Antalya denince aklınıza ilk olarak masmavi plajlar ve pırıl pırıl bir güneş geliyor olabilir. Peki ya size bu cennetin, binlerce yıllık bir hazine sandığının üzerinde oturduğunu söylesem? Bu sandığın anahtarı ise tam kalbinde, Konyaaltı’nda yer alan ve 1988 yılında "Avrupa Konseyi Yılın Müzesi" özel ödülünü kazanmış olan Antalya Arkeoloji Müzesi’dir. Bu yazıda, sizi Antalya Arkeoloji Müzesi’nde yapılacak şeyler listesinin en başına götürecek, unutulmaz bir tura çıkarıyoruz.
Müzeyi bu kadar özel kılan şey, sadece paha biçilmez koleksiyonu değil, aynı zamanda bir mirasın koruyucusu olma misyonudur. I. Dünya Savaşı sonrası işgal yıllarında, öğretmen Süleyman Fikri Erten'in tarihi eserleri yağmalanmaktan kurtarmak için başlattığı kişisel çabayla temelleri atılmıştır. Bu koruma ruhu, bugün de devam ediyor. Şu anda müze, paha biçilmez eserlerini daha iyi korumak ve sizlere daha da görkemli bir deneyim sunmak için kapsamlı bir yenileme projesi geçiriyor. 2026 yılı sonunda tamamlanması hedeflenen bu dönüşümün ardından kapılarını açtığında, sizi nelerin beklediğini şimdiden keşfetmeye hazır mısınız?
Tanrılar Salonu'ndaki heykelleri yakından inceleyin
Adımınızı attığınız anda, zamanın durduğu ve mitolojinin canlandığı bir dünyaya giriyorsunuz: Tanrılar Salonu. Burası, antik çağ insanının inanç dünyasına açılan bir kapı gibidir. Karşınızda, mermere hayat veren ustaların ellerinden çıkmış, neredeyse iki bin yıldır dimdik ayakta duran tanrı ve tanrıçalar sizi selamlar. Olympos’un kralı, şimşeklerin efendisi Zeus’un heybeti, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in zarafeti ve sanatın, ışığın tanrısı Apollon’un kusursuz estetiği karşısında büyülenmemek imkansızdır.
Bu salondaki heykellerin neredeyse tamamının, hemen yanı başımızdaki antik kent Perge’de yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılmış olması ise tesadüf değildir. Aslında siz bu salonda gezerken, bir zamanlar Pamfilya’nın başkenti olan Perge'nin tapınaklarında ve anıtsal çeşmelerinde sergilenen eserlere tanıklık ediyorsunuz. Roma Dönemi’nde, M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda, daha eski Yunan orijinallerinden esinlenerek yapılan bu heykeller, Perge’nin ne denli zengin ve gelişmiş bir heykeltıraşlık okuluna sahip olduğunun canlı bir kanıtıdır.

Perge Tiyatrosu'ndan çıkarılan heykellerin zarafetine tanık olun
Tanrıların görkemli huzurundan ayrılıp, antik dünyanın sosyal ve kültürel hayatının kalbinin attığı bir mekana, Perge Tiyatrosu’na doğru ilerliyoruz. Bu salon, sizi o devasa tiyatronun sahne binasını (scaenae frons) süsleyen heykellerle buluşturuyor. Bir zamanlar 13.000 kişiyi ağırlayan, gladyatör dövüşlerine ve nefes kesen trajedilere ev sahipliği yapan o muazzam yapının sanatsal ruhu, şimdi bu salonda yaşamaya devam ediyor.
Burada sergilenen eserler sadece birer dekorasyon objesi değildi; aynı zamanda Perge'nin gücünü, zenginliğini ve Roma İmparatorluğu ile olan kültürel bağlarını simgeleyen birer propaganda aracıydı. Derisi yüzülürken bile sanatından vazgeçmeyen Marsyas’ın trajik heykeli, tanrıların habercisi Hermes’in çevik figürü ve Makedonyalı Büyük İskender’in karizmatik portresi gibi eserler, tiyatronun sanatsal zenginliğini gözler önüne seriyor. Perge'nin bu inanılmaz zenginliği hakkında daha fazla bilgi almak ve antik kentin kendisini keşfetmek isterseniz,
Perge Antik Kenti gezi rehberimize mutlaka göz atın.

Yorgun Herkül (Herakles) heykelinin etkileyici hikayesini öğrenin
Her büyük müzenin bir yıldızı vardır. Louvre'un Mona Lisa'sı varsa, Antalya Müzesi'nin de Yorgun Herkül'ü var. Ama bu heykel, sadece sanatsal değeriyle değil, adeta bir film senaryosunu andıran nefes kesen hikayesiyle de efsaneleşmiştir. Bu, bir ayrılığın ve yıllar sonra gerçekleşen muhteşem bir kavuşmanın öyküsüdür.
Hikaye, 1980 yılında, duayen arkeolog Prof. Dr. Jale İnan'ın Perge'deki kazılar sırasında heykelin belden aşağı kısmını bulmasıyla başlar. Eserin ihtişamı ortadadır, ancak üst yarısı kayıptır. Tam on yıl sonra, 1990'da, kayıp parçanın yıllar önce Türkiye'den kaçak yollarla çıkarılarak ABD'deki Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nde sergilendiği tespit edilir. İşte o an, yıllar sürecek meşakkatli bir hukuk ve diplomasi mücadelesi başlar. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kararlı girişimleri sonucunda, 2011 yılında Herkül'ün üst yarısı ait olduğu topraklara, hatta dönemin başbakanının uçağıyla geri getirilir. Otuz yılı aşkın bir ayrılığın ardından iki parça, Antalya Müzesi'nde uzmanların titiz çalışmasıyla birleştirilir ve Yorgun Herkül, sonunda evinde yeniden bir bütün olur. Bu kavuşma, Süleyman Fikri Erten'in 1919'da başlattığı miras koruma mücadelesinin 21. yüzyıldaki en büyük zaferlerinden biridir.
Hazır Buraya Kadar Gelmişken Civarda Gezilecek Alternatif Yerler
Antalya Arkeoloji Müzesi'ndeki zaman yolculuğunuzu tamamladıktan sonra, maceranıza hemen yanı başınızdaki güzelliklerle devam edebilirsiniz. Müzenin hemen bitişiğindeki Atatürk Kültür Parkı, Akdeniz manzarası eşliğinde dinlenmek ve bir kahve molası vermek için harika bir seçenektir. Biraz daha hareket isterseniz, kısa bir yürüyüşle veya nostaljik tramvayla dünyaca ünlü Konyaaltı Plajı'na ulaşabilir, kendinizi Akdeniz'in serin sularına bırakabilirsiniz. Tarihin izini sürmeye devam etmek isteyenler için ise daracık sokakları, cumbalı Osmanlı evleri ve cıvıl cıvıl limanıyla Kaleiçi, sizi bekliyor. Antalya'nın sunduğu tüm bu güzellikleri ve daha fazlasını planınıza dahil etmek için kapsamlı(
https://www.yerelrehber.com/tr/il/antalya) göz atmayı unutmayın.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Antalya Arkeoloji Müzesi şu an açık mı ve ne zaman açılacak? Müze, ziyaretçi deneyimini iyileştirmek ve eserleri korumak amacıyla kapsamlı bir yenileme projesi için geçici olarak ziyarete kapalıdır. Yeni ve modern müze binasının 2026 yılı sonunda tamamlanarak tekrar ziyarete açılması hedeflenmektedir.
2. Müze tekrar açıldığında Müzekart geçerli olacak mı? Evet, Antalya Arkeoloji Müzesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olduğu için yeniden açıldığında Müzekart ile ziyaret edilebilecektir.
3. Müzede mutlaka görülmesi gereken en önemli 3 eser nedir? Seçim yapmak zor olsa da, müzenin üç ikonik bölümü; mitolojik heykelleriyle Tanrılar Salonu, Perge'nin ihtişamını yansıtan Perge Tiyatrosu Salonu ve inanılmaz kavuşma hikayesiyle dünyaca ünlü Yorgun Herkül Heykeli'dir.
Kaynak: Müzenin güncel durumu ve koleksiyonu hakkında daha fazla resmi bilgi için(https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-281274/antalya-muze-mudurlugu.html) sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

@Gezen Kadın
Pazartesi günleri kapalı, Müze kart geçerli. Gezdiğim en güzel ve en etkileyici arkeoloji müzelerinden biriydi. Heykeller bölümüne girdikten sonra her bir alana hayran kalarak gezdim . Özellikle Perge antik kentine ait bir çok heykel ve lahit var .Eserlerin her biri birbirinden güzel. Ayrıca müzede sesli rehber mevcut zamanı olan herkes bence bu tarihi dinleyerek gezmeli. Tarih ve sanata ilgi duyanların keyifle gezeceği bir müze.
@antalyarehber
Sürekli önünden geçip duruyordum bir gün merakıma yenik düşüp girmek istedim ve iyi ki girmişim diyorum şu zamana kadar neden girmedim diye kendime kızdım hatta. Bilet almak yerine müze kart alıp girebilirsiniz,o şekilde giriş mevcut. 30 tlye kartımı çıkarttım ben. İçerisi oldukça geniş heykelleri tek tek inceleyip eserleri ve bilgilendirici metinlerin hepsini okuyup gezip inceleme fırsatınız olduğunda yaklaşık iki saatte tamamına bakabilir,tüm müzeyi gezebilirsiniz. Dışarıda otoparkı mevcut yer olanağı var. Çevre illerdeki antik kentlerden getirilmiş eserler mevcut önceden gittiğim antik kentlerin eserlerini görüp bilgi sahibi olmak ekstra mutlu etti Xanthos,Letoon gibi. Bazı heykellerin ışıklandırması biraz kötü onun haricinde muhteşem. Ortam atmosfer görülmeye değer.
@burcukale8415
Antalya’da Yer Alan Türkiye’nin En Büyük Müzelerinden Biridir. 1919’da Antalya’nın İtalyanlar Tarafından İşgali Sırasında İşgal Kuvvetleri İle Birlikte Gelen Arkeologlar, Yöreyi Gezerek Buldukları Eserleri Toplayıp İtalyan Konsolosluğu’na Taşımaya Başladılar. O Zamanlar AntauTarihine İlgi Duyan Ve Arkeolojiyi Seven Lise Öğretmeni Süleyman Fikri Erten, Tarihi Eserleri Medeniyet Adına Topladıklarına İddia Eden İtalyanların Bu Hareketlerine Karşı Çıktı. Tekeli Mehmet Paşa Cami’nin Yanında Terk Edilmiş Küçük Bir Mescidi Düzenleyerek Antalya Müzesi’nin İlk Temelini Atmış Oldu. Daha Sonra İtalyanların Antalya’dan Çekilmesi Üzerine Onların Topladıkları Eserleri de Bu Büyük Müzeye Getirdi. 1937 Yılında Sonra Yivli Minare Cami Olarak Kullanıldı. Burada Bölgede Yapılan Kazılarda Bulunan Eski Uygarlıkların Kalıntıları Bir Toprak Üzerine Çıkarılıp Sergileniyordu. Müze, Günümüzde Konyaaltı İlçesinde Bulunan Binasına 1972’de Taşındı. Antalya Müzesi 1988 Yılında “Avrupa Konseyi Özel Ödülü’ne Layık Görüldü.
@ilkaybicici5744
Mutlaka gidilmesi gereken bir yer tabi müze gezmeyi sevenler için söylüyorum.mUe kart ile girdim. Müze kartı ücreti 60 tl. Çocuklar icin ücretsiz. Tuvalet var. Otoparkı var ve ücretsiz.oldukca fazla heykel var. Bunun dışında konya altı plajına çok yakın dilerseniz buraya da gidebilirsiniz. Bence konum olarak gayet güzel. Normal zaman da sabah saat 08.00 de açılıyor. Akşam saat 20.00 da kapanıyor. Fakat bayramda vs. Gidilecek ise önceden telefon açıp saatleri sorulmalı. Değişkenlik gösterebiliyor.
@ozgurb2736
Son bir yılda Efes antik kenti, Çanakkale Troya müzesi ve Antalya Müzesi gezilerim Türk müzeciliğine karşı görüşlerimi tamami ile değiştirdi. Benim cahilliğimmiş :). Gezdim öğrendim.. Öncelikle müzesi kart geçiyor.. girişte prehistorik dönem ve ilk çağ insanlığı ile ilgili eserler var çocuklar için, zamanı ve insanlığın gelişiminin minyatür karakterler ile harika bir sunumu var.. tebrikler, Çocukların ilgisini çekebildiniz.. devamında büst heykel ve mezar odalarının olduğu çok zengin bir koleksiyon var.. ışıklandırma bilgilendirme iyi durumdaydı. Sona doğru sikke mühür ve ikonları olduğu üst kata geldiğimizde bizim enerjimiz çoktan tükenmişti. Ancak onların da sunumu güzel.. müzeyi gezmemizi tavsiye ediyorum.. zaten şehir merkezinde.. min 1.5-2 saatinizi verin derim.. bahçe kısmı biraz bakımsız ancak antalya yazında da o alanda pek çekici değildi.. belki bu alanda da düzenleme yapılabilir atıl görünümünde ...
@furkansarioglu5554
Kesinlikle Antalya'ya gelince ilk önce gelinip görülmesi gereken bir müze o kadar çok çeşitlilik var ki müzeleri detaylica gezmeyi incelemeyi sevenler için en az 3.4 saat zaman ayirmak lazım belki yetmeyebilir bile merkezden yuruyerek 40 dakika sürüyor otogardan batıgar durağından binip müze durağında inerseniz direkt önünde iniyorsunuz. Antalya ve çevresinde kazılarda bulunan bütün kalıntıların en degerlileri burada bulunuyor. Mezarlarin,heykellerin detayları o kadar başarılıki dakikalarca incelemek istiyor insan. Kesinlikle görülmesini siddetle öneririm
@spaykymoon
Antalya'ya her gidişimde adeta koşarak gittiğim müze. Otoparkı var. Tramvay ile önünde iniliyor. Çocuklar da düşünülmüş. Bahçeside çok büyük; kafesi de mevcut. Tavuskuşları ile bir anda göz göze gelebilirsiniz:) Müzenin içinde bulunan heykellerin büyük bir bölümü Perge Antik Kenti kazısında bulunanlardan oluşuyor. Müzenin sembolü olan Dansöz Kadın Heykeli çok büyüleyici. Tavsiyem önünde bulunan tabureye oturup; bu muhteşem heykele odaklanmanız. Akşam saat 20:00'de kapanıyor ve Müzekart ile ücretsiz giriş yapılabilir.Müzeyi gezdikten sonra şehir merkezine yakın bir konumda bulunan (Aksu ilçesi) Perge Antik Kenti'ne de uğramayı sakın unutmayın.