İstanbul'un kalbinde, Tarihi Yarımada'nın en görkemli noktasında sizi bekleyen bir zaman makinesi var. Burası sadece taş ve mermerden ibaret bir yapı değil; 400 yıl boyunca bir cihan imparatorluğunun yönetildiği, kaderlerin yazıldığı, zaferlerin kutlandığı ve en derin sırların fısıldandığı bir sahne. Peki, Fatih Sultan Mehmed'in yadigârı ve Atatürk'ün emriyle Cumhuriyet'in ilk müzesi olan bu eşsiz komplekste, yani
Topkapı’da yapılacak şeylerlistenizin en başına neleri eklemelisiniz?. Gelin, bu unutulmaz yolculuğa birlikte çıkalım ve sarayın duvarları arasındaki sırları aralayalım.

Harem Dairesi'nin gizemli koridorlarında gezinin
Topkapı Sarayı gezinizin belki de en merak uyandıran durağı Harem-i Hümâyûn olacaktır. Arapça "yasak" ve "mahrem" anlamına gelen Harem, padişahın, ailesinin ve onlara hizmet eden yüzlerce görevlinin dış dünyadan tamamen soyutlanmış özel yaşam alanıydı. Burası, duvarlarının ardında kendine ait kuralları, hiyerarşisi ve sosyal dokusu olan kapalı bir evrendi.
Harem'i gezerken kendinizi adeta bir labirentin içinde hissedeceksiniz. Yaklaşık 400 oda, sayısız koridor, hamam ve taşlıktan oluşan bu devasa kompleks, tek bir seferde planlanarak inşa edilmemiştir. Aksine, yüzyıllar boyunca her padişahın ve güçlü Valide Sultan'ın kendi döneminin zevkine ve ihtiyaçlarına göre eklemeler yapmasıyla katman katman büyümüştür. Bu yüzden bir koridorda Mimar Sinan'ın 16. yüzyıl dehasını yansıtan İznik çinileriyle büyülenirken, bir sonraki salonda 18. yüzyıl Avrupa esintili Rokoko süslemelerle karşılaşabilirsiniz.
Bu mimari katmanlaşma, Harem'i yaşayan bir tarih kitabına dönüştürür. Ziyaretiniz sırasında mutlaka görmeniz gereken birkaç kilit nokta var. İmparatorluğun en güçlü kadını olan Valide Sultan'ın dairesi, Harem'in merkezindeki konumu ve zengin dekorasyonuyla bu gücü adeta haykırır. Bayramlaşma ve eğlencelerin düzenlendiği Hünkâr Sofası, Hollanda'dan getirilmiş mavi-beyaz çinileriyle göz kamaştırırken, III. Murad'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı Has Oda, Osmanlı çini sanatının zirvesini temsil eder. Padişahın Harem'deki dairesine ulaşmak için yürüdüğü ve adı gibi altın yaldızlarla bezeli Altın Yol ise bu gizemli dünyanın en sembolik geçididir.
(https://www.yerelrehber.com/tr/il/istanbul) bulabileceğiniz en yoğun ve katmanlı tarih anlatısını sunar.

Kutsal Emanetler bölümünü ziyaret edin
Topkapı Sarayı'nın manevi kalbi, hiç şüphesiz Mukaddes Emanetler Dairesi'dir. Burası, sadece Osmanlı için değil, tüm İslam dünyası için paha biçilmez bir öneme sahip olan kutsal yadigârların korunduğu yerdir. Bu eşsiz koleksiyonun büyük bir bölümü, Yavuz Sultan Selim'in 1517'deki Mısır fethinin ardından İstanbul'a getirilmiştir. Bu olay, sadece bir hazine transferi değil, aynı zamanda Halifeliğin ve İslam dünyasının manevi liderliğinin Osmanlı İmparatorluğu'na geçtiğinin en güçlü sembolüydü.
Emanetlerin sergilendiği Has Oda, aslında Fatih Sultan Mehmed'in saraydaki özel yaşam ve çalışma mekânıydı. Daha sonra tamamen bu kutsal yadigârlara tahsis edilmesi, onlara verilen olağanüstü değeri göstermektedir. Odanın loş ve huzurlu atmosferinde, yüzyıllardır kesintisiz olarak devam eden Kur'an-ı Kerim tilaveti eşliğinde gezerken kendinizi zamanın ve mekânın ötesinde hissedeceksiniz.
Vitrinde Hz. Muhammed'in Hırka-i Saâdet'i, Uhud Savaşı'nda kırılan dişinin saklandığı mahfaza (Dendan-ı Saadet), kılıçları, yayı ve mührü (Mühr-ü Saadet) gibi paha biçilmez emanetleri görebilirsiniz. Koleksiyonda ayrıca Hz. Musa'nın asası, Hz. Davud'un kılıcı ve Hz. Yusuf'un cübbesi gibi diğer peygamberlere ait olduğuna inanılan yadigârlar da bulunmaktadır. Bu ziyaret, sıradan bir müze deneyiminden çok daha fazlasını, derin bir manevi yolculuğu vaat ediyor.

Kaşıkçı Elması'nı ve saray hazinelerini görün
İmparatorluk Hazinesi'ne adım attığınızda, sizi ilk karşılayacak olan parıltı, dünyanın en meşhur elmaslarından biri olan Kaşıkçı Elması'na aittir. 86 karatlık armut biçimindeki bu devasa taş, etrafını çevreleyen 49 adet pırlantayla adeta bir yıldız gibi parlar. Büyüklüğü kadar, etrafını saran gizemli hikayeleriyle de dillere destan olmuştur.
Elmasın adının nereden geldiğine dair en yaygın rivayet, sizi 17. yüzyıl İstanbul'una, Eğrikapı'daki bir çöplüğe götürür. Efsaneye göre, taşı burada bulan fakir bir adam, ne olduğunu bilmeden onu bir kaşıkçıya üç tahta kaşık karşılığında satar. Kaşıkçının 10 akçeye kuyumcuya sattığı bu donuk taş, elden ele dolaşıp değeri anlaşıldıktan sonra Padişah IV. Mehmed'e ulaşır ve saray hazinesindeki yerini alır.
Bir diğer popüler efsane ise elmasın yolunu Napolyon'un annesiyle kesiştirir. Bu hikayeye göre elmas, aslında Pigot adında bir Fransız subayının Hindistan'dan getirdiği, bir dönem Napolyon'un annesinin taktığı ve en sonunda Tepedelenli Ali Paşa tarafından satın alınarak Osmanlı topraklarına gelen kayıp "Pigot Elması"dır. Hangi hikayenin doğru olduğu hala bir sır perdesi olsa da, bu efsaneler elmasa olan hayranlığı daha da artırır. Bu paha biçilmez hazineler, Topkapı Sarayı'nı neden kapsamlı
İstanbul gezi rehberi için vazgeçilmez kıldığının en parlak kanıtıdır.

Topkapı Maceranız Bitti mi? Asla! İşte Civardaki Diğer Hazineler
Topkapı Sarayı'nın görkemli kapısından çıktığınızda sakın gezinizin bittiğini düşünmeyin! Aslında, İstanbul'un en yoğun tarihi dokusunun tam ortasındasınız. Sadece birkaç adımlık mesafede sizi bekleyen diğer harikalar şunlar:
Ayasofya: Hemen karşınızda, 1500 yıllık tarihiyle dimdik ayakta duran, dünyanın mimari harikalarından Ayasofya sizi bekliyor. Bir zamanlar dünyanın en büyük katedrali olan bu yapı, İstanbul'un çok katmanlı ruhunu en iyi yansıtan yerdir.
Sultanahmet Camii: Ayasofya'nın karşısında, altı minaresi ve içini süsleyen 20 binden fazla mavi İznik çinisiyle "Mavi Cami" olarak da bilinen Sultanahmet Camii, Osmanlı mimarisinin zarafetini gözler önüne serer.
Yerebatan Sarnıcı: Yerin altına inerek bambaşka bir dünyaya adım atın. Yüzlerce sütunun sudan yükseldiği, loş ışıklar altındaki Medusa başlarının gizem kattığı bu antik sarnıç, sizi büyüleyecek.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri: Topkapı Sarayı'nın hemen yanı başında, Osman Hamdi Bey'in mirası olan bu dünya standartlarındaki müze kompleksini kaçırmayın. İçerisinde İskender Lahdi gibi başyapıtların bulunduğu koleksiyonuyla tarihe doyacaksınız.
Gülhane Parkı: Bir zamanlar sarayın dış bahçesi olan bu yemyeşil parkta, asırlık ağaçların altında yürüyerek gezinizin yorgunluğunu atabilir, Boğaz'dan esen tatlı meltemle dinlenebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Topkapı Sarayı giriş ücreti ne kadar ve MüzeKart geçerli mi?
Topkapı Sarayı'na giriş için farklı bilet seçenekleri bulunmaktadır. Genellikle Saray, Harem ve Aya İrini için ayrı veya kombine biletler satılır. MüzeKart, sarayın ana bölümlerinde geçerlidir ancak Harem ve Aya İrini bölümlerini ziyaret etmek için ek bir bilet almanız gerekmektedir. Bu önemli detayı atlamamak için gişelerden güncel bilgiyi teyit etmenizi öneririz.
2. Topkapı Sarayı ziyaret saatleri nedir? Hangi gün kapalı?
Topkapı Sarayı, haftanın altı günü ziyarete açıktır. Ziyaret saatleri genellikle sabah 09:00'da başlar ve akşam 17:00'de sona erer. Ancak plan yapmadan önce unutmamanız gereken en önemli bilgi, sarayın Salı günleri kapalı olduğudur.
3. Sarayın içinde fotoğraf çekmek serbest mi?
Sarayda fotoğraf çekme kuralları bölümlere göre değişmektedir. Avlular ve bahçeler gibi açık alanlarda fotoğraf çekmek genellikle serbesttir. Ancak eserleri korumak amacıyla Hazine Dairesi ve Mukaddes Emanetler Dairesi gibi kapalı sergi salonlarında fotoğraf çekmek kesinlikle yasaktır. Harem bölümünde ise flaşsız çekime izin verilebilirken bazı odalarda çekim tamamen yasaklanmıştır. Lütfen içerideki yönlendirme ve uyarılara dikkat ediniz.
Kaynakça:
Saray hakkında en güncel ve resmi bilgilere, bilet fiyatlarına ve olası duyurulara ulaşmak için (https://www.millisaraylar.gov.tr/Lokasyon/2/topkapi-sarayi) ziyaret edebilirsiniz.
@serdaralp
Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul'un en önemli tarihi ve kültürel mekânlarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yaklaşık 400 yıl boyunca yönetim merkezi olarak hizmet veren bu saray, hem mimarisi hem de sergilenen eserleriyle büyüleyici bir deneyim sunar. 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa edilen saray, Osmanlı'nın görkemini yansıtır. Avlular, bahçeler ve köşklerle zenginleştirilmiş geniş bir komplekstir. Sarayın Hazine Dairesi'nde Hz. Muhammed'e ait kutsal emanetler ve diğer dini eserler sergilenir. Bu alan, özellikle manevi bir öneme sahiptir. Kaşıkçı Elması, Sultanların tahtları ve diğer değerli mücevherler, Osmanlı'nın zenginliğini gözler önüne serer. Sarayın en ilgi çekici bölümlerinden biri olan Harem, Osmanlı ailesinin özel yaşamını anlamak için eşsiz bir fırsat sunar. Zarif mimarisi ve detaylı süslemeleriyle büyüleyicidir. Saray, İstanbul Boğazı ve Haliç manzarasına hâkim bir konumdadır. Bahçelerden bu manzarayı seyretmek unutulmaz bir deneyimdir. Zengin tarih, etkileyici koleksiyonlar ve Osmanlı mimarisinin en güzel örnekleri. Rehberli turlar, sarayın hikayesini daha iyi anlamayı sağlar. Zaman zaman yoğun turist kalabalığı olabilir ve Harem gibi özel bölümler için ek ücret talep edilir. Tarihe ilgi duyan herkes için Topkapı Sarayı Müzesi, mutlaka görülmesi gereken bir destinasyondur.
@gezim
Tek kelime ile mükemmel bir müze. Gerçekten görülmeye ve vakit ayırmaya değer. 3-4 saat vakit geçirmeme rağmen göremediğim yerler dahi oldu. Gün içinde erken saatlerde gidilmesi ve çoğu yerin görülmesi tavsiyemdir. Dijital veya fiziksel müze kart ile giriş sağlanabiliyor. Fakat belli başlı yerler için harici biletler satın alınıyor ve o şekilde geziliyor. Görmenizi şiddetle tavsiye ederim.
@bunyamintatli4378
Bir yanda İstanbul’da olup gidemeyenler bu harika yeri bilmeyenler bir yanda da dünyanın 4 bir yanından gelen binlerce turist… içeriye bizim kendi halkımız gidip gezemiyor fiyatlar yüksek tek kişi müze kart 60 TL bir aile gitmek istese 200 300 TL vermek zorunda maalesef İstanbul şartlarında çok zor ama imkanınız varsa mutlaka gidin gezin yüzlerce yıl İmparatorluklara ev sahipliği yaptı padişahlar yetiştirdi bu saray. Öğrenciler 30₺ karşılığında müzekart çıkarıp tüm müzeleri gezebilir o yanı çok güzel. İçinde Hz.Muhammed (sav)’ın değerli eşyalarından tutun bir sürü sahabenin kılıçları değerli eşyaları var. İstanbul’un en harika yeri diyebilirim. Gidip içidekileri görmek bile insana çok güzel bir manevi değer katıyor.
@eminekarakurt
Çocukken birkaç kez gitmiştim ama unuttuğum çok şey olmuş. En beğendiğim kısım kutsal emanetler oldu. Bir diğeri de Dış Hazine bölümü idi. Bir elin parmak sayısını geçmeyen türkler ve sıralarda bekleme yaparak insanları bunaltan turistlerle doluydu. Her ne kadar insan uzun süre kalıp incelemek istese de diğer insanlara eziyet olmaması için hızlıca bakıp çıkmak zorunda kalıyorsun tabi bunu umursamayıp görevlilere kaç kez uyarı yaptıranlar da cabası.. Mimarisi çok güzel kiler, mutfak gibi alanlar muhafaza edeceği şeye göre soğuk ya da mevsim sıcaklığında. Mücevherleri göremedik sadece Kaşıkçı Elması oradaydı. Gidip görülmesi gereken yerler. Hiçbir şey olmasa da kutsal emanetler yeter.
@meltemyilmaz9040
Topkapı Sarayı, Osmanlı Sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezidir. İstanbul fatihi Sultan II. Mehmed tarafından 1460-1478 tarihleri arasında yaptırılmış olan ve zaman içerisinde bazı ilavelerin yapıldığı sarayda, Osmanlı padişahları ve Saray halkı 19'uncu yüzyıl ortalarına kadar ikamet etmiştir. Topkapı Sarayı, Osmanlı monarşisi 1922’de kaldırıldıktan sonra, 3 Nisan 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle müzeye dönüştürülmüştür. Fatih Sultan Mehmet ve Topkapı Sarayı Fatih Sultan Mehmed, fetihten sonra Beyazıt’ta bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu yerde, daha sonra “Eski Saray” olarak anılacak olan bir saray yaptırmıştır. Fatih, bu ilk saraydan sonra, önce Çinili Köşk’ü, ardından da yapımı tamamlandığında yerleşecek olduğu Topkapı Sarayı’nı inşa ettirmiştir. Fatih, bu saraya Osmanlıca'da “Yeni Saray” anlamına gelen “Saray-ı Cedid”ismini vermiştir. Yeni Saray’a Topkapı Sarayı denmesi ise şöyle gerçekleşmiştir: Sultan I. Mahmud tarafından Bizans surlarının yakınına yaptırılan ve önündeki selam topları nedeniyle “Topkapusu Sahil Sarayı” denilen büyük ahşap sahil sarayı bir yangında tamamen kül olunca, bu sarayın ismi yeni saraya verilmiştir
@servetcakir7856
Tarihi yarımadadaki bütün mekanlar gibi burası da aşırı kalabalık özellikle de hafta sonları. 1. Avluya giriş ücretsiz. 2. ve 3. Avluya giriş ücretli. Müzekart geçerli ama Müzekart öğretmenlere ücretsiz olmasına rağmen burası Millî saraylara bağlı olduğu için; öğretmen indirimi burada geçerli değilmiş. Turistler için 10'dan fazla bilet gişesi varken, yerli turistler için Sadece Bir tane gişe vardı. O da çok yavaş işliyordu. Bir saatten fazla bilet sırası beklemek durumunda kaldım. Önceden Müzekartınızı almanızı tavsiye ederim.
@arzutasci
Topkapı Sarayı (Osmanlı Türkçesi: طوپقپو سرايى), İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarının yaşadığı saraydır. Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın insan yaşamıştır. Topkapı Sarayı Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478’de yaptırılmış, Abdülmecid’in Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmasına kadar yaklaşık 380 sene boyunca devletin idare merkezi ve Osmanlı padişahlarının resmi ikâmetgâhı olmuştur. Kuruluş yıllarında yaklaşık 700.000 m²'lik bir alanda yer alan sarayın bugünkü alanı 80.000 m²'dir. Topkapı Sarayı, saray halkının Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı ve diğer saraylarda yaşamaya başlaması ile birlikte boşaltılmıştır. Padişahlar tarafından terk edildikten sonra da içinde birçok görevlinin yaşadığı Topkapı Sarayı hiçbir zaman önemini kaybetmemiştir. Saray zaman zaman onarılmıştır. Ramazan ayı içerisinde padişah ve ailesi tarafından ziyaret edilen Kutsal Emanetler'in bulunduğu Hırka-i Saadet Dairesi’nin her yıl bakımının yapılmasına ayrı bir önem verilmiştir.
@arzutasci
Sıra beklemeyelim ve daha ucuza mal olsun diye Müze Kart satın aldık. Buraya kadar her şey güzel. İyi çalışan bir uygulaması var, girişte barkod oluşturup kolayca giriliyor, sıra beklemek yok tamam da.. 18 yaşından küçük öğrenci çocuğunuz varsa iş zor. Onlar için ücretsiz geçiş bileti oluşturulmasını istiyorlar. Bunun için 6 numaralı öncelikli gişeye gidin. Diğer gişeleri beklemek gerekmiyor 6 numaralı gişede bu işlem yapılıyor (bizim ziyaret ettiğimiz 12 Ağustos 2022 günü böyle idi). Güzel bir dijital uygulama ufak bir eziyet olmadan kullanılamıyor ne yazık ki. Bana oluşturduğu gibi belli yaştaki çocuğuma da uygulama üzerinden barkod oluşturup girebilmek ne hoş olurdu. Neticede devlet kurumları MERNİS üzerinden bu bilgilere çok rahat ulaşıyor. Müze hakkında bol bol bilgi, yorum bulursunuz. Ben çocuklu aileler için bu bilgiyi eklemiş olayım. İyi gezmeler herkese..
@aysegulbirincia9528
Topkapı Sarayı Müzesini çocukken okul gezisiyle ziyaret etmiş ve büyülenmiştim.. Aynı heyecanla oğluma anlattıklarımı göstermek adına bu yaz müzeyi ziyarete geldik ama eserlerin bir çoğunu göremedik. Mesela Osmanlı Sultanlarının / Valide Sultanların kaftanları, mücevherleri.. Kaşıkçı Elması bile silahların olduğu binada bir köşeye sıkışmış gibi duruyordu. Girdiğimiz müze alanları havasızdı. Bir şişe su alana kadar kutsal emanetler bölümündekine benzer bir kuyruk bekleyip suyun bittiği haberini aldık. Sonra büfeye yönlendirildik, o gürüh yine kuyruğa girip soğuk su da alamadık.. İstanbul'a enfes bir bakış alanı, harika bir saray, peyzaj ve genel bakımlılığı güzeldi. Turizm sezonu yerine bahar aylarında gezmek en doğrusu olacaktır.
@tamercebi3878
Çocukluğumdan beri giderim ve herzaman bir kısmı kapalı veya restarasyondadır. Mekan olarak mükemmel bir tarihi olan yer ancak çok daha güzel eserler sergilenebilir diye düşünüyorum. Gittiğim gün şansa sistem arızasından bilet satışıda olmuyordu. Müze kart çıkartıp girdimki çok uygun fiyat oluyor bence ve diğer müzelerdede geçerli. Çalışanlar fazla sert müdahale ediyor no photo no photo diye. giriş ücreti yabancılara 420 tl yerlilere müze kart 60 tl
@selamehopurcuoglu
Topkapı'ya gelmeden önce bir müze kart edinin çünkü orada müze kartı olanlar da herhangi bir yönlendirme olmadığı için sıraya girmek zorunda kalıyor. Kimse de bunu söylemiyor. Eğer müze kartınız varsa sarayın içindeki tüm bölümlere istediğiniz gibi girebiliyorsunuz. (İnternetten de alabilir ve uygulamayı indirerek QR kodla girebilirsiniz.) Naçizane belirtmek istedim? Topkapı ya ikinci gidişim ve her gidişimde çok kalabalık oluyor diyebilirim. Özellikle son gidişimiz ara tatile denk geldi ve böyle bir kalabalık olamaz dedik yaa? ama gezebildik. Kutsal emanetler kısmında 1 saat sıra bekledik diyebilirim. Ama saray burnu manzarası harikaydı? Osmanlı döneminde bu manzara nasıldı acaba diye hayal kurmaktan kendimizi alıkoyamadık? ama yine orası da kalabalıktı ve güzel fotolar çıkmadı hava da bozuk olduğu için isli puslu çıktı fotolarımız. Ama yine de güzel ve değer bir gezi oldu bizim için. (Bir de yetkililere şunu söylemek istiyorum eğer foto çekmeyin yasak diyorsanız bunun önlemini düzgün alın. Çünkü kimse uymuyor buna yok yaa öylesine söylüyoruz diyorsanız da bazı insanları aradan seçip uyarmayın sadece o yapıyormuş gibi insanları rencide ediyorsunuz.)