Hiç binlerce yıllık taşların size fısıldadığını hissettiniz mi? Kralların ve komutanların kaderlerini öğrenmek için yürüdüğü yollarda yürüdüğünüzü hayal ettiniz mi? Didim'in o meşhur altın kumlu plajlarından ve masmavi denizinden başınızı kaldırdığınızda, sizi tam da böyle bir yolculuğa çıkaran, zamanın adeta durduğu bir yer bekliyor: görkemli Apollon Tapınağı. Belki de kendi kendinize soruyorsunuz, "Didim'e geldim, plajlar harika ama bu devasa antik tapınakta gerçekten ne var?" İşte bu soru, sizi sıradan bir turist olmaktan çıkarıp bir zaman yolcusuna dönüştürecek anahtar.
Bu yazıda, size sadece bir gezi listesi sunmayacağız; Didim Apollon Tapınağı'nda yapılacak şeyleri birer birer yaşayarak, bu kutsal mekanın ruhuna dokunmanızı sağlayacağız. Burası sadece bir taş yığını değil, antik dünyanın en önemli kehanet merkezlerinden, en büyük kutsal alanlarından biri. Hazırsanız, tarihin en iddialı projelerinden birinin, efsanelerin ve tanrıların fısıltılarının arasında unutulmaz bir maceraya çıkıyoruz.
Antik dünyanın en büyük üçüncü tapınağının devasa sütunları arasında yürüyün
Daha otoparktan ilk adımı attığınızda bile, gökyüzüne uzanan o devasa mermer sütunlar sizi karşılıyor ve anında ‘küçük’ hissettiriyor. Bu ilk karşılaşma anı, Apollon Tapınağı'nın size sunduğu deneyimin sadece bir başlangıcı. Antik dünyanın en büyük üçüncü tapınağı unvanını boşuna taşımıyor; Efes'teki Artemis Tapınağı ve Sisam'daki Hera Tapınağı'ndan sonraki en heybetli yapı burası. Rakamlarla konuşmak gerekirse, tapınağın oturduğu platform 5.500 metrekareden fazla, yani neredeyse bir futbol sahası büyüklüğünde.
O ayakta kalmayı başarmış birkaç sütunun yanına yaklaştığınızda ise ölçeği daha iyi anlıyorsunuz. Her biri yaklaşık 20 metre yüksekliğinde, yani 6-7 katlı bir apartman kadar. O kadar genişler ki, iki kişi el ele verseniz bile bir sütunu tam olarak saramazsınız. Bu devasa sütunların arasında yürürken, kendinizi bir karınca gibi hissetmeniz çok doğal. Bu, antik mimarların size tam olarak hissettirmek istediği şeydi: tanrıların gücü karşısındaki faniliğiniz.
Ancak bu tapınağın en büyüleyici yanlarından biri, onun "bitmemiş" hikayesidir. Evet, yanlış duymadınız. M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender'in Persleri yenilgiye uğratmasından sonra yapımına başlanan bu devasa proje, o kadar iddialı ve maliyetliydi ki, Roma dönemine kadar süren çalışmalara rağmen asla tam olarak bitirilemedi. Savaşlar, değişen imparatorluklar ve en sonunda Hristiyanlığın yükselişi, bu mimari rüyanın yarım kalmasına neden oldu. Ve işte size kimsenin pek bilmediği bir sır: Tapınağın bitirilememiş olması, bize paha biçilmez bir hediye bıraktı. Arkeologlar, iç avlunun duvarlarında, projenin devasa planlarını, yani antik bir mimari çizimi, 1:1 ölçekte mermere kazınmış halde buldular! Duvarlar son kat cilasını hiç almadığı için bu sırlar günümüze ulaştı. Yani aslında, bir kusur gibi görünen şey, bize tarihin en büyük sırlarından birini armağan etti. Bu mimari deha, sadece Apollon Tapınağı'na özgü değil. Ege'nin diğer antik harikalarını keşfederken de benzer deha örnekleriyle karşılaşacaksınız.

Kutsal alandaki meşhur Medusa kabartmasını bulun
Tapınağın görkemli sütunlarından gözlerinizi ayırabildiğinizde, sizi başka bir efsane karşılayacak. Tapınak bahçesinin girişine yakın bir yerde, yere devrilmiş devasa bir mermer blok üzerinde, o meşhur Medusa başını arayın. Yüzlerce yıldır rüzgara ve güneşe maruz kalmasına rağmen, yılan saçları ve delici bakışlarıyla hala inanılmaz derecede etkileyici olan bu kabartma, Didim'in sembolü haline gelmiştir.
Ama Medusa'nın hikayesi, sadece bir canavar masalı değil. O aslında, güzelliğiyle tanrıçaları bile kıskandıran ölümlü bir kadındı. Efsaneye göre, Denizler Tanrısı Poseidon, ona Athena'nın tapınağında zorla sahip olduğunda, öfkelenen tanrıça Athena, suçluyu değil, kurbanı cezalandırdı. Medusa'nın o güzelim saçlarını yılanlara, bakanı taşa çeviren korkunç bir yüze dönüştürdü. Bu yüzden onun hikayesi, aslında trajik bir gücün ve bastırılmış bir öfkenin hikayesidir.
Peki neden böyle ‘korkunç’ bir figür kutsal bir tapınağı koruyor? İşte burada antik dünyanın ilginç bir inanışı devreye giriyor. Antik dünyada "çivi çiviyi söker" mantığı hakimdi. Medusa'nın dehşet verici gücü, tapınağı kötü ruhlardan ve niyetlerden korumak için bir kalkan gibi kullanılıyordu. Onun taşa çeviren bakışlarının, tapınağa yönelen her türlü kötülüğü taşa çevireceğine inanılıyordu. Bu yüzden Medusa kabartması, sadece bir süsleme değil, aynı zamanda tapınağın en güçlü koruyucu tılsımıydı. Onu bulduğunuzda, sadece bir taşa değil, binlerce yıllık bir inanca, mitolojiye ve trajik bir efsaneye baktığınızı unutmayın.

Antik çağın en önemli kehanet merkezlerinden birinin enerjisini hissedin
Apollon Tapınağı'nı gerçekten anlamak için, onun sadece bir yapı değil, antik dünyanın en güçlü kehanet merkezlerinden biri olduğunu bilmek gerekir. Didyma, aslında büyük bir şehir değildi; Miletos gibi dev bir liman kentine "Kutsal Yol" ile bağlı, kutsal bir sığınak ve bilicilik merkeziydi. Efsaneye göre, kehanet tanrısı Apollon, burada Brankhos adında bir çobana rastlar ve ona kehanetin sırlarını öğretir. Brankhos'un soyu, "Brankhidler", yüzyıllarca bu tapınağın rahipleri olarak görev yapar ve tapınağın ününü tüm Akdeniz'e yayar.
Buraya geldiğinizde gözlerinizi kapatın ve hayal edin: Mısır'dan bir tüccar, Lidya'dan bir kral, savaşa gitmeden önce bir komutan... Hepsi kaderlerini öğrenmek için burada. Lidya Kralı Kroisos ve Mısır Firavunu Nekho gibi dönemin süper güçleri bile buraya adaklar sunuyordu. Hatta Pers işgaliyle susturulan kehanet pınarı, Büyük İskender'in zaferiyle yeniden akmaya başlar ve ilk kehanetini genç komutana verir. Burası, bir nevi antik dünyanın istihbarat merkeziydi; kararlar burada alınır, savaşların kaderi burada çizilirdi.
Ritüel oldukça karmaşıktı. Ziyaretçiler kurbanlar keser, kutsal suyla arınır ve en önemli sorularını bir kağıda yazarlardı. Kutsal avludaki (adyton) pınarın başında transa geçen bir rahibe, tanrı Apollon'dan aldığı ilhamla anlaşılmaz sesler çıkarır, ve tapınak rahipleri bu sesleri yorumlayarak şiirsel kehanetlere dönüştürürdü. Vereceğiniz bir savaşın, kuracağınız bir şehrin kaderi, buradan çıkacak bir dizeye bağlıydı. Bugün o devasa sütunların arasında yürürken, o sessizliğin içinde yüzyılların fısıltılarını duymaya çalışın. O kutsal avlunun ortasında durun ve bir zamanlar dünyayı şekillendiren kehanetlerin yankılandığı bu toprağın enerjisini hissedin. Bu derin tarihi yolculuğu planlarken, her detayı düşündüğümüz Aydın Tur Rehberisayfamıza göz atmayı unutmayın.

Sonuç: Tarih Dolu Keşif Rotanızı Genişletin
Apollon Tapınağı'nın büyüsünden ayrılmak zor olabilir, ama hazır buraya kadar gelmişken, Didim ve çevresinin sunduğu diğer hazineleri keşfetmemek olmaz. İşte size antik İyonya'da zamanda yolculuğunuza devam etmeniz için birkaç öneri:
Milet Antik Kenti: Apollon Tapınağı'nın bağlı olduğu büyük liman kenti sadece 20 km uzaklıkta sizi bekliyor. "Filozoflar Şehri" olarak bilinen, Thales gibi isimlerin yürüdüğü sokaklarda gezinin ve 15.000 kişilik devasa tiyatrosunun basamaklarında oturup tarihin yankılarını dinleyin.
Priene Antik Kenti: Dünyanın ilk planlı şehirlerinden birini görmek ister misiniz? Mimar Hippodamos'un ızgara planıyla bir dağın yamacına kurduğu bu şehir, size antik kent yaşamının nasıl olduğuna dair mükemmel bir fikir verecek. Sokakları, agorası ve Athena Tapınağı ile sizi büyüleyecek.
Bafa Gölü Tabiat Parkı & Herakleia: Bir zamanlar Ege Denizi'nin bir koyu olan, Menderes'in alüvyonlarıyla göle dönüşen Bafa'nın sakinliğinde huzur bulun. Kıyısındaki Herakleia antik kentinin kalıntıları, Beşparmak Dağları'nın eşsiz manzarası ve binlerce yıllık kaya resimleriyle tarih ve doğayı bir arada yaşayabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Ziyaretçi Pratik Bilgi Rehberi
Konu | Detaylar |
---|---|
Konum | Aydın, Didim ilçe merkezi, Yenihisar Mahallesi |
Ulaşım | Didim merkezden 5 dakikalık araba yolculuğu veya düzenli kalkan minibüslerle kolayca ulaşılabilir. |
Yaz Ziyaret Saatleri (1 Nisan - 31 Ekim) | 08:30 – 19:00 (Haftanın her günü) |
Kış Ziyaret Saatleri (1 Kasım - 31 Mart) | 08:30 – 17:00 (Haftanın her günü) |
Giriş Ücreti | Fiyatlar sezona göre değişebilir. Yabancı ziyaretçiler için güncel ücret yaklaşık 6 Euro'dur. Müze Kart geçerlidir. |
Müze Kart | Geçerlidir, Müze Kart ile giriş ücretsizdir. |
Apollon Tapınağı'nı gezmek ne kadar sürer?
Tapınağın görkemini tam olarak yaşamak, fotoğraf çekmek ve atmosferi hissetmek için en az 1.5 - 2 saat ayırmanızı öneririz. Eğer her detayı incelemek ve bilgi panolarını okumak isterseniz bu süre daha da uzayabilir.
Didim Apollon Tapınağı'nın en önemli özelliği nedir?
En önemli özelliği, antik dünyanın en büyük ve en iyi korunmuş kehanet merkezlerinden biri olmasıdır. Ayrıca, devasa boyutları, hiç bitirilememiş olması ve ikonik Medusa başı kabartmasıyla da eşsizdir.
Kaynakça
Bu yazıyı hazırlarken, tarihin derinliklerine inmek için birçok kaynaktan faydalandık. Daha fazla akademik ve detaylı bilgi için, antik tarih konusunda güvenilir bir kaynak olan(https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-640/didim-apollon-tapinagi/) inceleyebilirsiniz.
@burakanar7042
Daha önce satın aldığınız müze kartı ile ücret ödemeden girebilirsiniz. Çok eski tarihi bi yapısı olduğu için içerde o ambiansı alıyorsunuz. Dikkatli baktığınızda taşların üzerlerinde yapıldığı döneme ait şekiller ve yazılar var. Tapınak çok eski olduğu için taşları kırılmış ve yağmur su derken bazı yerlerini ayakta tutmak ve tehlike yaratmaması adına güçlendirmişler .
@canbabacan
Muhteşem bir tapınak çevresinde yapılaşmaya izin verilmemesi eski yapıları kamulaştırılması çok iyi olmuş çok iyi kurulan 1-2 tane binayı da Kamulaştırırlarsa muhteşem olacak.Mitolojideki tanrı Apollon için yapılmış bir tapınaktır. Merdivenlerde sütunlarda o dönemdeki pazarcıları ait sembol bir isim baş harfleri kazınmış. O kadar iyi bir şekilde günümüze kadar gelmiş ki, merdivenlerdeki sembolün yanında dururkene her an Pazarcının gelip bana bağıracağını düşündüm.
@teomanteoman2905
APOLLON TAPINAĞI İON TARZINDA YAPILMIŞ DÜNYANIN EN BÜYÜK ÜÇÜNCÜ TAPINAĞI Antik çağın en iyi korunmuş tapınakları arasında sayılır. 1906-1913 yılları arasında gerçekleştirilen bilimsel kazılar ile tamamen gün ışığına çıkarılan tapınak kısmen tekrar ayağa kaldırılmışur. Aruk niteliğini kaybetmiş durumdaki mimari öğeler ile tapınak alanını çepeçevre saran bir koruma duvarı yine bu ilk kazılar evresinde inşa edilmiştir. Tapmağı dıştan saran çift sütun sırasından dolayı dipteros plan tipini gösterir. Kanonik olmayan tek öğesi daha içte uzanan, üstü açık ve tabanında taş döşeme bulunmayan avlusudur Merkezi avlu içinde şimdiye kadar kesin şekilde yeri tespit edilemeyen kutsal su kaynağı ve küçük bir tapınak. 'naiskos” bulunmakta idi. Tapınağın sıra dışı durumu bir kehanet merkezi olarak taşıdığı bu özel fonksiyona dayanmakladır. Günümüzde görülen fakat hiçbir zaman bitirilemeyen yapının inşası M.Ö. 4.53. yüzyılda başlamışur. M.Ö, 6. yüzyıla ait öncü tapınak o dönemde çok ün kazanmış. M.Ö, 5. yüzyılın başlarında Persler tarafından tahrip edilmiştir. Bugün orta avluda hala görülebilen temeller erken tapınağın kalıntılarına tanıklık eder, Orta avluda ver alan Hellenistik döneme ait naiskos M.S, 5./6. yüzyılda sökülerek yerine bir Hristiyan bazilikası inşa edilmiş, bazilika ise tapınak gibi bir deprem sonrası harap olmuştur. TAPINAĞIN KORUYUCUSU MEDUSA Medusa Görgolar adı verilen üç kız kardeşten tek ölümlü olanıdır. Gorgolar ise Yunan mitolojisinde yılan saçları olan, korkunç yüzlü ve kendilerine bakanları taşa çeviren Sihenno. Euryale ve Medusa adlı üç kız kardeşe verilen genel atlır. “Gorgo” kelimesi Yunanca “Gorgos” sözcüğünden gelir. Anlamı “korkunç. dehşet verici “dir. Bu nedenle kızların ve aralarında en çok tanınan Medusa'nın baktığı her veri taşa çevirme özelliği olduğuna inanıldığından Yunanlar. Medusa'nın başını yani yılan başlı kızı kalkanlarına, korumak istedikleri eşyalarına. binalarına. tapınaklarına zırhlarına işlemişlerdir.
@ahmetkarayilmaz
TARİHİ GEÇMIŞİ OLAN DEĞERLERDEN GEZDIKLERIM İCERISINDE GIRIŞTE GÖREVLI GİŞE PERSONELİ DE DAHIL GÜVENLIK PERSONELI YETERLI BILGI VE TECRÜBE İLE ZIYARETCI PERSONELE ALAKALI OLMA YETİSİNE SAHİP OLMADIKLARI AYRICA APOLLON TAPINAĞİ ADI ALTINDA KI TARİHİ AÇIK HAVA DA GEZI YAPILAN ALAN ICERISINDE TEMIZLIK YOK DENILECEK NOKTADA IDI..YIYIİP IÇENLER ATILARINI ATMIŞ, SIGARA IZMARITLERI ILE KİRLENMIŞ VE IDRAR YAPANLARIN OLDUĞU TARİHİ ORTAMDA KENDI AILEM DAHIL BASKA ZIYARETCILERINDE BIZIMLE BIRLIKTE TAKRIBİ EN FAZLA 30 DAKİKA GEZINMEDEN RAHATSIZ EDICI ORTAMDAN DOLAYI TARIHI KEYFIMIZI YAŞAMADAN APOLLON TAPINAGİNIN TERK EDILDIĞI GERCEGINI IFADE ETMEK DURUMUNDAYIZ ..BILHASSA TAKİP EDILEREK DAHA OLYMLU SONUCLARI N SAGLANMASI ÖNEM ARZETMEKTEDIR.
@gulcin7057
Çok büyüleyici bir yer. Ancak müze kartsız girilmiyor. Ben unuttuğum için kenardan durup seyretmek zorunda kaldım. 19.30 da ziyarete son veriliyor. En geç 18.30 da içeri girmeniz gerekiyormuş. Sonrasında içeri alınmıyor.
@halilbozca6047
4 yıldız verdim çünkü bilgilendirici tabela FAZLA yok.Mesela efeste,ayasuluk kalesinde sık sık bilgilendirici kısımlara rastlayabilirsiniz.Tapinagin sütunlari çok görkemli,Tapinakla ilgili bilgiyi edinirseniz gezmesi daha keyifli olabilir.Onun dışında küçük biryer ama yinede görülmesi gereken bir yer.TARİHÇE:Burada antik cağda insanlar dilek dilerlermiş diledikleri dilekleri rahibeler alıp rahiplere söylermiş pagan inancında.Oda tanrının kuyudan onlara sesler çıkardığını dileklerine sorularına cevap verdiklerini gider rahiplerden alıp rahibeler insanlara yanıtlarmış.Tabi bazen yalanlarda ortaya cikmis.Olay böyle devamını araştırın öyle gidin didimin merkezinde dolmuş bile var:)
@tugayerturk
Gezilip görülmesi gereken bir tarihi eser o dönemde o kadar büyük yapıtı nasıl yapıldı insanı büyülüyor ancak bu büyüyü Didim belediyesi bozuyor kişi başı girişe 50 lira istiyor 4 kişilik bir aile 200 liraya gezmek biraz pahalıya geliyor ki yarım saat kadar sürede 5 10 fotodan sonra biticek bir yapı yinede muze kartınız burda geçerli emekli öğretmen ler ücretsiz gire biliyor bence işçi insanimizda düşünülüp en fazla kişi başı 10 lira yapılsa makul hiçbir gideri olmayan yapıya kişi başı 50 lira demek tarihi hissetmek parası olana mubah demektir o yüzden 3 yıldız veriyorum ayrıca tapınağın yanında sergi ve cafeler mevcut bilginiz olsun
@ecemkosgeroglu683
Didim merkezinde yerleşim içinde kalmış küçük bir antik kent . girişte için müze kart ile girebilirsiniz ya da direk kimliğiniz ile 50 tl giriş ücreti ile girebilirsiniz. Hiç müze kartınız yok ise 60 tl verip 1 yıl geçerli müze kartına sahip olabilirsiniz. Yanınızda su getirmeniz mantıklı . İçerisi küçük devasa taş yıkıntıları mevcut . Sıcağında etkisi ile taşlardan yansıyan güneş bunaltıcı oluyor. Spor ayakkabı ya da spor sandalet ile gidilmesi daha uygun . Taş zemin engebeli , parmak arası ile yürümek zor olabilir. İçeride çok bilgilendirme tabelası yok o yüzden gölge Bi yere geçip kendiniz internetten okuyorsunuz ya da önceden okuyup gitmekte Bi seçenek. Küçük Bi alan ,1 saat max sürer hem merkezi hem de tarihi önemi açısından tatil rotasina eklenmeli.
@vuralkaya4451
Antik çağın en iyi korunmuş tapınakları arasında sayılır. 1906-1913 yılları arasında gerçekleştirilen bilimsel kazılar ile tamamen gün ışığına çıkarılan tapınak kısmen tekrar ayağa kaldırılmışur. Aruk niteliğini kaybetmiş durumdaki mimari öğeler ile tapınak alanını çepeçevre saran bir koruma duvarı yine bu ilk kazılar evresinde inşa edilmiştir. Tapmağı dıştan saran çift sütun sırasından dolayı dipteros plan tipini gösterir. Kanonik olmayan tek öğesi daha içte uzanan, üstü açık ve tabanında taş döşeme bulunmayan avlusudur Merkezi avlu içinde şimdiye kadar kesin şekilde yeri tespit edilemeyen kutsal su kaynağı ve küçük bir tapınak. 'naiskos” bulunmakta idi. Tapınağın sıra dışı durumu bir kehanet merkezi olarak taşıdığı bu özel fonksiyona dayanmakladır. Günümüzde görülen fakat hiçbir zaman bitirilemeyen yapının inşası M.Ö. 4.53. yüzyılda başlamışur. M.Ö, 6. yüzyıla ait öncü tapınak o dönemde çok ün kazanmış. M.Ö, 5. yüzyılın başlarında Persler tarafından tahrip edilmiştir. Bugün orta avluda hala görülebilen temeller erken tapınağın kalıntılarına tanıklık eder, Orta avluda ver alan Hellenistik döneme ait naiskos M.S, 5./6. yüzyılda sökülerek yerine bir Hristiyan bazilikası inşa edilmiş, bazilika ise tapınak gibi bir deprem sonrası harap olmuştur.
@teomanteoman1653
APOLLON TAPINAĞI. Apollon bir Yunan tanrısı olmasına rağmen, bazı dil bilimciler isminin Yunanca olmadığını ve asıl isminin Apello olduğunu söylemektedir. Apello kelime anlamına göre “kötülüğü def etmek” fiilinden gelir. Apollon’un doğumu, Homeros’un ilyadasının ilk dizelerinde “Leto ile Zeus’un oğlu.”, “Güzel saçlı Leto’nun saçlı Leto’nun doğurduğu.” Olarak geçmektedir. Apollon, Zeus ve Leto’nun birleşmesiyle doğmuştur. Aynı zamanda ikiz kardeşi de vardır, doğum tanrıçası Artemis. Mitolojiye göre Leto, önce Artemis’i doğurur fakat Apollon’u doğuracak gücü kalmamıştır. Artemis doğduğu gibi annesine ebelik yapar ve kardeşi Apollon’un doğumuna yardım eder. Apollon’u kafasında defne yaprağıyla betimlenmiş bir şekilde görürüz. Bunun sebebi ise çok romantiktir. Apollon, kardeşi Artemis’ın rahibelerinden Leto isimli bir kıza aşık olur ve onunla evlenmek ister. Ama Leto bunu kabul etmez ve Artemis’e onu koruması için yalvarır. Artemis ise onu defne yaprağına çevirir. Apollon böylesine güzel bir kızın kaderinin böyle olmasına çok üzülür ve defne yaprağını alıp başına koyar, başının tacı eder. Apollon’a adanan kutsal günlerde genç kız ve erkekler ellerinde defne yaprağı sallar ve dafneyi çağrıştırır. Apollon’un tam anlamıyla anlamak için sıfatlarından bir kaçına değinmemiz gerekiyor. Sanat ve müzik yeteneğine sahiptir ve bir çok efsanesi vardır. Yetenek perileri olarak nitelendirebileceğimiz Musaların da yöneticisidir aynı zamanda.
@oguzhansahin1968
M.Ö. 6 yüzyılda kutsal kaynak etrafında kahinler tarafından kehanette bulunmak için yerleşilmiştir. Zamanla Karyalılar tarafından geliştirilmiş ve tapınak halini almıştır. Dünya'nın en büyük tapınakları arasında bulunmaktadır. 122 kolon olarak etrafına sütun inşa edilemeye başlamış ama 72 tanesi tamamlanabilmiştir. Persler tarafından işgal zamanında büyük zarar görmüş ve çoğu sütun yıkılmıştır. Günümüzde bütün ihtişamı ile ayakta kalan bir kaç sütun bulunmaktadır. Herşeye rağmen tarihi dokuyu içinizde hissedebileğiniz, görülmesi gereken bir yer. Etrafında araç otoparkı, hediyelik eşya dükkanları, cafe, restaurant ve oteller var. Cafe ve restaurantlar dinlenmek için ideal. Giriş müzekart veya bilet ile yapılabiliyor.
@megapayiekipz
Yer görülmesi gereken bir tarihi alan hele taşlarda ki sanat çok güzel düşünüyorsa insan geçmişte günümüzden daha gelişmiş bir teknolojinin olduğuna inanıyor. Yani o koca koca taşları nasıl getirdiler. O yüksekliğe nasıl kaldırdılar. Gelelim çevre düzenlemesine orası hiç güzel değil giriş ücreti kişi başı 50 TL alınıyor. Karşılığında ne var hiçbir şey
@talhakul9624
Didim merkeze çok yakın. Göbekteki atlı Atatürk heykeliden yukarı doğru çıktığınızda 2 km falan mesafede. Müzakart geçiyor. Müzakart yoksa giriş 50 tl. İçeride işletme falan yok. Yani su çay kahve vs. yok. Tuvalet de yok. Ama müzenin etrafında çokça özel işletme var. Oralardan ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. İlk kez canlı gördüm tapınağı. Sütunların bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Tv de ve fotoğraflardan belli olmuyor sütunlar devasa. En iyi korunmuş olan Medusa kabartmasi birazda aslan heykeli. Arkadaki kehanet sunaginda pek bisey kalmamış. Didime geldiğinizde mutlaka uğrayın demiyorum ama uğrayın. ?
@gezim
Didim merkeze çok yakın. Göbekteki atlı Atatürk heykeliden yukarı doğru çıktığınızda 2 km falan mesafede. Müzakart geçiyor. Müzakart yoksa giriş 50 tl. İçeride işletme falan yok. Yani su çay kahve vs. yok. Tuvalet de yok. Ama müzenin etrafında çokça özel işletme var. Oralardan ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. İlk kez canlı gördüm tapınağı. Sütunların bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Tv de ve fotoğraflardan belli olmuyor sütunlar devasa. En iyi korunmuş olan Medusa kabartmasi birazda aslan heykeli. Arkadaki kehanet sunaginda pek bisey kalmamış. Didime geldiğinizde mutlaka uğrayın demiyorum ama uğrayın. ?
@coskunkeskin
Herzaman tarihi yerleri sevmiş, gezmiş o atmosferde tarihi yapılar içinde nefes almaktan zevk alan biri olarak çok beğendiğimi söylemek isterim. Lakin etrafı çok bakımsız, duvarlar uçmuş, insanlar para vermemek için duvardan atlayarak giriyor. Bu da yapının günden güne deforme olmasını , ve yapının bozulmasına sebeb oluyor. Umarım kıymetimi bilir ve koruma statüsünde güvenlik ve cevre duvarları güçlendirilir. Herkesin gidip görmesini tavsiye ederim. Kesinlikle mükemmel bir atmosver ve muhteşem bir tarihî yapı .
@cokgezen
Herzaman tarihi yerleri sevmiş, gezmiş o atmosferde tarihi yapılar içinde nefes almaktan zevk alan biri olarak çok beğendiğimi söylemek isterim. Lakin etrafı çok bakımsız, duvarlar uçmuş, insanlar para vermemek için duvardan atlayarak giriyor. Bu da yapının günden güne deforme olmasını , ve yapının bozulmasına sebeb oluyor. Umarım kıymetimi bilir ve koruma statüsünde güvenlik ve cevre duvarları güçlendirilir. Herkesin gidip görmesini tavsiye ederim. Kesinlikle mükemmel bir atmosver ve muhteşem bir tarihî yapı .