Yalova, which reveals its beauty in Yalova, still has a great fan base. Yalova walking mansion, along with the natural beauties of the city, makes it even more special. The walking mansion is one of Yalova's favorite places. Located in the center of Yalova, this place looks at the Sea of Marmara and has historical places and beauties in Yalova region. Yalova Walking Pavilion is approximately 15 minutes away from the center. The easiest of these is the road. It would be the easiest way to go by road to go to the mansion walking from Yalova. It is also possible to reach the mansion that walks by air, sea and railway. It is also noteworthy with its beautiful landscapes. Among the places to visit; Yalova's historical places, natural beauties, the unique images of Yalova Walking Pavilion, small beaches and the Turkish-British Palace. It is a place you should definitely visit to see the beauty of the Walking Pavilion and to explore the historical places of Yalova.
Walking mansion
4.7
Point
Find Your Guide
Find a guide to explore this place.
- Local Guide
- Attractions
- Walking mansion
Features
Services Offered





Guides
Explore with Guide
All Comments
Guest Comments
4.7
Scoring :
@serefersinak
Ulu çınarı görünce, Ata'nın köşkü neden yürüttüğünü daha iyi anlıyorsunuz.
@musaduman
Çok güzel bi ambiansı var köşk kafe ürün fiyatlarıda uygun
@burhanyesilaraz
Saat başı içerisi rehber eşliğinde gezilebiliyor güzeldi
@cemkahraman70
Çok güzel, mutlaka gitmelisiniz. Yalova Otogardan minibüse binip İDO'da inip sahilden 15 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Veya Eskihisar tarafından geliyorsanız, Topçular'dan veya Tavşanlı'dan minibüse binip Adliyede inip 5-10 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Fiyatlar uygun, kahvaltısı güzel. Menü içeriği çok geniş değil ama yeterli. 1 kaşarlı tost, 1 sigara böreği 2 çay 36₺ ödedim. Doyduk. Kahvaltı tabağı, menemen vs.var. sahilde, denize sıfır. Lavabolar temiz, Köşk'e girip gezebilirsiniz. (1 kişi 4₺- Kasadan giriş bileti alıyorsunuz.) 5-10 dakikada rehber içinde geziyorsunuz. Her köşesinde Atatürk'ü hissetmek çok güzel. Şiddetle tavsiye ederim. Yalova'ya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. İyi gezmeler, Afiyet olsun.
@aliemirayyuksel4209
Atatürk, 21 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul’dan Bursa’ya gitmek üzere yola çıkar. Ertuğrul yatıyla Yalova açıklarından geçerken sahilde gördüğü ulu çınar O’nu çok etkiler. Tekneyle kıyıya çıkıp ağacın gölgesinde oturan Atatürk, çınarın yanına kendisi için küçük bir ev yapılmasını ister. Ahşap iki katlı bu ev 22 günde yapılarak 12 Eylül 1929’da tamamlanır. Tam bir yıl sonra 1930 yılının yaz aylarında Atatürk Millet Çiftliği’ndeki köşküne gelir. Köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Ağacın dallarının binanın çatısına ve duvarına dayandığını öğrenen Atatürk o meşhur emrini verir “Dal kesilmeyecek Köşk kaydırılacak! ” Bu emir üzerine 8 Ağustos 1930 tarihinde İstanbul Fen İşleri Yollar ve Köprüler Şubesinden gelen mimar ve mühendis ekipler tarafından başlatılan çalışma ile köşkün etrafı temel seviyesine kadar kazılır ve temelin altına tramvay rayları yerleştirilir. Öncelikle köşkün teras bölümü bir günde kaydırılır, geri kalan iki gün içinde de ana binanın raylar üzerinde yürütülmesi işlemi tamamlanır ve bina 4.80 m. kadar doğuya kaydırılır. Böylece köşk yıkılmaktan, ağaç dalı da kesilmekten kurtulur. Çevre bilinçlenmesi konusunda bir ilk teşkil eden bu olaydan sonra yapının adı “Yürüyen Köşk” olur. Mustafa Kemal Atatürk, dönemin önemli Türk ve yabancı devlet adamlarını burada ağırlamış, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal tarihine yön verecek önemli kararlarını yine bu köşkte almıştır. Atatürk köşke 1930-1937 yılları arasında aralıklarla gelip gitmiştir.
@nurettincokmez8499
İstanbudan Yalova 'ya geldik. Yürüyen Köşkü görmek istedik. Sonrasında belediyenin işlettiği kafede birer çay içmek istedik. Aman Allah 'ım! Bu kadar mı kötü işletilir bir tesis! İstanbulda da belediye tesislerine sıklıkla gidiyorum. Yalova 'da ki tesisle kıyaslanmaz bile. Çalışanların hepsi "neden geldiniz kardeşim? Siparişinizi bir an önce verin, vermeyecekseniz de çabuk kalkın gidin" modunda. Ürünlere bakmak için içeri girdik. Masaya oturun masada alırız sipariş dediler. Masaya oturduk küçücük mekanda kimse sipariş almaya gelmiyor. 4-5 kez seslenmek zorunda kaldım. Sonunda zorla birini çevirip kurabiye sipariş ettim. Ama "o yok, o yok" diye tuhaf bir tepkiyle karşılaştım. Dedim, "o yoksa ne yiyelim yerine?" Karşımda ki vatandaş cevap vermeye bile tenezzül etmedi. Kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Zaten siparişi beklemeden çekip gitti. Hangi garsona seslensem 'bi dakka" işareti yapıyor. O "bi dakka"lar da hiç bitmiyor. Sonra uzun uğraşlar sonucu yine birini çevirip çay istedik. Beklemeye basladik. Gelen yok giden yok. En sonunda dayanamayıp hiç bir şey yemeden içmeden kalktık. Sinirlerinizi bozmak istemiyorsanız gitmeyin. Ben bir daha gitmeyeceğim.
@volkancurta3899
Yalova'da bulunan Atam'ın mirası Yürüyen Köşk'ü duymayanımız yoktur. İlk okul zamanlarımızda duyduğumuz Yürüyen Köşk hikayesini hepimiz biliriz... Atam 1929 yılı yazında (Ağustos Ayı), Ertuğrul Yatı ile Bursa'ya giderken Yalova kıyılarında büyük bir Çınar Ağacını fark eder, yat durdurulur. Atatürk bir bot ile kıyıya çıkarak Çınar Ağacını bir süre izler ve gölgesinde biraz dinlenir. Sonra bu ağacın yanına Köşk yapılması emrini verir. Köşk'ün inşaası, 22 gün gibi kısa süre içerisinde bitirilir. Yapımına da refakat eden Atamız, 1930 yılında tekrar Köşk'e geldiğinde çalışanlardan birinin Çınar Ağacının dallarının Köşk'ün çatısına değdiği sebebi ile, dalın kesilmesi için izin istemesi üzerine "Dal kesilmeyecek, Köşk kaydırılacak" talimatı üzerine, raylar üzerinde yaklaşık 5 metre kaydırılan Köşkün taşınma işlemlerine de refakat etmiştir. Köşk içerisinde Atam'ın Çınar Ağacının gölgesinde kahvesini yudumladığı fincan ile kullandığı bazı eşyaları görünce dugulanacaksınız... Şiddetle görmenizi tavsiye ederim...
@muhammethayir4043
Yürüyen Köşk'ün Hikayesi Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış, binanın duvarına dayanmıştır. Atatürkçü Düşünce Derneği Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: “Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak.” Görev İstanbul Belediyesi’ne intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Başmühendis Ali Galip Alnar yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. Atatürkçü Düşünce Derneği 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir. Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Ulu Önder Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali Vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi Baş Muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 metre civarında kaydırılır. Atatürkçü Düşünce Derneği Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve ulu çınar ağacı da kesilmekten kurtulur. O günden beri köşkün adı Yürüyen Köşk olarak kalmıştır. Atatürkçü Düşünce Derneği Yürüyen Köşk kare planlı, ahşap karkas bir yapıdır. Etrafı sütunlarla çevrilidir. Giriş kapısı doğuda bulunan köşkün giriş katında küçük bir oda, oturma odası, tuvalet-duş ve kristal camlarla kaplı deniz manzaralı toplantı salonu bulunmaktadır. Giriş kapısının sağından ahşap merdivenlerle çıkılan üst katta küçük bir sofaya açılan dinlenme odası, yatak odası, tuvalet- banyo mevcut olup, kuzey yönünde kısa bir koridorun sonunda terasa çıkan bir kapı bulunmaktadır. Köşkte Atatürk’ ün isteğiyle mutfak yapılmamıştır. Atatürkçü Düşünce Derneği Köşk, Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu kararı ile korunması gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları arasında sayılmış ve tescili yapılmıştır. 2006 yılında, Yalova Belediyesi tarafından restorasyonu yapılarak ziyaretçilere açılmıştır.
@solitekbilgisay3128
Güzel bir yer,fakat kredi kartı kesinlikle geçmiyor müze giriş biletlerinde,biletleri oradaki cafe satıyor,üzerimizde hiç nakit yoktu araçta kalmıştı,cafede kasadakilere durumu anlattık,çocuklarımız çok görmek istiyor Atatürk'ün evini,yokmu bir çözümü dedik yok dediler,ben çözüm önerdim kredi kartıyla,cafenizden kart çekin ,yiyecek içecek almışız gibi sizde bize karşılığında biletleri verin dedim,olmaz dediler,ibaniniza Atay'ın m dedim onuda kabul etmediler,taa mersinden geldik yokmu bir çaresi dedik yok dediler,4 kişinin giriş ücreti toplamda 12 TL,tam döndük gidiyorduk, kızlarımız baba niye giremiyoruz Atatürk'ün evine diye sordukları anda ordan bir bayan geldi, sordu bize bir sorunmu var diye,bizde anlattık,ölümü öyle şey bu atamızın evi çocuklar tabiki girecek bizim misafirim onlar dedi ve Atatürk'ün evine girdik,bize yardımcı olan Esra hanıma ve aynı zamanda rehberlik yapan diğer Esra hanıma yani Esra hanımlara çok çok teşekkür ediyoruz
@baharakgul5923
Atatürk, 21 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul’dan Bursa’ya gitmek üzere yola çıkar. Ertuğrul yatıyla Yalova açıklarından geçerken sahilde gördüğü ulu çınar O’nu çok etkiler. Tekneyle kıyıya çıkıp ağacın gölgesinde oturan Atatürk, çınarın yanına kendisi için küçük bir ev yapılmasını ister. Ahşap iki katlı bu ev 22 günde yapılarak 12 Eylül 1929’da tamamlanır. Tam bir yıl sonra 1930 yılının yaz aylarında Atatürk Millet Çiftliği’ndeki köşküne gelir. Köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Ağacın dallarının binanın çatısına ve duvarına dayandığını öğrenen Atatürk o meşhur emrini verir “Dal kesilmeyecek Köşk kaydırılacak! ” Bu emir üzerine 8 Ağustos 1930 tarihinde İstanbul Fen İşleri Yollar ve Köprüler Şubesi nden gelen mimar ve mühendis ekipler tarafından başlatılan çalışma ile köşkün etrafı temel seviyesine kadar kazılır ve temelin altına tramvay rayları yerleştirilir. Öncelikle köşkün teras bölümü bir günde kaydırılır, geri kalan iki gün içinde de ana binanın raylar üzerinde yürütülmesi işlemi tamamlanır ve bina 4.80 m. kadar doğuya kaydırılır. Böylece köşk yıkılmaktan, ağaç dalı da kesilmekten kurtulur. Çevre bilinçlenmesi konusunda bir ilk teşkil eden bu olaydan sonra yapının adı “Yürüyen Köşk” olur. Köşkün bahçesinde güzel bir cafe var , dinlenip deniz ve temiz havanın keyfini çıkarabileceğiniz...
@aleynakara
Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: "Ağacın dalları uzamış, binanın duvarına dayanmıştır." Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: “Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak.” Görev İstanbul Belediyesi’ne intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Başmühendis Ali Galip Alnar yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir. Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Ulu Önder Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali Vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi Baş Muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 metre civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve ulu çınar ağacı da kesilmekten kurtulur. O günden beri köşkün adı Yürüyen Köşk olarak kalmıştır. Yürüyen Köşk kare planlı, ahşap karkas bir yapıdır. Etrafı sütunlarla çevrilidir. Giriş kapısı doğuda bulunan köşkün giriş katında küçük bir oda, oturma odası, tuvalet-duş ve kristal camlarla kaplı deniz manzaralı toplantı salonu bulunmaktadır. Giriş kapısının sağından ahşap merdivenlerle çıkılan üst katta küçük bir sofaya açılan dinlenme odası, yatak odası, tuvalet- banyo mevcut olup, kuzey yönünde kısa bir koridorun sonunda terasa çıkan bir kapı bulunmaktadır. Köşkte Atatürk’ ün isteğiyle mutfak yapılmamıştır.