Muhteşem bir yer havası çevresi ve meşhur köprü, çay bahçeleri kısacası Diyarbakır a geldiğinizde mutlaka gelin ve görün Dicle nehrinin üzerinde bir taraf sessiz ve sakin akarken bir tarafta şelale sesi ve coşkusu ama ilginç olan üzerinde iken inanılmaz ses yalıtımı ile köprünün bir yerinde çıt ses yok bir tadında Çağlayan sesi. Çay bahçeleri ise oturup bu güzel manzarayı seyredip çay yudumlamak için harika.

Diyarbakırda mutlaka görülmesi gereken, tarihi geçmişi bulunan bir yer. Çevresinde ailece oturabileceğiniz çay bahçeleri de mevcut. Ramazan ayında gittiğimiz için kalabalık değildi ancak normal zamanda biraz yoğun olabiliyor.

Diyarbakırın önemli tarihi simgelerinden birisi olan on gözlü köprü Anadolu'daki ilk islam köprüsüdür. Etrafında bir şeyler yiyip sohbet edebileceğiniz kafeler var fakat biraz fazla olması rahatsız edici bu konuya bir çözüm bulunmalı. Merkeze yakın konumda olması da büyük bir avantaj. Dicle nehrinin üzerindeki bu tarihi köprüyü mutlaka görmenizi ve atmosferini yaşamanızı tavsiye ediyorum

Dicle Köprüsü, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde Dicle Nehri üzerinde yer alan tarihî bir köprüdür. On açıklığa sahip olduğu için yerel halkça On Gözlü Köprü olarak bilinirken eski Silvan yolu güzergâhında bulunduğundan bazı kaynaklarda ise Silvan Köprüsü olarak da geçer.[1] Şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta olup Diyarbakır'dan gelerek Mardin'e devam eden (eski Mardin yolu), sonra doğuya doğru ayrılan tali yolun bağlantı yerinde, kentin merkezini Bağıvar beldesi ile civar köylere bağlayan noktada bulunmaktadır.[1] Köprünün ilk yapım tarihi ile ilgili farklı türde görüşler vardır. Bu görüşlerden bazıları köprünün şimdiki yerinde, antik dönemde de bir köprü olduğunu öne sürer.[2] Birkaç defa kısmen veya tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiği düşünülen köprünün, yapım yılı olarak bilinen en yakın ve doğru tarih, köprü üzerinde yer alan kitabeden fark edilmektedir.[2] Kitabeye göre Mervaniler döneminde 1065 yılında yaptırılmıştır.

On açıklığa sahip olduğu için yerel halkça On Gözlü Köprü olarak bilinirken eski Silvan yolu güzergâhında bulunduğundan bazı kaynaklarda ise Silvan Köprüsü olarak da geçer. Şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta olup Diyarbakır'dan gelerek Mardin'e devam eden (eski Mardin yolu), sonra doğuya doğru ayrılan tali yolun bağlantı yerinde, kentin merkezini Bağıvar beldesi ile civar köylere bağlayan noktada bulunmaktadır. Köprünün ilk yapım tarihi ile ilgili farklı türde görüşler vardır. Bu görüşlerden bazıları köprünün şimdiki yerinde, antik dönemde de bir köprü olduğunu öne sürer. Birkaç defa kısmen veya tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiği düşünülen köprünün, yapım yılı olarak bilinen en yakın ve doğru tarih, köprü üzerinde yer alan kitabeden fark edilmektedir. Kitabeye göre Mervaniler döneminde 1065 yılında yaptırılmıştır.

Özellikle hava kararmasina yakin cok kalabalik oluyor. Park sikintisi var, kapiya yakin gelirseniz park ucreti aliyorlar sokaktan. Iceride oturma yerleri fena degil ama maalesef ileri taraftaki mekan tuvalet giderini nehre bagladigi icin hem suc isliyor hem de cok kesif bir koku olusturuyor. Cekirdek olarak karpuz çekirdeği satiyorlar ne oldugu belirsiz. Caylari da cok ağır. Serinlemek icin guzel.

Dicle Nehri üzerinde yer alan tarihî bir köprüdür. On açıklığa sahip olduğu için yerel halkça "On Gözlü Köprü" olarak isimlendirilmiştir Köprünün ilk yapım tarihi ile ilgili farklı türde görüşler vardır. Bu görüşlerden bazıları köprünün şimdiki yerinde, antik dönemde de bir köprü olduğunu öne sürer. Birkaç defa kısmen veya tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiği düşünülen köprünün, yapım yılı olarak bilinen en yakın ve doğru tarih, köprü üzerinde yer alan kitabeden Mervaniler döneminde 1065 yılında yaptırılmıştır. Tarihçiler ve seyyahların aktardığına göre yer alan kitabe bir onarım kitabesi olup yapımın islam öncesi devirlere dayandığı aktarılmaktadır. Etrafında yer alan mesire ve çay bahçelerinde akşam saatlerinde günün yorgunluğunu atabilirsiniz. İkindi vakitleri nemden dolayı çok bunaltıcı olsa da etrafı akşam serinlikleri keyfilidir. Keyifli gezmeler

Tarihini atmosferi muhteşem... Dicle kıyısında oturup Ongözlü'ye doğru çayını yudumlamak paha biçilmez... Yalnız etrafında yer alan bazı işletmelerin canlı müziklerine desibel kısıtlaması getirilmesi gerektiğini düşünüyorum... Ayrıca köprü üstünde yer alan davulcu vb sokak müzisyenlerinin de temizlenmesi gerekir. Zira sükunet içinde diclenin sularının sesi eşliğinde dinlenmek isteyenler açısından saydığım durumlar oldukça rahatsız edici... Bütün mekanların müzikleri köprü üstündekilerle birleşince ortaya dayanılmaz bir 'kakafoni' çıkmakta... Bu konularda başta valilik sonra da belediyenin önlem alması sorunu kökten çözecektir... Son olarak bolgede güvenlik açığının, polis bekçi zabıta vb kolluk güçlerinin sürekli ve vardiyalı sistemle giderilmesi vatandaşların huzur içinde vakit geçirmelerine ek katkı sağlayacağını belirtmek istiyorum....

On gözlü köprü Diyarbakır'ın en güzel ve en çok turist çeken yerlerinden biridir. Köprünün iki tarafında ki cafe işletmesi sayesinde nehirin yakınına oturup huzurla ailenizle beraber keyif yapabilirsiniz. Sadece gezmek için değil fotoğraf çekmek için de harika manzaraya sahiptir. Bir gün ansızın gittiğiniz de gelin ve damadın fotoğraf çekimi olduğunu görürseniz şaşırmayın çünkü özel günlerini on ölümsüz kılmak adına en güzel yer On Gözlü Köprü'dür. Yaz kış her mevsim kalabalıktır çünkü her mevsimin onda bıraktığı güzellik farklıdır. Kesinlikle Diyarbakıra gelince ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Maddi anlamda ise çok abartılı bir pahalılığı olduğunu düşünmüyorum. Ortalama bir bütçesi olan herkes orada bir şeyler yiyip içebilir.

Dünyanın en verimli toprakları Hevsel Bahçelerinin yanında Dicle nehrinin üzerine bulunan On Gözlü Köprü Birkaç defa kısmen veya tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiği düşünülen köprünün, yapım yılı olarak bilinen en yakın ve doğru tarih, köprü üzerinde yer alan kitabeden fark edilmektedir. Kitabeye göre Mervaniler döneminde 1065 yılında yaptırılmıştır. Etrafında bolca kafe restoran bulunmaktadır . Yürüyüş parkuru kamelyalar bulunan dicle manzaralı girişi ücretsiz alanlar mevcut. Akşamı ayrı gündüzü ayrı güzel .

Ongözlü köprüyü gezdikten sonra bir kahve içelim dedik ve hemen köprü yanlarına kurulmuş olan işletmeden kahve içtik. Sunum berbattı ayrıca her fincan kırık veya çatlaktı. Kesinlikle 5 TL bile etmeyecek hizmete 50 TL hesap kestiler. Ödeme yaparken müşteri olarak eleştiri yapalım dedik, işletme sahibi 60 TL idi normalde, size 50 dedik gibi saçma bir cümle kurdu ve size 60 deseydik böyle eleştiri yapmazdınız dedi. Kesinlikle muhatap da yok İstanbul un değnekçileri gibi hesap kesiyorlar ve ödemeye mecbur bırakıyorlar hizmet ise sıfır. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Şunu da belirteyim, böyle bir mekanı güzelleştiren oturup manzaraya karşı birşeyler yiyip içmekten geçiyor. Bu da bahsettiğim şekilde olduğu için gidilecek bir yer değil.