Ankara denince aklınıza sadece gri binalar ve resmi daireler mi geliyor? O zaman sizi şehrin kalbine, zamanın durduğu, her taşın bir hikaye anlattığı bir yere davet etmeme izin verin. Burası, başkentin bürokratik kimliğinin ardında sakladığı binlerce yıllık ruhu: Ankara Kalesi ve onun etrafında şekillenen Eski Şehir. Hazırsanız, sizi sıradan bir gezi listesinin çok ötesine taşıyacak, adeta bir zaman makinesine bindirecek Ankara Kalesi ve Eski Şehir Turu’nda yapılacak şeyler ile dolu bir maceraya çıkarıyorum. Bu tur, sadece tarihi yapıları görmekle kalmayacak, aynı zamanda Ankara'nın katman katman birikmiş hafızasına dokunmanızı sağlayacak.
Kalenin surlarına çıkarak panoramik şehir manzarasını izleyin
Maceramızın ilk durağı, şehrin tam ortasında bir kartal yuvası gibi duran, heybetli Ankara Kalesi. Kaleye doğru tırmanırken attığınız her adım, sizi modern dünyanın gürültüsünden uzaklaştırıp tarihin derinliklerine çekecek. Bu duvarlar kimlere tanıklık etmedi ki? Galatlardan Romalılara, Bizanslılardan Selçuklulara ve Osmanlılara kadar sayısız medeniyet, bu kalede izini bıraktı. Yaklaşık 110 metrelik bir tepeye kurulmuş olan kalenin iç ve dış surları, beşgen şeklindeki 42 kulesiyle adeta şehrin sadık bekçileri gibi.
Surların en tepesine ulaştığınızda ise sizi tüm yorgunluğunuzu unutturacak o an bekliyor: 360 derecelik nefes kesen bir Ankara manzarası. Ancak bu, sadece binalardan oluşan bir silüet değil. Gördüğünüz manzara, aslında Ankara'nın yaşayan bir sosyal ve ekonomik haritası. Gözlerinizin önünde üç farklı şehir hikayesi serilir: Hemen altınızda, daracık sokakları ve kırmızı kiremitli çatılarıyla, özenle korunmuş tarihi Osmanlı mahallesi uzanır. Bu bölge, şehrin kültürel mirasına nasıl sahip çıktığının bir kanıtıdır. Biraz daha ileriye baktığınızda, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte planlanarak inşa edilmiş modern başkentin düzenli caddelerini ve anıtsal yapılarını görürsünüz. Bu da planlı bir şehirleşmenin öyküsünü anlatır. Ve ufukta, diğer tepelere yayılan yerleşimler ise, Anadolu'dan göçle büyüyen, kendi dinamikleriyle şekillenen bir başka Ankara'yı gözler önüne serer. İşte bu yüzden kaleden bakmak, sadece bir manzarayı izlemek değil, Ankara'nın tüm gelişim evrelerini tek bir karede okumaktır.

Samanpazarı'ndaki Rahmi Koç Müzesi'ni ziyaret edin
Kalenin heybetli surlarından inip tarihi dokunun kalbine doğru ilerlediğinizde, sizi bambaşka bir sürpriz bekliyor: Ankara'nın ilk sanayi müzesi olan Rahmi Koç Müzesi. Müze, Kanuni Sultan Süleyman döneminden kalma, bir zamanlar kervanların konakladığı, malların pazarlandığı iki muhteşem handa, Çengelhan ve Safranhan'da hayat bulmuş. Bu durum, müzeyi daha kapısından girmeden özel kılıyor. Çünkü burada sadece sergilenen objeleri değil, aynı zamanda o objelerin ait olduğu çağı başlatan dönüşümün hikayesini de soluyorsunuz.

Bir düşünün; yüzlerce yıl önce develerin ve atların dinlendiği bir kervansarayın avlusunda, şimdi o dönemi tarihe gömen buharlı motorları, klasik otomobilleri ve lokomotifleri görüyorsunuz. Bu, inanılmaz bir tezat ve bir o kadar da güçlü bir anlatım sunuyor. Müzenin içindeki koleksiyon ise adeta bir harikalar diyarı. Karayolu, denizyolu ve havayolu ulaşımının en zarif örnekleri, hassas bilimsel aletler, nostaljik oyuncaklar ve bebek evleri sizi çocukluğunuza götürecek. Özellikle "Atatürk ve Ankara" bölümünde, Kurtuluş Savaşı'na ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına ait kişisel eşyaları görmek oldukça etkileyici. Bu müzeyi ve Ankara'da gezilecek diğer yerleri keşfederken, tarihin nasıl iç içe geçtiğine bizzat tanıklık edeceksiniz.
Kaleiçi'nin tarihi sokaklarındaki antikacılarda gezinin
Kalenin görkemli manzarasını ve müzenin zengin koleksiyonunu geride bıraktıktan sonra, turumuzun en keyifli ve en özgür kısmına geliyoruz: Kaleiçi'nin ruhunu keşfetmek. Burası, size bir rota çizmek yerine "kaybolmanızı" tavsiye edeceğim bir yer. Arnavut kaldırımlı daracık sokaklarda, cumbalı tarihi Ankara evlerinin arasından geçerken kendinizi bir film setinde gibi hissedeceksiniz. Her köşe başında karşınıza çıkan bakırcılar, el sanatları atölyeleri ve tabii ki antikacılar, bu bölgeyi yaşayan bir müzeye dönüştürüyor.

Müzelerdeki eserlere sadece camın arkasından bakabilirsiniz, oysa buradaki antikacı dükkanları tarihi dokunulabilir kılıyor. Bu dükkanların kapısından içeri adım attığınızda, sizi eski paraların, sararmış fotoğrafların, el dokuması kilimlerin, bakır ibriklerin ve nice yaşanmışlığın anısını taşıyan objelerin dünyası karşılıyor. Burada alışveriş yapmak, sadece bir eşya satın almak değil, aynı zamanda bir hikayeyi sahiplenmektir. Dükkan sahibiyle yapacağınız kısa bir sohbet, elinize aldığınız o eski saatin veya porselen fincanın geçmişine dair size ipuçları verebilir. Özellikle Anadolu'daki sayılı tarihi hanlardan biri olan Pirinç Han, içinde barındırdığı antikacılar ve sanat atölyeleriyle bu keşif turunun merkez üssü gibidir. Kaleye bu kadar yaklaşmışken, hemen yanı başındaki ödüllü Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni de programınıza eklemeyi unutmayın; bu iki deneyim birbirini mükemmel şekilde tamamlayacaktır.
Hazır Buraya Kadar Gelmişken...
Ankara Kalesi ve Eski Şehir turuyla şehrin tarihi kalbine unutulmaz bir yolculuk yaptınız. Ancak macera burada bitmek zorunda değil! Madem bölgenin büyüsüne kapıldınız, gezinizi birkaç durakla daha taçlandırabilirsiniz. Hemen kalenin eteklerinde yer alan ve 1997'de "Avrupa'da Yılın Müzesi" seçilen Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni ziyaret ederek Anadolu'nun binlerce yıllık arkeolojik hazinelerini keşfedebilirsiniz. Farklı bir deneyim arıyorsanız, Türkiye'nin yakın tarihine tanıklık eden ve birçok aydının yolunun geçtiği Ulucanlar Cezaevi Müzesi'ni gezebilirsiniz. Günün yorgunluğunu atmak için ise restore edilmiş konakları, sanat sokakları ve şirin kafeleriyle Hamamönü'ne uğrayıp tarihi bir atmosferde kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Kaynakça: Ankara Kalesi hakkında daha fazla resmi bilgi ve güncel duyurular için, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Kültür Portalı sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Ankara Kalesi'ne giriş ücretli mi? Ankara Kalesi'nin surlarına ve Kaleiçi sokaklarına giriş tamamen ücretsizdir. Ancak, kale içerisinde ve çevresinde bulunan Rahmi Koç Müzesi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi özel ve devlet müzelerinin kendi giriş ücretleri bulunmaktadır.
Ankara Kalesi ve çevresine en kolay nasıl ulaşılır? Ulus'ta bulunan kaleye toplu taşıma ile ulaşım oldukça kolaydır. Ulus metro istasyonundan yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Ayrıca bölgeden geçen çok sayıda otobüs hattı mevcuttur. Ek olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin hafta içi belirli saatlerde Ulus'tan kalkan ücretsiz ring servislerini de kullanabilirsiniz.
Kaleyi ve müzeleri gezmek için ne kadar zaman ayırmalıyım? Bu tur için en az yarım gün (4-5 saat) ayırmanızı tavsiye ederiz. Sadece kalenin surlarını gezip manzarayı izlemek yaklaşık 1-1.5 saat sürer. Rahmi Koç Müzesi'ni hakkıyla gezmek için en az 2-3 saat, antikacıların bulunduğu sokaklarda kaybolmak için ise en az 1 saat gerekir. Eğer yakındaki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni de eklemek isterseniz, bu geziyi tam güne yaymanız en ideali olacaktır.


English
Türkçe