Pamukkale’nin o meşhur bembeyaz, pamuk gibi travertenlerini hepimiz biliriz, değil mi? Oraya gidip de o eşsiz manzarada yürümenin hayalini kurmayan yoktur. Peki, size bu beyaz cennetin hemen yanı başında, çoğu zaman onun görkemli gölgesinde kalmış, en az onun kadar büyüleyici bir tarih hazinesinin yattığını söylesem? İşte burası, adını tarihe "Kutsal Kent" olarak yazdırmış Hierapolis Antik Kenti! Eğer aklınızda "Pamukkale'ye geldim, travertenlerden sonra ne yapacağım?" sorusu varsa, sıkı durun. Çünkü Hierapolis Antik Kenti’nde yapılacak şeyler listesi sizi şaşırtacak kadar zengin ve heyecan verici.
Bu kentin "kutsal" olarak anılmasının çok derin bir sebebi var.1 Burası, hem pagan inançlarının gizemli yeraltı tanrılarına adanmış bir merkezdi hem de Hristiyanlık için çok önemli bir hac noktasıydı. Çünkü Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Philip, inancını yaymak için geldiği bu topraklarda öldürülmüştü.2 Yani Hierapolis, bir inancın diğerine dönüştüğü, tarihin en büyük kırılmalarına tanıklık etmiş nadir yerlerden biri. Zaten bu eşsiz doğa ve tarih birlikteliği sayesinde 1988'den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor.
Hadi gelin, bu antik kentin sokaklarında zamanda bir yolculuğa çıkalım ve sizi nelerin beklediğini birlikte görelim.
Roma döneminden kalma 12.000 kişilik görkemli antik tiyatroya oturun

Hierapolis'te gezerken karşınıza çıkacak olan antik tiyatroya doğru hafif bir yokuş tırmanmanız gerekecek. Sakın gözünüz korkmasın, çünkü tepeye ulaştığınızda karşınıza çıkacak manzara, attığınız her adıma değdiğini size kanıtlayacak.6 Gördüğüm en en en güzel antik tiyatro diyebilirim. Bir anda geçmişe götürüyor sizi, kendinizi çok eski zamanlarda bu tiyatroda geziyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.7
Tam 12.000 kişilik kapasitesiyle bu devasa yapı, günümüzdeki küçük bir şehir stadyumu kadar insanı ağırlayabiliyordu.1 O taş basamaklara oturduğunuzda bir anlığına gözlerinizi kapatın. Binlerce yıl önce burada yankılanan trajedileri, komedileri ve hatta arenada geçen heyecan dolu gladyatör dövüşlerini hayal edin.9 Bu tiyatroyu bu kadar özel kılan şey sadece büyüklüğü değil, aynı zamanda inanılmaz derecede iyi korunmuş olması.
Özellikle sahne binasına (scaenae frons) yakından bakın. Üzerindeki mitolojik kabartmalar, tanrı Apollon ve Artemis’in doğuşunu anlatan sahneler o kadar detaylı ki hayran kalmamak imkansız.1 Bu tiyatro sadece bir eğlence mekanı değildi; aynı zamanda Roma'nın bu topraklardaki gücünün, zenginliğinin ve kültürünün bir simgesiydi. Burada sahnelenen oyunlar, Roma yaşam tarzını ve inançlarını halka benimseten birer araçtı. Yani o basamaklarda otururken, aslında bir imparatorluğun kültürel kalbinin attığı yerde duruyorsunuz.
Anadolu'nun en büyük antik mezarlığı olan Nekropol'ü gezin

Tiyatronun büyüsünden ayrıldıktan sonra rotamızı kentin bir başka etkileyici bölümüne, Nekropol'e çeviriyoruz. "Nekropol" kulağa biraz ürkütücü gelebilir ama aslında Yunanca'da "Ölüler Kenti" anlamına geliyor. Burası, Hierapolis'in zengin ve soylu ailelerinin sonsuz istirahatleri için kendilerine anıtsal mezarlar inşa ettikleri devasa bir alan. Hatta Anadolu'nun en büyük ve en iyi korunmuş antik mezarlıklarından biri olarak kabul ediliyor.11
İçinde 2.000'den fazla mezar bulunan bu sessiz şehirde gezinirken, farklı mezar tipleri hemen dikkatinizi çekecektir. Basit lahitlerden topraktan yapılmış tümülüslere, hatta küçük bir evi andıran anıt mezarlara kadar inanılmaz bir çeşitlilik var.11 Bu çeşitlilik aslında bize çok önemli bir şey anlatıyor: Hierapolis'in sosyal yapısını.
Aslında Nekropol'de gezerken, Hierapolis'in ta kendisinin sosyal haritasına bakıyorsunuz. O görkemli, ev biçimindeki anıt mezarlar kentin en zengin aristokratlarına aitti. Daha mütevazı lahitler ise muhtemelen tüccarların veya zanaatkârlarındı. Yani yaşayanların dünyasındaki sosyal hiyerarşi, ölüler kentine de birebir yansımıştı. Her bir mezar, farklı bir ailenin, farklı bir hayatın hikayesini fısıldıyor.
Anıtsal Frontinus Kapısı'ndan geçerek ana caddede yürüyün

Hierapolis'e görkemli bir giriş yapmak isterseniz, sizi kentin ana kapısı olan Frontinus Kapısı karşılayacak. Üç kemerli, iki yanında yuvarlak kuleleri olan bu anıtsal yapı, İmparator Domitian'a ithaf edilmiş bir zafer takı gibi duruyor.12 Bu kapıdan içeri adım attığınız an, nasıl bir zenginlik ve ihtişamla dolu bir şehre girdiğinizi anlıyorsunuz.
Kapıdan geçer geçmez kendinizi kentin ana arteri olan Frontinus Caddesi'nde bulacaksınız. Bir zamanlar 14 metre genişliğinde olan bu cadde, iki yanında sıralanmış dükkanlar, evler ve kamu binalarıyla capcanlı bir yaşam merkeziydi.14 Gözlerinizi kapatıp o mermer taşların üzerinde yürürken, toga giymiş Romalıları, dükkanlardan gelen sesleri ve şehrin uğultusunu hayal etmeye çalışın.
Ama bu caddenin asıl dehası, ayaklarınızın altında gizli. Caddenin tam ortasından, üzeri taş bloklarla kapatılmış gelişmiş bir kanalizasyon sistemi geçiyor.13 Bu, Roma mühendisliğinin ne kadar ileri bir seviyede olduğunun en somut kanıtlarından biri. Bu sistem sadece şehri temiz tutmakla kalmıyor, aynı zamanda on binlerce insanın sağlıklı bir şekilde bir arada yaşamasını sağlıyordu. İşte bu görünmez altyapı, Roma medeniyetinin büyüklüğünü sadece anıtlarla değil, akılla da inşa ettiğini gösteriyor. Bu mühendislik harikalarını gördükten sonra belki de Denizli Gezilecek Yerler de ilginizi çekebilir.
Hierapolis Maceranız Bitmesin: Civardaki Keşif Durakları
Hierapolis'in büyüsünden ayrılmak zor olsa da merak etmeyin, bölgedeki macera burada bitmiyor! Hazır buraya kadar gelmişken keşfedebileceğiniz birkaç harika yer daha var.
Bunlardan ilki, Hierapolis'e sadece birkaç kilometre uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti. İncil'de adı geçen yedi kiliseden birine ev sahipliği yapan bu kent, en az Hierapolis kadar etkileyici ve devasa bir alana yayılmış durumda.15 Eğer antik kentlere doyamadıysanız, Laodikeia Antik Kenti gezi rehberimiz size yol gösterecektir.
Doğal bir güzellik arıyorsanız, "Pamukkale'nin yeraltındaki ikizi" olarak bilinen Kaklık Mağarası'nı mutlaka ziyaret edin. Mağaranın içindeki traverten oluşumları, sarkıtları ve turkuaz renkli sularıyla sizi bambaşka bir dünyaya götürecek.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Hierapolis Antik Kenti 2025 giriş ücreti ne kadar ve Müzekart geçerli mi?
Ziyaretinizi planlarken en çok merak edilen konuların başında ücretler ve saatler geliyor. Sizin için güncel bilgileri bir araya getirdik:
Kategori | 2025 Ücret Bilgisi | Notlar ve Ziyaret Saatleri |
---|---|---|
Hierapolis + Pamukkale Giriş | 700 TL (veya güncel kurla 30 Euro karşılığı) | Bilet iki alanı da kapsar. Müzekart ile giriş ücretsizdir. |
Antik Havuz (Kleopatra Havuzu) | Giriş ücretine ek olarak yaklaşık 150 TL | Müzekart burada indirim sağlamaz veya geçersizdir. |
Yaz Dönemi Ziyaret Saatleri | (1 Nisan - 31 Ekim) | Genellikle 06:30 – 21:00 arası. Gişeler daha erken kapanabilir. |
Kış Dönemi Ziyaret Saatleri | (1 Kasım - 31 Mart) | Genellikle 08:00 – 18:00 arası. |
Not: Ücretler ve saatler sezona göre değişiklik gösterebilir, gitmeden önce resmi sitelerden teyit etmenizi öneririz.
2. Hierapolis'i gezmek için en ideal zaman hangisi ve ne kadar sürer?
Hierapolis çok geniş bir alana yayıldığı için, özellikle yaz aylarında öğle sıcağı bunaltıcı olabilir.18 Bu nedenle kenti gezmek için en ideal zamanlar, havanın daha serin olduğu ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Kenti hakkıyla gezmek, ana yapıları görmek ve atmosferini hissetmek için en az 3-4 saatinizi, hatta vaktiniz varsa yarım gününüzü ayırmalısınız.
3. Antik Havuz'a (Kleopatra Havuzu) girmek için özel kurallar var mı?
Evet, Antik Havuz'a giriş, Hierapolis biletinden ayrı olarak ücretlendirilir.19 Tarihi sütun kalıntılarının arasında yüzmek gerçekten eşsiz bir deneyimdir.7 Ancak suya telefon veya kamera ile girilmesi genellikle yasaktır.21 Eşyalarınızı güvenle bırakabileceğiniz kilitli dolaplar mevcut, bu yüzden yanınızda küçük bir kilit getirebilir veya oradan kiralayabilirsiniz.
Kaynakça
Hierapolis ve Pamukkale'nin dünya çapındaki önemi hakkında daha fazla bilgi almak ve UNESCO'nun resmi kayıtlarını incelemek isterseniz, (https://whc.unesco.org/en/list/485) ziyaret edebilirsiniz.
@altugsenel3123
Lycos Irmağının güneyinde kurulan kente ait ilk yerleşimler İlk Kalkolitik Dönem’e (MÖ.5500) kadar inmekte olup kentin batı ve güneybatısında yapılan araştırmalarda, Geç Kalkolitik (MÖ 3500) ve İlk Tunç Çağı I (MÖ 3000)’e tarihlendirilen seramik ve çakmaktaşı buluntular ele geçirilmiştir. Bunlar, kentin erken yerleşiminin daha çok su kaynağı olan Asopos (Gümüşçay-Goncalı Deresi) etrafında oluştuğunu göstermektedir. Kent, Seleukoslar Kralı II. Antiokhos Teos tarafından eşi kraliçe Laodike adına, MÖ 3. yy’ın ortalarında (MÖ 261-253) kurulmuştur. Laodikeia konumuyla çağdaşı Tripolis, Colossaea, Hierapolis gibi komşu şehirler arasında, özellikle Helenistik ve Roma Dönemlerinde gerek ekonomik, gerekse askeri ve ticari yönden çok önem kazanmıştır. Laodikeia Antik Kenti M.Ö. II. yy sonları ile I. yy başlarında birçok savaşlara ve depremlere sahne olduğundan çok tahrip olmuştur. Bu nedenle Roma Döneminde şehir yeniden inşa edilmiştir. Tamamen Roma tarzındaki bu şehir; yol, kanalizasyon, su şebekesi ve şehircilik anlayışı ile M.S. I. ve II. yy’larda Frigya bölgesinin en zengin ve en güzel şehirlerindendir. M.S. III. ve IV. yy’da gelişip büyüyen Laodikeia daha sonra Bizans yönetimi altına girmiştir. Türklerin bu bölgeye gelişlerine kadar Bizans idaresinde kalan şehir, M.S. XII. ve XIII. yy’larda çeşitli savaşlara sahne olmuştur. Çevresi surlarla kaplı şehir giderek savunmasını yitirmiş ve ekonomik yönden de zayıf düşmüştür. Şehir XIII. yy’ın başlarında Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedilmiştir. Laodikeia Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde “ Ladik” olarak anılmaktadır.
@nazliersoy3962
Bugünkü şehir merkezine 5-6 km uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti Denizli’de kurulan ilk kent olarak sayılıyor. MÖ 261-263 yılları arasında, Seleukos Kralı II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye ithafen kurduğu kent, MS 60 yılındaki büyük depremde yerle bir olmuş. Fakat her ne kadar ayakta kalamamış olsa da Anadolu’nun en büyük stadyumu dahil birçok yapının kalıntılarını görmek mümkün: 2 tiyatro, 4 hamam, 5 agora, 5 çeşme, 2 anıtsal giriş kapısı, meclis binası, tapınaklar, evler, kiliseler ve caddeler… Antik kaynaklara göre ta o zamanda Laodikeia’nın yünlü dokumacılık ürünleri çok ünlüymüş
@kevsertunc1571
Zengin ancak ılık olarak adlandırılan görkemli şehir Laodikya! Laodikya şehri neden ılık olarak adlandırılmış olabilir (Vahiy 3:15,16) ? Yakınlarında bulunan Hierapolis ve Kolose şehirlerinin aksine Laodikya’nın kendine özgü hiçbir su kaynağı yoktu. Hierapolis şehir yorgun kış yolcuları için çok canlandırıcı olan sıcak su kaynaklarıyla tanınmıştı. Kolose şehrinin de yaz mevsiminin sıcaklarında çok tazelendirici olan soğuk suları vardı. Oysa Laodikya’nın suları, şehrin içine uzaklardan önce üstü açık su yoluyla sonra da birbirine birleştirilmiş delik kübik (küp şeklinde) taş blokların içinden taşınıyordu. Böylece, şehrin sakinlerine ulaşıncaya kadar suyun ılıklaşmasının büyük bir olasılığı vardı.(jw.org)
@berkaykaraisli9478
Antik şehir Denizli Pamukkale yolu arasında kalmaktadır. İnsanlar genelde Pamukkale ve Hierapolis e gittikleri için bu büyük antik kentin varlığından haberi bile olmamaktadır. Kent çok büyük bir alana kurulmuştur. Müze kart ile giriş yapabilirsiniz. Araçlar için otopark alanı da bulunmaktadır. Girişte sadece müze kafe var. Antik şehirin içerisinde başka bir tesis bulunmamakta. Müze kafe de oldukça pahalı. Kent çok geniş bir alana yayıldığından gezme süresi 3 saati geçiyor. Açık alanda gezdiğinizden de sıcak çok etkiliyor. Sıcağa dayanamıyorsanız gezinizde kilise ve antik tiyatroyu mutlaka görmenizi öneririm. Hristiyanlığın ilk yedi kilisesine sahip olan kent aynı zamanda dini bir merkez olmuştur. Şehirde kazı çalışmaları halen devam etmektedir. Kent içerisinde günümüze kadar kilise , stadyum , tiyatro , hamam kompleksi , agora , anıtsal kapılar v.b. kalan yapılar bulunmaktadır.
@cduoi3988
Pamukkaleye ve Hierapolise gelmişken burayı da görmeniz şiddetle tavsiye edilir. Müze kart geçerli.Laodikeia Antik Kenti M.Ö. II. yy sonları ile I. yy başlarında birçok savaşlara ve depremlere sahne olduğundan çok tahrip olmuştuş.Bu nedenle Roma Döneminde şehir yeniden inşa edilmiş. Tamamen Roma tarzındaki bu şehir; yol, kanalizasyon, su şebekesi ve şehircilik anlayışı ile M.S. I. ve II. yy’larda Frigya bölgesinin en zengin ve en güzel şehirlerinden biridir. Yanınıza şapka ve su almayı unutmayın .İyi gezmeler.
@muharremtalay2123
Travertenler Özellikle kaplıcalar tarafından biriken bir kalker biçimidir. Genellikle lifli veya konsantrik bir görünüme sahiptir. Beyaz, ten rengi, krem rengi ve hatta paslı çeşitlerinde bulunur. Genellikle bir kaplıca ağzında veya kireçtaşı mağarasında kalsiyum karbonatın hızlı çökeltilmesi işlemiyle oluşur. Çökelme dolayısıyla traverten oluşumu yer yüzeyinde olabileceği gibi yer altında, mağara ve galeri gibi doğal boşluklarda da olabilir. Çökelme hızı travertenlerin fiziksel özellikleri üzerinde etkili olur. Çökelmenin yavaş olması travertenlerin kristalli, yoğun, sert ve dayanıklı, hızlı olması ise yumuşak, sünger gibi gözenekli, nispeten hafif ve dayanaksız olmalarına yol açar. Dünyadaki en güzel traverten örneklerinden birisi Denizli-Pamukkale travertenleridir. Bunun dışında, Antalya çevresinde de traverten taraçlarına rastlanır. Travertenler aynı zamanda mermerle birlikte kullanılan bir yapı malzemesidir. Türkiye'nin Denizli, Bucak-Burdur, Mut-Mersin, Sivas gibi birçok bölgesinde traverten ocakları işletilmektedir. Üretilen malzeme blok, moloz olarak veya fabrikalarda işlenerek ebatlı honlu - cilalı traverten gibi mamuller halinde iç piyasada kullanılmakta veya büyük oranda yurtdışına ihraç edilmektedir.
@ibrahimibsar5832
Giriş ücretli fakat müze karta ücretsiz . Içeride kucuk hediyelik esya ve mesrubat satan bir cafe var. Kalabalık olmasın isterseniz hafta içi gelin. Hafta sonu fotograf cekilmeye gelen ciftler fotoğrafçılar oluyor rahat rahat gezemiyorsunuz. Hafta ici gelin sakin sakin gezin. Bir günde gezilecek yer degil. Tarihinin en gorkemli yeri bir gunde bitmez. Yanınızda su , güneş kremi, şapka ve güneş gözlüğü muhakkak olmalı. Sabah ve aksam uzeri gezmesi cok daha keyifli oluyor. Gün ortasında sıcak ve güneş biraz zorlayabilir. Fotograf gezisi olarak düşünceniz varsa en guzel ay nisan başından mayıs ortalarina kadar gelincikler papatyalar cok guzel oluyor. Ve yine aksam uzeri ışık daha güzel oluyor. Gezilmesi gerekli yerlerden biri
@muratisci7834
Hierapokis Antik Kenti ve Pamukkale Travertenleri gezisi dönüşü birde Laodikeia Antik Kentini ziyaret edelim dedik Denizli’ye 6km konum olarak yakın bir yer buraya da müzekart ile ücretsiz olarak giriş yapabiliyorsunuz. Hatta içindeki market fiyatları çok pahalı redbull 55₺ küçük su 8₺ kutu kola 30₺ civarlarında müze kartı olanlara 50% indirim yapıyorlar. Sıcak havada antik kent gezmek çok yorucu oluyor biraz daha güneşin kavurmadığı havalarda bahar aylarında gezerseniz daha rahat gezersiniz. Antik Kent çok büyük içinde stadyum,klise,tiyatrolar,agoralar,hamamlar vs. barındırıyor.Hristiyanlık için çok önemli bir yer çünkü İlk 7 kiliseden birine sahip Laodikeia. Hatta M.S.4. yy dan itibaren burası kutsal hac merkezi olmak gibi dini bir öneme sahip olmuş. Tiyatronun akustik özelliğini çok beğendim.En aşağıdan normal bir konuşma en tepedeki kişi duyabiliyor rahatça (deneme yaptık).
@erkandemir4904
pamukkaleye göre daha sakin daha büyük. traverten yok. müzekart geçerli, 18 yaşaltı ücretsiz. içerdeki kantinde müzekartlılara yüzde 50 indirim var.dönemin yaşam merkezi. gez gez bitmiyor. manzarası çok güzel. internetten daha önce biraz okuyup araştırıp gitmek daha iyi. düz mantık yaklaşırsan sadece eski taşlar, klise diyorsun sadece yerde serpiştirilmiş alalede taşlar. gitmeye değer mi? meraklısı iseniz evet, kütahyadaki aizonai yada pamukkaledeki gibi heykel vs yok. yanımdan geçen bazı yerli turistler söylene söylene geçiyordu. iki tane antik tiyatro gördüm, galiba burası ortadirek, pamukkaale dönemin elitlerine hitap ediyordu:) bir sürü sütun var...
@suzanozkale
Bugün ziyaret ettim. Giriş ücreti 200tl ve 0-6 yaş ücretsiz. Ama müze kartı ile giriş 60tl. Güney kapısından girerek yolculuk yapmanızı tavsiye ederim. Havuz ücreti 130 TL kişi başı tabi bu turistler için Türkler için 70tl. Havuz çok pis kesinlikle girmeyin. İçeride piknik masaları var, rahatlıkla atıştırmalıklar getirip yiyebilirsiniz.17.00 gibi giriş yaptım 20.30 da çıkış yaptım. Gayet keyifliydi, yorumlarda terlikle gelin yazısını gördüm, kesinlikle gerek yok. Yollar taş ve toprak old için terlikler ayaklarınızı ağrıyor kesinlikle güzel-rahat bir spor ayakkabı ile gelin rahat edin. Yalnızca yanınızda bı poşet ya da çanta getirip travertenlere girerken çıkarır çantanıza koyarsınız. Zaten terlikle de giremiyosunuz travertenlerin old kısma. Görevliler geziyor ve sürekli uyariyorlar. 3 ve 7 yaşındaki 2 çocuklarımla geldim bayağı yorulduk gezdik çocuklar mutlu old. Yalnızca şuna dikkat etmelisiniz kapalı müzeler 18.45 te kapanıyor.
@gokhanunlu2178
25 tl ücretle otopatk mevcut. Yaşlılar ve küçük çocuklar için yorucu olacaktır. Girişler müze kart ile ücretsiz. Çok kalabalık girişler. Müze kartınızı alıp gelmenizi yada uygulamasını indirerek giriş yapmanızı tavsiye ediyorum. Muhteşem bir yer. İçeride kleopatra havuzunada 70 tl gibi bir ekstra ücretle girmeniz mümkün. Yanınıza mutlaka alıştırmalık yiyecek alın. İçecek alın. Çünkü fiyatlar Bodrumu aratmıyor. Güney kapı ve kuzey kapı gibi yerlere servisler ile 20tl civarı ücretle yürümek istemiyorsanız gidebilirsiniz. Keşke havuz gibi yerleri devletimiz işletsede fiyatlar Türk vatandaşları için daha uygun hale gelse. Kalite, istihdam dahada verimli olur diye düşünüyorum.
@mehmetaliardic
Kesinlikle en az bir kez ziyaret edilmesi gereken doğa harikası yerlerden. Giriş için müze kartı yeterli. Müze kartınız yoksa çıkartabiliyorsunuz. 60 TL(Temmuz 2022). 18 yaşa kadar ücretsiz giriş sağlanıyor. Hierapolis Antik Kenti içerisinde kalıyor. Sadece travertenleri değil tüm antik kenti gezmenizi öneririm. KESİNLİKLE yürüyüş ayakkabısı ile gidin. Biz terlik ile gittik ve büyük hata ettik. Travertenlere girerken zaten çıplak ayak ile giriliyor. Güney kapı girişinden girerseniz üstten alta doğru inebiliyorsunuz. Suya giriş serbest. Sabah erken saatte gitmenizi öneririm. Sonradan çok kalabalıklaşıyor. Yanınıza şapka gözlük vs almanızı da öneririm. Bu muhteşem yerin Türkiye'de olması ve bir Türk olarak herkesin görmesini tavsiye ediyorum. Tüm alanı da gezerek güzel bir gün geçirebilirsiniz. Girişte motorlu araç kiralaması var ama biz tercih etmedik. Uzun uzun gezmek isterseniz çok tavsiye etmem. Ama yürüme sıkıntısı olanlar için kolaylık olabilir. Doğal havuzu ziyaret etmeyi de unutmayın.
@sinangulec6133
Yaklaşık 20 yıl önce ziyaret etmiştim. Cok değişmiş ama travertenler için aynı şeyi söylemek zor. Turizm adına doğal zenginliği heba ettikten sonra geri döndürmek zor. Tıpkı Ege Akdeniz sahilleri gibi Istanbul gibi. Geldik ve 20 TL park ucretiyle karşılaştık. Aşağıda kalmak yerine yukarıdaki kapiya arabayla çıktık. Agustos sıcağında burayı gezmek hiç akıllıca bir fikir değil öğrenmiş olduk. Mümkünse bahar veya kış. Muzekartim var ailece rahatça girdik. Içerisi alisveris cok pahali yine. Bir top donurma yine 23 TL. Efeste cocuk isteyince kiramadim mecburen aldik. Bu sefer erteledik dondurmayi. Dolaşacak alanda antik kent var ve cok büyük alan. Elektrikli araclar var sizi gezdirmek için ama bizim TL yenik düşüyor. Her sey bize pahalı geliyor turistlere göre. Grupla gezilecek yer degil. Bir ailede yetişkin kız oraya gidecem diyor anne babası olmaz cok nasil gidelim diyor. Kız ille gidecem diyor sonra ne yaptılar bilmiyorum. Serbest gezin az yorulursunuz yani.
@ebrucobanoglu1108
Bayıldım desem yeridir. Mutlaka görmelisiniz. Pamuk gibi bembeyaz bekliyordum ama sanırım suyun azalmasından dolayı kahverengine dönüşler olmuş. Fotoğraflarda gördüğümüz o şahane bölüme giriş yok orası doğallığını koruyor. Güzelliğini yitirmeden görülmesi gerekenler listesine almalısınız. Traverterlerde dizlerinize kadar suya giriyorsunuz. İsterseniz kili vücudunuza sürüp güneşlenebilirsiniz. Terlik ya da ayakkabı giyilmiyor. Mutlaka sırt çantanız olsun. Çok keyif alarak tepeye kadar çıktık. Traverterlerden sonra tepede müze , antik kent ve antik havuz oldukça büyüleyici. Antik havuz çok doluydu. Girmeyi tercih etmedik. Yiyecek, içecek malesef ki aşırı pahalı. Buna çözüm bulmalılar. 85₺ ye dondurma olur mu? Aşağıda müzeye girmeden önce herhangi marketten çantanıza yiyecek, içecek koyup yukarı çıkmanız daha mantıklı. Pahalılığına anlam veremedim. 18 yaş altı çocuklar kimliği olmak şartı ile ücretsiz. Öğretmen ücretsiz. 60₺ ye müzekart alıp girmeniz mantıklı. Yoksa giriş 200₺ ne yazık ki. Şort, haşema, kısa elbise, şapka vs. tercih etmenizde fayda var. İyi tatiller...
@ruzgarlamaceral
*Denizli'nin gözde turizm merkezi olan Pamukkale Travertenleri, gerçekten görülmesi gereken yerlerden. *Yorumları okuyarak Güney kapısını tercih ettik. Öğle saatlerinde ve havanın çok sıcak olduğu dönemde olmamıza rağmen inanılmaz bir kalabalık vardı. *Araçla otoparka giremedik. Ancak otoparkın karşısındaki bir alana aracınızı çekebilirsiniz. Oraya da yine mülk sahibi gelip otopark ücreti (20TL) istiyor, bilginiz olsun. *Giriş ücreti 200 TL, Müze kart ile ücretsiz giriş yapılıyor. Ayrıca çocuklar ve engelliler için de giriş ücretsiz. *Travertenler'den önce, Hierapolis Antik Tiyatro, Hades anıtı gibi diğer antik yapıları gezmenizi öneririm. Bu yüzden zamanınızı buna göre ayarlayın derim. *Travertenler'deki suya mayo ile gidip girenler vardı. *Melek kanatları takıp fotoğraf çektirenler vardı (100 TL). * Müze ve Apollon tapınağı çok kalabalık olduğu için giremedik. *Bunların dışında Kloepatra havuzunun bulunduğu bir yer var. İçerde restoran bulunuyor, fiyatları bayağı uçuk. Bir top dondurma 65 TL gibi bir rakam gördüm. Havuza girilip yüzülebiliyor. Fiyatı Tam 130 TL, öğrenci ve müze kart 70 TL idi. Çocuklar ebeveyn olmadan giremiyor. Giyinme odaları, duş mevcut.
@edizburakaksoy657
Kesinlijle muhteşem gözüküyorlar biz güney girişinden girdik arabayla giriş 20tl otopark a girmek icin otopark a girdikten sonra antik sehir ve travertenlerin icine girmek için ekstra bir para ödemeniz gerekiyor 18 yaş altına ücretsiz (kimlik gerekli) 18 yaş üstüde müzekart ile girebilmektedir içeride travertenler,müze ve çeşitli havuzlar bulunmaktadır rehber eşliğinde yada kendiniz gezebilirsiniz isterseniz ordaki golf arabalarında gezebilirsiniz (kiralamanız gerek) ve ücretler biraz uçuk özellikle içerdeki kafede yiyecek ve içecekler çok pahalı bir su 20tl mesela yada 3 top dondurma 85tl yiyeceklerde bir o kadar pahalı gelmeden önce yemek yemenizi tavsiye ederim ayrıca suyunuzuda yanınızdan getirmenizi tavsiye ediyorum ama unutanlar içinde içerdeki çeşmelerden içebilirsiniz. Açıkçası benim en çok hoşuma giden kısmı travertenler oldu isterseniz mayonuzla gelip içinde oturabilirsiniz yada ayakkabılarınızı çıkarıp içinde yürüyebilirsiniz (terlik veya ayakkabıyla girmek yasak) dikkatli olmanızda fayda var çünkü bazı taşlar çok kayıyor. Gelip görmenizi tavsiye ederim.
@seyyah7129
Tarihin ve doğanın birleştiği muhteşem Pamukkale. İnsanların aklına direk travertenler geliyor fakat pamukkale aslında roma döneminde kurulmuş kocaman bir şehir. Travertenler sadece bu şehrin bir parçası. İçerisinde tarihi kalıntılar, müzeler, antik tiyatro, kilise vb. onlarca tarihi eser mevcut. Tavsiye üzerine güney kapısından giriş yaptık. Travertenlere oldukça yakın. Fakat Travertenler çok kalabalık. Adım atacak yer yok. Türk ten çok yabancı var. Muzekart ile giriş yapılabiliyor. Muzekart almadan girmek isterseniz 200 TL. Muzekart orada hemen çıkıyor. 60 TL verip müzekart çıkartın böylece 1 sene tüm müzeleri ücretsiz gezersiniz. 18 yaş altı çocuklar ücretsiz. Girişte golf arabaları var kişi başı 20 TL ile yorulmadan gidip gelebilirsiniz. Travertenler giriş kısmı yosun tuttuğu için çok kaygan. Dikkatli olun düşenleri gördüm. Terlik ile oraya girmek yasak. Zarar vermemek için. Fakat kaydırmaz deniz terliği giyebilirsiniz. Travertenlerin hemen yanında 3 adet müze var. İçerisinde heykeller, mozeleler, dönemde kullanılan kap, kaçak vb. ürünler var. Müzelerden çıktıktan sonra antik tiyatroyu mutlaka gezin. Devasa ve çok güzel. Akşam saatlerine yakın giderseniz daha iyi olur. Hava çok sıcak bu aralar. Akşam 17.00 gibi girilip sıcağa yakalanmadan gezmek en mantıklı.
@ecekesifte
temmuz 2022 de bursadan tur güzergahı rota olusturduk ve eşimle hierapolis ve travertenlerden sonraki duragımız laodikeia antik kenti oldu. tarihini mutlaka okuyupta gelin. hriatyanlar için çok onemli bir kent. muzekart ile ucretsiz gezdik. giriş normalde ucretli. resim cekinmek için guzel yer. içeride stadyum tıyatro hamam gbi yapılar var. fakat içeride parmak arası terlikle girmiştim o kadar çok deve dikeni var ki akıllara zarar. terlikten gecip ayagımı deldiler o derece ?siz siz olun dikenlere dikkat edin yerlerde bsuru var ot yerine girmeyin mermerlerden yürüyün ayakkabısız girmeyin benden demesi, ?
@yoldas
Tatmin edici bir antik kent. Meraklılar için Pamukkaleye kadar gelip de görmeden gitmek kayip olur. Hızlı bir tür ile 3 saate gezebilir 3 deprem gördükten sonra terkedilmis antik kentin deprem izlerinin hala belirgin biçimde kalmış olması etkileyici. Mozaikler ve su tesisatı sistemi ise dudak ucuklatici. Not.Pamukkalede alacağınız müze kart buradada geçerli. Aksi takdirde giriş 75 tl. Bol su ve güneş şemsiyesi faydalı olacaktır.