Doğal bir mağara ve sonra kiliseye dönüştürülmüş. Cemaat ilk kez Hristiyan adını kullanmış. O yüzden burası hristiyanlığın ilk kilisesi olarak anılıyor. Gelmişken biraz daha tırmanıp Kharon (Cehennem Kayıkçısı)'u da görün. Alta tarihiyle ilgili Kültür Portalı sitesinden alıntı yapıyorum: "Antakya- Reyhanlı yolu üzerinde kente iki kilometre uzaklıkta Habib-i Neccar Dağı yakınında yer almaktadır. Doğal bir mağara olup eklemelerle kiliseye dönüştürülmüştür. Kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte; İsa’nın on iki havarisinden biri olan Aziz Petrus’un ilk vaaz verdiği yer olduğuna ve mağarada cemaatin ilk kez ‘Hıristiyan’ adını aldığına inanılmaktadır. Bu nedenle St. Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinir. Mağara, Hıristiyanlığın Roma Devleti tarafından resmi din olarak kabil edilmesinden sonra yapılan eklemeler ile gotik tarzda bir kilise şeklini almıştır. Aziz Petrus’un ilk Papa olarak kabul edilmesiyle Katolik inancının dünyaya yayılmasında bir merkez konumunu almıştır."

Ulaşımı kolay park yeri mevcut. Biraz rampa bir çıkışı var. Girişte müze kart geçerli. Müze kart yok ise 50 tl ile alınabiliniyor. Kilisenin hikayesini rehber eşliğinde dinlemedikçe veya bilgi sahibi olunmadan gidilmesi halinde çok büyük bir mimari eser değil. Gitmişken görüşmüş olmak için görülebilnecek bir yapı. ( hikeyesini öğrenirseniz ayrı bir anlam kazanıyor ) gezmek 15 dakikanızı alır. Hususi görmek için gidilecek bir yapı değil gitmişken uğrananilinecek bir yer.

O devirde Hristiyanlık yeni yayılırken din savaşları olduğundan dini yapıların bu şekilde yüksek yerlerde ve mağarlarda olduğunu görüyoruz.içerisnde bir sunak ve mozaik kalıntıları var.biraz ilerisinde cehennem kayıkçısı heykeli var .Veba salgını sırasında bir kahin yüksek bir yere bu şekilde bir mask yapılmasını ve üzerine hastalıktan koruyucu sözler yazılmasını istemiş.Biz kiliseye çok yakın olmasına rağmen yakınına gidebildik mi hayır.çünkü tam yol üstünde taşların arkasına saklanmış ve bizi görünce saklanan tipler vardı.Çocuklar çok korktu.Ne amaçla kafalarını kaldırıp bakıp sonra tekrar taşların arasına saklanıyorlardı meçhul ama güvenlikler neden müdahale etmiyor anlamadım

Hristiyanlıgin ilk mabedi olmasından dolayı saygı duyduk fakat çok daha büyük beklentiyle gitmiştim.devasa büyüklükte bir mağara mabet alanı olarak dusunmustum fakat on M2 filan ancak var yok.icinde Saint Pierre heykeli ve minik bir su sızıntısı var giriş 65 TL idi .bizim müze kartınız vardı o yüzden ücretsiz girdik.

Kiliseye muzekart ile ücretsiz giriş mümkün, küçük bir otoparki var 10 araçlık . İçerisinde küçük bir heykel, girişte yerde mozaik ve masa mevcut kayaya oyulmuş küçük bir yapı dışarısında bilgilendirme yazısı mevcut. Gitmişken cehennem kayikcisini da görelim dedik çünkü tabelada 700 mt yazıyordu fakat ne yolu yol ne de yönlendirici bir tabela var , su deposu benzeri metruk bir binaya kadar tirmandik fakat sonrasında ne tarafa gideceğimizi belirten tabela vs ve yol olmadığından elimiz boş geri döndük, ivedilikle yol ve yönlendirici tabelalar yapılmalı ve bu eser de turizme kazandırılmali.

Antakya'da bir mağara içine oyulmuş ilk kilise olarak bilinen kilise.hz isa'nın 12 havarilerinden olan aziz petrus(pierre) buraya sığınıyor ve iddia odur ki hristiyan kelimesi ilk kez burada ortaya çıkıyor. Tarihin ilk Kilisesi olduğu söylenir... Tarihin her dönemimde olduğu gibi hristiyanlık tarihi de isyanla ve hükümdara karşı çıkmaya başlıyor bu yüzden bir çok dinde olduğu gibi din insanları bu tarz mağaralara sığınmışlar. Tabi ardından roma imparatoru (bkz: nero) pierre'i çarmıha gerip öldürtüyor. Kilise kalıyor tabi ki. Haçlı seferleri sırasında kilise büyütülüyor ve 20. yüzyılda papalık tarafından hac yeri ilan ediliyor... Mutlaka gidilip görünmeli... Çok mistik bir yer... Yanındaki taştan oyma bacımızın da elini öpün..

Şehrin kenarında sakin ve ulaşımı kolay bir yer cok oark sorunu yaşamazsınız. Muze kart ile giris yapilmaktadir. Hristiyanligin ilk mağara kilisesi olarak bilinmektedir. Aziz Simon'un Antakya bölgesinde gizlice Hristiyanligi anlattigi yerdir. Pierre kelimesi fransizca da taş, magara anlamina geldigi için Aziz Simon'a Saint Pierre denmiş ve burasida bu ad ile anilmistir. Normalde magara olan bu yer Vatikan tarafindan dekore edilmiştir. Cok buyuk bir beklenti olmadan burada buda varmis gecmiste bu da yaşanmış demek için gezilebilir. Yakınlarda Hatay Arkeoloji Müzesi ve Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi (ilk otel müze) bulunmakta Sonrasında sehir manzarasi izlemek ve dinlenmek için Hatay Büyük Şehir Belediyesi Habibi Neccar Sosyal Tesisine de ugrayabilirsiniz.

Antakya da gezilmesi gereken yerlerden biri

Doğal bir mağaraya eklemeler yapılarak kilise haline dönüştürülmüştür. Tabanda belli belirsiz mozaikler bulunur. Tarihi öneme sahip olan kilisenin Hıristiyanlığın ilk kilisesi olduğuna inanılır. Vakti olanlar sol tarafındaki patikadan kayalık alan içine doğru tırmanırlarsa kayalarda oyukla ve kabartma halinde yapılan heykeller görebilirler. Ziyaret edilmesi gereken yerler listesinde olmalı.