İstanbul'un kalabalığından sıyrılıp, şehrin ruhunu gerçekten hissedebileceğiniz bir gün hayal ediyor musunuz? O zaman rotanızı, Tarihi Yarımada'nın tam karşısında, denizin öte yakasında sizi bekleyen o capcanlı dünyaya, Asya Yakası'nın parlayan yıldızı Kadıköy'e çevirin. Burası sadece bir semt değil; tarihle modern yaşamın, sanatla sokağın, lezzetle huzurun iç içe geçtiği bir deneyimdir. Sizin için hazırladığımız bu rehber, Kadıköy’de yapılacak şeyler arasında kaybolmadan, bir güne en unutulmaz anları sığdırmanızı sağlayacak. Hazırsanız, vapurun düdük sesiyle başlayacak ve Moda sahilinin dinginliğinde son bulacak bu harika yolculuğa çıkıyoruz!
Maceraya Başlangıç: Eminönü veya Karaköy'den Vapurla Asya Yakasına Geçin
Kadıköy maceranızın ilk adımı, bir ulaşım aracından çok daha fazlası olan ikonik şehir hatları vapuruna binmektir. Bu, İstanbul'u anlamanın ve sevmenin en saf ritüellerinden biridir. Eminönü veya Karaköy'den kalkan vapura adımınızı attığınız an, şehrin gürültüsü yerini Boğaz'ın serin esintisine ve martıların neşeli çığlıklarına bırakır. Bu yirmi dakikalık yolculuk, adeta yüzen bir seyir terası gibidir.
Vapur iskeleden yavaşça ayrılırken arkanıza yaslanın ve manzaranın tadını çıkarın. Tarihi Yarımada'nın o eşsiz silüeti; Ayasofya'nın , Sultanahmet Camii'nin ve Topkapı Sarayı'nın görkemli kubbeleri yavaşça uzaklaşırken, kendinizi bir kartpostalın içinde gibi hissedersiniz. Bu kısa ama etkileyici yolculuk, aslında turistik merkezden şehrin daha yerel ve yaşayan kalbine doğru bir geçiştir; Avrupa'nın tarihi dokusunu arkanızda bırakıp Asya'nın dinamik ruhuna doğru yelken açarsınız.
Bu anları ölümsüzleştirmek için en iyi yer, vapurun arkasındaki açık güvertelerdir. Elinizde taze demlenmiş bir çay ve çıtır bir simitle bu manzarayı izlemek, paha biçilmez bir deneyimdir. İstanbulkart ile kolayca binebileceğiniz vapurlar için güncel ücret yaklaşık 38 TL civarındadır. Bu vapur yolculuğu, size adeta
İstanbul'da gezilecek yerler listesinin bir özetini sunar.

Duyulara Hitap Eden Bir Keşif: Kadıköy Çarşısı'nın Hareketli Atmosferinde Gezinin
Vapurdan indiğinizde sizi karşılayan enerji, Kadıköy'ün neden bu kadar sevildiğini anında özetler. Kendinizi bir anda daracık sokakları, taze balık kokusunu, esnafın güler yüzlü seslenişlerini ve rengarenk tezgahları birleştiren canlı bir labirentin içinde bulursunuz. 1400 yıllık geçmişiyle bu çarşı , sadece bir alışveriş alanı değil, aynı zamanda camileri, kiliseleri ve sinagogları ile İstanbul'un çok kültürlü dokusunu yaşatan bir merkezdir.
Bu tarihi çarşıda kaybolmak keyifli olsa da, gezinize anlam katacak birkaç ikonik durağı es geçmeyin:
Balık Pazarı: Çarşının kalbi burada atar. Mevsimin en taze balıklarının sergilendiği tezgahlarda gezinirken , balıkçıların enerjisi size de bulaşacak. Beğendiğiniz bir balığı seçip hemen yandaki Kadı Nimet Balıkçılık gibi mekanlarda anında pişirtebilir, en taze haliyle tadabilirsiniz.
Şekerci Cafer Erol: 1807'den beri var olan bu dükkan, adeta yaşayan bir müze. Osmanlı sarayına tatlı tedarik etmiş bu asırlık mekânın vitrini, özellikle yılbaşı gibi özel dönemlerde bir sanat eserine dönüşür. İçeri adım atıp rengarenk akide şekerleri ve lokumlar arasında kendinizi kaybedin.
Özcan Turşuları: "Neşeli Günler" filmindeki o meşhur tartışmayı hatırlarsınız: "Turşu limonla mı yapılır, sirkeyle mi?" İşte o tartışmanın cevabını 1935'ten beri bu dükkan veriyor: sebzesine göre ikisiyle de!. Bir bardak karışık turşu suyu içerek serinleyin ve dükkanda sergilenen 1957'den kalma erik turşusu kavanozuna bakarak tarihe tanıklık edin.
Çiya Sofrası: Burası bir restorandan çok daha fazlası; "Kayıp Kültürler ve Unutulmuş Tatlar Bahçesi". Şef Musa Dağdeviren'in Anadolu'nun dört bir yanından derlediği, unutulmaya yüz tutmuş yöresel lezzetleri sunduğu bu mekan, uluslararası bir üne sahip. Menü her gün değişir, bu yüzden her ziyaretinizde farklı bir lezzet keşfetmeye hazır olun.
Bu lezzet durakları, Kadıköy'ün sadece ticaretten ibaret olmadığını, aynı zamanda kuşaklar boyu aktarılan bir zanaat ve kültür mirasını nasıl koruduğunu gösterir. Bu dükkanlardan alışveriş yapmak, bu yaşayan tarihin bir parçası olmaktır.
Mekan Adı | Kuruluş | Ne Meşhur? | Kısa Not |
---|---|---|---|
Çiya Sofrası | 1987 | Unutulmuş Anadolu Yemekleri | Her gün değişen menüsüyle bir lezzet müzesi. |
Şekerci Cafer Erol | 1807 | Lokum, Akide Şekeri, Badem Ezmesi | Osmanlı sarayına tatlı tedarik eden asırlık bir dükkan. |
Özcan Turşuları | 1935 | 60 Çeşit Turşu | "Neşeli Günler" filmine konu olan meşhur turşucu. |
Baylan Pastanesi | 1961 | Kup Griye, Macaron | İstanbul'un en köklü pastanelerinden biri. |

Sahil Havası ve Huzur: Moda Sahilinde Yürüyüş Yapıp Bir Çay Bahçesinde Oturun
Kadıköy Çarşısı'nın yoğun ve enerjik temposundan sonra, ruhunuzu dinlendirecek o mükemmel kaçış noktasına doğru yola çıkma zamanı. Vapur iskelesinden yaklaşık 15-20 dakikalık keyifli bir yürüyüşle , kalabalıkların yerini denizin ferahlığına bıraktığı Moda sahiline ulaşırsınız. Bu geçiş, gününüzün enerjisini mükemmel bir şekilde dengeler.
Yürüyüşünüzün en özel durağı, Mimar Vedat Tek tarafından tasarlanan ve 1917'de inşa edilen Tarihi Moda İskelesi olmalı. Yıllarca atıl kaldıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından titizlikle restore edilen bu zarif yapı, bugün sadece bir iskele değil, aynı zamanda denize nazır muhteşem bir halk kütüphanesi ve kitap-kafe olarak hizmet veriyor. İçeri girin, yaklaşık 10.000 kitap arasından birini seçin ve dalga sesleri eşliğinde okumanın o eşsiz keyfini yaşayın.
Yürüyüşünüze devam ettiğinizde ise sizi Moda'nın bir diğer klasiği karşılayacak: Moda Aile Çay Bahçesi. Burası, şık dekorasyonlardan uzak, samimi ve mütevazı atmosferiyle her yaştan insanın buluşma noktasıdır. Ağaçların gölgesinde, belki de İstanbul'daki en güzel deniz manzaralarından birine karşı oturup uygun fiyata (Haziran 2024 itibarıyla bir bardak çay 24 TL) çayınızı yudumlayın. Özellikle gün batımı saatlerinde gökyüzünün kızıla boyadığı Marmara Denizi'ni izlemek, günün tüm yorgunluğunu unutturacak bir huzur sunar. Moda'daki bu keyifli mola, size
İstanbul'un en iyi kahvecileri listemizi hatırlatabilir, ancak buradaki atmosferin sadeliği ve manzarası paha biçilmez.

Hazır Buraya Kadar Gelmişken...
Kadıköy ve Moda'nın tadını çıkardıysanız ve vaktiniz varsa, maceranıza küçük bir ekleme yapın. Kadıköy'den kalkan otobüs veya minibüslerle kısa sürede ulaşabileceğiniz Üsküdar'a geçin ve oradan da Boğaz'ın en şirin köylerinden biri olan Kuzguncuk'u keşfedin. Rengarenk cumbalı ahşap evleri, Perihan Abla dizisine ev sahipliği yapmış nostaljik sokağı ve aynı sokak üzerinde yan yana duran cami, kilise ve sinagoguyla Kuzguncuk, size İstanbul'un o eşsiz kültürel mozaiğini sakin ve huzurlu bir atmosferde sunacaktır.
Kaynakça
Vapur sefer saatleri ve güncel ücret bilgileri için her zaman en güvenilir kaynak olan Şehir Hatları'nın resmi web sitesini kontrol etmenizi öneririz.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru 1: Kadıköy'e ulaşmanın en iyi yolu nedir?Cevap: Avrupa Yakası'ndan geliyorsanız, en keyifli ve pratik yol Eminönü veya Karaköy'den kalkan vapurları kullanmaktır. Yolculuk yaklaşık 20 dakika sürer. Anadolu Yakası'ndan ise M4 Metro hattı, Marmaray (Ayrılık Çeşmesi durağı) ve çok sayıda otobüs hattı ile kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz.
Soru 2: Kadıköy Çarşısı'nda mutlaka denenmesi gereken lezzetler nelerdir?Cevap: Çarşı bir lezzet cennetidir. Güneydoğu Anadolu mutfağının en özel yemekleri için Çiya Sofrası'na uğrayın. Asırlık tatlılar için Şekerci Cafer Erol'dan lokum veya akide şekeri alın. Farklı bir deneyim için Özcan Turşuları'ndan bir bardak turşu suyu için ve meşhur lahmacun için Borsam Taşfırın veya Halil Lahmacun'u deneyin.
Soru 3: Kadıköy ve Moda'yı gezmek için ne kadar zaman ayırmalıyım?Cevap: Bu makalede anlatılan rotayı rahatça tamamlamak için tam bir gün (yaklaşık 6-8 saat) ayırmanız idealdir. Bu süre, vapur yolculuğunun, çarşıyı keşfetmenin, öğle yemeği yemenin ve Moda sahilinde keyifli bir mola vermenin tadını çıkarmanıza olanak tanır.
@bulentasik5868
Boğa Heykeli, İstanbul'un Kadıköy ilçesinin Altıyol bölgesinde yer alan ve bir erkek sığırı tasvir eden bronz heykel. 1864 yılında Fransız heykeltıraş Isidore Jules Bonheur tarafından oluşturulmuş eser sıklıkla Kadıköy'ün simgesi ve önemli bir buluşma noktası olarak nitelendirilmiştir. Heykel, 1864 yılında Fransız heykeltıraş Isidore Jules Bonheur tarafından alçı kalıptan maça hazırlanarak Thiebaut dökümhanesinde tunç döküm olarak üretilmiştir. 1865 yılında Paris'te sergilenmiş eser, 1867 yılında Avrupa seyahati esnasında Paris Evrensel Sergisi'ni ziyaret eden Osmanlı padişahı Abdülaziz'in ilgisini çekmiş ve Abdülaziz at, geyik, aslan vb hayvan heykellerinin yanı sıra iki adet de boğa heykeli içeren 24 parçalık bir koleksiyon sipariş etmiştir. Bu koleksiyondaki heykeller önce Beylerbeyi Sarayı'nın, bir bölümü ise daha sonra Yıldız Şale Köşkü bahçesinde yer almışlardır. Bir başka iddiaya göre ise heykel ilk olarak Fransa'dan Alman İmparatorluğu tarafından savaş ganimeti olarak alınmış, daha sonra ise Alman-Osmanlı ittifakına atfen Enver Paşa'ya hediye edilmiş ve heykellerin biri Yıldız Sarayı'na diğeri ise Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirilmiş olduğu söylense de bu iddia zayıftır zira Kaiser II. Wilhelm'in ziyareti sırasında bu türlü bir hediye getirdiği kayıtlara yoktur. 1910'lu yıllarda Yıldız Şale Köşkündan alınan heykel önce Enver Paşa ile eşine ait Bilezikçi Çiftliği'ne nakledilmiştir. Enver Paşa'nın yurdu terk etmesinden sonra koleksiyondaki çeşitli hayvan heykelleri Ahmet Muhtar Paşa tarafından çiftlik ile beraber satın alınmıştır. Boğa heykelinin Bilezikçi Çiftliği'nden sonraki durakları tam bilinmemekle birlikte, 1940'lı yıllarda Kadıköy ilçesi merkezinde yer alan Eski İskele'nin karşısındaki Kaymakamlık Binası ile Sokoni Vakum Oyl Benzin İstasyonu arasındaki noktasına konulmuştur. 1949 yılında ise Spor ve Sergi Sarayı önüne yerleştirilen heykel, 1969 yılı sonrasında tekrar Kadıköy Kaymakamlık Binası yanındaki önceki yerine taşınmış ve 1980'li yıllarda kopyası çıkarılmak üzere kalıbı alınmıştır. Böylece heykelin bir eşi de Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde bulunmaktadır. 1987 yılında ise boğa heykeli Kadıköy Kaymakamlığı önünden Altıyol'da günümüzde bulunduğu konuma taşınmıştır. 2013 yılında Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Kadıköy Boğa Heykeli'nin eşi olan Beylerbeyi Sarayı "Böğüren Boğa" Heykeli'nin Altıyol'a getirilmesi ve Kadıköy'deki muadili ile beraber sergilenmesi gerektiğini bildirmiştir.