Sheikh Muhammad al -Hazin (ks.) Tomb
- 4.67 Perfect (9 Evaluation Score)
- •
- Things to Do



Note from Local Guides
Yerel Rehberler tarafından oluşturulan bu makale bilgi vermek amacıyla oluşturulmuştur.
You can apply for a local guide to update the information on this page.
You can contact us from the contact page to become a local guide.
Features
4.67
/5.0
(9 According to Evaluation Score)
All Comments
All comments and reviews
Her kapı Allah'a açılır her Mekandan bazen mekanların huşusu ve enerjisi güzeldir burada onlardan bir tanesi peygamber torunu Hz Hüseyin dan gelen bir zat
Huzur dolu.herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken bi yer
Cuma namazı için yolumuzun üstü olduğu için gittik, pek bilindik biryer sayılmaz cami yeni yapılmış oldukça ferah,türbe içerisine girdiğimizde maneviyatı hissettik, merak edip şeyhin hayatına biraz baktım gerçekten büyük alimlerden birisiymiş, mekanı cennet olsun.
ALLAH cc. herkese nasip eylesin inşallah
Çok şükür bizede gidip görmeyi nasip etti Rabbim onların yolundan cumlemizi ayirmasin o kapıda ihlâslı olmayın cümlemize nasip eylesin inşallah Rabbim makamını Ali eylesin inşaallah
Rabbim bizleri şeylerin hürmetine affetsin
Türbede şeyhin meftun olduğu yer kilitli uzun zamandır neden kilitli diye sorduk görevliye içerde zevcesi var diyo heryerde var dedim bayanlar da girer dedi böyle bişey ne görülmüş ne duyulmuş bu sorunun çözülmesini istiyoruz corona da bitti ziyarete açılması gerekiyor şimdiden Allah razı olsun
Hayatta görmek nasip olmadı ama gidip em azından düşünmek hissetmek dua etmek bile insana huzur veriyor.
Kerkük Türklerinden olan Osman Sirâceddîn, 1896 yılında Irak'ın Biyara köyünde doğdu.Genç yaşta babasının nezaret ve terbiyesi altında dini ilimleri öğrendikten sonra Devrud ve Biyara medreselerinde eğitimini Arapça ve Farsça tamamladı. Babasının vefatından sonra Biyara Tekkesi’nde posta oturdu.1958 yılına kadar ilim ve irşad faaliyetlerini aralıksız sürdürdü. Irak’taki siyasi ortamın müsait olmayışı sebebiyle 1959’da İran’a göç etti. İran Orada ilim ve medrese ehli kişilerce takdir edilen ve saygı gösterilen Osman Sirâceddîn babasının kurduğu Durûd Tekkesi’ni yeniden faal hale getirdi. İran’ın farklı bölgelerine yaptığı seyahatler sonucu İran’ın kuzeybatısına düşen Sünnî bölgelerde ve Taliş mıntıkasındaki Hâlidî mensupları arasında güçlü bir bağ kurdu. İslam bilimleri alanında eğitim verilen 450 talebelik bir okul inşa ettirdi. Aynı zamanda, bölgede onun öncülüğünde 100'den fazla okul inşa edilmiştir. (Onun İran’da bulunduğu yaklaşık yirmi yıllık dönemde Nakşibendi mensuplarının sayısı ve etkinliklerinde artış olmuştur.) 1979 İran İslâm devriminden sonra İran’dan ayrılıp Biyara'ya geri döndü fakat o dönemde Irak ve İran arasındaki savaştan dolayı Bağdat'a geçti. Faaliyetlerini önce Irak’ta, sonra Fransa’da ve Türkiye’de sürdürmek mecburiyetinde kaldı. Türkiye 1990 yılında Türkiye'de yerleşen ve Hadımköy'deki misafirhanesinde yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçileriyle dinî sohbetlerde bulunan Osman Sirâceddîn, yanına gelen insanların maddî ve manevî rahatsızlıklarına çareler arardı. Yüzündeki tatlı tebessüm hiçbir zaman eksilmezdi. İnsanlar arasında kardeşlik, dostluk, anlaşma kokusunu yayardı. Fakir ve mutaçlara yardım eder kendisini de fakir bir kul olarak görürdü. İnsanlardan helal yemeleri için alın teri ile çalışmalarını isteyen ve onları bu yolda cesaretlendiren Osman Sirâceddîn, gençlere faydalı ilimler öğrenmeyi tavsiye ederdi.

