"Tüm Asya'dan kendime bu kenti seçtim" diyen Roma İmparatoru Augustus'u bu kadar etkileyen neydi? Hiç mermerin adeta can bulduğu, sokaklarında sanat ve estetiğin fısıltılarını duyabileceğiniz bir şehirde yürüdüğünüzü hayal ettiniz mi? Burası, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'e adanmış o büyülü kent: Afrodisias. Ege'nin antik kentleri arasında kaybolmuş hissediyor ve hangisinin gerçekten 'görülmeye değer' olduğunu merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz. Bu rehberde, size Afrodisias Antik Kenti'nde yapılacak şeyler listesinin en etkileyici duraklarını anlatacağım. Sadece taşlara bakıp geçmeyecek, onların hikayelerini dinleyecek ve binlerce yıl öncesinin sanatçılarıyla, gladyörleriyle, imparatorlarıyla aynı havayı soluyacaksınız.
Afrodisias'ı diğer antik kentlerden ayıran şey, sadece iyi korunmuş olması değil. Burası, Roma İmparatorluğu'nun siyasi gücü, bölgenin zengin mermer yatakları ve eşi benzeri görülmemiş bir sanatçı yeteneğinin mükemmel bir birleşimiydi. Augustus'un kişisel korumasına aldığı bu kent, bu sayede vergi muafiyeti gibi ayrıcalıklar kazanmış ve tüm enerjisini sanata ve mimariye yöneltebilmişti. İşte bu yüzden Afrodisias'ın her köşesi, bir açık hava müzesi gibidir. Hadi, zamanda bir yolculuğa çıkalım ve bu mermer başkentin sırlarını birlikte keşfedelim.
Dünyanın en iyi korunmuş antik stadyumunda bir tur atın
Afrodisias'a adım attığınızda sizi ilk şaşırtacak yapılardan biri, devasa boyutlarıyla stadyum olacak. Gözlerinizi kapatın ve bir anlığına 30.000 kişinin çığlıklarını, atların kişnemelerini, yarışmacıların nefes nefese mücadelesini hayal edin. İşte tam da o anın merkezindesiniz. Yaklaşık 270 metre uzunluğundaki bu yapı, antik dünyadan günümüze kalan en büyük ve en iyi korunmuş stadyumdur ve bu bile tek başına Afrodisias'ı görmek için yeterli bir sebep.
Peki bu stadyumu bu kadar özel kılan ne? Sadece boyutu değil, aynı zamanda ardındaki mantık. O dönemde kentin nüfusunun yaklaşık 10-15 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Ama stadyum, nüfusun neredeyse üç katı, yani tam 30.000 kişi kapasiteli. Bu durum bize Afrodisias'ın sadece kendi kendine yeten bir şehir olmadığını, aynı zamanda tüm Karia bölgesi için önemli bir çekim merkezi, bir metropol olduğunu gösteriyor. Çevre şehirlerden insanlar, Pythian oyunları olarak bilinen atletizm yarışmalarını, festivalleri ve daha sonraki dönemlerde gladyatör dövüşlerini izlemek için buraya akın ediyordu. Stadyum, kentin ekonomik motoru ve bölgesel gücünün bir simgesiydi.
Mimari olarak da bir deha ürünü. Genellikle antik stadyumların bir ucu düz olurken, Afrodisias'taki stadyumun her iki ucu da eliptik bir kavisle tasarlanmış. Bu zekice çözüm sayesinde pistin neresinde oturursanız oturun, tüm yarış alanını rahatça görebiliyordunuz. Yani 2000 yıl önce bile "kullanıcı deneyimi" düşünülmüştü! Bu devasa yapı, Ege Bölgesi Antik Kentler arasında Afrodisias'ı neden bu kadar özel kıldığının canlı bir kanıtı. Her bir oturma sırası, farklı bir hikaye anlatıyor.

Anıtsal kapı Tetrapylon'un önünde büyüleyici fotoğraflar çekin
Afrodisias gezinizin kartpostal anı, şüphesiz Tetrapylon'un önünde yaşanacak. Afrodit'in kutsal alanına açılan bu anıtsal kapı, o kadar zarif ve o kadar detaylı ki, mermerin nasıl bir dantel gibi işlenebildiğine hayret edeceksiniz. Burası sadece bir kapı değil, adeta cennete açılan bir geçit. İsmi, Yunanca "dört kapı" anlamına gelen bu yapı, dört yöne bakan dörderli sütun gruplarından oluşuyor ve tam bir görsel şölen sunuyor.
Tetrapylon'un asıl amacı işlevsel olmaktan çok, tamamen estetik ve seremoniyeldi. Afrodisiaslı mimar ve heykeltıraşların tüm ustalıklarını sergiledikleri, kentin zenginliğini ve sanatsal gücünü dosta düşmana ilan ettikleri bir "gösteriş anıtıydı". Düz, yivli, spiral yivli sütunların bir arada kullanılması, hatta bazı sütunların göz alıcı mavi mermerden yapılmış olması, bu anıtın ne kadar özel bir çalışma olduğunu kanıtlıyor. Alınlıklardaki akantus yaprakları arasından çıkan Aşk (Eros) ve Zafer (Nike) figürleri, kentin adandığı tanrıçanın ruhuna ne kadar uygun olduğunu fısıldıyor.
Bu kapının en dokunaklı detaylarından biri, Hristiyanlık döneminde merkezi kemerdeki Afrodit figürünün kabaca silinerek yerine bir haç kazınmış olmasıdır. Bu, bir inancın bitip diğerinin başladığı o büyük dönüşümün taşa kazınmış, hüzünlü bir izidir. Ama Tetrapylon'un hikayesi burada bitmiyor. 1991 yılında tamamlanan inanılmaz bir restorasyon çalışmasıyla, %85'i orijinal parçalar kullanılarak yeniden ayağa kaldırıldı. Bugün önünde durup fotoğraf çekerken, sadece antik bir kapıya değil, aynı zamanda modern bilimin ve tarihe saygının bir zaferine de tanıklık ediyorsunuz.

Afrodisias Müzesi'ndeki heykeltıraşlık okulunun eserlerine hayran kalın
Peki, Afrodisias'ı antik dünyanın sanat başkenti yapan sır neydi? Cevap, kentin hemen yanı başındaki Salbakos (Babadağ) Dağları'nın zengin, kaliteli mermer yataklarında saklı. Bu bembeyaz ve mavi-gri mermerler, M.Ö. 1. yüzyıldan M.S. 5. yüzyıla kadar, yani yaklaşık 600 yıl boyunca varlığını sürdüren efsanevi Afrodisias Heykeltıraşlık Okulu'nun can damarı oldu. Kentin zenginliği ve şöhreti, işte bu mermeri yontan usta ellerden geliyordu.
Afrodisias Müzesi'ni ziyaret etmek, bu yüzden bambaşka bir deneyim. Çünkü bu müze, eserlerin ait olduğu topraklarda, yani antik kentin tam içinde yer alıyor. Bu sayede heykelleri, lahitleri ve kabartmaları, yaratıldıkları ve sergilendikleri atmosferin içinde görüyorsunuz. Bu, paha biçilmez bir bağlam sunuyor. Müzede sizi imparatorların ve soyluların gerçeğinden ayırt edilemeyen portreleri, Akhilleus ve Penthesileia gibi mitolojik kahramanların dramatik sahneleri ve elbette kentin kimliğini tanımlayan, Anadolu'nun bereket tanrıçasıyla Yunan güzellik tanrıçasının özelliklerini birleştiren eşsiz Afrodit kült heykeli bekliyor.
Müzenin en ilginç köşelerinden biri de bitmemiş heykellerin sergilendiği bölüm. Burada sanatçıların yontu izlerini, bir figürün mermer bloktan nasıl doğduğunu adım adım görebilirsiniz. Bu, sadece bir sergi değil, 600 yıllık bir atölyenin sırlarına tanıklık etmektir. Afrodisiaslı ustalar, sadece Yunan ve Roma sanatını kopyalamadılar; kendilerine özgü, dramatik ve gerçekçi bir stil yaratarak ürettikleri eserleri Roma'dan Kuzey Afrika'ya kadar imparatorluğun dört bir yanına ihraç ettiler. Afrodisias'taki bu deneyim, onu Türkiye'nin En İyi Antik Müzeleri listesinde zirveye taşıyor. Çünkü burada sanat, toprağından koparılmamış.

Afrodisias Sonrası Rota Önerileri
Afrodisias'tan ayrılırken yanınızda sadece harika fotoğraflar değil, aynı zamanda mermere işlenmiş bir estetik ve tarih anlayışı da götüreceksiniz. Bu kent, bir kere ziyaret edilip unutulacak bir yer değil, tekrar tekrar gelinmek istenecek bir ilham kaynağı.
Hazır buraya kadar gelmişken gezinizi biraz daha zenginleştirmeye ne dersiniz?
Karacasu: Antik kente sadece 13 km uzaklıktaki Karacasu'nun meşhur toprak çömlek atölyelerini ziyaret edip kendi ellerinizle sanat yapmayı deneyebilirsiniz. Binlerce yıllık bir geleneğin modern temsilcileriyle tanışmak harika bir deneyim olacaktır.
Pamukkale (Hierapolis): Yaklaşık bir saatlik bir araba yolculuğuyla kendinizi bembeyaz travertenlerin ve Hierapolis Antik Kenti'nin büyüsüne bırakabilirsiniz. Afrodisias'ın sanatı ile Pamukkale'nin doğasını birleştirmek, unutulmaz bir Ege turu demektir.
Sırtlanini Mağarası: Doğa ve macera arayanlar için Karacasu yakınlarındaki Sırtlanini Mağarası, sarkıt ve dikitleriyle ilginç bir alternatif olabilir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Afrodisias Antik Kenti'ne nasıl gidilir? En kolay ulaşım özel araçla sağlanıyor. Aydın-Denizli karayolu üzerinde ilerlerken Kuyucak ilçesinden Karacasu yönüne sapmanız yeterli, tabelalar sizi antik kente kadar yönlendirecektir. Toplu taşıma kullanmak isterseniz, önce Nazilli'ye ulaşıp oradan Karacasu minibüslerine, Karacasu'dan da Geyre'ye (antik kentin bulunduğu mahalle) giden minibüslere binmeniz gerekiyor. Ancak bu seferlerin özellikle kış aylarında seyrek olabileceğini unutmayın.
2. Afrodisias Antik Kenti ziyaret saatleri ve giriş ücreti nedir? (2025 Tahmini) Ziyaret bilgileri sezona ve resmi duyurulara göre sıkça değişebiliyor. En güncel bilgi için gitmeden önce T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın resmi web sitesini veya müze müdürlüğünü (Tel: 0256 448 80 86) arayarak teyit etmenizi öneririz. Aşağıdaki tablo size genel bir fikir verecektir.
| Kategori | Bilgi | Notlar |
|---|---|---|
| Ziyaret Saatleri (Yaz) | Genellikle 08:00 - 19:00/20:00 | Sezonluk güncellemeler için resmi siteyi kontrol edin. |
| Ziyaret Saatleri (Kış) | Genellikle 08:30 - 17:30 | Gişe kapanış saati genellikle yarım saat öncedir. |
| Giriş Ücreti | Değişken | Güncel ücret için mutlaka resmi kaynaklara bakın. |
| Müze Kart | Geçerlidir. | Müze Kart ile giriş genellikle ücretsizdir. |
3. Afrodisias'ı gezmek için ne kadar zaman ayırmalıyım? Kentin ruhunu tam olarak hissedebilmek için en az 3-4 saat ayırmanızı öneririz. Eğer fotoğraf çekmeyi seviyor ve müzeyi detaylıca gezmek istiyorsanız, bu süre yarım güne kadar uzayabilir. Aceleye getirmeyin, mermerlerin size anlatacak çok şeyi var.
Kaynakça
Afrodisias'ın dünya çapındaki önemi hakkında daha fazla akademik bilgi edinmek ve UNESCO'nun bu eşsiz mirası neden koruma altına aldığını detaylıca okumak isterseniz, resmi Dünya Mirası Listesi sayfasını ziyaret edebilirsiniz:
Aphrodisias - UNESCO World Heritage Centre: https://whc.unesco.org/en/list/1519/


English
Türkçe

@feyzaerturk
Tarihi açıdan söylenecek çok söz yok. Etkileyici. Ancak dışarıdan bakınca sanki çok daha fazla yatırıma ihtiyaci var gibi görülüyor. Kazılacak, restore edilecek, gün yüzüne çıkarılacak alan çok gibi. Keşke bu işlere para ayırabilecek düzeye gelebilsek. Otopark icin köy adına para alınması uygulamasi burada da var. Çok anlamsız ve nahoş bir uygulama. Bu yaklaşım önlenmeli. Köyün yatırım ihtiyaci varsa başka şekilde karşılanmalı. Antik kent icindeki kafeterya en çok beton dökülen, anlamsız ve çalışmayan bir havuz yapılan ve etrafı ağaçlık olmasına rağmen oturma alanları güneş alan yerde. Ağaç altına iki sandalye bize yetmiyor.
@feyzaerturk
mükemmel, mükemmel, mükemmel... ana yola yakın ve ulaşımı çok kolay değil ama kesinlikle yoldan çıkmaya değer. belki yola uzak olduğu için bu kadar iyi korundu. halen ayakta olan be toprak altından çıkarılmış kalıntılr geçmiş medeniyetler zamanına özlem yaratıyor. şu an hiç bir sanatçının ulaşamayacağı mertebede sanatçılar, heykeltraşlar, ressanimlr yaşamış... ayakta olan tiyatrolar ve afrodisyas kral kapısı görülmwyw değer. müze içindeki ve şu ana kadar bulunmuş en büyük ve özel afrodit heykeli de çok değerli. fırsatlar bulup yekrar tekrar gelmek istiyorum. ama tam manası ile gezmek için iki tam gün gerekir belirteym.
@feyzaerturk
Eserler muhteşem ve muhteşem ötesi!! Müze ve Aprodisais antik kenti tapinak ve tiyatro hamamlari gezmek için minimum 1.5 saat ayirmaniz gerekir.. Kimler var kimler!..Akhilesus'tan tutun,Sokrates ve diğer filozoflar Valiler, Zafer Tariçalari, Afrodit ve hizmetkârları (üç güzeller), Herakles ve daha kimler kimler..Giriş 40 TL. ıçeride yiyecek için kafe ve gift dükkanı bulunmaktadır fakat biraz pahalı. Yanınızda su ve biskuvit bulundurmanızı tavsiye ederim.. 09.08.2021. Numan Serdar ŞüKüR
@feyzaerturk
Müzesi arkeolojik sit alanında bulunan ender antik şehirlerimizden biridir.Felsefe okulu, heykel atölyesi, Afrodit ve Roma imparatorları tapınakları, Psikoposluk sarayı, Tiyatro ve Hadrian hamamları, Senato ve Odeon binası, Bazilikası, iki büyük agora, özellikle güney agoranın ortasındaki devasa süs havuzu, 8 bin kişilik grekoromen tiyatrosu, 30 bin kişilik sağlam stadyumu ile ziyarete değer bir tarihi mekândır Afrodisias.Gidin, görün ve hayran kalın.Şehrin kartviziti olan Tetrapilon önünde resim çekilin.30 yılını kazılara adayan Arkeolog Kenan T.Erimi de şükranla yadedin.Mezarı son başarısı olan Dört Ayaklı Anıtsal kapının (Tetrapilon) yanındadır.Müzeye hayran kalmamak mümkün değildir.
@feyzaerturk
Ara Güler 1958 yılında Aydın'da kaybolması sonucu bu antik kentin ortaya çıkmasını sağlamis. Keşif öncesi antik kent kalıntıları köy halkı tarafından kendi medeniyetleri ile karışık şekilde kullanılıyormuş. Ara Güler'in çektiği fotoğraflarda köyde yaşayan insanlar tarafından Roma sütunları ve mimari parçaların kullanıldığı görülüyor.Örneğin tarihi lahitler bile üzüm şırası süzmek için kullanılıyor ve köyün her yeri tarihi eserlerle dolu. Bu köydeki tüm mimari yapı, Roma dönemi eserlerini barındırıyor. Keşif sonrası araştırma yapan Ara Güler hiçbir iz bulamaz ve devlet kurumlarına iletir fotoğrafları ve yazısını ancak bir dönüş alamaz. Sonra fotoğrafları Times’a gönderir. Times daha fazla fotoğraf ister ve bu köy hakkında yazı ile fotoğraflar için 10 sayfa ayırır ki bu muhteşem bir sayı. Bu şekilde keşfedilen ve dünyaya tanıtılan kentin Afrodite adanan Afrodisias Kenti olduğu anlaşılır. Sonrasında da zaten, Amerika'dan gelen ekip kazı işlemlerini yürütür. Biz gittiğimizde hala devam ediyordu çalışmalar. Buna rağmen benim gördüğüm en fazla kalıntılara sahip antik şehirdi. Muhteşem heykelleri için de ayrı bir müzesi var. Mutlaka gezilmeli.
@senolkara3858
MÖ 5. yüzyılda kurulan kent, Roma İmparatorluğu döneminde gelişmiş, MÖ 1. yüzyıl ile MS 5. yüzyıllar arasında, başta heykelcilik olmak üzere önemli bir sanat merkezi haline gelmiş, Afrodit tapınağıyla ve Afrodit adına yapılan törenlerle ün salmıştır. Kentin tanrıçası Aphrodite için yapılan tapınak kentteki en eski mermer binadır. Tapınağa ait kutsal alanın (temenos) sınırlarının belli olması bu alana tanınan sığınma hakkından dolayı önemli olmuştur. Tapınak çevresindeki yazıtlarla önce bu imtiyazın Julius Caesar ve ardılı, daha sonra da Roma İmparatoru Augustus tarafından verildiği ortaya konulmuştur.[4] MS 1. yüzyılın başlarında tamamlanan mermer tapınağın yapımında yardımcı olan seçkin yerel ailelerin isimleri sütunlar üzerine yazılmış, tapınağın kurucusu olarak kabul edilen Gaius Julius Zoilos, yaşamı boyunca Aphrodite rahibi unvanı ile onurlandırılmıştır.
@cigdema6754
Instagram hesabim dedektifkikiriki afrodisisas muhtesem bir antik kenti incir zamanında giderseniz tarihi yerleri gezerken bol bol incir de yiyebilirsiniz muzekart geçerli müze kafe var yemek yakınlarda bulabilirsiniz tarihteki önemi de çok önemli m.ö.2000 yıllarında afrodisas kraliçenin aşık bir adam kraliçesi bıçakla öldürür onun heykeli var ve heykelde bıçak izi var müzeyi gezerken bu heykel beni çok etkilemişti yani şiddet maalesef her dönemde var Akdeniz dünyasında büyük üne kavuşan, başta Roma olmak üzere, İmparatorluğun dört bir yanında imzalarını taşıyan eserleri bulunan heykeltıraşlar yetiştirmiştir. Mermer ocaklarının kente eşine az rastlanır derecede yakın olması, Aphrodisias'ın mermer heykel sanatı için yüksek kaliteli bir üretim merkezi haline gelmesinin önemli bir nedenidir.
@Rehber
Fazla kalabalık olmuyor, çok geniş bir araziye yayılmış yeşilliklerin ve ağaçların içinde kalmış antik kentimiz. İncir ve nar ağaçları çok mevsiminde gelirseniz yiyebilirsiniz. Müzekart geçerli -18,+65 yaş ve öğretmenlere ücretsiz. Otopark mevcut, müzenin kafesi var ama pahalı onun için suyunuzu ve yiyeceğinizi gelmeden önce temin edin. Heryerini gezeyim derseniz 2 saat alabilir. Müzesi harika hiçbir müzede görmediğim heykeller var. Zengin antik kent , yolu biraz sapa kalıyor onun için bu kadar tenha galiba. Bence ülkemizdeki ilk üçe girebilecek antik kentlerden. Tiyatro, tapınak ve stadyum korunmuş gayet iyi ? Müze kafesinin yanında WC var. Mutlaka gidip görün, kazı çalışmaları devam ediyor. Fotoğrafçı Ara Güler’in tesadüfen bulduğu antik kentin eskiden köy hali de fotoğraflanmış ve bir salonda sergileniyor.
@Rota Bul
Müze kartınız varsa ücretsiz olarak girebiliyorsunuz. Aracınızı otoparka bırakabilme imkanına sahipsiniz. Otopark alanı gayet yeşil ve geniş. Müze , aydın ili sınırında Karacasu ilçesine yakın bir mevkiide yer alıyor. en büyük zenginlik kaynağını kentin kuzeyinde, Babadağ eteklerinde yer alan mermer ocaklarından sağlamıştır. Afrodisias Müzesi, Afrodisias Antik Kenti kazılarında ortaya çıkartılan eserlerin sergilendiği ve Müze ile Ören yerinin iç içe olduğu ender müzelerden biridir. Aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'e adanmış Aphrodisias, anıt yapıları çok iyi korunmuş bir antik kent. Türkiye'nin en önemli arkeolojik alanlarından biri sayılan Aphrodisias, 2017'de UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedildi. Arkeolog Kenan Tevfik Erim'in 1961-1990 yılları kazılarıyla gün ışığına çıkan Aphrodisias, Roma çağında tanrıça Aphrodite (Afrodit) kültüyle tanındı ve adını da ondan aldı. Aphrodisias, antik dünyanın en iyi korunmuş stadyumuyla ünlü. 270 metrelik stadyumun çevresinde 30 bin kişilik oturma alanı yer alıyor. M.S. 500'de kiliseye çevrilen Aphrodite Tapınağı da görkemini koruyan yapılardan biri. Yedi bin kişilik beyaz mermer tiyatro da görülmeye değer. Açık hava müzeleri arasında beni şimdiye dek en çok büyüleyen burası oldu. Biz yol üstünde diye uğradık ona rağmen 1buçuk saatten fazla sürdü. Yarım gün ayırıp her bir yanını ayrı ayrı gezmek için tekrar geleceğim. Üzüldüğüm noktalardan biri mermer bir heykelin Almanya ya kaçırılması bize de yapay halinin bırakılması oldu. Bizim topraklarımızda olan kültür miraslarının müzakereler ile yeniden doğdukları topraklara getirilmesi kanaatindeyim. Müze de işe şimdiye dek görmediğim birçok heykel bulunuyor ve bir birinin hikayesi anlatılıyor. Ben çok keyifle okudum aralarından bazılarını ilk fırsatta yeniden gezmek niyetindeyim.
@gezenti
Müze kartınız varsa ücretsiz olarak girebiliyorsunuz. Aracınızı otoparka bırakabilme imkanına sahipsiniz. Otopark alanı gayet yeşil ve geniş. Müze , aydın ili sınırında Karacasu ilçesine yakın bir mevkiide yer alıyor. en büyük zenginlik kaynağını kentin kuzeyinde, Babadağ eteklerinde yer alan mermer ocaklarından sağlamıştır. Afrodisias Müzesi, Afrodisias Antik Kenti kazılarında ortaya çıkartılan eserlerin sergilendiği ve Müze ile Ören yerinin iç içe olduğu ender müzelerden biridir. Aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'e adanmış Aphrodisias, anıt yapıları çok iyi korunmuş bir antik kent. Türkiye'nin en önemli arkeolojik alanlarından biri sayılan Aphrodisias, 2017'de UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedildi. Arkeolog Kenan Tevfik Erim'in 1961-1990 yılları kazılarıyla gün ışığına çıkan Aphrodisias, Roma çağında tanrıça Aphrodite (Afrodit) kültüyle tanındı ve adını da ondan aldı. Aphrodisias, antik dünyanın en iyi korunmuş stadyumuyla ünlü. 270 metrelik stadyumun çevresinde 30 bin kişilik oturma alanı yer alıyor. M.S. 500'de kiliseye çevrilen Aphrodite Tapınağı da görkemini koruyan yapılardan biri. Yedi bin kişilik beyaz mermer tiyatro da görülmeye değer. Açık hava müzeleri arasında beni şimdiye dek en çok büyüleyen burası oldu. Biz yol üstünde diye uğradık ona rağmen 1buçuk saatten fazla sürdü. Yarım gün ayırıp her bir yanını ayrı ayrı gezmek için tekrar geleceğim. Üzüldüğüm noktalardan biri mermer bir heykelin Almanya ya kaçırılması bize de yapay halinin bırakılması oldu. Bizim topraklarımızda olan kültür miraslarının müzakereler ile yeniden doğdukları topraklara getirilmesi kanaatindeyim. Müze de işe şimdiye dek görmediğim birçok heykel bulunuyor ve bir birinin hikayesi anlatılıyor. Ben çok keyifle okudum aralarından bazılarını ilk fırsatta yeniden gezmek niyetindeyim.
@Rota Bul
Giriş çocuklara ücretsiz, büyüklere müze kart ile ücretsiz. Müze kartı Ören yeri girişindeki gişeden alabilirsiniz. Bir yıl boyunca bir defaya mahsus ödeme çıkıyor. 100 TL Antik şehir mükemmel. Çok iyi korunmuş. Palmiye havuzu, hipodrom ve tiyatro çok iyi. Girişte dijital rehber almak çok iyi olabilir. Müze ve heykeller harika. Görülmesi gereken bir antik şehir.
@Rota Bul
Müze alanı içerisindeki eski ahşap ve taş evler ile birlikte değerlendirildiğinde farklı bir ortamı olduğunu hemen hissettiriyor. Kazılarda çıkan eserler çok iyi bir şekilde sergilenmiş, geniş salonlarda sakin sakin gezebiliyorsunuz. Hem müzesi hem agorası, antik çarşısı, tapınakları ile geniş ve güzel bir alan, görülmesi gerekli...