz. Öğretmen ücretsiz. 60₺ ye müzekart alıp girmeniz mantıklı. Yoksa giriş 200₺ ne yazık ki. Şort, haşema, kısa elbise, şapka vs. tercih etmenizde fayda var. İyi tatiller...
@sinangulec6133
Yaklaşık 20 yıl önce ziyaret etmiştim. Cok değişmiş ama travertenler için aynı şeyi söylemek zor. Turizm adına doğal zenginliği heba ettikten sonra geri döndürmek zor. Tıpkı Ege Akdeniz sahilleri gibi Istanbul gibi. Geldik ve 20 TL park ucretiyle karşılaştık. Aşağıda kalmak yerine yukarıdaki kapiya arabayla çıktık. Agustos sıcağında burayı gezmek hiç akıllıca bir fikir değil öğrenmiş olduk. Mümkünse bahar veya kış. Muzekartim var ailece rahatça girdik. Içerisi alisveris cok pahali yine. Bir top donurma yine 23 TL. Efeste cocuk isteyince kiramadim mecburen aldik. Bu sefer erteledik dondurmayi. Dolaşacak alanda antik kent var ve cok büyük alan. Elektrikli araclar var sizi gezdirmek için ama bizim TL yenik düşüyor. Her sey bize pahalı geliyor turistlere göre. Grupla gezilecek yer degil. Bir ailede yetişkin kız oraya gidecem diyor anne babası olmaz cok nasil gidelim diyor. Kız ille gidecem diyor sonra ne yaptılar bilmiyorum. Serbest gezin az yorulursunuz yani.
@mehmetaliardic
Kesinlikle en az bir kez ziyaret edilmesi gereken doğa harikası yerlerden. Giriş için müze kartı yeterli. Müze kartınız yoksa çıkartabiliyorsunuz. 60 TL(Temmuz 2022). 18 yaşa kadar ücretsiz giriş sağlanıyor. Hierapolis Antik Kenti içerisinde kalıyor. Sadece travertenleri değil tüm antik kenti gezmenizi öneririm. KESİNLİKLE yürüyüş ayakkabısı ile gidin. Biz terlik ile gittik ve büyük hata ettik. Travertenlere girerken zaten çıplak ayak ile giriliyor. Güney kapı girişinden girerseniz üstten alta doğru inebiliyorsunuz. Suya giriş serbest. Sabah erken saatte gitmenizi öneririm. Sonradan çok kalabalıklaşıyor. Yanınıza şapka gözlük vs almanızı da öneririm. Bu muhteşem yerin Türkiye'de olması ve bir Türk olarak herkesin görmesini tavsiye ediyorum. Tüm alanı da gezerek güzel bir gün geçirebilirsiniz. Girişte motorlu araç kiralaması var ama biz tercih etmedik. Uzun uzun gezmek isterseniz çok tavsiye etmem. Ama yürüme sıkıntısı olanlar için kolaylık olabilir. Doğal havuzu ziyaret etmeyi de unutmayın.
@gokhanunlu2178
25 tl ücretle otopatk mevcut. Yaşlılar ve küçük çocuklar için yorucu olacaktır. Girişler müze kart ile ücretsiz. Çok kalabalık girişler. Müze kartınızı alıp gelmenizi yada uygulamasını indirerek giriş yapmanızı tavsiye ediyorum. Muhteşem bir yer. İçeride kleopatra havuzunada 70 tl gibi bir ekstra ücretle girmeniz mümkün. Yanınıza mutlaka alıştırmalık yiyecek alın. İçecek alın. Çünkü fiyatlar Bodrumu aratmıyor. Güney kapı ve kuzey kapı gibi yerlere servisler ile 20tl civarı ücretle yürümek istemiyorsanız gidebilirsiniz. Keşke havuz gibi yerleri devletimiz işletsede fiyatlar Türk vatandaşları için daha uygun hale gelse. Kalite, istihdam dahada verimli olur diye düşünüyorum.
@suzanozkale
Bugün ziyaret ettim. Giriş ücreti 200tl ve 0-6 yaş ücretsiz. Ama müze kartı ile giriş 60tl. Güney kapısından girerek yolculuk yapmanızı tavsiye ederim. Havuz ücreti 130 TL kişi başı tabi bu turistler için Türkler için 70tl. Havuz çok pis kesinlikle girmeyin. İçeride piknik masaları var, rahatlıkla atıştırmalıklar getirip yiyebilirsiniz.17.00 gibi giriş yaptım 20.30 da çıkış yaptım. Gayet keyifliydi, yorumlarda terlikle gelin yazısını gördüm, kesinlikle gerek yok. Yollar taş ve toprak old için terlikler ayaklarınızı ağrıyor kesinlikle güzel-rahat bir spor ayakkabı ile gelin rahat edin. Yalnızca yanınızda bı poşet ya da çanta getirip travertenlere girerken çıkarır çantanıza koyarsınız. Zaten terlikle de giremiyosunuz travertenlerin old kısma. Görevliler geziyor ve sürekli uyariyorlar. 3 ve 7 yaşındaki 2 çocuklarımla geldim bayağı yorulduk gezdik çocuklar mutlu old. Yalnızca şuna dikkat etmelisiniz kapalı müzeler 18.45 te kapanıyor.
@erkandemir4904
pamukkaleye göre daha sakin daha büyük. traverten yok. müzekart geçerli, 18 yaşaltı ücretsiz. içerdeki kantinde müzekartlılara yüzde 50 indirim var.dönemin yaşam merkezi. gez gez bitmiyor. manzarası çok güzel. internetten daha önce biraz okuyup araştırıp gitmek daha iyi. düz mantık yaklaşırsan sadece eski taşlar, klise diyorsun sadece yerde serpiştirilmiş alalede taşlar. gitmeye değer mi? meraklısı iseniz evet, kütahyadaki aizonai yada pamukkaledeki gibi heykel vs yok. yanımdan geçen bazı yerli turistler söylene söylene geçiyordu. iki tane antik tiyatro gördüm, galiba burası ortadirek, pamukkaale dönemin elitlerine hitap ediyordu:) bir sürü sütun var...
@muratisci7834
Hierapokis Antik Kenti ve Pamukkale Travertenleri gezisi dönüşü birde Laodikeia Antik Kentini ziyaret edelim dedik Denizli’ye 6km konum olarak yakın bir yer buraya da müzekart ile ücretsiz olarak giriş yapabiliyorsunuz. Hatta içindeki market fiyatları çok pahalı redbull 55₺ küçük su 8₺ kutu kola 30₺ civarlarında müze kartı olanlara 50% indirim yapıyorlar. Sıcak havada antik kent gezmek çok yorucu oluyor biraz daha güneşin kavurmadığı havalarda bahar aylarında gezerseniz daha rahat gezersiniz. Antik Kent çok büyük içinde stadyum,klise,tiyatrolar,agoralar,hamamlar vs. barındırıyor.Hristiyanlık için çok önemli bir yer çünkü İlk 7 kiliseden birine sahip Laodikeia. Hatta M.S.4. yy dan itibaren burası kutsal hac merkezi olmak gibi dini bir öneme sahip olmuş. Tiyatronun akustik özelliğini çok beğendim.En aşağıdan normal bir konuşma en tepedeki kişi duyabiliyor rahatça (deneme yaptık).
@ibrahimibsar5832
Giriş ücretli fakat müze karta ücretsiz . Içeride kucuk hediyelik esya ve mesrubat satan bir cafe var. Kalabalık olmasın isterseniz hafta içi gelin. Hafta sonu fotograf cekilmeye gelen ciftler fotoğrafçılar oluyor rahat rahat gezemiyorsunuz. Hafta ici gelin sakin sakin gezin. Bir günde gezilecek yer degil. Tarihinin en gorkemli yeri bir gunde bitmez. Yanınızda su , güneş kremi, şapka ve güneş gözlüğü muhakkak olmalı. Sabah ve aksam uzeri gezmesi cok daha keyifli oluyor. Gün ortasında sıcak ve güneş biraz zorlayabilir. Fotograf gezisi olarak düşünceniz varsa en guzel ay nisan başından mayıs ortalarina kadar gelincikler papatyalar cok guzel oluyor. Ve yine aksam uzeri ışık daha güzel oluyor. Gezilmesi gerekli yerlerden biri
@muharremtalay2123
Travertenler Özellikle kaplıcalar tarafından biriken bir kalker biçimidir. Genellikle lifli veya konsantrik bir görünüme sahiptir. Beyaz, ten rengi, krem rengi ve hatta paslı çeşitlerinde bulunur. Genellikle bir kaplıca ağzında veya kireçtaşı mağarasında kalsiyum karbonatın hızlı çökeltilmesi işlemiyle oluşur. Çökelme dolayısıyla traverten oluşumu yer yüzeyinde olabileceği gibi yer altında, mağara ve galeri gibi doğal boşluklarda da olabilir. Çökelme hızı travertenlerin fiziksel özellikleri üzerinde etkili olur. Çökelmenin yavaş olması travertenlerin kristalli, yoğun, sert ve dayanıklı, hızlı olması ise yumuşak, sünger gibi gözenekli, nispeten hafif ve dayanaksız olmalarına yol açar. Dünyadaki en güzel traverten örneklerinden birisi Denizli-Pamukkale travertenleridir. Bunun dışında, Antalya çevresinde de traverten taraçlarına rastlanır. Travertenler aynı zamanda mermerle birlikte kullanılan bir yapı malzemesidir. Türkiye'nin Denizli, Bucak-Burdur, Mut-Mersin, Sivas gibi birçok bölgesinde traverten ocakları işletilmektedir. Üretilen malzeme blok, moloz olarak veya fabrikalarda işlenerek ebatlı honlu - cilalı traverten gibi mamuller halinde iç piyasada kullanılmakta veya büyük oranda yurtdışına ihraç edilmektedir.
@cduoi3988
Pamukkaleye ve Hierapolise gelmişken burayı da görmeniz şiddetle tavsiye edilir. Müze kart geçerli.Laodikeia Antik Kenti M.Ö. II. yy sonları ile I. yy başlarında birçok savaşlara ve depremlere sahne olduğundan çok tahrip olmuştuş.Bu nedenle Roma Döneminde şehir yeniden inşa edilmiş. Tamamen Roma tarzındaki bu şehir; yol, kanalizasyon, su şebekesi ve şehircilik anlayışı ile M.S. I. ve II. yy’larda Frigya bölgesinin en zengin ve en güzel şehirlerinden biridir. Yanınıza şapka ve su almayı unutmayın .İyi gezmeler.
@berkaykaraisli9478
Antik şehir Denizli Pamukkale yolu arasında kalmaktadır. İnsanlar genelde Pamukkale ve Hierapolis e gittikleri için bu büyük antik kentin varlığından haberi bile olmamaktadır. Kent çok büyük bir alana kurulmuştur. Müze kart ile giriş yapabilirsiniz. Araçlar için otopark alanı da bulunmaktadır. Girişte sadece müze kafe var. Antik şehirin içerisinde başka bir tesis bulunmamakta. Müze kafe de oldukça pahalı. Kent çok geniş bir alana yayıldığından gezme süresi 3 saati geçiyor. Açık alanda gezdiğinizden de sıcak çok etkiliyor. Sıcağa dayanamıyorsanız gezinizde kilise ve antik tiyatroyu mutlaka görmenizi öneririm. Hristiyanlığın ilk yedi kilisesine sahip olan kent aynı zamanda dini bir merkez olmuştur. Şehirde kazı çalışmaları halen devam etmektedir. Kent içerisinde günümüze kadar kilise , stadyum , tiyatro , hamam kompleksi , agora , anıtsal kapılar v.b. kalan yapılar bulunmaktadır.
@kevsertunc1571
Zengin ancak ılık olarak adlandırılan görkemli şehir Laodikya! Laodikya şehri neden ılık olarak adlandırılmış olabilir (Vahiy 3:15,16) ? Yakınlarında bulunan Hierapolis ve Kolose şehirlerinin aksine Laodikya’nın kendine özgü hiçbir su kaynağı yoktu. Hierapolis şehir yorgun kış yolcuları için çok canlandırıcı olan sıcak su kaynaklarıyla tanınmıştı. Kolose şehrinin de yaz mevsiminin sıcaklarında çok tazelendirici olan soğuk suları vardı. Oysa Laodikya’nın suları, şehrin içine uzaklardan önce üstü açık su yoluyla sonra da birbirine birleştirilmiş delik kübik (küp şeklinde) taş blokların içinden taşınıyordu. Böylece, şehrin sakinlerine ulaşıncaya kadar suyun ılıklaşmasının büyük bir olasılığı vardı.(jw.org)
@nazliersoy3962
Bugünkü şehir merkezine 5-6 km uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti Denizli’de kurulan ilk kent olarak sayılıyor. MÖ 261-263 yılları arasında, Seleukos Kralı II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye ithafen kurduğu kent, MS 60 yılındaki büyük depremde yerle bir olmuş. Fakat her ne kadar ayakta kalamamış olsa da Anadolu’nun en büyük stadyumu dahil birçok yapının kalıntılarını görmek mümkün: 2 tiyatro, 4 hamam, 5 agora, 5 çeşme, 2 anıtsal giriş kapısı, meclis binası, tapınaklar, evler, kiliseler ve caddeler… Antik kaynaklara göre ta o zamanda Laodikeia’nın yünlü dokumacılık ürünleri çok ünlüymüş
@altugsenel3123
Lycos Irmağının güneyinde kurulan kente ait ilk yerleşimler İlk Kalkolitik Dönem’e (MÖ.5500) kadar inmekte olup kentin batı ve güneybatısında yapılan araştırmalarda, Geç Kalkolitik (MÖ 3500) ve İlk Tunç Çağı I (MÖ 3000)’e tarihlendirilen seramik ve çakmaktaşı buluntular ele geçirilmiştir. Bunlar, kentin erken yerleşiminin daha çok su kaynağı olan Asopos (Gümüşçay-Goncalı Deresi) etrafında oluştuğunu göstermektedir. Kent, Seleukoslar Kralı II. Antiokhos Teos tarafından eşi kraliçe Laodike adına, MÖ 3. yy’ın ortalarında (MÖ 261-253) kurulmuştur. Laodikeia konumuyla çağdaşı Tripolis, Colossaea, Hierapolis gibi komşu şehirler arasında, özellikle Helenistik ve Roma Dönemlerinde gerek ekonomik, gerekse askeri ve ticari yönden çok önem kazanmıştır. Laodikeia Antik Kenti M.Ö. II. yy sonları ile I. yy başlarında birçok savaşlara ve depremlere sahne olduğundan çok tahrip olmuştur. Bu nedenle Roma Döneminde şehir yeniden inşa edilmiştir. Tamamen Roma tarzındaki bu şehir; yol, kanalizasyon, su şebekesi ve şehircilik anlayışı ile M.S. I. ve II. yy’larda Frigya bölgesinin en zengin ve en güzel şehirlerindendir. M.S. III. ve IV. yy’da gelişip büyüyen Laodikeia daha sonra Bizans yönetimi altına girmiştir. Türklerin bu bölgeye gelişlerine kadar Bizans idaresinde kalan şehir, M.S. XII. ve XIII. yy’larda çeşitli savaşlara sahne olmuştur. Çevresi surlarla kaplı şehir giderek savunmasını yitirmiş ve ekonomik yönden de zayıf düşmüştür. Şehir XIII. yy’ın başlarında Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedilmiştir. Laodikeia Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde “ Ladik” olarak anılmaktadır.