Ankara'nın kalbinde, tarihin fısıltılarını taşıyan surların hemen yanı başında, zamanda donmuş gibi duran iki görkemli Osmanlı yapısı hayal edin: Kurşunlu Han ve Mahmut Paşa Bedesteni. Peki, bu asırlık duvarların ardında sizi nelerin beklediğini hiç merak ettiniz mi? Burası, sadece taş ve eserlerden oluşan bir yapı değil; Mustafa Kemal Atatürk'ün "Anadolu'nun zenginliğini sergileyecek bir Eti Müzesi" kurma vizyonunun hayat bulduğu, medeniyetlerin doğuşuna tanıklık eden kutsal bir mekân. Eğer siz de
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde yapılacak şeyler listesiyle tarihin derinliklerine unutulmaz bir yolculuğa çıkmaya hazırsanız, doğru yerdesiniz. Gelin, bu eşsiz müzeyi adım adım birlikte keşfedelim.
Hitit ve Frig dönemlerine ait eşsiz eserleri görün
Müzenin kapısından içeri adım attığınız an, sizi binlerce yıl öncesine götüren bir zaman tüneline girmiş gibi hissedersiniz. Burası, Anadolu'nun kadim halkları Hititler ve Friglerin sırlarını fısıldadığı, her biri kendi hikâyesini anlatan objelerle dolu bir hazine sandığıdır.

Hititler: İmparatorluk Kuranların ve Tanrıların Dünyası
Hitit bölümü, sizi M.Ö. 2. binyılın süper gücüyle tanıştırır. Vitrinlerdeki eserler, bu medeniyetin sadece savaşçı bir halk olmadığını; aynı zamanda derin bir inanç sistemine, karmaşık bir bürokrasiye ve yüksek bir sanat zevkine sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir. Gözünüze ilk çarpacak olan şüphesiz ki Alacahöyük'te bulunan ve Hitit sanatının simgesi haline gelen Hitit Güneş Kursu olacaktır. Rahipler tarafından dini törenlerde kullanılan bu bronz diskler, evreni ve kozmik düzeni simgeler.
Biraz ilerlediğinizde ise sizi büyüleyecek bir başka şaheserle karşılaşırsınız: İnandık Vazosu. Yaklaşık 3.600 yıllık bu pişmiş toprak vazo, üzerindeki kabartmalarla adeta bir film şeridi gibi kutsal bir evlilik törenini anlatır. Bu eserler, Hititlerin sadece imparatorluk yönetmekle kalmayıp, aynı zamanda evreni anlama ve inançlarını sanatla ifade etme çabalarını gözler önüne serer. Bu bölümdeki binlerce çivi yazılı tablet ise, imparatorluğun idari ve hukuki gücünün temelini oluşturur ve bu tabletlerin bir kısmı
UNESCO Dünya Belleği Kütüğü'ne kaydedilmiştir.
Frigler: Efsanevi Kral Midas'ın Ahşap Ustaları
Hititlerin görkemli dünyasından ayrılıp Friglerin gizemli atmosferine geçtiğinizde, sizi bambaşka bir sürpriz bekler. Tarihin genellikle taştan ve metalden ibaret olduğunu düşünürüz, ancak Frigler bu algıyı tamamen yıkar. Gordion'daki Midas Tümülüsü'nden (muhtemelen Kral Midas'ın babası Gordias'a ait) çıkarılan ve mucizevi bir şekilde günümüze ulaşan ahşap eserler, Friglerin ne denli usta zanaatkârlar olduğunu kanıtlar.
Özellikle 2.700 yıllık kakma işlemeli ahşap masa, o dönemin estetik anlayışını ve ahşap işçiliğindeki zirveyi gözler önüne serer. Bu masanın yanı sıra, yine aynı mezardan çıkan servis sehpaları ve tabureler, sizi adeta bir kralın ziyafet sofrasına davet eder. Friglerin ana tanrıçası
Matar (Kybele) kültüne adanmış heykeller ve giysileri tutturmak için kullandıkları yüzlerce süslü fibula (çengelli iğne), bu medeniyetin zengin kültürel dokusunu tamamlar. Bu eserler, taştan heykellerin soğukluğundan sıyrılıp, size tarihe dokunma hissi veren sıcak ve organik bir bağ kurma fırsatı sunar.
Tarihteki ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması tabletini inceleyin
Müzenin en çok merak edilen bölümlerinden biri, şüphesiz dünya diplomasi tarihini başlatan o efsanevi metinle ilgilidir. Kadeş Antlaşması, sadece iki imparatorluk arasındaki bir savaşı bitirmekle kalmamış, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin kurallarını binlerce yıl öncesinden belirlemiştir.

Kadeş Antlaşması: Diplomasiyi İcat Eden Metin
M.Ö. 1259 yılında, dönemin iki süper gücü olan Hitit İmparatorluğu ile Mısır arasında imzalanan Kadeş Antlaşması, tarihin bilinen ilk yazılı barış antlaşmasıdır. Hitit Kralı III. Hattuşili ve Mısır Firavunu II. Ramses arasında, Suriye toprakları üzerindeki uzun ve kanlı mücadelelerin ardından imzalanan bu metin, "eşitlik" ilkesine dayanıyordu. Antlaşma; saldırmazlık, karşılıklı askeri yardım ve siyasi sığınmacıların iadesi gibi günümüz modern diplomasisinin temelini oluşturan maddeler içeriyordu. Bu metnin önemi o kadar büyüktür ki, büyütülmüş bir kopyası bugün New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nin duvarını süslemektedir. Hititlerin başkenti Hattuşa gibi antik kentleri keşfetmek isterseniz, Ankara çevresindeki antik yerler yazımıza göz atabilirsiniz.
Ankara'nın Saklı Hazinesi: Eşsiz Bronz Tablet
İşte burada size bir yerel rehber sırrı verelim: Tarihe geçen Kadeş Antlaşması'nın Boğazköy (Hattuşa) kazılarında bulunan meşhur kil tablet kopyaları, İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin en değerli eserleri arasında sergilenmektedir. Peki, Ankara'da sizi ne bekliyor? Çok daha nadir ve özel bir parça:
Hattuşa Bronz Tableti. Bu eser, Anadolu'da bugüne kadar bulunmuş, Hitit dönemine ait tek tunç antlaşma metni olma özelliğini taşıyor. Hitit Kralı IV. Tuthaliya ile kuzeni Kurunta arasında imzalanan bu antlaşma, bir toprak düzenlemesini konu alıyor ve Hititlerin coğrafyası, idari yapısı ve krallar arası ilişkileri hakkında paha biçilmez bilgiler sunuyor. Yani Ankara'da, Kadeş'in ruhunu taşıyan ama ondan çok daha eşsiz bir diplomatik belgeyi yakından görme şansına sahipsiniz.
Müzenin etkileyici atmosferiyle "Avrupa'da Yılın Müzesi" ödülünü neden aldığını anlayın
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni özel kılan sadece içindeki paha biçilmez koleksiyon değil, aynı zamanda o koleksiyona ev sahipliği yapan tarihi dokunun kendisidir. Bu müze, modern ve soğuk bir binanın aksine, ruhu olan duvarların arasında nefes alır ve bu sayede ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunar.

Konuşan Duvarlar: Kurşunlu Han ve Mahmut Paşa Bedesteni
Müze, Fatih Sultan Mehmet dönemi vezirleri tarafından 15. yüzyılda inşa edilmiş iki muhteşem yapıdan oluşur.
Kurşunlu Han, ortasındaki avlusu, iki katlı odaları ve bir zamanlar kervanların atlarını barındıran devasa ahırıyla tipik bir Osmanlı kervansarayıdır.
Mahmut Paşa Bedesteni ise, 10 kubbesi ve tonozlu dükkânlarıyla, bir zamanlar değerli Ankara sof kumaşlarının ticaretinin yapıldığı hareketli bir kapalı çarşıydı. 1881'deki bir yangından sonra terk edilen bu yapılar, 1938'de başlayan ve 30 yıl süren titiz bir restorasyonla küllerinden doğarak müzeye dönüştürülmüştür.
Bir Ödülden Fazlası: Atmosfer ve Anlatının Mükemmel Uyumu
Peki, bu müze 1997 yılında 68 müze arasından sıyrılarak neden "Avrupa'da Yılın Müzesi" seçildi?. Bu prestijli ödülün kriterleri arasında "eşsiz atmosfer", "yaratıcı sunum" ve "toplumsal sorumluluk" gibi unsurlar bulunur. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, bu kriterlerin tamamını fazlasıyla karşılar. Paleolitik Çağ'dan başlayıp Osmanlı'ya uzanan kronolojik sergiyi, 550 yıllık bir hanın taş duvarları arasında gezmek, size başka hiçbir yerde yaşayamayacağınız otantik bir atmosfer sunar. Burada binalar, eserler için pasif birer kap değil, anlatının bir parçasıdır. Tarihin katmanları, hem vitrinlerdeki objelerde hem de yürüdüğünüz taş zeminde hayat bulur. İşte bu kusursuz bütünlük, müzeyi Avrupa'nın en iyisi yapmıştır.
Hazır Buraya Kadar Gelmişken: Kale Çevresindeki Diğer Hazineler
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki zaman yolculuğunuzu tamamladıktan sonra gezinize bu tarihi bölgede devam etmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Müzenin hemen yukarısında yer alan Ankara Kalesi'ne tırmanarak şehrin panoramik manzarasını izleyebilir, dar sokaklarında kaybolabilirsiniz. Yine yürüme mesafesindeki, Çengelhan ve Safranhan gibi tarihi hanlarda hizmet veren
Rahmi M. Koç Müzesi'ni ziyaret ederek sanayi ve teknoloji tarihine bir yolculuk yapabilirsiniz. Akşam saatlerinde ise
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi'nin takvimini kontrol ederek klasik müzik konserlerinden birine denk gelebilirsiniz. Ankara'nın tarihi dokusunda kaybolmak için daha fazla fikir arıyorsanız,kapsamlı Ankara gezi rehberimize mutlaka göz atın.
Kaynakça: Anadolu Medeniyetleri Müzesi hakkında daha fazla resmi bilgi için, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ilgili sayfasını ziyaret edebilirsiniz: Ankara Anadolu Medeniyetleri Müze Müdürlüğü.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Anadolu Medeniyetleri Müzesi nerede, giriş ücreti ne kadar ve hangi saatlerde açık?
Müze, Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Ankara Kalesi'nin hemen altında, Gözcü Sokak No:2 adresinde yer almaktadır. Ziyaret saatleri yaz ve kış dönemine göre değişmekle birlikte genellikle 08:30'da açılır ve yazın 19:00'a kadar ziyaret edilebilir. Güncel giriş ücreti ve MüzeKart geçerliliği hakkında en doğru bilgi için gitmeden önce müzenin resmi web sitesini kontrol etmenizi öneririz.
Müzeye ulaşım nasıl sağlanır? Toplu taşıma seçenekleri nelerdir?
Müzeye ulaşım oldukça kolaydır. Metro kullanıyorsanız, Kızılay-Batıkent hattındaki Ulus durağında inip yaklaşık 10-15 dakikalık bir yürüyüşle müzeye ulaşabilirsiniz. Ayrıca Ulus Meydanı'ndan geçen çok sayıda belediye otobüsü hattı da bulunmaktadır. Ankara Kalesi tabelalarını takip etmeniz yeterlidir.
Müze ziyareti ortalama ne kadar sürer ve içeride fotoğraf çekilebilir mi?
Müzenin zengin koleksiyonunu hakkıyla gezmek ve atmosferin tadını çıkarmak için en az 2-3 saat ayırmanız tavsiye edilir. Müze içerisinde, eserlere zarar vermemek koşuluyla flaşsız fotoğraf çekimine genellikle izin verilmektedir. Ancak, bazı geçici sergilerde özel kısıtlamalar olabileceğini unutmayın.


English
Türkçe