Aşil'in öfkesini, Hektor'un cesaretini, Paris'in imkansız aşkını ve dillere destan Troya Savaşı'nı sadece kitaplarda okuyup filmlerde izlemekle yetinenlerden misiniz? Peki, ya size tüm bu efsanelerin yaşandığı topraklarda yürüme, o antik duvarlara dokunma ve binlerce yıllık sırları kendi gözlerinizle görme şansı sunduğumuzu söylesek? Çanakkale'nin kalbinde, tarihin ve mitolojinin iç içe geçtiği bu büyülü coğrafyada sizi bekleyen unutulmaz bir macera var. Bu rehber, Troya Antik Kenti ve Müzesi'nde yapılacak şeylerlistenizin eksiksiz ve heyecan dolu olmasını sağlamak için hazırlandı. Kemerlerinizi bağlayın, çünkü sadece bir ören yerini değil, Homeros'un dizelerine can veren bir destanın kalbini keşfetmek üzeresiniz!
Aslında sizden binlerce yıl önce de insanlar buraya tıpkı sizin gibi bir merak ve hayranlık duygusuyla geliyordu. Büyük İskender'den Roma imparatorlarına kadar tarihin en büyük isimleri, bu topraklara gelip İlyada'nın kahramanlarına saygılarını sunmuşlar. Yani yapacağınız bu gezi, aslında binlerce yıllık bir geleneğin modern bir halkası olacak. Hazırsanız, zaman makinesine atlayıp efsanelerin başladığı yere doğru yola çıkalım!
UNESCO Dünya Mirası listesindeki 9 katmanlı antik kentte gezinin
Troya'ya adım attığınızda sizi ilk karşılayan şey, üst üste yığılmış gibi duran taşlar ve duvar kalıntıları olacak. İlk bakışta biraz kafa karıştırıcı gelebilir ama aslında tam da bir zaman tünelinin içindesiniz. Burası tek bir şehir değil, tam 9 farklı şehrin külleri üzerine kurulmuş devasa bir tarih katmanı. Şöyle düşünün: En sevdiğiniz pastanın 9 farklı katı var ve her kat, farklı bir lezzet, farklı bir doku sunuyor. İşte Troya da tam olarak böyle! M.Ö. 3000'lerde başlayan ilk yerleşimden Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan 3000 yıldan fazla bir süre boyunca, bu şehir defalarca yıkılmış ve yeniden inşa edilmiş.
Bu katmanların var olmasının bir sebebi var elbette. Troya'nın konumu hem en büyük lütfu hem de en büyük lanetiydi. Anadolu, Ege ve Balkanlar arasında bir köprü olması, onu inanılmaz zengin bir ticaret merkezi yapmıştı. Ancak bu stratejik önem, onu aynı zamanda sürekli bir hedef haline getirdi. Savaşlar, depremler ve yangınlar şehri defalarca yerle bir etse de, küllerinden her defasında daha güçlü bir şekilde doğmayı başardı. İşte bugün gezerken gördüğünüz her bir taş, bu yıkım ve yeniden doğuş döngüsünün sessiz bir tanığıdır.
Peki bu taşlar arasında neleri görmelisiniz?
Efsanevi Surlar: Özellikle Troya VI dönemine ait devasa surlar sizi büyüleyecek. Efsaneye göre bu duvarları tanrılar Poseidon ve Apollon inşa ettiği için aşılmaz oldukları söylenirmiş. O devasa taş bloklara dokunduğunuzda, Hektor'un bu duvarların üzerinde şehrini savunduğu anları hayal etmemek imkansız.
Rampalı Kapı: Dünyanın en iyi korunmuş savunma yapılarından biri olan bu kapı, şehrin ana girişlerinden biriydi ve savaş arabalarının hızla girip çıkabilmesi için zekice tasarlanmıştı. Stratejik dehanın taşa dönüşmüş hali adeta.
Athena Tapınağı: Bir zamanlar Büyük İskender'in zırhını adak olarak bıraktığı bu kutsal alan, şehrin dini merkeziydi. Bugün kalıntıları arasında dolaşırken bile o manevi atmosferi hissedebilirsiniz.

Antik kentin girişindeki sembolik tahta atın içine girerek fotoğraf çekin
Troya denince akla gelen ilk görüntü şüphesiz o devasa tahta attır. 10 yıl süren ve iki tarafı da yorgun düşüren bir savaşın kaderini değiştiren o akıl almaz hilenin sembolü... Hikayeyi hepimiz biliriz: Akhalılar (Yunanlar), savaştan çekiliyor gibi yapıp arkalarında tanrılara bir hediye olarak dev bir tahta at bırakırlar. Troyalılar, zafer sarhoşluğuyla bu "hediyeyi" aşılmaz surlarından içeri alırlar. Ancak atın içi, Odysseus liderliğindeki en seçkin Akhalı savaşçılarla doludur. Gece olduğunda attan çıkan savaşçılar şehrin kapılarını açar ve Troya'nın trajik sonu böylece başlamış olur.
Antik kentin girişinde sizi karşılayacak olan görkemli tahta at, elbette efsanedeki atın kendisi değil. 1974 yılında, dönemin seramik kapları üzerindeki figürlerden esinlenilerek yapılmış sembolik bir yapı. Ama bu onun büyüsünden hiçbir şey eksiltmiyor! Merdivenlerinden tırmanıp içine girebilir, pencerelerinden dışarıdaki antik kente bakarak o anı ölümsüzleştirebilirsiniz. Bu, Troya gezinizin en ikonik fotoğraf karesi olacak, şimdiden söyleyelim.
Bir Gezgin Tüyosu: Eğer atlara doyamadıysanız, size bir sır verelim! 2004 yapımı ünlü Troy filminde kullanılan ve çok daha gerçekçi görünen devasa at ise Çanakkale merkezde, Kordon'da sizi bekliyor. Troya gezinizden sonra şehir merkezinde kısa bir mola verip bu sinematik devle de bir fotoğraf çektirebilirsiniz.
İlginçtir ki, 3000 yıllık bu savaş hilesi günümüz dünyasında da yaşamaya devam ediyor. "Trojan Horse" yani "Truva Atı" terimi, bugün siber güvenlik dünyasında en yaygın zararlı yazılımlardan birini tanımlamak için kullanılıyor. Tıpkı efsanedeki gibi, zararsız bir program veya dosya gibi görünen bu yazılımlar, bilgisayarınıza girdiğinde içindeki kötücül kodu serbest bırakarak sisteminize zarar verir. Yani o tahta atın önünde dururken, sadece bir efsaneye değil, aynı zamanda modern dijital çağın en büyük tehditlerinden birine ilham veren bir konsepte bakıyor olacaksınız.

Dünyanın en önemli arkeoloji müzelerinden olan Troya Müzesi'ni ziyaret edin
Antik kentin tozlu patikalarında efsanelerin izini sürdükten sonra, maceranın ikinci ve belki de en büyüleyici kısmına hazır olun: Troya Müzesi. Burası sıradan bir müze değil; modern mimarisi, sürükleyici anlatımı ve paha biçilmez eserleriyle uluslararası alanda kendini kanıtlamış bir kültür hazinesi. Öyle ki, açıldıktan kısa bir süre sonra TIME dergisinin "Dünyada Görülmesi Gereken 100 Yer" listesine girmeyi başardı ve "Avrupa'da Yılın Müzesi" gibi prestijli yarışmalarda özel ödüller kazandı.
Müzenin kendisi, Troya'nın katmanlı yapısına bir saygı duruşu niteliğinde tasarlanmış. Rampalardan katlar arasında yükselirken, adeta Troya'nın binlerce yıllık tarihinde bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Ama bu müzeyi gerçekten özel kılan şey, içinde barındırdığı hikayeler. Yüzyıllardır yurt dışına kaçırılan, yağmalanan bir mirasın nihayet evine döndüğünü hissettiren güçlü bir duruşu var. Bu müze, Anadolu'nun kültürel mirasına sahip çıkışının en somut ve en görkemli kanıtlarından biri.
Peki bu hazine sandığının içinde sizi neler bekliyor? İşte kaçırmamanız gereken 3 başyapıt:
Polyksena Lahdi: Taşın Üzerindeki Trajedi: Müzenin belki de en dokunaklı eseri. Bu lahit, Troya Kralı Priamos'un en küçük kızı Prenses Polyksena'nın trajik hikayesini anlatıyor. Troya düştükten sonra, Aşil'in ruhunu yatıştırmak için onun mezarı başında kurban edilen prensesin acısı, mermere tüm canlılığıyla işlenmiş. Bu eser, Anadolu'da bugüne kadar bulunmuş figürlü anlatıma sahip en eski lahit olmasıyla arkeoloji dünyası için paha biçilmez bir öneme sahip. Müze yetkilileri, bu eseri günümüzde kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için sembolik bir araç olarak da kullanarak, binlerce yıllık bir hikayeye modern bir anlam katıyor.
"Priamos'un Hazinesi": Bir Maceraperestin Tartışmalı Keşfi: Bu bölümde, Troya'nın en ünlü ve en tartışmalı hikayelerinden birine tanıklık edeceksiniz. Amatör arkeolog Heinrich Schliemann, 1873'te Homeros'un anlattığı Kral Priamos'un efsanevi hazinesini bulduğuna inanır. Ancak bu paha biçilmez altın eserleri gizlice Osmanlı topraklarından kaçırır ve karısı Sophia'nın bu takılarla çekilmiş fotoğrafını yayınlayarak dünyayı ayağa kaldırır. Hazinenin maceralı yolculuğu Atina'dan Berlin'e, oradan da 2. Dünya Savaşı sonrası kaybolup yıllar sonra Rusya'da ortaya çıkmasına kadar uzanır. Müzede, bu inanılmaz hikayeyi ve hazinenin kalan parçalarını görebilirsiniz.
Luvi Mührü: Troya'nın En Eski Yazılı Belgesi: Boyutuna aldanmayın, bu 2.3 cm'lik bronz mühür, Troya'nın en büyük sırlarından birini aydınlatıyor. Üzerindeki Luvice yazıyla, Troya'da bulunan en eski yazılı belge olma unvanını taşıyor. Bu küçücük eser, Troya'nın sanıldığı gibi bir Yunan şehri olmaktan çok, Hititler gibi diğer büyük Anadolu medeniyetleriyle derin bağları olan bir Anadolu krallığı olduğunun en somut kanıtlarından biridir.

Sonuç: Troya Macerasını Taçlandıracak Rotalar
Troya'nın büyülü dünyasında geçirdiğiniz unutulmaz bir günün ardından enerjiniz hala yerindeyse, Çanakkale'nin size sunacağı daha çok şey var. Hazır bu kadar yakınına gelmişken gezinizi birkaç küçük kaçamakla taçlandırabilirsiniz.
Deniz kenarında, zeytin ağaçları arasında başka bir antik cenneti keşfetmek isterseniz, rotanızı Assos'a çevirin. Athena Tapınağı'ndan gün batımını izlemenin keyfi paha biçilmezdir. Detaylı bir gezi planı için Assos gezi rehberimizle Ege'nin bu incisini keşfedin yazımıza göz atabilirsiniz.
Daha hareketli bir atmosfer arıyorsanız, Çanakkale şehir merkezi sizi bekliyor. Tarihi Aynalı Çarşı'da alışveriş yapabilir, Kordon'da deniz havası alabilir ve filmin ünlü Troya Atı'yla bir hatıra fotoğrafı daha çektirebilirsiniz. Şehirde neler yapabileceğinizi öğrenmek için Çanakkale merkezde gezilecek yerler listemize mutlaka bakın.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Troya Antik Kenti ve Müzesi giriş ücreti ne kadar, Müzekart geçiyor mu?
Evet, Müzekart hem antik kentte hem de müzede geçerlidir ve T.C. vatandaşları için ücretsiz giriş sağlar. Müzekart'ınız yoksa, 2024 yılı itibarıyla müze için belirlenen giriş ücreti 600 TL'dir. Ancak ücretler dönemsel olarak güncellenebildiği için gitmeden önce resmi web sitelerinden teyit etmenizi öneririz.
2. Troya'ya nasıl gidilir ve ziyaret saatleri nedir?
Troya'ya ulaşım oldukça kolay. Çanakkale merkezdeki Cuma Pazarı otoparkından kalkan Tevfikiye Köyü minibüsleri sizi doğrudan antik kentin ve müzenin girişine kadar götürecektir. Ziyaret saatleri ise yaz ve kış dönemine göre değişiklik göstermektedir. Planınızı yaparken aşağıdaki tabloyu dikkate alabilirsiniz.
Konu | Detaylar |
---|---|
Ziyaret Saatleri (Yaz) | 1 Nisan - 1 Ekim: 08:30 - 20:00 (Gişe Kapanış: 19:30) |
Ziyaret Saatleri (Kış) | 1 Ekim - 1 Nisan: 08:30 - 17:30 (Gişe Kapanış: 17:00) |
Giriş Ücreti (Müze) | 600 TL (2024 verisidir, güncel fiyat için resmi siteyi kontrol ediniz). |
Müzekart | T.C. vatandaşları için Müzekart ile giriş ücretsizdir. |
Ulaşım | Çanakkale merkez Cuma Pazarı otoparkından kalkan Tevfikiye Köyü minibüsleri ile. |
Kaynakça
Troya'nın UNESCO Dünya Mirası statüsü hakkında daha fazla teknik bilgi için,(https://whc.unesco.org/en/list/849) ziyaret edebilirsiniz.
@gülsenova
Kesinlikle görülmeye değer bir müze. Müze kart kullanarak girmiştim. Mimarisi, eserler, eserlerin konumlandırılışı vs. çok güzeldi, düşünülmüştü.
@enginboncuk8428
Troya antik kentine varmada 500 metre kadar önce, sol tarafta çok güzel bir mimari yapı. Araçla ulaşımı kolay ve geniş bir otoparkı var. Müzenin girişi zeminden bir kat aşağı inen rampayla başlıyor. Rampanın duvarlarında heykeller, mezar taşları, sahne canlandırmaları, Troya katmanlarını ve bölgede yaşayan medeniyetleri anlatan haritalar ve fotoğraflar yer alıyor. Rampayı bitirip binanın içine girdiğinizde görevliler sizi bilgilendiriyor. Girişte ayrıca vestiyer, hediyelik eşya dükkanı ve kafe yer alıyor. Müze dört kat ve bir de teras kattan oluşuyor. Sergi salonlarında heykel, yazıt, lahit, sikke, bardak, balta, kılıç, sunak, toprak kaplar, seramikler ve çeşitli tarihi kalıntılar görülüyor. Müzenin katlarına rampalardan çıkarak ulaşılıyor ve rampalar boyunca yine solunuzda tarihi eserler, haritalar ve canlandırmalar yer alırken sağınızda cam aralıklardan savaşın yaşandığı ovayı görüyorsunuz. Rampalar size müzeden ayrılmış hissi verirken tarihten hiç koparmadan diğer kata taşıyor ve karşınızda yine mükemmel bir salon. Troya'nın katmanlarını gezer gibi tüm katları gezdikten sonra terasta savaşın yaşandığı alanı ve antik kenti görecek şekilde bir manzara sizi bekliyor.
@arzutasci
Troya müzesine ulaşım, şehir merkezinden köprü altından kalkan Tevfikiye dolmuşları ile sağlanmaktadır. Dolmuşlar doldukça kalkmaktadır( saat içinde kalktığını söyleseler de tıka basa olmadan kalkmamaktadır:D ).Troya müzesine müze kart ile giriş yapılmakta (öğrenci olanlar indirimli). Müze oldukça geniş ve ferah katlar arasında yürüyüş mesafesi uzun. Gidilip görülmesi gereken bir yer. Müze çıkışında köy kahvesinde oturabilirsiniz. Arka bahçesinde çam ağaçları altında çayınızı yudumlarken şehre dönüş otobüsünüzü bekleyebilir günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
@arzutasci
Müze kartla girilebilen ve önünde otoparkı olan bu müze gördüğüm en rahat anlaşılabilir, bilgilendirici, güzel dizayn edilmiş müzeydi. Müze otoparkından itibaren çok hoş dizayn edilmişti. Müzede salt tarih anlatısı yerine oyunlar animasyonlar gösteriler kullanılmıştı. Çocukların tarihe ilgi duyması için yapılan oyunlarda vardı. Müzenin en üst katında kazı çalışmaların tarihi hakkında çok güzel bir bölüm vardı. Yine bu katta başka ülkelerde bulunan eserlerin fotoğraflarının olduğu bir gösteride vardı. Eserlerin en kısa sürede toprağına kovuşmasını diliyorum. Ayrıca müzenin mimarı Ömer Selçuk Baz' a bu güzel mimariyi kattığı için teşekkür ederim. Tekerlekli sandalye ile dolaşıma uygun.
@mustafatanis8412
Türkiye'de bugüne kadar gittiğim en iyi müze. Doğa ile uyumlu, estetik kaygının sonuna kadar güdüldüğü bir yer. Başlarken kötü bir yönünü de vurgulamak isterim, maalesef "başıboş sokak köpeği sorunu" burada da var. Bahçesindeki başıboş köpekler gelen kadınlara ve çocuklara koşuyorlar, bu da insanları tedirgin ediyor. En azıdan müze bahçesindeki köpeklerin toplatılmasını veya alandan uzaklaştırılmasını beklerdim. Müzeye gelince, müthiş eserler var, troya’yı tam olarak anlamak isterseniz adresiniz burasıdır, 4 katlı mimari yapısı da muazzam. Tek başına Çanakkale’ye gelme sebebidir. Çanakkale-İzmir otoyolundan sapınca 5 km ileride, otoparkı var. Tavsiye edilir.
@arzutasci
Müze binası olarak tasarlandığı için ideal ancak Çanakkale Bölgesinin bütün buluntularını sergilemek için yetersiz ve uzak. Şehir merkezindeki muhtesem konumlu müzeyi kapatıp Parion, Assos, Maydos, A.Troas, Bademli, Uğurlu vb diğer buluntularin Troia adı altında Troia kentinin önünde kısıtlı vitrinlerde sergilenmesini doğru bulmuyorum. Örneğin bu Aphrodite, açıklaması şöyle: Literatürde Dardanos Aphroditesi olarak anılan heykel, MÖ 4. yüzyılın ünlü heykeltıraşlarından Praksiteles’e ait Knidos Aphroditesi’nin yerel olarak üretilmiş bir kopyasıdır. Orjinali bulunamamış olan Knidos Aphroditesi, antik dönemde kopyası en çok yapılan heykellerden birisidir. Dardanos Aphroditesi diğer kopyalardan farklı olarak, kolunda ve bacağında Asklepios’un simgesi olan yılan biçimli pazubent taşımaktadır.
@Rehber
2018 yılında açılan ülkemizin en modern ve yerinde müzelerinden oldu Troya, aynı yıl Troya Yılı da ilan edilmişti. Yanıbaşındaki binlerce yıllık Troias tarihinin sergilendiği müze Troya Ören Yerine yürüme mesafesinde. Giriş müzekart ile ücretsiz, otopark ve emanet dolabı gibi ücretsiz hizmetleri var, görevliler çok güleryüzlü karşılıyordu gelenleri tebrik etmek lazım.. Müzede ülkemizde bulunan 8 önemli lahitten ikisi sergilenmekte, Altıkulaç ve Polyksena. Schliemann ile Osmanlı arasında yaşanan süreci anlatan belgelerin sergilenmesi de çok ince düşünülmüş. Bugün Puşkin Müzesinde sergilenen Troya Hazineleri de geri geldi mi her şey çok daha güzel olacak ama bu haliyle de çok güzel mutlaka gidin görün ama önce Troya'yı mutlaka okuyun, araştırın.. Müze Müdürlüğü, sosyal medya hesaplarından da çok güzel yayınlar ve paylaşımlar yapıyorlar tebrik ederim..
@arzutasci
2018 yılında açılan ülkemizin en modern ve yerinde müzelerinden oldu Troya, aynı yıl Troya Yılı da ilan edilmişti. Yanıbaşındaki binlerce yıllık Troias tarihinin sergilendiği müze Troya Ören Yerine yürüme mesafesinde. Giriş müzekart ile ücretsiz, otopark ve emanet dolabı gibi ücretsiz hizmetleri var, görevliler çok güleryüzlü karşılıyordu gelenleri tebrik etmek lazım.. Müzede ülkemizde bulunan 8 önemli lahitten ikisi sergilenmekte, Altıkulaç ve Polyksena. Schliemann ile Osmanlı arasında yaşanan süreci anlatan belgelerin sergilenmesi de çok ince düşünülmüş. Bugün Puşkin Müzesinde sergilenen Troya Hazineleri de geri geldi mi her şey çok daha güzel olacak ama bu haliyle de çok güzel mutlaka gidin görün ama önce Troya'yı mutlaka okuyun, araştırın.. Müze Müdürlüğü, sosyal medya hesaplarından da çok güzel yayınlar ve paylaşımlar yapıyorlar tebrik ederim..
@mustafafidan1471
Troya müzesi beklentilerimin yüksek olduğu ve hayal krıklığına uğradığım bir müze oldu. Bana göre boşuna vakit kaybı. Troya ören yerinde ise ayrı bir otopark soygunu vardı, motokaravanlar 40 tl sanki araziyi satın alıyoruz, ilk defa bir müze ören yeri paralı otoparka sahip berbat , hele ki truva adı o hep bir rezalet ,marangoz ahmet usta yapmış atı koymuşlar oraya ,şehir merkezindeki müzedekine 100 basar
@arzutasci
Troya Ören yerine yıllar sonra 8 Temmuz 2022 tarihinde tekrar gittim. Ören yerinde gezi alanlarına ahşap yollar yapılması olumlu bir gelişme...Otopark ücreti alınması ise gerçekten garip...gişeleri ve cafeyi işleten firmaya kıyak olsun diye verilmiş anlaşılan...Cafedeki fiyatlar da havaalanı standartlarında.. 1 Magnum dondurma 50 TL. Bakanlık tarafından işletilen ve Troya Ören yerine bir kaç km. uzakta yapılan Troya Müzesinde (aslında Çanakkale Arkeoloji Müzesi) ise otopark ücreti yok... 5 kişilik bir aile nin Troya'yı ziyaret ettigini düşünürseniz ve giriş ücretinin 100 TL olduğunu düşünürseniz otopark ücreti ile beraber gerçekten insanları zorluyor. ...daha doğrusu belli insanlar dışında ziyaretçi olmuyor...oysa ki bu Ören yeri ve müzenin amacı gelecek kuşaklara kültür ve bilgi aktarmaktır.
@yusufsavas7800
İnanilmaz bir müze, inanılmaz bir tarih. Müze içerisinde sadee Troya dediğimiz bölge değil tüm Çanakkale içerisinde bulunan milattan önce 6000 yılından günümüze kadar uzanan tüm tarih eserler yer alıyor. Müze içerisinde yaklaşık olarak 1000 den fazla eser olmasının yanı sıra her bir eser için açıklamalar mevcut. Müzeye 1 gün ayırmanızı tavsiye ederim. Özellikle sadece eserlerin değil eserlerin kazilma, bulunma, çalınma, elden ele değişme ve tekrar geri alınma hikayeleri Osmanlı belgeleri tarafından anlatılıyor. Müzekart ile ücretsiz girebilirsiniz. Otopark ücretsiz.
@yunusemrecosan3630
Troya Antik Kenti ve Müzesi... ?Troya ovası manzaralı, Homeros’un İlyada Destanı’nda bahsedilen Troya Savaşı’nın yapıldığı yer olarak da bilinen Troya Antik Kenti UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 1998 yılında girdi. Eteklerinde Troya’nın kurulduğu Kaz Dağı, Troya Savaşı’nın da nedeni olan dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer. ?Güzellik yarışmasına katılan güzeller Hera, Afrodit ve Athena. Seçici görevini üstlenen ise Paris, kendisine Sparta kralının karısı Helena’yı vadeden Afrodit’i seçer. Paris’in Helena’yı kaçırması da savaşı başlatır. MÖ 3000 yılına kadar uzanan tarihi geçmişi ile dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biri olan kent görülmesi gereken yerler arasında. Hemen yanındaki Troya Müzesi’ne de gitmenizi öneririm. ?Bu müze ile ilgili de YouTube kanalımda bir video yapmıştım. Antik kente ve müzeye giriş 100'er TL. Antik kent ve müze birlikte alınırsa 150₺. *Öğretmenlere ücretsiz. *Park alanının yanına yola park eden araçlar uyarılmalı. Güzelim park yeri varken içeri girip gölge diye kenara bırakılan araçlar yolu daraltıyor.
@ozanmutlu
Muhteşem bir müze inşa edilmiş. Truva antik kentinde ve çevre bölgedeki kazılardan çıkan değerli eserler sergileniyor, antik kente giderseniz müzeye de girmeden geçmeyin. Müze hemen antik kentin girişinde solda yer alıyor. Müze için ayrıca bilet almak gerekir ama muzekart geçiyor. Öğretmen ve öğrenci ücretsiz. Ücretsiz otopark mevcut . İçeri girince ücretsiz tuvalet, vestiyer ve emanet dolabı var. Ayrıca hediyelik eşya satış yeri ve kafeterya var. Ancak fiyatlar çok pahalı. Hediyelik eşyaları Çanakkale merkezden aynalı çarşıdan almayı tavsiye ederim. Tabi merkeze gidecekseniz . Müze 3 katlı. Katlar arası geçiş rampa veya asansörle. Asansörler yeterli sıra olmuyor. Engelleri erişimi için çok uygun. Klimalı olduğunda yazın gezmek serin. İçeride eserler arasında gezerken eğlenceli oyunlar, dinlenme oturaklari, canlandırma ilizyonlar var.
@muharremaksoy9185
Çanakkale merkeze 30km mesafede Tevfikiye köyünde doğal sit alanı olarak kabul edilen ve çoğu yerinde kazı çalışmaları devam eden bir köy tarihi bir çok eşya çıkartılan irili ufaklı binlerce tarihi envanterin görülebileceğini çok katlı bir müze binası. Ayrıca bina içerisinde ve dışarısında bir çok lahit ve yapıt mevcut bazila yaşantılarının kalıntıları çok etkileyici gelinip görülmesi gereken çok eski eşyaların barındıran bir müze. Bu arada müzenin havalandırması güzel çok sıcak günlerde bile içerisi serin. Müze kartınız var ise giriş ücretsiz. Ayrıca sonrasında yada öncesinde ören yerini de gezmenizi tavsiye ederim. Yalnız çok sıcak ve güneşli günlerde tercih etmemeniz dileğiyle.