Tarihi Sinop Cezaevi

ANADOLU'NUN ALKATRAZI ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA Bir dönem "Anadolu'nun Alkatrazı” diye tanımlanan Tarihi Sinop Kapalı Cezaevi, 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrildi. Geçmişte antik döneme dayanan bu yapıda pek çok ünlü isim gün saydı. Sinop Kalesi'nde konumlanan cezaevi, birçok şiirlere ve şarkılara konu oldu. Uç yanı denizle çevrili tarihi cezaevi, kalın ve yüksek kale duvarlarının içinde yer alıyor. Yapıya ev sahipliği yapan kale, arkeolojik verilere göre Hellenistik dönemde yapıldı. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi koruyup, güçlendirdi. Selçuklu Dönemi'nden itibaren uzun süre tersane olarak kullanılan iç kalenin burçları 1560 yılından itibaren zindan oldu. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde bu zindandan şöyle bahsediyor; "Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkûmları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar. Karadeniz turu sayesinde gezdiğim yerlerden birtanesi resmen zaman tünelinde yolculuk gibi insanı üzen bir yanı var. Resmen duvarlara çekilen çileler ve hüzün yansımış... Dipnot olarak hazır buralara gelmiş iken Sinop Mantısı yemeden dönmeyin.

Tarihî Sinop Kapalı Cezaevi, bir dönem "Anadolu'nun Alkatrazı" tabiri ile de tanınan ve 1999 yılında kapatılmış cezaevidir. 2000'de müzeye çevrilmiştir. Üç yanı deniz olan ve tarihî Sinop Kalesi duvarlarının içerisinde yer alan cezaevine ev sahipliği yapan kale yaklaşık 4000 yıl önce Gaskalılar tarafından yapılmıştır. Yunanlar, Pontus, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi korumuş ve güçlendirmişlerdir. Kalenin cezaevi olarak kullanımına ait en eski belgeler ise 1568 yılına dayanmaktadır. Kaynak: Vikipedi

Müze olması harika düşünülmüş. Son derece etkili bir yerde. Sinop’a gidince mutlaka görmeniz gerekir.

Buram buram tarih ve yaşanmışlık kokan tarihi cezaevi içini dolanırken sanki o anları yaşıyormuşsunuz gibi oluyor..

Biz gittiğimizde kapalıydı, tadilat varmış. Sabahattin Ali nin Aldırma Gönül u yazdığı meşhur tarihi cezaevi. Kuruluşu yüzyıllar önce zindan olarak başlayıp cezaevine dönüştürülmüş. Evliya Çelebi de seyahatnamelerinde zindan, mahkum ve gardiyanlarindan bahsetmiş girip görmek isterdik.

O kadar yer yürüyerek cezaevinin önüne geldik fakat tadilat nedeniyle kapalıymış,Bir yıla kadar da restorasyon çalışmaları bitmeyecek gibi görünüyordu.Bu işleri kışları bölüm bölüm yapılsa hepsi bir anda kapatılmasa biz de gelmişken bir bölümünü görseydik

Tarihi Sinop Kapalı Cezaevi, 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrildi. Geçmişte antik döneme dayanan bu yapıda pek çok ünlü isim gün saydı. Sinop Kalesi'nde konumlanan cezaevi, birçok şiirlere ve şarkılara konu oldu. Uç yanı denizle çevrili tarihi cezaevi, kalın ve yüksek kale duvarlarının içinde yer alıyor. Yapıya ev sahipliği yapan kale, arkeolojik verilere göre Hellenistik dönemde yapıldı. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi koruyup, güçlendirdi. Selçuklu Dönemi'nden itibaren uzun süre tersane olarak kullanılan iç kalenin burçları 1560 yılından itibaren zindan oldu. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde bu zindandan şöyle bahsediyor; "Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkûmları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar.” Müze olması çok iyi karadenizin dev dalgaları hapishanenin duvarlarına çarpıp nasıl bir ses ve korku uyandırdığını hayal edince tüyleriniz diken diken oluyor.

Anadolu’nun en büyük hapishanelerinden bir tanesi olan Tarihi Sinop Cezaevi; 1999 yılından itibaren faaliyetlerini sonlandırmıştır. 2020 yılından itibaren bu cezaevine dair restorasyon ve yenileme çalışmaları başlatılarak; müze haline getirilmiştir.

Anadolu’nun en büyük hapishanelerinden bir tanesi olan Tarihi Sinop Cezaevi; 1999 yılından itibaren faaliyetlerini sonlandırmıştır. 2020 yılından itibaren bu cezaevine dair restorasyon ve yenileme çalışmaları başlatılarak; müze haline getirilmiştir. Tarihi Sinop Cezaevi; U şeklinde olup; iki katlı haliyle inşa edilmiştir. Güney bölümünde de bodrum olmakla beraber; diğer bölümlerde ise 2 katlı haliyle hizmet vermektedir. Aynı zamanda da bu cezaevinin içerisinde 28 tane koğuş da yer almaktadır.

üyük bir mekan ancak neredeyse kaderine terk edilmiş. Bilgi levhaları yeterli değil, hücrelere -en azından birine- aydınlatma yapılabilirdi. Koğuşlarda yine en az birinde canlandırma yapılabilirdi. 2. Kısım avlusuna neden çelik konstrüksiyonlu bir yapı yapılıyor anlamadım (tarihe saygı amaçlı restorasyonlarimız meşhurdur). Islahhanenin hir kısmı da depo olmuş. Onun dışında görsellik, dut ağacı ve Sabahattin Ali ile ilgili bölümler gezilen yerler arasında.

Selçuklular döneminde inşa edilen Sinop Cezaevi, 1997 yılına kadar siyasi mahkumların gönderildiği cezaevi olarak varlığını sürdürdü. Müzeye dönüştürülen hapishanede Refik Halit Karay, Sabahattin Ali ve Necip Fazıl Kısakürek gibi isimler kalmış.

Selçuklular döneminde inşa edilen Sinop Cezaevi, 1997 yılına kadar siyasi mahkumların gönderildiği cezaevi olarak varlığını sürdürdü. Müzeye dönüştürülen hapishanede Refik Halit Karay, Sabahattin Ali ve Necip Fazıl Kısakürek gibi isimler kalmış.

Tarihi cezaevi,şehrin selçuklular tarafından 1214 yılında alınmasının hemen ardından 1215 yılında,sefere katılan komutanların katkılarıyla yapılan iç kale icinde yer almaktadır İç kale ana kalenin kuzeyden güneye inen dik bir surla kesilmesi ile meydana getirilmiştir.İç kaleyi oluşturan beden ve burcların yapımında Antik devir mimarisine ışık tutacak bol miktarda mimari parça kullanılmıştır.Bu şekli ile bir açık hava müzesi görünümündedir. Hapishaneyi çevreleyen iç kale 11 adet burç ile desteklenmiştir.Burçların yüksekliği denize hakim güney bedende 22 metre,surların yüksekliği ise 18 metredir.Sur kalınlığı ise 3 metredir. İç kale,doğu-batı yönünde uzanan enine bir duvar ile 2 bölüme ayrılmıştır.Tarihi Sinop Hapishanesi iç kalenin güneyde kalan bölümünde Sinop Mutasarrıfı Veysel Paşa tarafından 1882 yılında yaptırılmıştır.İki katlı U planlı, kesme taştan ve tüm cepheleri sık yerleştirilmiş pencerelere sahip bir yapıdır. Doğu cephesinde avluya açılan yapı 28 adet koğuşa sahiptir.Umumi cezaevinin doğu cephesinde, cezaevi ileaynı tarihlerde inşa edilen küçük bir hamam yer almaktadır.Umumi cezaevi mahkumların isyanı sonucu 1979 yılında yanmıştır. Umumi cezaevinin kuzeyinde, 1939 yılında yapılan 2 katlı 9 koğuşlu, Çocuk Islahevi diye adlandırılan ikinci bir yapı bulunmaktadır.Bu yapınında kuzeyinde müşahade (gözlem) hücrelerinin yer aldığı 2 katlı bir yapı mevcuttur.Her üç yapı mimari yönden bir bütünlük arzetmektedir. Sabahattin Ali.Kerim Korcan, Osman Deniz Cezaevinde yatan ünlüler arasındadır. Uzun yıllar hapishane olarak kullanılmak üzere Adalet Bakanlığına tahsisli bulunan cezaevi, kültürel amaçlı değerlendirilmek üzere 1999 yılında Kültür Bakanlığına devredilmiştir.

Tarihi cezaevi,şehrin selçuklular tarafından 1214 yılında alınmasının hemen ardından 1215 yılında,sefere katılan komutanların katkılarıyla yapılan iç kale icinde yer almaktadır İç kale ana kalenin kuzeyden güneye inen dik bir surla kesilmesi ile meydana getirilmiştir.İç kaleyi oluşturan beden ve burcların yapımında Antik devir mimarisine ışık tutacak bol miktarda mimari parça kullanılmıştır.Bu şekli ile bir açık hava müzesi görünümündedir. Hapishaneyi çevreleyen iç kale 11 adet burç ile desteklenmiştir.Burçların yüksekliği denize hakim güney bedende 22 metre,surların yüksekliği ise 18 metredir.Sur kalınlığı ise 3 metredir. İç kale,doğu-batı yönünde uzanan enine bir duvar ile 2 bölüme ayrılmıştır.Tarihi Sinop Hapishanesi iç kalenin güneyde kalan bölümünde Sinop Mutasarrıfı Veysel Paşa tarafından 1882 yılında yaptırılmıştır.İki katlı U planlı, kesme taştan ve tüm cepheleri sık yerleştirilmiş pencerelere sahip bir yapıdır. Doğu cephesinde avluya açılan yapı 28 adet koğuşa sahiptir.Umumi cezaevinin doğu cephesinde, cezaevi ileaynı tarihlerde inşa edilen küçük bir hamam yer almaktadır.Umumi cezaevi mahkumların isyanı sonucu 1979 yılında yanmıştır. Umumi cezaevinin kuzeyinde, 1939 yılında yapılan 2 katlı 9 koğuşlu, Çocuk Islahevi diye adlandırılan ikinci bir yapı bulunmaktadır.Bu yapınında kuzeyinde müşahade (gözlem) hücrelerinin yer aldığı 2 katlı bir yapı mevcuttur.Her üç yapı mimari yönden bir bütünlük arzetmektedir. Sabahattin Ali.Kerim Korcan, Osman Deniz Cezaevinde yatan ünlüler arasındadır. Uzun yıllar hapishane olarak kullanılmak üzere Adalet Bakanlığına tahsisli bulunan cezaevi, kültürel amaçlı değerlendirilmek üzere 1999 yılında Kültür Bakanlığına devredilmiştir.

Tarihin derinlikleri.. Bir dönem "Anadolu'nun Alkatrazı” diye tanımlanan Tarihi Sinop Kapalı Cezaevi, 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrildi. Geçmişte antik döneme dayanan bu yapıda pek çok ünlü isim gün saydı. Sinop Kalesi'nde konumlanan cezaevi, birçok şiirlere ve şarkılara konu oldu. Uç yanı denizle çevrili tarihi cezaevi, kalın ve yüksek kale duvarlarının içinde yer alıyor. Yapıya ev sahipliği yapan kale, arkeolojik verilere göre Hellenistik dönemde yapıldı. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi koruyup, güçlendirdi. Selçuklu Dönemi'nden itibaren uzun süre tersane olarak kullanılan iç kalenin burçları 1560 yılından itibaren zindan oldu. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde bu zindandan şöyle bahsediyor; "Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkûmları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar.”

Tarihin derinlikleri.. Bir dönem "Anadolu'nun Alkatrazı” diye tanımlanan Tarihi Sinop Kapalı Cezaevi, 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrildi. Geçmişte antik döneme dayanan bu yapıda pek çok ünlü isim gün saydı. Sinop Kalesi'nde konumlanan cezaevi, birçok şiirlere ve şarkılara konu oldu. Uç yanı denizle çevrili tarihi cezaevi, kalın ve yüksek kale duvarlarının içinde yer alıyor. Yapıya ev sahipliği yapan kale, arkeolojik verilere göre Hellenistik dönemde yapıldı. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi koruyup, güçlendirdi. Selçuklu Dönemi'nden itibaren uzun süre tersane olarak kullanılan iç kalenin burçları 1560 yılından itibaren zindan oldu. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde bu zindandan şöyle bahsediyor; "Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkûmları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar.”

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde “büyük ve korkunç bir kale” olarak bahsedilen, işkence çemberi ve çocuk ıslah evi gibi özelliklere sahip olan bir cezaevi muzesi. Sinop Cezaevi, 1997 yılına kadar siyasi mahkumların gönderildiği cezaevi olarak varlığını sürdürmüş. Müzeye dönüştürülen hapishanede Refik Halit Karay, Sabahattin Ali ve Necip Fazıl Kısakürek gibi isimler kalmış. Tarih ve yasanmislik kokan bu yeri gezerken o anlari hissedebiliyorsunuz.