Ulucanlar Cezaevi, 1925 yılından itibaren hizmet vererek; 2006 yılında müzeye dönüştürülen bir alandır. Ankara’nın Altındağ ilçesinde yer alan bu müze; 2009 yılında restorasyon çalışmalarına tabi tutularak, 2010 yılında da Ulucanlar Cezaevi Müzesi olarak ziyaretçilere açılmıştır. Türkiye tarihinde önemli yer tutan kişilerin tutulduğu bu hapishane müzeye dönüştürülerek; bu yöndeki anılar sergileniyor. Altındağ Belediyesi’nin projeyi tamamlamasının ardından herkesin bu tarihi cezaevini ziyaret etmesi sağlanıyor.
Ulucanlar Cezaevi Tarihi
Ulucanlar Cezaevi ilk olarak 1923 yılında askeri depo olması amacıyla inşa edildi. Sonrasında da 1925 yılından itibaren cezaevi olarak faaliyet göstermeye başladı. Ulucanlar Cezaevi; siyasi tutuklulara da ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Burada Türk siyasi tarihinin önemli isimlerinden olan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edildi. İdam Ulucanlar Cezaevi’nin bahçesinde yer alan kavak ağacının altında gerçekleşti. 1980 Darbesi’ne bağlı olarak 8 Ekim’de Necdet Adalı ile Mustafa Pehlivanoğlu’nun idam cezaları burada uygulamaya konuldu. 13 Aralık 1980 tarihinde ise Erdal Eren’in idam cezası alması ile ceza uygulaması yapıldı.
Ulucanlar Cezaevi Müzesi
Ulucanlar Cezaevi’nde birçok farklı isim hapis cezalarını çektiler. Muhsin Yazıcıoğlu, Yılmaz Güney, Bülent Ecevit, Cüneyt Arcayürek, Mahmut Alınak, Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Yavuz Öbekci, Selim Sadak, Kemal Tahir, Metin Toker, ve Leyla Zana gibi isimler bu cezaevinde kalan diğer isimler olarak ifade ediliyor.
Ulucanlar Cezaevi Müzesi Resmi
Ulucanlar Cezaevi
29 Eylül 1999 tarihinde ortaya çıkan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında Ulucanlar Cezaevinde 10 kişi hayatını kaybetti. Bu operasyon esnasında 100’den fazla kişi de yaralandı.
Ulucanlar Cezaevi uzun yıllar boyunca hapishane olarak faaliyet gösterse de 1 Temmuz 2006 tarihinde görevini tamamladı. Bu süre zarfında pek çok film de bu cezaevinde çekildi. Uçurtmayı Vurmasınlar filmi 1989 yılında burada çekildi. Burada yaşanan olaylar Duvar filminin olay örgüsünü oluşturdu. 2009 dizisi olan Ezel dizisinin sahneleri de burada çekildi. Müzeye dönüştürüldükten sonra da eski hali korunan Ulucanlar Cezaevi, ülkemizin geçmiş günlerine odaklı gözlemler yapmak isteyenler için etkin bir yerde kalmaya devam ediyor.
Ulucanlar Cezaevi Hikayesi
Ulucanlar Cezaevi farklı yıllarda Türk siyasi ve edebi hayatına damga vurmuş şahsiyetleri ağırladı.Ulucanlar’dan şairler ,gazeteciler ,edebiyatçılar hiç eksik olmadı…Necip Fazıl Kısakürek,Nazım Hikmet,Ahmet Arif,Hasan Hüseyin Korkmazgil,Oral Çalışlar ,İpek Çalışlar,Beyhan Cenkçi,Adnan Cemgil,Cüneyt Arcayürek,Fakir Baykurt,Metin Toker…
Siyasi suçluların yolu da Ulucanlar Cezaevinden geçti.Bülent Ecevit,Muhsin Yazıcıoğlu,Osman Yüksel Serdengeçti,Talat Aydemir,Fethi Gürcan,Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan,Hüseyin İnan,Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan,Ali Bülent Orkan bunlardan bazıları…
Ulucanlara yapılacak olan yolculukta ziyaretçileri ana kapıdan girdikten sonra karanlık soğuk ve rutubet kokan koğuşlar karşılıyor.ilk başta gazetecilerin kalmış olduğu “Hilton” koğuşunu gezecek olan ziyaretçiler ardından tek kişilik hücrelerin bulunduğu “Tecrit” odalarını gezecekler.
Hücrelerin ardından sıra koğuşlara geliyor.Cezaevinde ki koşullara göre uygulanan ve düzenlenen koğuşlar hemen hemen her dönemi anlatacak materyallerle tamamlandı.Ziyaretçiler koğuşları dolaşırken bal mumu heykellerini,mahkumların eşyalarını ve cezaevinin geçmişini anlatan bir belgesel izleyecekler.
Ulucanlar Cezaevi Tarihi Nerede ?
Ulucanlar Cezaevi müzesi Ankara ili sınırları içerisinde bulunmaktadır. Ankara kalesinden 10-15 dakika yürüyerek müzeye kolay bir şekilde ulaşılabilmektedir. Ankara Kalesini de gezmeyi düşünüyorsanız önce kaleyi gezerek daha sonra Ulucanlar Cezaevi Müzesini gezmeniz daha doğru olacaktır. Müzeyi haftanın her günü 10:00 ila 17:00 arasında ziyaret edebilirsiniz. Müzeye giriş ücreti 1 yetişkin için 9 TL 'dir. 65 yaş üstü ve engelli ücretsizdir.
Hazır Gelmişken
Ulucanlar Cezaevi Müzesi 'ni gezmeye gelmişken Ankara civarında gezilecek bir çok tarihi mekanı ve müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Sitemizde bulunan Ankara Müzeleri sayfasını ziyaret ederek Ankara 'da gezilecek daha çok tarihi yeri ve müzeyi rotanıza ekleyebilirsiniz.
Özellikler









Fiyatlar
Sıkça Sorulan Sorular
Tüm Yorumlar
5.0
Künye
✅ Müzeler : | Ulucanlar Cezaevi Müzesi |
✅ Giriş Ücreti : | Ücretsiz |
✅ Yerel Rehber : | 24 Değerlendirme |
✅ Genel Puan : | 5.0/5.0 |
Çalışma Saatleri
Pazartesi | 10:00 - 17:00 |
Salı | 10:00 - 17:00 |
Çarşamba | 10:00 - 17:00 |
Perşembe | 10:00 - 17:00 |
Cuma | 10:00 - 17:00 |
Cumartesi | 10:00 - 17:00 |
Pazar | 10:00 - 17:00 |
İşletmeyi Sahiplenin
Bu işletme sizemi ait ? Hemen bize ulaşın ve işletmenizi yönetmeye başlayın.
@ferhatkaratas
Yakın tarihin önemli yerlerinden biri burasıdır bence. Öncelikle giriş yaparken müzenin yan tarafında 'gel gel' yapan otopark çalışanlarına aldırış etmeyin içeri girin ücretsiz bölümde yer bulamazsanız aracınızı yakın olsun derseniz oraya bırakın.(Ücretli otopark:20TL) Müze giriş ücretleri küçük çocuklara ücretsiz öğrenci kartı olan herkese 3 TL yetişkin girişi ise 9 TL'dir. Özel müze olduğu için müzekart v.b. geçersizdir. Kişisel görüşüm kesinlikle vakit ayırıp gezilebilir.
@Sevara
Yakın tarihin önemli yerlerinden biri burasıdır bence. Öncelikle giriş yaparken müzenin yan tarafında 'gel gel' yapan otopark çalışanlarına aldırış etmeyin içeri girin ücretsiz bölümde yer bulamazsanız aracınızı yakın olsun derseniz oraya bırakın.(Ücretli otopark:20TL) Müze giriş ücretleri küçük çocuklara ücretsiz öğrenci kartı olan herkese 3 TL yetişkin girişi ise 9 TL'dir. Özel müze olduğu için müzekart v.b. geçersizdir. Kişisel görüşüm kesinlikle vakit ayırıp gezilebilir.
@antalyarehber
Yakın tarihin önemli yerlerinden biri burasıdır bence. Öncelikle giriş yaparken müzenin yan tarafında 'gel gel' yapan otopark çalışanlarına aldırış etmeyin içeri girin ücretsiz bölümde yer bulamazsanız aracınızı yakın olsun derseniz oraya bırakın.(Ücretli otopark:20TL) Müze giriş ücretleri küçük çocuklara ücretsiz öğrenci kartı olan herkese 3 TL yetişkin girişi ise 9 TL'dir. Özel müze olduğu için müzekart v.b. geçersizdir. Kişisel görüşüm kesinlikle vakit ayırıp gezilebilir.
@hasankumkale9468
Tecrit odalarında, tutukluların ne halde bekletildiklerini düşünmek bile insanı üzerken; koğuşları gezmeye başlarsınız ve henüz 16 yaşında idam edilmiş bir genci görürsünüz, Erdal Eren. tekrar hatırlatır o resim, özgeçmiş size olayları; yanında gencecik bir çocuk daha vardır idam edilen, Necdet Adalı, ama bu kadarla kalmamıştır Ulucanların listesi. İnsanı düşündürür işte, şimdi kim bütün bu olayların hesabını verecek ya da ortada verilebilecek bir hesap kalmış mıdır diye tam da orada, o dar ağacının olduğu yerdeki idam edilenler listesine bakarken. Gezdikten günlerce sonra bile önü makas ya da bıçakla acelece kesilmiş fanilanın gözümün önünden gitmediği müze ayrıca. Yanlış hatırlamıyorsam Yusuf Aslan'ındı. Yapılan temizliğe, sıvanan ve boyanan duvarlara rağmen halen içinizi ürpertiyor. İdamları ve yitip giden canları düşünüyorsunuz. Çıktığınızda kendinizi iğrenç hissedip bir sigara yakıp içinize çekiyorsunuz...
@Sevara
Tecrit odalarında, tutukluların ne halde bekletildiklerini düşünmek bile insanı üzerken; koğuşları gezmeye başlarsınız ve henüz 16 yaşında idam edilmiş bir genci görürsünüz, Erdal Eren. tekrar hatırlatır o resim, özgeçmiş size olayları; yanında gencecik bir çocuk daha vardır idam edilen, Necdet Adalı, ama bu kadarla kalmamıştır Ulucanların listesi. İnsanı düşündürür işte, şimdi kim bütün bu olayların hesabını verecek ya da ortada verilebilecek bir hesap kalmış mıdır diye tam da orada, o dar ağacının olduğu yerdeki idam edilenler listesine bakarken. Gezdikten günlerce sonra bile önü makas ya da bıçakla acelece kesilmiş fanilanın gözümün önünden gitmediği müze ayrıca. Yanlış hatırlamıyorsam Yusuf Aslan'ındı. Yapılan temizliğe, sıvanan ve boyanan duvarlara rağmen halen içinizi ürpertiyor. İdamları ve yitip giden canları düşünüyorsunuz. Çıktığınızda kendinizi iğrenç hissedip bir sigara yakıp içinize çekiyorsunuz...
@pelinck
Tecrit odalarında, tutukluların ne halde bekletildiklerini düşünmek bile insanı üzerken; koğuşları gezmeye başlarsınız ve henüz 16 yaşında idam edilmiş bir genci görürsünüz, Erdal Eren. tekrar hatırlatır o resim, özgeçmiş size olayları; yanında gencecik bir çocuk daha vardır idam edilen, Necdet Adalı, ama bu kadarla kalmamıştır Ulucanların listesi. İnsanı düşündürür işte, şimdi kim bütün bu olayların hesabını verecek ya da ortada verilebilecek bir hesap kalmış mıdır diye tam da orada, o dar ağacının olduğu yerdeki idam edilenler listesine bakarken. Gezdikten günlerce sonra bile önü makas ya da bıçakla acelece kesilmiş fanilanın gözümün önünden gitmediği müze ayrıca. Yanlış hatırlamıyorsam Yusuf Aslan'ındı. Yapılan temizliğe, sıvanan ve boyanan duvarlara rağmen halen içinizi ürpertiyor. İdamları ve yitip giden canları düşünüyorsunuz. Çıktığınızda kendinizi iğrenç hissedip bir sigara yakıp içinize çekiyorsunuz...
@adventure
Cezaevinin ürkütücü ve üzücü yüzünü en yakından gördüğümüz tarihi mekan. Tanıdığımız pek çok ünlü ismin bir dönem yattığı hapishanenin müzeye dönüşümü başarılı olmuş. İçeri girdikten sonra atmosferi yaşamaya başlıyoruz. Karanlık koridorlar, yüksek duvarlar, tüyleri ürpertici odalar , duvarında sadece küçük bir deliğin olduğu ve buradan geçen ışık hüzmelerinin bile zorlandığı zifiri karanlık hücreler... Buralarda yatanlarin ne zorluklar çektiğini en yakından resmen yaşıyoruz. En çok etkileyen bölümler ise içeriden bağırış çağırış seslerin geldiği karanlık koridor, mankenlerle canlandırma yapılan koğuşlar ve tabii ki çıkıştaki darağacı. Duvarlarda ki yazılari ve yatan kişilerin biyografilerini okumayı unutmayın. Mekani terkederken insanın aklında tek bir fikir oluşuyor: Özgürlük gibisi yok.. Ankaralıların gidip görmesi gereken bir mekan.
@Sevara
Cezaevinin ürkütücü ve üzücü yüzünü en yakından gördüğümüz tarihi mekan. Tanıdığımız pek çok ünlü ismin bir dönem yattığı hapishanenin müzeye dönüşümü başarılı olmuş. İçeri girdikten sonra atmosferi yaşamaya başlıyoruz. Karanlık koridorlar, yüksek duvarlar, tüyleri ürpertici odalar , duvarında sadece küçük bir deliğin olduğu ve buradan geçen ışık hüzmelerinin bile zorlandığı zifiri karanlık hücreler... Buralarda yatanlarin ne zorluklar çektiğini en yakından resmen yaşıyoruz. En çok etkileyen bölümler ise içeriden bağırış çağırış seslerin geldiği karanlık koridor, mankenlerle canlandırma yapılan koğuşlar ve tabii ki çıkıştaki darağacı. Duvarlarda ki yazılari ve yatan kişilerin biyografilerini okumayı unutmayın. Mekani terkederken insanın aklında tek bir fikir oluşuyor: Özgürlük gibisi yok.. Ankaralıların gidip görmesi gereken bir mekan.
@gzdkzl
Cezaevinin ürkütücü ve üzücü yüzünü en yakından gördüğümüz tarihi mekan. Tanıdığımız pek çok ünlü ismin bir dönem yattığı hapishanenin müzeye dönüşümü başarılı olmuş. İçeri girdikten sonra atmosferi yaşamaya başlıyoruz. Karanlık koridorlar, yüksek duvarlar, tüyleri ürpertici odalar , duvarında sadece küçük bir deliğin olduğu ve buradan geçen ışık hüzmelerinin bile zorlandığı zifiri karanlık hücreler... Buralarda yatanlarin ne zorluklar çektiğini en yakından resmen yaşıyoruz. En çok etkileyen bölümler ise içeriden bağırış çağırış seslerin geldiği karanlık koridor, mankenlerle canlandırma yapılan koğuşlar ve tabii ki çıkıştaki darağacı. Duvarlarda ki yazılari ve yatan kişilerin biyografilerini okumayı unutmayın. Mekani terkederken insanın aklında tek bir fikir oluşuyor: Özgürlük gibisi yok.. Ankaralıların gidip görmesi gereken bir mekan.
@kubrayeni
Cezaevinin ürkütücü ve üzücü yüzünü en yakından gördüğümüz tarihi mekan. Tanıdığımız pek çok ünlü ismin bir dönem yattığı hapishanenin müzeye dönüşümü başarılı olmuş. İçeri girdikten sonra atmosferi yaşamaya başlıyoruz. Karanlık koridorlar, yüksek duvarlar, tüyleri ürpertici odalar , duvarında sadece küçük bir deliğin olduğu ve buradan geçen ışık hüzmelerinin bile zorlandığı zifiri karanlık hücreler... Buralarda yatanlarin ne zorluklar çektiğini en yakından resmen yaşıyoruz. En çok etkileyen bölümler ise içeriden bağırış çağırış seslerin geldiği karanlık koridor, mankenlerle canlandırma yapılan koğuş ve tabii ki çıkıştaki darağacı. Duvarlarda ki yazılari ve yatan kişilerin biyografilerini okumayı unutmayın. Mekani terkederken insanın aklında tek bir fikir oluşuyor: Özgürlük gibisi yok.. Ankaralıların gidip görmesi gereken bir mekan.
@gezenti
O günleri yaşattı bize. Ne canlar geçti bu duvarların arasından, hepsine rahmet olsun. Bol bol resim ekliyorum gidecekler için. Giriş ücretli ama cüzi bir ücret. Hücrelere ses efekti verilmiş sanki işkence yapılıyor gibi çok etkiyelici. Çocuklar biraz korkabilir önden bilgi vermek lazım.
@velevsirayet
Türkiye'nin bir dönemine ışık tutuyor. Kendimiz yaşamadığımız halde oldukça üzücü anılar canlanıyor gözümüzün önünde. Gezmek için 1 saat yeterli değil. Biraz zaman ayırmanız gerekiyor. Müze kart geçerli değil ama giriş ücreti oldukça ucuz tam 9 lira.
@ankarakissporla
Açık kaldığı 81 yıl boyunca değişik görüşlerden birçok sanatçının,yazarın ve gazetecinin kaldığı Ulucanlar Cezaevi, artık tümüyle müze,kültür sanat ve kongre merkezi haline gelmiştir. Ankara'ya geldiginizde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Geçmişe duygulu bir yolculuk yapacak ve çok etkileneceksiniz.. Ankara ziyaretinizde mutlaka gezilmesi gereken bir yer. Ortam, tarih, yaşam, hürriyet farklı duyguların hepsini bir arada yaşarsınız.
@berkaycanatar
Ankara’ya yolu düşen mutlaka uğramalı. Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi veya Ulucanlar Cezaevi, 1925 ve 2006 yılları arasında Ankara'nın Altındağ ilçesinin Ulucanlar semtinde faaliyet göstermiş olan bir cezaevidir. Türk siyasi ve edebi hayatında da önemli bir yere sahip olan Ulucanlar Cezaevi'nin restore edilerek müze ve kültür sanat merkezine dönüştürülmesi projesi Altındağ Belediyesi'ne verildi. 2009 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları 2010 yılında tamamlandı. 68 kuşağının önde gelen isimlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972 tarihinde cezaevi avlusundaki kavak ağacının altında idam edildi. 1980 İhtilalinin ilk infazları da 8 Ekim gecesinde, sol görüşlü Necdet Adalı ile sağ görüşlü Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesiyle bu cezaevinde gerçekleşti.[3] 13 Aralık 1980'de ise Erdal Eren'e verilen idam cezası burada infaz edildi.
@halilibrahimton2699
Ulucanlar Cezaevi 1925 yılında kurulmuş olup, 2006 yılında Sincan Cezaevi’ne aktarılarak kapatılmıştır. 2011 yılının Haziran ayında ise Altındağ Belediyesi tarafından onarılmış ve Ulucanlar Cezaevi Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde 81 yıl boyunca düşünceleri yüzünden hapse girmiş gazeteci, yazar, şair, siyasetçi gibi kişilerin ayrıntılı bilgileri, ailelerinden temin edilmiş özel eşyaları ve cezaevinde iken çekilmiş fotoğrafların sergilendiği avlular bulunmaktadır. Kaynak: Ankara Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü. Ankara Rehberi. (2014) Pazartesi hariç 10-17.00 arası açık. Tam bilet: 9 TL Öğrenci - Öğretmen: 3 TL (Haziran 2022) Tavsiye edilir ?
@altugsenel8889
Ankara'nın gezilecek en güzel müzesi onlarca masum insanın göz yaşını akıttığı ve hayatını yürüttüğü yer iceriye girer girmez soguk bir havası olduğunu ve nasıl bir duygu olduğunu hissettiriyor bütün odalarda insanların gün boyunca neler yaptığını gününü nasıl geçirdiğini hissedebiluyorsunuz insanların bal mumundan yapılan heykellerinde bile yuzlerindeki korku yorgunluk ve bitmiş oldugunu göreceksiniz. İşin özü eğer Ankara'ya geliyor iseniz buraya görmeden gitmeyin derim her yerinde ayrı bir üzüntü keder yaşatan bir yer kısacası Ankara'ya geldiginizde ilk gezmeniz gereken yerlerden bir tanesi kesinlikle gezin ve görün burayı
@Gezgin35
Ankara'ya yaptığım günü birlik gezi sırasında sanırım uğradığım en etkileyici mekan. Gitmeden önce "Yok ya ne etkileneceğim vs" demiş olmama rağmen içerinin aurası beni derinden sarıp sarmaladı. Öncelikle müze kart ile giriş yok, öğrenci 3 tl ve sanırım yaş sınırlaması yok ama ben koğuş içerisindeki ses efektlerinden dolayı belli bir yaştaki çocukların etkileneceğini düşünüyorum. Ulucanlar cezaevi Türkiye'de ki pek çok hem toplumu etkilemiş hem de adını illaki bir şekilde duyurmuş olan kişilerin dava sonuçlanana kadar tutulduğu yer. ( genellikle siyasi amaçlar uğruna) İçeride tanıdık simalar bulmak çok kolay.. Koğuş kısımlarında balmumundan heykeller var ve ses efekti ile gözetleme deliğinden içeriye bir gardiyan edasıyla bakıyorsunuz. Ben duygulandım, içimi bir hüzün kapladı. Ayrıca yağlı urganı / darağcığını da görmeniz mümkün. Mutlaka gidilip görülmeli.. Özgürlüğün ne denli önemli olduğu ve hapse düşmenin ne kadar acı veren bir süreç yaşattığını fark edebilirsiniz.
@fatihat
Ankara'ya yaptığım günü birlik gezi sırasında sanırım uğradığım en etkileyici mekan. Gitmeden önce "Yok ya ne etkileneceğim vs" demiş olmama rağmen içerinin aurası beni derinden sarıp sarmaladı. Öncelikle müze kart ile giriş yok, öğrenci 3 tl ve sanırım yaş sınırlaması yok ama ben koğuş içerisindeki ses efektlerinden dolayı belli bir yaştaki çocukların etkileneceğini düşünüyorum. Ulucanlar cezaevi Türkiye'de ki pek çok hem toplumu etkilemiş hem de adını illaki bir şekilde duyurmuş olan kişilerin dava sonuçlanana kadar tutulduğu yer. ( genellikle siyasi amaçlar uğruna) İçeride tanıdık simalar bulmak çok kolay.. Koğuş kısımlarında balmumundan heykeller var ve ses efekti ile gözetleme deliğinden içeriye bir gardiyan edasıyla bakıyorsunuz. Ben duygulandım, içimi bir hüzün kapladı. Ayrıca yağlı urganı / darağcığını da görmeniz mümkün. Mutlaka gidilip görülmeli.. Özgürlüğün ne denli önemli olduğu ve hapse düşmenin ne kadar acı veren bir süreç yaşattığını fark edebilirsiniz.
@berrinyilmazyag7647
Çevrenizde;hayattan zevk alamıyorum,ne sıkıcı bir hayat,keşke daha iyi bir yaşantım olsaydı diyenleriniz varsa onlara Ulucanlar cezaevini ziyaret etmelerini söyleyin ki yaşadığı her anın aldığı her nefesin,özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunun farkına varıp o anın tadına çıkarmak nedenli kıymetli olduğunu anlardı. Sesli ve ve yaşam alanları ile o kadar güzel anlatmışlar ki insan daha o demir kapılardan girerken ürperiyor. Hele o kara zindanlar yokmu ?♀️ aman Allah'ım ? Gidin görün derim Anlatılmaz görmeniz lazım. ?️?
@sema3762
Ankara'da bulunuyorsanız kesinlikle gidip görülmesi gereken ender yerlerden.Cezaevinin o eşsiz büyüsüne kapılmadan durmak çok zor, sanki içeride yatmış gibi bir his kendiliğinden geliyor lakin bazı kendini bilmez insanların "ahmet ayşeyi seviyor" gibi yazılardan birçok yerde gördüm bu beni son derece üzdü.Bazı koğuşlarda ki yataklarda kimlerin yattığını, onlar hakkında bir biyografi görmek hoşuma gitti.Ama orada birçok insanın son nefesini verdiği aklına gelince bir hüzüntü de kaplamıyor değil neyse fiyatların gayet makul olması,gerek tarihi yapısıyla kesinlikle görülmesi gerekir.
@aysenucar
5 yıldızı müzeye çevrildiği ve insanlara ders niteliğinde olması nedeniyle verdim. Yoksa hiçbir cezaevi yıldızlı olamaz diye düşünüyorum. Bu ziyaret beni duygusal olarak çok etkiledi. Özellikle tecrit odaları ile zindanların olduğu bölümler, çalan müzikler ve seslendirme ile insanı ruhsal anlamda sarsıyor. Dar koridorlarında yürümek, o sesleri dinlemek çok üzücü, bazı bölümleri ziyarete kapalıydı. Cumartesi olması nedeniyle çok yoğun ziyaretçi akını vardı. Çocuk getirmek için uygun bir yer değil diye düşünüyorum. Engelliler için bazı yerlerde rampalar var. Fakat girişi dar olan yerlerde yok, tabi bir de çıkışa yakın yerde ki idam sehpası çok sarstı.
@semihyilmaz5384
Tarihi bir tur, ibretlik hikayeler, geçmişimizin acı bir yüzü... Bazıları haklı bazıları haksız yere bir çok kişinin hapsedildiği bu tarihi binaları görmek, tarihe şahitlik etmek... insanı duygulandıran anlar geçirmenize sebep olabilir. Darağacını görüp idam cezasının olmadığı bir ülkede yaşadığım için şükrettim. 6.His filminde çocuğun her yerde ölü kişilerin görüntülerine şahit olduğu gibi baktığım her noktada işkenceden inleyen, yalvaran insanların sesini duyar gibiydim. Gerçekten çok etkileyici bir müze. İçerisinde kantin mevcut Gidip gezmeden internette orada hapsedilmiş kişilerin hayatlarını okursanız daha etkileyici olur.
@sametcosgun5285
Duvarlarında "özgürlüğünü kaybettin, onurunu kaybetme! "Taş taşı ama laf taşıma" yazan, camekanlı vitrinler içinde düşünmekten dolayı yaşama hakkına el konulan insanların, güzel insanların, eşyalarının,yazılarının,varoluşlarının ve en çok yokoluşlarının sergilendiği, gezerken tarihinizden utanabileceğiniz bir müzedir. burda, mahkumların yaptığı tablo,çiçek vb. gibi eşyaların ve bu cezaevinde kalmış olan bazı isimlerin yer aldığı kupadır,çakmaktır vb. ürünlerin satıldığı bir yer var.Içeride ki sesler,çığlıklar,zindandan gelen bağırmalar herşeyi yaşıyorsun gerçek mahkum gibi..tavsiye ederim gerçekten gidip görün ve idam sehpasının önünde biraz düşünün
@shanaequilty
Öğrenci, Öğretmen 5 TL, tam 10 TL ve müzede müzekart geçerli değildir. Müzenin ziyaret saatleri ise ; 10:00-17:00 saatleri arasıdır. pazartesi günleri müze ziyaretçiye kapalı. Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi veya Ulucanlar Cezaevi, 1925 ve 2006 yılları arasında Ankara'nın Altındağ ilçesinin Ulucanlar semtinde faaliyet göstermiş olan bir cezaevidir. Türk siyasi ve edebi hayatında da önemli bir yere sahip olan Ulucanlar Cezaevi'nin restore edilerek müze ve kültür sanat merkezine dönüştürülmesi projesi Altındağ Belediyesi'ne verildi. 2009 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları 2010 yılında tamamlandı. 1923 yılında askerî depo olarak hizmet vermek üzere inşa edilen bir bina içine kurulan cezaevi, 1925 yılında yapılan tadilatlar ile cezaevi olarak kullanılmaya başlandı. 68 kuşağının önde gelen isimlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972 tarihinde cezaevi avlusundaki kavak ağacının altında idam edildi. 1980 İhtilalinin ilk infazları da 8 Ekim gecesinde, sol görüşlü Necdet Adalı ile sağ görüşlü Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesiyle bu cezaevinde gerçekleşti.[3] 13 Aralık 1980'de ise Erdal Eren'e verilen idam cezası burada infaz edildi. Cezaevinde, Cüneyt Arcayürek, Mahmut Alınak, Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Bülent Ecevit, Yılmaz Güney, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Yavuz Öbekci, Selim Sadak, Sırrı Sakık, Kemal Tahir, Metin Toker, Muhsin Yazıcıoğlu ve Leyla Zana gibi çok sayıda ünlü tutuklu ve mahkûm kaldı. 29 Eylül 1999'da başlatılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevinde 10 kişi öldü, 100'e yakın kişi de yaralandı. Ulucanlar Cezaevi 1 Temmuz 2006'da kapatıldı. Daha sonra restore edilerek müzeye dönüştürüldü.Cezaevinde, Cüneyt Arcayürek, Mahmut Alınak, Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Bülent Ecevit, Yılmaz Güney, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Yavuz Öbekci, Selim Sadak, Sırrı Sakık, Kemal Tahir, Metin Toker, Muhsin Yazıcıoğlu ve Leyla Zana gibi çok sayıda ünlü tutuklu ve mahkûm kaldı. 29 Eylül 1999'da başlatılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevinde 10 kişi öldü, 100'e yakın kişi de yaralandı. Ulucanlar Cezaevi 1 Temmuz 2006'da kapatıldı. Daha sonra restore edilerek müzeye dönüştürüldü.Cezaevinde, Cüneyt Arcayürek, Mahmut Alınak, Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Bülent Ecevit, Yılmaz Güney, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Yavuz Öbekci, Selim Sadak, Sırrı Sakık, Kemal Tahir, Metin Toker, Muhsin Yazıcıoğlu ve Leyla Zana gibi çok sayıda ünlü tutuklu ve mahkûm kaldı. 29 Eylül 1999'da başlatılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevinde 10 kişi öldü, 100'e yakın kişi de yaralandı. Ulucanlar Cezaevi 1 Temmuz 2006'da kapatıldı. Daha sonra restore edilerek müzeye dönüştürüldü.Cezaevinde, Cüneyt Arcayürek, Mahmut Alınak, Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Bülent Ecevit, Yılmaz Güney, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Yavuz Öbekci, Selim Sadak, Sırrı Sakık, Kemal Tahir, Metin Toker, Muhsin Yazıcıoğlu ve Leyla Zana gibi çok sayıda ünlü tutuklu ve mahkûm kaldı. 29 Eylül 1999'da başlatılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevinde 10 kişi öldü, 100'e yakın kişi de yaralandı. Ulucanlar Cezaevi 1 Temmuz 2006'da kapatıldı. Daha sonra restore edilerek müzeye dönüştürüldü.