Nardis Jazz Club

Mekanin içi harika, istanbulun en eski ve uzun sureli jazz club ı diye biliyorum. Hemen galata kulesinin dibinde. İçi gayet ferah. Calisanlar harika

Yalnız gelenlere sandalye vermeyen, tabureye tüneten mekan. Yine de ülkede böyle yerlerin olması çok kıymetli. Iyi ki varsın Nardis!

Hersey oldukca iyi ve keyifli ama rezervasyonu alan hanimefendi kaba-azarlar-saygisiz tavri var. 1’er dakikalik iki konusmada da ayni sekilde rahatsiz ediciydi. Hic yakismamis o mekana

Ege konseri için eşimle gittik. Mekan mini ve sempatik. Oldukça kaliteli sanatçıların konserlerine ev sahipliği yapıyor. Konser başlama saatinden önce orada olmanızda yarar var. Atıştırmalık yiyecek alternatifleri ve geniş alkol menüsü var.

İstanbulda bu güzellikte nadide olan kulüplerden biri. Sahne alan sanatçılar dünya standartlarında ( hatta bir kısmı standartların da üzerinde ). Dinleyiciler birbirine gayet saygılı ve müziğe ilgili olduğundan Jazz dinleme keyfinin doruklarına ulaşabilirsiniz. Içecek çeşitleri yeterli ve fiyatlar ortalamanın biraz üzerinde, Efes Malt ın fiyatı 55 TL'ydi zannedersem. Servis görevlileri gayet ilgili ve kibar. İstanbul a uğradıkça ziyaret edilmesi kesinlikle gereken dingin bir kulüp.

Çok keyifli jazz müziği sevdirmeyi misyon edinmiş, bu doğrultuda sahne alan sanatçılara gereken ilgi ve alakayi gösteren, cazz severleri bir araya getiren küçük ama sevimli, pandemi şartlarında gönül rahatlığı ile gidip saygı ve sessizlik içinde müziğinizi dinleyebileceğiniz bir mekan?

Favori mekanlarimdan biri olup, jazz severlere son derece ayrıcalıklı bir işitsel ve görsel şölen sunan jazz kulübü. Özellikle İstanbul Jazz festivali zamanı mutlaka keyfine varın.. Üstelik birkaç gün önce 20.yıllarını kutladılar. Nice 20 yıllara!❤?

Ortam gayet güzeldi. Jazz Müziğe ilgi duyan insanların geldiği bir yer. Yemekleri ise gayet lezzetliydi.

Güzel bir mekanda iyi müzik dinleyip keyifli bir akşam geçirmek için gittiğimiz mekanda, ne yazık ki mekanın sahibi olduğunu söyleyen kişi tarafından çocuk gibi azarlandık. Müzik zaten yarım saat geç başladı. Henüz sadece çellist sahnedeyken ve müzik başlamamış iken arkadaşımla normal bir ses tonuyla sohbet ederken mekanın sahibi olduğunu söyleyen kişi yanımızda bitti ve "Sessiz olmamızı insanların oraya müzik dinlemek için geldiğini" söyledi ve hızla uzaklaştı. Sanki bizim oraya gelme amacımız farklıymış gibi. Tarzı çok kaba ve çocuk azarlar gibiydi. Sessizliğe verdikleri önemi daha nazik bir şekilde ifade edebilirdi ki ayrıca müzik başlamamıştı. Biz de bağırmıyorduk. Etrafımızdaki herkes konuşuyordu ama tabi ki Türk iki kadın daha kolay hedef olarak gözükmüş olabilir. Sonra tekrar yanımıza geldi anlayamadığımız bir nedenle, bu sefer ben yaptığı şeyin terbiyesizlik olduğunu belirttim. Aldığım cevap "ben buranın sahibiyim oldu". Gülsek mi kızsak mı bilemedik hakikaten. Kendisini buranın ilkokul değil gece kulübü olduğunu hatırlattığımda ise hızla uzaklaştı. Kendisinin tavrı bir ilkokul öğretmenini andırıyordu. Müzik iyiydi ama o azarı işetecek ve kaba davranışa maruz kalmayı tolere edebilecek kadar iyi değildi.

İstanbul'da jazz dinleyebileceğiniz en iyi yerlerden birisi. Konumu metroya çok yakın. Mekan oldukça nezih. Müşteri profili oldukça iyi. Servis konusunda hızlı sayılırlar. Oturma düzeni ve sahne sesi konusunda başarılar. Ancak belirtmek istediğim bir husus daha var ki o da menüsü böyle bir mekana göre oldukça ama oldukça yüksek. Dünyaca ünlü jazz sanatçılarını dinlemek için ödediğiniz bilet ücretine bir shot alkol alamıyorsunuz! Sanat mı ucuz yoksa alkol mü anlamsız derecede pahalı bunun yorumunu sizlere bırakıyorum...